- 722 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Ömer dedem ile köy ağaları (2. yazı serisi)
1965 yıllarında; Elazığ’ın Fırat sahilinde, bir ağa oğlunu evlendirir. Düğüne akrabaları ile çevre köylerdeki komşularını davet eder. Birde Fırat sahil boyunda ki köy ağalarını da davet eder. Düğüne benim dedem Ömer’ide davet eder. Ömer dedem o günün şartlarına göre bir düğün hediyesi alır düğüne gider.
Akşam yemeğinden sonra gençler ayı bir odada eğlenir iken, kadınlar ile kızlar ayrı bir odada düğünün gerekli usul adetlerine göre eğlenirlerdi. Yaşlılarda misafir odasında toplanıp sohbet ederlerdi.
Düğün akşamı Fırat sahilinde gelen ağlar, misafir odasının baş köşesinde oturup sohbet etmeye başlarlar. Diğer ağalar ikide bir dedem Ömer’e söz arasında, Ömer ağa diye hitap ederler. Artık öyle bir noktaya gelir ki, dedemin sabrı taşar...
Ömer dedem şöyle söyler, oradaki ağalara; Siz ikide bir bana Ömer ağa diyorsunuz, bende size ağa diyem, siz ağa değilsiniz.
Ağa adam; veren eldir, alan el değildir. Ağa dedin mi fakir fukaranın elinde tutandır. Derdine derman olandır. Yitimi öksüzü koruyup kollayandır, ve en sonunda şöyle söyler. Siz ağa değilsiniz, siz zalimsiniz, fakir fukarayı ezen, malını mülkünü elinden alan firavunların tamda kendisiniz, yüzlerine bunları söyler.
Bir söz daha söyler; dedem bu sözü, dilden dile söylenir bizim köylerde...
Ömer dedem şöyle söyler orada bulunan ağalara; Sizin gibi ağaları, bizim köyün çimeninde beygirlerin üstüne atıyorum ki; katır doğa ki, yük yükleyeyim. Siz ağa değil, zalim siniz der ve kalkar atına biner evine gelir...
Bu gün; beygirlerin üstüne atılacak; ağalardan geçilmiyor...
Ben nerede bir Ömer göreyim ki; bugün ki ağayım diyen zalimlerin yüzüne, dedemin söylediklerini söyleyebilsin....
Not: Ömer dedemi ((( Ömer dedem (1. yazı serisi) ))) yazımdan kısaca kişiliğini yazdım...
beygir: At
Katırın babası: Eşek (Merkep)
Resim: benim köyüm, Suyatağı köyü Aksakal mezraası / Baskil Elazığ
Muzaffer Önler