- 377 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
Ömer dedem ile milletvekili adayı (3. yazı serisi)
Ömer dedem ile milletvekili adayı (3. yazı serisi)
Yıl 1961 yılı; haziran ayında yapılan genel seçim propagandası sırasında yaşanır, bu anlatacağım olay...
Bizim köye ait; Fırat nehrin ortasında bir adamız vardı. Fırat nehri bizim köyün hizasında ikiye ayrılırdı ve dört tarafı Fırat nehri ile çevrili bizim köye ait bir özel adaydı. Köydeki bütün komşuların burada arazileri (Tarlaları) vardı. Bizim köyün karşındaki köyünde bu adada az bir miktarda arazileri (Tarlaları) vardı. Onlarında; kendi köylerin hizasında başa bir adada vardı, bizim köy ile birlikte o adada ortak üç köyün arazisi (Tarlaları) vardı.
Karşı köyden bir vatandaş 1960 yılında bizim köyü ait bu adadaki arazinin (Tarlaların) hazine ait olduğu iddiası ile mahkemeye verir. Buradaki adaya ait bizim köylülerin Osmanlı dönemine ait tapu kayıtları ile 1937 yılına ait tapu kayıtları vardı. Ada 1500 dönüm çıkıyorsa, tapu kayıtları 1000 dönüme yakındı. Bu nedenle mahkeme devam ediyordu.
O zaman şimdiki gibi her ilçede avukat yoktu, dava vekilleri davaya bakıyordu. Bunlarda genelde ilk okula, orta okul mezunuydular. Davlardan çok da anlayan insanlar değildi, ancak bu insanlar dilekçe yazarlardı. Bu dava devam ederken, 1961 yılı haziran ayında yapılan genel seçim propagandası sırasında milletvekilli adayları köyleri gezerlerdi.
Haziran ayı olduğundan dolayı köylüler köy harmanında harmanlarını (buğday ile arpa ve samanlarını) kaldırırdı. Bizim köy harman’lığımız Malatya’ya giden ana yolun üzerindeydi.
O gün Elazığ milletvekili adaylarından; bir partiye ait bir milletvekilli adayı köyümüze gelir. Köy harmanlığın da çalışan köylülere selam verir. Merhabadan sonra, dedem Ömer derki; Ömer ağa bu sene bizim partiye köy olarak hepiniz oy veresiniz. Dedem Ömer milletvekili adayına derki, başım üstüne, yalınız bizim köyünde köyce bir sorunumuz var. Siz bize yardım yapacağına söz veriyorsanız, söz bu seçimde sizin partiye oy vereceğiz der ve köyüm mahkemelik olan davayı kendisine anlatır. O gün ki Elazığ milletvekili adayı dedeme derki; Ömer ağa siz oyları verin orası kolay yaparız...
Dedem Ömer o milletvekili adayına derki; oy vermeyenin de, sözünde durmayanın da, burada bulunanların hepsi onun; anasını, avradını neylesin mi? Bu söz üzerine milletvekili adayı neye uğradığını şaşırır ve dedeme derki Ömer ağa haydi Allah ısmarladık diyerek köyümüzden ayrılır gider.
Bu gün; Türk millete söz verip de, sözünden durmayan milletvekillerine...
Ben nerede bir Ömer göreyim ki; sözünden durmayan milletvekillerin yüzüne, ana avradını saysın ki, eşekten düşmüşlere dönsünler....
NOT: Ben bu olayın yarısını anlattım, bir o kadarı daha vardı, yazmak istemedim, anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna bile az gelir.
Resim; 1986 yılında Karakaya baraj gölü altında kalan bizim köye ayıt adayla, Fırat nehri...
Muzaffer Önler
YORUMLAR
sevgili kardeşim,
siz Alevileri ve solcu denilenleri hep CHP'ye yazsanız da , aslında öyle değil, ki bu ayıbınız.
70'li yıllar, ebemin duvardan çıkardığı ve ağladığı resmin Adnan Menderes olduğunu çok sonraları anladım ve sen sen hem Alevi ve hem de Chp demişliğimde kalmışlığındayken .
sebebi şu, reğülatör !
değirmen bildiğin işte,
suyla çalışıp, dönen.
gaz değil ama, sen ve ben gibi...
sonra.
sonrası ülke karanlığına ve öyle milletvekillerine aittir elbet,
lakin onları seçen bizken, ya bizim gelmiş ve geçmişimiz?
eyvallah.
sevgili kardeşim,
siz Alevileri ve solcu denilenleri hep CHP'ye yazsanız da , aslında öyle değil, ki bu ayıbınız.
70'li yıllar, ebemin duvardan çıkardığı ve ağladığı resmin Adnan Menderes olduğunu çok sonraları anladım ve sen sen hem Alevi ve hem de Chp demişliğimde kalmışlığındayken .
sebebi şu, reğülatör !
değirmen bildiğin işte,
suyla çalışıp, dönen.
gaz değil ama, sen ve ben gibi...
sonra.
sonrası ülke karanlığına ve öyle milletvekillerine aittir elbet,
lakin onları seçen bizken, ya bizim gelmiş ve geçmişimiz?
eyvallah.
Bu gün; Türk millete söz verip de, sözünden durmayan milletvekillerine...
Ben nerede bir Ömer göreyim ki; sözünden durmayan milletvekillerin yüzüne, ana avradını saysın ki, eşekten düşmüşlere dönsünler....
Anlamlı bir hatıradan bahsedilen ders verici bir yazıydı, kutluyorum tebrikler.
Sanırım yerel şive ile yazıldığı için düzeltilmesi gereken kelimeleri düzeltmişsiniz, onun dışında yaşanmış gerçek bir hikaye olduğu için harika.
Selamlar ve saygılarımla.
ŞÜKRÜ ATAY tarafından 10.1.2021 22:10:33 zamanında düzenlenmiştir.
Haddimi aşmak istemem önce bunu belirtmeliyim. Okudum yazıyı. Yazım yanlışlarıyla doluydu. Yeniden incelerseniz farkedeceksinizdir. Bir olay aktarılmıştı yazıda. Giriş gelişme sonuç beklemek belki her yazı için gerekmez fakat yine de bir bütünlük içinde sürmesini beklemeye hakkı vardır okuyucunun diye düşünüyorum. Barajın yok ettiği o toprak parçasının yer aldığı resmi izleyemedim, görme yeti yitimim var çünkü. Güzel olduğundan eminim. Bazan bir resim bir yazıyı, bazan bir yazı bir resmi saklar işte sinesinde. Lütfen basit bir okurun düşünceleri olarak algılayın sözlerimi. Yazmaktan uzaklaştırmak değil niyetim sizi. Kaldı ki kendisi de eleştiriye acıkmış, her yanı yanlışlıklar ve yanlışlarla dolu biriyim...
Haddimi aşmak istemem önce bunu belirtmeliyim. Okudum yazıyı. Yazım yanlışlarıyla doluydu. Yeniden incelerseniz farkedeceksinizdir. Bir olay aktarılmıştı yazıda. Giriş gelişme sonuç beklemek belki her yazı için gerekmez fakat yine de bir bütünlük içinde sürmesini beklemeye hakkı vardır okuyucunun diye düşünüyorum. Barajın yok ettiği o toprak parçasının yer aldığı resmi izleyemedim, görme yeti yitimim var çünkü. Güzel olduğundan eminim. Bazan bir resim bir yazıyı, bazan bir yazı bir resmi saklar işte sinesinde. Lütfen basit bir okurun düşünceleri olarak algılayın sözlerimi. Yazmaktan uzaklaştırmak değil niyetim sizi. Kaldı ki kendisi de eleştiriye acıkmış, her yanı yanlışlıklar ve yanlışlarla dolu biriyim...
Haddimi aşmak istemem önce bunu belirtmeliyim. Okudum yazıyı. Yazım yanlışlarıyla doluydu. Yeniden incelerseniz farkedeceksinizdir. Bir olay aktarılmıştı yazıda. Giriş gelişme sonuç beklemek belki her yazı için gerekmez fakat yine de bir bütünlük içinde sürmesini beklemeye hakkı vardır okuyucunun diye düşünüyorum. Barajın yok ettiği o toprak parçasının yer aldığı resmi izleyemedim, görme yeti yitimim var çünkü. Güzel olduğundan eminim. Bazan bir resim bir yazıyı, bazan bir yazı bir resmi saklar işte sinesinde. Lütfen basit bir okurun düşünceleri olarak algılayın sözlerimi. Yazmaktan uzaklaştırmak değil niyetim sizi. Kaldı ki kendisi de eleştiriye acıkmış, her yanı yanlışlıklar ve yanlışlarla dolu biriyim...