KÖTÜ OLAN İNSAN MI, FİİL Mİ?
KÖTÜ OLAN İNSAN MI, FİİL Mİ?
Emekli olunca da kendini koy vermemiş, sağlığı için günlük 10.000 adımlık yürüyüş yapardı. İçerisinde yürüyüş parkuru bulunan güzel bir park alanı vardı. Yürüyüşlerini orada yapar, paraka gidiş-geliş adımlarını saymaz, 10.000 adıma dâhil etmezdi. Yolda tanıdıklarla selamlaşır, hal-hatır ederdi çünkü. Ara vermeden 10.000 adım atmam lazım derdi.
Yine günlük yürüyüşüne çıkmıştı âdeti üzere. Yolun karşı tarafından giden arkadaşı görmemişti kendisini. Görse de selam versem, diye düşünerek arkadaşına bakmaya devam etti. Önce kuvvetli bir korna sesi duydu…..Evet, burası uzay olmalıydı. Her tarafında yıldızların asılı olduğu uzay ne kadar da güzeldi. Uzayda uçuyor muydu, yoksa yüzüyor muydu? Bilemedi. Kendi bedenine baktı gayri ihtiyari, bedeni yoktu fakat kendisi vardı bedensiz olarak. Ölüm böyle bir şey mi acaba diye düşündü. Ölmüş müydü yoksa, şehadet dahi getiremeden. Sonra derin bir acı hissetti, olmayan bedeninin neresinin acıdığını bilemeden……
Acaba burası neresiydi, buraya nasıl gelmişti. Uzayı hatırlar gibi oldu birden, gözlerini zoraki açarak çevresine bakındı. Hayır hayır burası dünya idi. Bir yatakta yatıyor, baş ucunda tıbbi cihaz, kolunda serum, kafasında da müthiş bir ağırlık ve ağrı vardı. Belli ki hastaneydi burası. Yürüyüşe çıktığını hatırlar gibi oldu. Ne kadar da çok yorgundu ve uykusu vardı, tekrar uykuya dalıverdi.
Birilerinin konuşmasını duyuyordu. Bir erkek, odasında bekleyeceğini ve kendisinin uyandığında haber verilmesini istiyordu. Gözlerini araladı hafifçe, uykusunun kaçmasını istemeyenler gibi. Odada bir hemşire ile doktor olduğunu tahmin ettiği bir erkek vardı. Erkek olan gözünü açtığını görünce, “Ah Ahmet amca ah. Bizi korkuttun, kendini nasıl hissediyorsun bakalım” dedi.
Kendisini nasıl hissediyordu ki, gayet yorgundu ve kafasındaki ağırlık ve ağrı da hafiflemişti biraz. “İyiyim evladım, sağol” diyebildi. Doktor olduğu anlaşılan kişi “ Ahmet amca kaza geçirdin, büyük bir kaza. Araba çarpmış sana sen de başını kaldırıma çarpmışsın, tomografi yaptık. Durumun gayet iyi Elhamdülillah, Allah c.c. korumuş seni, yaşamanı istemiş. Biraz yorgunluk hissedersin doğaldır, istirahat et. Bu gece misafirimizsin, bir isteğin olursa butona bas, bana haber verirler, ben buradayım” dedi.
Doktor tanıdık gibi konuşuyordu. Zihni de ne kadar bulanıktı böyle, bir şey düşünemiyordu. En iyisi sormaktı galiba “ Evladım beni tanıyor musunuz?” diye sordu. Doktor “Ahmet amca tabi hatırlayamazsın şu anda, ben komşun Kemal, sarhoş Kemal” dedi. Doktor müsaade isteyerek hemşireyle birlikte odadan çıktı. Komşusu Kemal, sarhoş Kemal hatırlıyordu sanki fakat yine uykuya yenik düşmüştü bedeni.
Tam da derin uykuya dalıyordu ki birisi avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Hayır, nara atıyor, arada birde türkü söylüyordu. Kızılcıklar oldu mu, seleler doldu mu heeeey…….. Yatağından doğruldu ses binanın içinden geliyordu. Koşuşturmalar, çarpılan daire kapılarının sesleri, beddualar derken sesler kesildi. Meraklanmıştı, ne olmuştu acaba, bakmalı mıydı? Ne güzel sesler de kesilmişti yatıp uyusam iyi olur diye düşündü. Fakat uyuyamıyordu işte, merakına yenildi, üzerine gömleği geçirip evinden çıktı.
Binanın girişinde bir erkeğin yerde yattığını gördü ürkerek. Ne yapmalıydı evine mi çıkmalıydı, Acili mi aramalıydı yoksa polisi mi? Başı belaya girsin istemezdi elbette. Bir bakayım diyerek yanına yaklaştı. Üst kattaki mobilyalı eve kiracı olarak taşınalı bir ay olmamış olan gençti yatan kişi. Yanına biraz daha yaklaşınca kesif bir alkol kokusu aldı. Genç iyiden iyiye sarhoş olmalıydı, sızmış kalmıştı. Yüzünde morluklar oluşmuştu, belli ki komşular genci iyice hırpalamışlardı. Gencin o haline çok acımıştı, bir şeyler yapması gerekiyordu. Şuradan kaldırayım evine götüreyim, diye düşündü. Yine bağırıp, nara atarsa diye vazgeçti. En iyisi bu gece bende kalsın zaten evde benden başka kimse yok, dedi.
Genci yerinden kaldırması çok zor olmamıştı, zayıf biriydi. Kendinde olmadan adım da atabiliyordu. Genci evine çıkarıp, kanepeye uzattı boylu boyunca. Üzülmüştü, ne kadar da gençti, neden bu hale düşmüş, komşulardan hem sopa yemiş, hem de beddualarını almıştı. Genç için ne yapabilirdi ki.
Zaman Asrı Saadet, Allah Rasulünün S.A.V. zamanı. Alkol haram kılınmış, ashabından Nuayman ibnü Amr r.a. yine içmiş. Sonra alkol içene ceza gelmiş, Nuayman ibnü Amr r.a. yine içmiş ve bu vaziyette Allah Rasulünün S.A.V. huzuruna getirilmiş. Ashabdan kimileri “ Ya Rasulullah S.A.V. müsaade et şuna haddini bildirelim” deyince O S.A.V. “Kardeşiniz için öyle söylemeyin, bilmez misiniz ki o Allah ve Rasulünü sever “ buyurur.
Evet, inancımız gereği kötü insan yoktur, kötü fiil-günah vardır. İnsana kızmak yerine kötü fiile-günaha kızmak vardır. Kötü fiilin sahibine beddua etmek yerine, dua etmek, elinden tutmak vardır. Hem Allah Rasulü S.A.V. birkaç istisna dışında beddua etmemiş, kendisine eziyet edenlere bile dua etmemiş miydi? Öyle de yaptı Ahmet amca. Abdestini aldı 2 rekat namaz kılıp elini ve gönlünü Rabbine açtı. ” Ya Rabbi c.c. bu genç senin kulundur, kötü ahlakını iyi ahlaka çevir Ya Rabbi……..” diyerek dua etti yatmadan önce.
Uyanır uyanmaz genci yatırdığı odaya gitti doğruca. Fakat genç yerinde yok, belli ki uyanınca sessizce çıkıp gitmişti. Bir daha da genci ne Ahmet amca görebildi ne de diğer komşular. Komşular kendi aralarında konuşurken “eee sopayı yedi ki bir daha gelebilir mi buralara” diyorlardı.
Kapının sesine uyanmıştı işte. Hemşire tebessümle “Nasılsınız bakalım” dedi. Evet, gayet iyi hissediyordu kendini. Hatta günlük yürüyüşümü bile yapabilirim diye düşündü. Hemşireye “ gayet iyiyim, teşekkür ederim. Ya siz nasılsınız?” dedi. Hemşire biraz şaşkın “Hastaya bak, oda bize hal hatır soruyor. İyileşmişsin amca sen. Ben de iyiyim sağol” dedi ve elindeki evrağı uzatarak “şurayı imzalayın. Sizi göndereceğiz, hazırlanın. Yalnız Doktor Kemal Bey, ben gelmeden göndermeyin dedi. Onu bekliyoruz, geçmiş olsun” dedi ve imzalanmış evrağı alarak odadan çıktı.
Elbiselerini giyerken “ Doktor Kemal’i beklememeli, ben de onun gibi yapmalı, sessizce gitmeliyim, sarhoş Kemal gibi” dedi kendi kendine. Sarhoş Kemal, acaba bir rüya mıydı, yoksa gerçek mi? Zihnide ne kadar bulanıktı hala…..
YORUMLAR
Gerçekten yazılarınızı çok beğenerek okuyorum. Sizin gibi yazarlarımıza içtenlikle saygı duyuyorum 🌹
Ahmet amcanın duası Kemal 'in hayatında köklü bir değişiklik yapmış bence..icten edilen hangi dua kabul olmaz ki..cok beğendim yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum..selam ve dua ile..