- 297 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ BÖLÜM- 15
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
BÖLÜM- 15
Sabah Asayişe geldikten sonra, Kirli, ye dün Osman’la yaptığım konuşmayı anlattım. Kirli,
‘’ Geleceğine gerçekten inanıyor musun Heval?’’
‘’ İnanıyorum ama söz verdiğim gibi, ona dokunmayacağız.’’
‘’ Söz vermen iyi olmamış, tam avucumuzun içine düşmüşken yeniden peşine takılacağız.’’
‘’ Önce Büşra’nın öcünü alacağız sonrasını düşünürüz.’’
Kirli ile laflarken, Asayişin kapısı açıldı ve Osman göründü. Yanımıza gelmesi için işaret ettim. Arkadaşların hepsi üzerine atlamak için tetikte bekliyordu. Yanımıza geldi, bana bakarak,
‘’ Dün gece sizinle mi konuştum?’’
‘’Evet, ben Heval Baş komiser, arkadaşım da Kirli.’’
‘’ Tanıştığımıza memnun oldum. Hemen harekete geçelim.’’ Kirli,
‘’ Bunu Büşra Amir için yapıyorum. Heval,
‘’ Tanışma merasimi sona erdiyse hemen harekete geçelim.’’ Osman,
‘’ Acelemiz yok, önce Büşra Amirle görüştürün beni. Ona çok önemli bir şey sormam lazım.’’ Kirli,
‘’ O hastanede onunla ne işin olabilir?’’
‘’ Aramızda olan bir şey. Büşra Amir vurulduktan sonra, İhtiyar Palcu’nun yanına gitti.’’
Heval, aniden yumruk yemiş gibi sarsıldı. Bu adam İhtiyar Palcu’yu nereden tanıyordu?’’
‘’ Sen Palcu’yu nereden tanıyorsun?’’
‘’ Büşra Amirde benim gibi seçilmişlerden biri. İkimizde İhtiyar Palcu’nun talebeleriyiz. Şimdi beni Büşra Amirin yanına götürün.’’
‘’ Hastaneye gidiyoruz Kirli, şu anki durumumu oldukça ilginç bir hal almaya başladı.’’
Kirli, ben, Hansa ve Osman, Asayişten çıkarken,
‘’ Şu köşede duran sakallı polis kim?’’
‘’ Ruşen Komiser.’’
‘’ Ona ihtiyacım var oda bizle gelsin.’’
Ruşen’e işaret ettim, yanımıza gelince,
‘’ Eda, burası sende, bizden haber bekle.’’
‘’ Tamam, Baş komiserim, aklınız burada kalmasın.’’
Sirenleri açarak, yola koyulduk. Guraba acile varmamız on dakikayı bulmadı. Hepimiz birden Büşra Amirin yattığı kata çıktık. Odanın önünde bizi ailesi karşıladı.
2
Büşra, zorlukla gözlerini açıp, üzerine eğilip bakan bir çift yaşlı gözü görünce, bir an nerede olduğunu anlayamadı. Etrafını seçmeye başlayınca,
‘’ İhtiyar köftehor, beni kurtaran yine sen misin? Beni daha kaç defa kurtaracaksın?’’
‘’ Konuşarak kendini yorma kızım. Sen ve senin gibiler, Güneşe yüzünü dönen adam CONKLİN’in mirasısınız. Size yardım etmeyeceğim de kime yardım edeceğim. Rahatına bak dinlenmeye çalış.’’
‘’ Beni kuşlar mı getirdi yine?’’
‘’ Evet, iyileşmeden de gitmeyeceksin, sana yardımcı olması için seçilmişlerden birini sana yolladım.’’
‘’ Ben tanıyor muyum acaba?’’
‘’ Hem de çok yakından tanıyorsun. Hatta sen ona bir isimde taktın.’’
‘’ Ne isim takmışım?’’
‘’ Cam adam.’’
‘’ Eyvah şimdi sıçtık işte. Sen ne diyorsun Palcu? O aranan bir katil. O adamda mı seçilmişlerden?’’
‘’ Evet, o adam da seçilmişlerden. Biraz dinlen, benim dışarda biraz işim var.’’
‘’ Şimdi ben ne yapacağım Allah’ım, bana bir yol göster.’’
Karışık düşüncelerin içinde, kaybolup giderken, uykuya daldığını dahi fark etmedi. İhtiyar Palcu mağaradan çıkıp, Ant dağlarının soğuğuna rağmen terlediğini hissediyordu. CONKLİN, yardım et bana bu kızı yeniden hayata döndüreyim.’’ Ama bu sefer beklediği cevabı alamadı.
Bizim geldiğimizi gören Kıymet,
‘’ Biraz sonra annemi yoğun bakımdan çıkarıp bu odaya alacaklar.’’ Sercan, Osman’ın yanına gelerek,
‘’ Birkaç gün önce Büşra ile görüşen siz mi idiniz?’’
‘’ Evet, ama nasıl tahmin ettiniz*’’
‘’ İçgüdüm sizi işaret etti. Teşekkür ederim.’’
Biraz sonra Büşra’yı yoğun bakımdan çıkarıp odasına getirip yatağına yatırdılar. Arkadaşlarının arasında, hayal meyal Osman’ı gören Büşra, şaşkınlıkla gözlerini açarak mırıldanırcasına,
‘’ Senin burada ne işin var?’’
‘’ Dinlenmene bak Amirim daha sonra seninle uzun, uzun konuşacağız.’’
Büşra, son bir çabayla herkesin duyacağı bir sesle,
‘’ İhtiyar palcu’nun sana selamı var.’’
Heval’de dahil herkes şok olmuş bir halde Osman’a bakmaya başladı.’’ Osman, hevale bakarak,
‘’ Size söylemiştim ama inanmadınız demek. Burada işimiz şimdilik bitti Baş komiserim gidebiliriz.’’
Hastanenin bahçesine inince Osman,
‘’ Heval Baş komiserim ben Ruşen Komiserle bir yere kadar gidip sonrada Asayişe gideceğiz. Siz bizi Asayişte bekleyin.’’ Kirli,
‘’ Olmaz öyle şey bizde sizinle geliyoruz.’’
‘’ Bu gün olmaz kıyafetiniz uygun değil, işimizi bozarsın. Hadi Ruşen Komiser, yola çıkalım.’’
‘’ İnşallah beni boş, boş dolaştırmazsın Osman?’’
‘’ Yolculuk Çarşıkapı’ya. Bir sigara yakabilir miyim?’’
‘’ Yasaktan haberin yok galiba?’’
‘’ Tamam, tamam vaz geçtim, zaten on beş dakikaya kadar varmış oluruz. Sen bas gaza.’’
Trafik fazla kapalı değildi, Çarşıkapı’ya varmamız uzun sürmedi.
‘’ Soldaki sokaktan gir. Sağdan ikinci sokağın başında dur. Sen arabada kalacaksın. Karşıdaki hana gireceğim. Adamımızı bulabilirsem, en fazla on dakika sonra yanındayım.’’
‘’ Ben niye gelmiyorum?’’
‘’ Öyle icap ediyor.’’
Ruşen, arabayı kenara park edince, Osman arabadan inerek bir koşuda handan içeri girerek gözden kayboldu. Üçüncü kata tırmanarak, merdivenin tam karşısına düşen odanın kapısını çaldı. İçerden çok iyi tanıdığı ses,
‘’ Kapı açık içeri gir.’’
Kapıyı açıp içeri girdi. İçerisi zehir gibi solüsyon kokuyordu. İçeri giren adama Cemalettin,
‘’ Osman kardeşim yolun buralara düşer miydi senin?’’
‘’ Düşmezdi Cemalettin, bu koku beni öldürüyor ama yine de sana sarılmama engel olamaz.’’
‘’ Hoop orada dur bakalım Osman, Mezardan babam çıkıp gelse yanıma yakıştırmam. Mesafeye dikkat. İşin olmazsa buralara boşuna gelmezsin. Derdini söyle, çayları o zaman ısmarlayacağım.’’
‘’ O kadar zamanım yok Cemal, bana Metin Can’ın
adresi lazım.’’
‘’ Sana ters mi yaptı?’’
‘’ Ne sen sor, nede ben söyleyeyim.’’
‘’ Peki, seni zorlamayacağım. Hasan sende bize iki çay kap gel.’’
‘’ Hemen usta.’’
Çaylar gelip içilirken, Cemal Metin Can’ın kalabileceği iki adresi bir kağıda yazıp Osman’a uzattı. Osman arkadaşı ile vedalaştıktan sonra, merdivenlerden hızla inerek, handan çıktı. Osman arabaya binince, arabayı çalıştırdı.
‘’ Şimdi yolculuk nereye?’’
‘’ Asayişe gidiyoruz, bundan sonra ne yapacağımıza orada karar vereceğiz.’’
‘’ Bize yardım etmenin sebebi ne? Bir türlü anlayamıyorum Osman?’’
‘’ Büşra Amir çok iyi biliyor. Oda bana yeter.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.