Yeni Kuşak Düşünürlerin Sorunu
En büyük sorun bu aslında, eskileri rol model almak, öküz arabası ve onu çeken öküzler ile at arabası ve atları çeken atlardan ilhamla şimdi otomobillere biniyoruz, sonra bu arabaları havada, gökyüzünde koşturan nice hikayeler, efsaneler var.Trenden, helikoptere, uçağa... Nice kolaylık sağlayan buluşlar...
Ancak kırılamayan, aşılamayan bir zihin duvarı ve kafatasımız malum. Herkeste çeşitli çapta, kiminin üstünde saç var kiminde yok mesela.
Ve kadın, cins-erkek sorunları. İnsanlığın dünden bugüne aşamadığı duvarlar, engeller. 21. yy için zihin değişimi olacağı artık bir gerçek.
1995’lerden beri yeni güneş sistemleri ve yine aynı yıllardan beri insana benzeyen robot tasarımları... Mağara duvarlarına kendimizi ve çevremizdekileri çizdiğimizden beri zaman nasıl da hızlı akmış..
Yine en büyük sorunumuz, Tanrı, inanç, ruh sorunları... Yaşamak için gerekli olan enerji için yine evvelden günümüze nice badireler atlatmış bir insanlık.
Hangi ilimle düşünürseniz düşünün Bolinger bandı artık daraldı iyice, neredeyse birbirine yapışacak üst ve alt bant. Bolinger bandı ekonomi piyasalarında kullanılan bir gösterge. Su hortumu örneği ile örneklendirir yorumcular, analizciler tarafından. İtfaiye hortumuna gelen basınçlı su ile nasıl yangın söndürülürse ve hortumun çapı ne kadar kısa, genişliği dar olursa su nasıl daha çok uzağa gider ise insanlığın durumu da aynı...
İnsanlığın 10 binlerce yıllık direnç noktaları olan düşünceler;
Tanrı
Devlet-Kabile
Aile....
Bunları etkileyen dirençler;
Hastalık,
Ömrün uzunluğu,
İnsanların şekil ve renkleri-ırklar...
Lakin tüm bunlara egemen olan direnç veya destek noktası, hayal-mutlu olma, huzurlu olma ve ölüm sonrası yaşam.. En büyük direncimiz ölüm aslında.
Ölüm direncimiz hala çok yüksekte, oraya ulaşılabilir mi, o çizgi kırılır mı şimdilik şüpheli. Ölümden önceki tüm içsel ve dışsal çizgiler kırılma aşamasında...
Destek noktalarımız ise; insanların daha nasıl iyi refaha kavuşacağı ve mutlu bir biçimde yaşayacakları düşüncesi.. İşte bu noktada hep kazanan eskiler, bedel ödeten eski düşünceler, eski kuşaklar. Yenilikler acılar ile yıkımlar ile vahşetler ile gelmiş her coğrafyaya ve her kuruma.. En büyük mesele gelmekte olan son yeniliklerin, acısız, yıkımsız, vahşetsiz olmasının sağlanıp sağlanamayacağı.. Ancak bu da eğitimle, öğretimle mümkün.. Eğitimli ve öğretimli insanları dinozor düşünceler ile devamlı işkencelere maruz tutan bir kültür sanki dünya kültürü.. Eğitim ve öğretim de dirençlerini kırma noktasında.
Aslında sorun kadınların pipi sahibi olup olamayacağı veya erkeğin hamile kalıp kalamayacağı sorunu değil. Sorun tamamen soyut kavramların somutla yaratılabilmesi, somutlaştırabilme, görünür, duyulur, değer verilir kılma.
Anlık öfkeler, hafakanlar, çığırışların nedenleri daha çözüm aşamasında, çözüme hiç bu kadar yaklaşmamıştı insanlık. Enerji ihtiyacı duyduğumuz andan beridir devamlı çoğalan bir türüz. Alt veya üst tür olma, besin piramidinin durumunun neresindeyiz evrenin bilemiyoruz..
Bir geleceği nasıl yöneteceğiz bilinememekle birlikte, dinozorlar hala faal yaşadığımız dünyada. Yaşadığımız coğrafyada anlatılan ve dünyanın bir çok kıtasını etkisi altı alınan dini hikayelerden yola çıkarsak, yeni ibrahimler gerekiyor bize, yeni ademler belki de.. Atalarının tapıcılığının ötesinde bir dünya görmeye başlayan ibrahimler, Tanrıya taş taşıtan Ademler görmeye başlayan kuşaklar yetiştirmek zorundayız.
Doğaya hakim olma durumunun daha çok gerilerindeyiz, lakin bu işlerde de çıta aşılmak üzere. Suyun, toprağın, rüzgarın, ısı ve ışığın sırları gittikçe daha çok çözülmeye yakın... Işınlanma olayları da ilk örneklerini verdi, veriyor.
İnsanları dinliyorum gözlerim kapalı..
Türk, Tanrıya fırça atıyor gittikçe.. Lakin üzerinde, sırtında taşınamayacak kadar zor ağırlıklar var. Kimi spor yaparak kimi de bıkkınlığa düşerek zamanı çözmeye çalışıyor. Nafile mi olacak yeni çağ, bilemiyoruz, daha kaç nefes alıp vereceğiz bu saçmalıklar dünyasında..
Sen, yüce Tanrı, seni görevinden alıyorum. Bir işi de doğru düzgün yapsaydın keşke..
Uykum geldi, acizim. Yoruldum Y’ler, ulu Y’ler, çok yoruldum, sanırım yorgunluğa aşık oldum bir yandan da..
Birbirinize emanet olun.
Y...den.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.