- 272 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
Direksiyon Hakimiyeti Kayıtsız ve Şartsız Düşünceli İnsanların Olmalı
Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir derler... Seçimlerde gidersin, kime istersen oy verirsin, o da gelir ülkeyi yönetir bir şekilde, iyi veya kötü, beğenmezsen, bir daha ki seçimde de sandığa gömer başkasını getirirsin ülkenin başına, siyasette işler böyledir...
Direksiyon hakimiyetine gelecek olursak, kayıtsız ve şartsız şoföründür, şoförün olmasına ancak, şoför eğer ki aracını kurallara uygun kullanıyorsa, şayet kullanmıyorsa zaten biz yolcular olarak ona iyice kıllanırız... Yorgun bir şoför, alkollü bir şoför, uykusuz bir şoför her zaman ve zeminde kaza riski taşıyan bir insandır. Düşünceli insanlar geçmeli her zaman direksiyon başına...
Tek başınıza araba kullanırken veya insanları bir yerden bir yere götürürken, kamyon, minibüs, özel otomobil, her ne kullanıyorsanız kullanın, kurallara uymadınız mı, insanların canını tehlikeye atarsınız, kendi canınız ile birlikte... Bu da Allah indinde büyük vebal, büyük bir günahtır... Sonra çok zor olur bunun hesabını ahirette vermek... Yapmayın, ne kendinize, ne de başkalarının canına kıymayın...
Özellikle dini bayramlarımızda, yollarımızda büyük bir araç trafiği oluşmaktadır. İnsanlar en doğal hakları olarak tatil beldelerine ya da memleketlerine gitmek için yollara düşerler... Her ne kadar yollarımızın büyük çoğunluğu çift gidiş gelişli duble yollar olsa da yine de belli hız limitlerini zorlamamak lazım. Eğer ki 120 km. sürat ile gitmek gerekiyorsa, gideceğim yere çabuk varayım diye, orada 180 km sürat yapmayın. Küçük yerleşim yerlerinde mutlaka süratinizi düşürün, kaç km ile geçilmesi gerekiyorsa, o hızla geçin.
Beldelerde, köylerde, çok fazla koyun, keçi, köpek, tavuk gibi hayvanlar ortalıkta dolaşır, onlara da yazıktır, canları olduğunu unutmayın. Orada süratle çarptığınız bir hayvanın fazlada yaşama şansı kalmayacaktır sonrasında...
Yıllardan beri hemen hemen her karayolunda görürsünüz o meşhur afişi ve cümleyi ’’Trafik Canavarı Olmayın.’’ diye, güzel bir görseldir... Burada aklıma takılan bir konuya da önemle parmak basmakta fayda var. Babalar, anneler, çocuklarınız ne kadar ısrar ederse etsin, sakın ama sakın, ehliyet almadan, arabanızın direksiyon koltuğuna oturtmayın, önemle rica ediyorum sizden bunu... Velev ki çocuğunuz yaralanmalı veya ölümlü bir kazaya sebebiyet verirse, hem suçlu duruma düşecek, hem de vicdan azabınız sizi yerle bir edecektir ömrünüzün sonuna kadar. Gideceğiniz yere yarım saat, bir saat geç gidin, ama sağlam gidin... Kazasız günler dilerim hepinize.
YORUMLAR
Konuya ilişkin o kadar kayda değer bir anım var ki, yazmadan asla geçemem.
2000 li yılların başı, eşim, ben, 2 çocuğumuz Balıkesir'den İzmir istikametine yoldayız. O zamanlar piyasaya yeni girmiş sıfıt kl bir lada araba var altımızda. Direksiyon da eşim, yanında ben. Çocuklar arkada.
Lüxs araçlar gelip, geçiyor bizi. Sonun da sıradan bir arabamız var.
Eeeer buraya kadar herşey yolunda.Ta ki Lüxs bir Mercedes gelip bizi ful sollayıncaya kadar. Çocuklar 12-14 yaşlarında. Başladılar babaya gaz vermeye. Hadi babaaa
Hadiiii bas gaza, bas gaza.. Baba gaza geldi lada da olduğunu unuttu bile ama be gaz? Ben de kalp gitti, geldi ne fayda hiçbirini susturamıyorum, durduramıyorum.
Ey vah dedim bu bizim son anlarımız. O basit arabayla trafikte /zik, zak yaparken çok şükür ki Manisa girişinde yavaşlatmak zorunda kaldık. ÇÜNKÜÜÜ KIRMIZI IŞIK YANDI... durduk ve hayretle birbirimize baktık. Neden mi?.... MERCEDES SAĞIMIZDA
Kırmızı ışıkta öylece duruyordu.
Bu bende çok önemli bir gerçeğin ta kendisi.
Tüm hız KIRMIZI IŞIĞA KADAR Sürüyor işte biz bunu o büyük korku, endişe ve sıkıntı ile birebir yaşadık.O nun için
Tüm araç kullananlara anlatılması, yazılması, hatta keşke olsaydı CD si iletilmesi gereken gerçek bu.
KIRMIZI IŞIKTA Beraberiz...
Slm olsun dosta