- 291 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yargı ve ekonomi reformuna ikinci önerimdir
YARGI ve EKONOMİ REFORMUNA İKİNCİ ÖNERİMDİR
Anayasamız cumhuriyetin niteliklerini tanımlarken;
"İnsan hakları ve hukukun üstünlüğüne saygılı, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir" der.
Diğer nitelikleriyle ilgili farklı zamanlarda, makale ve kitaplarda detaylı açıklamalar yaptım.
Öncelikle, temsilde adalet, doğrudan demokrasi ve sosyal devlet ilkesinin; millete ve bireye doğrudan yansımasını sağlayınız.
1.Temsilde adalet: partilerin %10 barajıyla oyun dışında bırakılması, cunta rejiminin sözde istikrarı sağlamak için getirdiği ilkel bir kural olup, ihtiyaç duyulduğunda "siyasal ittifak" yasasıyla, örtülü olarak pasifize edilmiştir. Yine de yüzbinlerce bireysel oy tercihi, yasama organında temsil edilememektedir.
İttifak partilerle değil de milletin bütünlüğüyle yapılacaksa, seçim barajı %3 olmalı, kademeli olarak sıfırlanmalıdır.
2.Doğrudan demokrasi: Anayasamızda da yer alan, halk oylaması (referandum) en hakkaniyetli bir doğrudan demokrasi yöntemidir. Son zamanlarda, tek çare olarak yönümüzü döndüğümüz Avrupa Birliği’inde referandum sıkça yapılmaktadır.
Kısa bir dönem içinde, yirmi kez referandum yapmaya ihtiyaç hisseden İsviçre örneği iyi incelenmelidir.
Çocukluğumdan hatırlarım. "12 eylül rejiminin siyasi yasak koyduğu liderlerin yasağı kalksın mı" gibi bir konuda bile referanduma ihtiyaç hissediliyorsa;
milletin tamamını ilgilendiren, hazineye ilave yük getiren, ihalede adam kayırma riski olan konularda kesinlikle referandum yapılmalıdır. Hem böylece siyasi iradenin sorumluluk riski azalır, ibra edilmiş olur.
Zor durumda kaldığınızda bağış talep edilen yurttaş da " filan gereksiz yatırımı yaparken bana mı sordunuz" sorusunu sorma hakkını kaybederler.
Kanal İstanbul, referanfumla yapılmalıydı.
Millete güveniyorsak, iradesine de pranga vuramayız.
3.Sosyal Devlet: Sosyal devlet, elbetteki sadece muhtaçlara yardım yapan, doğal afetlerde mağdurlara destek olan bir özne ile sınırlandırılamaz.
Sosyal adaleti, toplumun her alanına yaymalıdır.
Örneğin maaş ve ücret belirlemelerinde bu denge iyi kurulmalıdır.
Ölçüleri örnek olsun diye yazıyorum, üzerinde çalışılabilir.
A) asgari ücret, üç kişilik bir ailenin yoksulluk sınırından düşük olamaz.
B)Hiç bir emekli yurttaşın maaşı, asgari ücretten düşük olamaz.
C)Üst düzey devlet memurunun maaşı, asgari ücret tutarının beş katını geçemez.
D)Milletin vekilinin maaşı, temsil ettiği asgari ücret işçisine reva gördüğü maaşın
yedi katını geçemez.
E)Bakanların maaşı, asgari ücret tutarının on katını geçemez.
F) Devlet başkanının maaşı, asgari ücret tutarının on beş katını geçemez.
Söylenecek çok söz var da bunları gündeme alabilen irade, diğerlerini de zaten düşünecektir.
Bir yurttaş olarak isteğim, gönlümden geçen budur.
Mühür sizde, yetki sizde, karar sizde.
Halkın ve hakkın adamı olmak neyi gerektiriyorsa, lütfen dürüstçe onu yapınız.
En iyi dileklerimle
Samsun, 27.11.2020
Ali Rıza Malkoç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.