- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ BÖLÜM 14
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
BÖLÜM 14
Sabah Asayişin önünde durdu ve düşünmeye başladı. Arkadaşlarına ne söyleyecekti. Bu sırada arkasından birinin seslendiğini duydu. Ses hiç yabancı gelmemişti. Arkasını dönünce, Narkotikten Cahit Komiserle burun buruna geldi.
‘’ Ne hoş sürpriz Cahit, sen buralara uğrar mıydın?’’
‘’Baş komiserim, öncelikle tebrik ederim.’’
‘’ Neden bahsediyorsun sen?’’
‘’ Sedat Amirin yerine geçtiniz.’’
‘’ Ha şu mesele, keşke Baş komiser olarak kalsaydım. Neyse sana bir şey soracağım. Ama samimi olarak cevap vereceksin.’’
‘’ Şüphen olmasın.’’
‘’ Dün çok kötü bir olaya şahit oldum. Arkadaşlarıma anlatırsam ben yara alacağım. Paylaşmazsam, arkadaşlarım yara alacak. Sen söyle ne yapmalıyım?’’
‘’ Sen çok dürüst bir insansın. Doğru olduğuna inandığın şeyi yap.’’
‘’ Siktir oradan, sende bana yıktın.’’ Dedikten sonra Cahit’e sarıldı.
‘’ Sağ ol arkadaşım. Doğru olan neyse onu yapacağım. Teşekkür ederim.’’
Asayişten içeri girdim. Beni ilk gören Hansa oldu. Arkasından bütün arkadaşlar. Heval koşarak yanıma geldi.
‘’ Seni gördüğüme çok sevindim Büşra. Bize anlatacak mısın? Yoksa işkence ederek mi konuşturalım seni?’’
‘’ Odama geçelim ama sığmayız, burada hepinizle konuşmak istiyorum. Arkadaşlar bir araya toplanın. Beni sessizce dinlemenizi istiyorum. Her şey yaptığım bir telefon görüşmesi ile başladı.’’
Arayan kimdi diye araya girdi Kirli.
‘’ Arayan günlerdir peşinden koltuğumuz, Gün batımı katili Osman’dı. Benimle görüşmek istedi. Tek şartı vardı. Buluşmaya silahsız gidecektim. Ben de öyle yaptım. İnanmazsanız çekmeceme bakın orada duruyor.’’ Heval,
‘’ Sen kafayı mı yedin Büşra?’’
Taksim’de buluşup bir kafeye girdik. Kapı yanında bir masaya karşılıklı oturduk.
‘’ Amirim, sözümü kesmeden beni dinleyin, ondan sonra ne isterseniz onu yapacağım.’’ Diye söyledi ve anlatmaya başladı. İşlediği cinayetlerin sebebini tek, tek anlattı. Anlattıkları bana pek inandırıcı gelmedi. Yanında silahım olmasa da tutuklamaya karar verdim. Ama hiç hesapta olmayan bir şey oldu. Kafeden içeri üç genç girdi. Tam bizim oturmuş olduğumuz masanın yanından geçerken, içlerinden biri bana, cinsel içerikli laf attı. İşte o anda, bu güne kadar hayatımda görmediğim bir olaya şahit oldum. Osman birden değişmeye başladı. Belki inanmayacaksınız ama camdan devasa bir adam oldu. Ve üç kişinin üzerine yürümeye başladı. Eğer müdahale etmezsem gözümün önünde onları öldürecekti. Kendimi düşünmeden, aralarına girdim. Osman’ı sakinleştirmek için yalvarmaya başladım. Bir taraftan da korkudan ölüyordum. Değiştikten sonra beni tanımayabilirdi. Allah’tan yavaş, yavaş sakinleşmeye başladı. Ve eski haline döndü. Ben iyice dağılmıştım. Kalkıp gittiğini bile fark etmedim. Anladım ki ben bu işe daha hazır değilim. Bu güne kadar bana katlandığınız için teşekkür ederim. Şimdi odama geçip, istifa mektubumu yazacağım. Her halde geçici olarak içinizden birini yerime getirirler. Hepinizden hakkınızı helal etmenizi bekliyorum. Size iyi bir Amir olamadım.
Büşra, konuşmasını bitirdikten sonra, odasına doğru yürümeye başladı. Asayişte bulunan herkes donup kalmıştı. Kendine ilk gelen Kirli oldu.
‘’ Heval, Hansa benimle gelin Amirin odasına gidiyoruz.’’
Üçümüz Büşra Amirin odasına girdik, bizi görünce,
‘’ Beni ikna etmek için geldiyseniz, boşuna zahmet etmişsiniz demektir.’’ Kirli,
‘’ İstifa etmişsin, etmemişsin umurumuzda değil. Ali gider, Veli gelir ama bizim için değişen hiçbir şey olmaz. Ben şu anda Büşra Amirle değil, kardeşim Büşra ile konuşuyorum. Birde şöyle düşün, üç kişinin hayatını kurtardın. Bunu nasıl yaptın? Kendi hayatını ortaya koyarak. İyi kumarbazlar büyük oynar. Rest çektin ve kazandın. Heval,
‘’ Zaman kaçma zamanı değil. Başladığın işi bitireceksin. Adamımızın hiç görmediğimiz yönünü gördün. Şu kesin ki, yaptıklarından kendisi de mutlu değil. Seninle tekrar irtibata geçecek. Olayı çöz ondan sonra, ne bok yersen ye.’’ Hansa,
‘’ Ben başka bir şey söylemek istiyorum. Büşra Amirin istifasını oylamaya koyalım.’’ Kirli,
‘’ Bence en uygunu da bu. Bırak istifa mektubu yazmayı oylama yapacağız. Yanımıza gel Büşra.’’
Dördümüz odadan çıkıp, arkadaşların yanına döndük. Kirli,
‘’ Arkadaşlar, Büşra Amirin istifa konusunu oylamaya karar verdik. Gitsin diyenler, Hiçbir el havaya kalkmadı.
‘’ Kalsın diyenler,’’ Bütün eller havaya kalkınca,
‘’ Güzel Amirim, oy birliği ile işinizin başında kalmanıza karar verildi. Kalıyorsunuz, yazmaya başladığınız istifa mektubunu yırtıp atabilirsiniz. Asayiş Şube böyle istedi.’’
‘’ Teşekkür ederim arkadaşlar, istifa etmekten vaz geçtim. Beni ikna ettiniz. Herkes iş başına, devriyesi olanlar devriyeye çıksın.’’ Hansa,
‘’ Sen olmasaydın ne yapardık bilemiyorum Kirli? Bu keçiyi senden başka kimse ikna edemezdi.’’
‘’ İşimiz bu Hansa’cığım, ayağını denk al senle de
2
Büşra Amirin istifadan geri dönmesinin üzerinden bir hafta geçti. Osman’ın kullandığı arabanın plakası sahte çıktı. Büşra Amir katıldığı bir operasyonda vurularak hastaneye kaldırıldı. Ağır yaralı olmasına rağmen dayanıyordu. Belki de dayanmasının sebebi, biricik kızıydı.
Asayişte Kirli arkadaşlarını toplayarak, konuşmaya başladı. ‘’ Evet arkadaşlar, benim tanıdığım Büşra bunu da atlatacaktır. Çok azımız hatırlar ama onun koruyucu meleği Palcu var. Şimdi biz önümüze bakalım. O orospu çocuğunu
kendi ellerimle boğacağım. Size bir soru soracağım. Büşra Amir, şu gördüğünüz masanın arkasına geçip oturuncaya kadar, komutayı bana veriyor musunuz? Kabul ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Aramızda Amirimiz varmış gibi, işimize dört elle sarılacağız. İkişer kişilik ekipler halinde dağılacağız. Girmediğimiz delik kalmayacak. Ta ki o puştu yakalayıp buraya getirinceye kadar.’’
Konuşmasını bitirir bitirmez, sırtını arkadaşlarına döndü. Koca adam tutamadığı gözyaşlarını bıraktı. Sessizce ağlıyordu. Heval yanına gelerek elini omuzuna koydu.
‘’ İçimiz yanıyor ama o pisliği bulacak ve önüne atacağız Kirli, sana söz veriyorum.’’
Akşam yemeğinden sonra, hep beraber televizyonun karşısına geçtiler. Sena ikisine bakıp kendi kendine gülüyordu. En sonunda annesi dayanamayıp sordu,
‘’ Kız kendi kendine ne kıkırdıyorsun?’’
‘’ Valla anne, sizin halinize gülüyorum. En sonunda bulacağım bir cami imamı nikâhınızı ben kıydıracağım. Bir birinize işkence yapıyorsunuz.’’
Bu sırada haberlerde, İstanbul Asayiş şubenin, yapmış olduğu bir operasyondan bahsediyordu. Osman birden dikkat kesildi. Zira haberde operasyon sırasında, Büşra Amirin, ağır yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını duyunca, ağzından sadece aman Allah’ım sözleri döküldü. Amiri vuran soysuzu çok yakından tanıyordu. Daha önemlisi takıldığı yeri biliyordu. Yerinde duramadı.
‘’ Remziye, ben yan odaya geçiyorum. Çok önemli telefon görüşmesi yapacağım.’’
Hemen, Büşra Amirin numarasını tuşladı.
‘’ Alo kiminle konuşuyorum?’’
‘’ Ben kıymet, lütfen başka bir zaman arayın. Şu an müsait değiliz?’’
‘’ Kızım biliyorum annen vuruldu. Ama daha önemli biriçin tekrar deneyecekler. Bana Asayişten birinin numarasını ver. Anneni vuran soysuzu ihbar edeceğim.
Kıymet’in tepkisini gören Sercan, hemen telefonu kızının elinden alarak,
‘’ Kimsiniz? Kızım müsait olmadığımızı söyledi.’’
‘’ Bana Asayiş Şubeden bisinin numarasını verin. Çok önemli. Büşra Amirin nesi olduğunuzu bilmiyorum ama Amiri vuran soysuz hakkında ihbarda bulunacağım.’’
Sercan, oyalanmadan Asayişin numarasını verdi. Osman, hemen aldığı numarayı tuşladı. Telefonu açan Leyla, adamı dinledikten sonra, ‘’ Bir dakika bekler misiniz,’’ dedi ve ‘’ baş komiserim bakar mısınız? Telefona gelin çok önemli duymanız lazım.’’
Söylenerek gelen Heval, Leyla’dan telefonu aldı.
‘’ Kimsiniz?’’
‘’ Baş komiserim, Büşra Amirin arkadaşlarından biri olduğunuzu tahmin ediyorum.’’
‘’ lafı uzatmayın niye aradın onu söyle?’’
‘’ Torbacının adı, Metin can Köylü. Büşra Amiri vuran soysuz. Bana gelince, geçen hafta Büşra Amirle buluşup görüşen adamım. Yarın Asayişe geleceğim ama bana dokunmayacaksınız söz verin.’’
‘’ Yanlış anlamadıysam, sen Osman Oymacı’sın.’’
‘’ Evet, öyle diyebiliriz.’’
‘’ Sabahtan seni Asayişte bekliyorum. Sen gel. Söz veriyorum sana kimse dokunmayacak.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.