İçimdeki sancı yargıda.2
#İnsanPosası)
Mayıs’ın ilk haftasına yüklenen umutlar 26 haziran,a sarkınca. Mesanedeki kanserden kurtulmak Haziran sonuna kalmıştı. Belki geç kaldık ama elden birşey gelmiyordu, Dünya, korona denilen lanet bir virüsün egemenliği altında ve tüm dengeler bozulmuştu..
26 haziranda Ankara üniversitesi hastanesinde yapılan operesyon ile, Mesanedeki kanser kazınarak şimdilik içimdeki kanser illetinden kurtulmuştum, ama doktorlarım kanserin kötü huylu olduğunu bildirmesi umutları gelen günlere patoloji raporu sonucunu beklemeyi dayatıyordu ..
Hastaneden taburcu olup mesaneye takılı sonta ile eve çıkmıştım. Üç gün sonra sontayı aldırmak için hastaneye gidecektim.
Covit19 virüs korkusu insanları evlerine kapanmaya zorlarken,
evimde telefonlar susmuyor komşularımın geçmiş olsun dilekleri ve moralimi yüksek tutmamı tekrar tekrar hatırlatmaları ve güzel temennileri elbette daha iyi hissettiriyordu..
Hastaneden taburcu olduğum ikinci günüm idi,
Çocuklarımın yüzlerinden bana bir şeyler söyleyeceklermiş de söyleyemelerinin tedirginliğini yaşadıklarını, hissediyordum, çocuklarımın hallerinden yüzlerinden tedirginlik okunuyordu..
Anladım ki bana söyleyemedikleri bir şeyler vardı. ama söyleyemiyorlardı.
Çocuklarıma benden neyi saklıyorsanız söyleyin diye ısrar edince.
Çocuklar az önce zil çaldığında gelen postacı olduğunu ve Adıma Cumhur başkanı tarafından asliye ceza mahkemesinde hakaret davası açıldığını söylediğinde...
Hiç şaşırmadım zaten bekliyordum dedim,
Gelen haberin beni etkilemiş olabileceğini çocuklara hissettirmemek için savcılıkta yaşadıklarımı anlattım.
Porostat ameliyatının 2 gününde Savcılığım ifadeye çağrı bildirimine 7 günlük süre dolmadan Savcının makamına gittim.
Savcı hanım sayfamda paylaşılankpaylaşımı internet’de gördüğümü hatırlıyorum
ama sayfamda paylaştığımı hatırlamıyorum dedim...
Savcı hanım sekreterine yazdırdığı ifadede ise paylaştım ama Cumhur başkanına hakaret etmek değildi kastım diye ifateyi yazdırmıştı..
odasından ve adliye binasından çıkıp, idrar sorunumu çözüp içimdeki sancıdan kurtuldukdan sonra ifadeyi okuduğumda gördüğümü anlattım çocuklarıma..
******
Zaten artık bu ülkede tesafüfen yaşıyorduk, var olan iktidardan farklı düşünen karşıt yorum yapan eleştiri yapan herkesi suçluyorlar...
Mustafa Kemal Atatürk’ün Bu güzelim Cumhuriyeti korumak, için kurduğu Cumhuriyet Savcılığı’da, artık kendi içinde parçalanarak.
Cumhuriyet’i koruyan savcılar yapılan baskılar ile azalıyor..
Artık sosyalmedyada troller
iktidardan nemalanarak çoğalıyorlardı..
İktidar’ karşıtı kim ne söyler yazar paylaşırsa potansiyel suçlu kabul ediliyordu ki benim sayfamda paylaşılanlar ile hiç bir ilgim yok birikeri aynı gün girip yapıştırdıkları resim ve yazıdan çıktı alarak yine aynı gün savcılığa suç duyurusunda bulunuyor..
Sosyal medyada insan avına çıkan yandaş avukatlar’a saray tarafından maddi destek, de hazırdı savcılığa yolladıkları her karşıt görüşlü insanın eleştiri ve halaret yazısını yakalayıp bildirim için kişi başı 3000 tl gibi par ödendiği çevremde konuşuluyordu.
Bir avukat 3-5 tane sosyal medya avcısı kullanarak sosyal medya da yakaladıkları eleştiri ve hakaret içerikli paylaşım yapanları yada karşıt bulduklarının sayfalarına saldırı yaparak muhalif yakalamış oluyor alınan parayı ortak bölüşerek çok güzel bir kazancı elde ediyor olabilirler
belki de sayramdaki o kızın yırttığı resim ile birlikte cumhurbaşkanına yapılan eleştiri yandaşların kullandığı tuzak bir paylaşım idi kim beğenirse onlar sazan gibi bu tuazağa düşürülmüşlerdi...
******
Hastaneden taburcu olduğum üçüncü günüydü.
Benim bir an önce hastaneye giderek sontamı çektirmem gerekiyordu.yoksa, sokağa çıkma yasağına yakalanacaktım, ki hafta sonu sokağa çıkma yasağı vardı, günlerden cumartesi öğrencilerin sınav günü ve saat 09 dan sonra sınava gitmeyen herkese sokağa çıkma yasağı başlayacaktı...
O yüzden bu sabah erken kalktım. Damadım hakan beni arabası ile saat 08.30 da hastaneye ulaştırdı hastaneye girerek.üroloji bölümüne çıktım. Nöbetçi doktorun yardımı ile içimdeki sonta’dan kurtuldum..
Doktorum idrar yapama’ma sorunu yaşarsan hemen hastaneye geri gelebilirmisin dedi gelirim dedim.
Yoksa iki saat hastanede bekleyip iki kez idrara çıkmam gerekiyor ondan sonra eve yollayacaktı. Ben hastaneye gelebileceğimi söyleyince! Taman gidebilirsin dedi.
Asansörle çıkış katına indim.
Hastanenin kapısından çıkıp derin bir nefes aldım, aklıma Cumhur başkanı tarafından acılan hakaret davası geldi birden, sayfamdaki o söz konusu paylaşımı daha önce internetde gördüm ama sayfamda paylaştığımı hatırlamıyorum..
Benimle hiç bir ilgisi olmayan böyle bir paylaşımı, neden paylaşayım ki.
şiirden türküye giden yol sayfamı, sayfamda sadece şiirlerimi ve özel paylaşımlarımı bir arada tutmak için açmıştım..
2019 temmuz ayı ile içimdeki kanser sızıları ki kanser olduğumu bilmiyordum Ankara üniversitesi hastanesinde prostad ameliyatı sonrası mesane kanseri olduğum ortaya çıkmıştı.
ülkede insan canı o kadar ucuzdu ki Devlet hastaneleri asla insanların sağlık sorunularını çözmüyorlardı, sadece bu gün git yarın gel. Ünye devlet hastanesi, Ankara Hastanesi. Ve Mustafa kemal Atatürk hastanedindeki üroloji doktorları, tam Üç yıldır beni oyalayıp durdular verdikleri antibiyotiklerle böbreklerimi mahvetmişler.
Nedense bir kez olsun mesaneye stestkopi yaparak mesaneye bakma ihtiyacı duymamışlardı bir ultrason testi ardından verdiler antibiyotiği o yüzden mesanedeki kanseri göremediler; böbrekleri çürüttüler
İste bu yüzden içindeki keskin sancılar bana bu sayfayı unutturmuştu, arada bir Facebook’taki sayfaya girmek istesemde, sürekli sorun yaşıyor giremiyordum.
Kafamda bir cevapsız bir soru işareti oluşuyordu. Paulsştığımı hatırlamadığını bu psylaşım benim sayfama nasıl girmişti?.
Belliki sayfam hack’lenmiş sayfama birileri girip bu paylaşımı paylaşıp oradan çıktı alarak savcılığa yetiştirmiş olmalı.
Çünkü paylaşım ile şikayet tarihi aynı gün olunca başka bir söz kalmıyor ki sayfamda bu paylaşımı sadece 7 kişi görmüş, ben bile paylaşımı savcılık soruştırmasından sonra sayfama girdiğimde gördüm, birde kopyala yapıştır olmuş kim oynadıysa sayfamda amacına ulaşmış...
Hastanenin kapısında bir anda filim şeridi gibi belleğimden bu düşünceler yoğunlsşınca
Biran düşüncelerin içinde kaybolsam da, Hastanenin önüne çıktığımda, hakan beni eve götürmek için bekliyordu, onu farkettim yanına giderek birlikte park yenine vardık oradan arabaya bindim doğru evime gittim...
Abdullah Oral..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.