Ayakları Üşümüştü.
Şimdilerde bir başka acı hayallere dalarken en şaştığı konu neydi; masasında duran bir su bardağının yanında neden 6-7 tane çay kaşığı birikiyordu. Kaşıkları yıkayıp yerine koyunca tek kaşığı yine bardağından çıkarıp örtünün üstüne bırakıyordu.
Havaların soğumasıyla yavaş yavaş ısı vermeye başlayan doğalgaz peteklerini gördükçe de, dolaylı vergilerin faturalara özel şirketler bazında bakım ve kontrol adı altında daha çok yansıtılacağı haberleri iyice acıtıyordu zihnini. Elinde olmayan güçlerin hayali yetkisine dayanarak indiriyordu cb maaşını öğretmen maaşına... Her gün okuduğu haberlerle kahrolurken nasıl aydınlığa çıkacaktı ülkesi. Dip karanlıklarla boğuşurken doğan güneş bile umut olamazken kendine, gidiyordu yavaş yavaş..
Covid hastalığı da iyiden iyiye yayılırken, sanki ateşin üzerinde yürüyor, belki de iki bin yıllık sırat köprüsü yalanının üzerine sığışarak cehennemin üstünden geçip cennetlere koşuyordu.
Aklına İshak denilen bir roman kahramanı geliyor, Ishak’la birlikte susuz ve çorak toprağını yeşertmeye başlıyordu. Başını taşa yastık niyetine koyuyor, yağmurlu zamanlarda ıslanmamak için de başını bir çulla örtebiliyordu. Başını soktuğu bir kaya altından yavaş yavaş, gün gün çıkıyor yeni evinin temellerini atıyordu dağ başındaki ovayı gören güzel bir düzlüğe. Ormanın verdiği her şeyi kullanıyor, kendi özel mülkünü inşaa ediyordu işte. Kış gelmeden iki gözlü bir ev yapmayı başarmıştı sonunda ve hiç beklemediği bir sırada karşısına çıkan ve hayat arkadaşı olacağı tavşan dudaklı kadınla tanışıyordu. İşleri daha bir hızlanıyor, evi gittikçe daha güzelleşiyordu, evlerinin çevresine de çit çekiyorlar, biraz ileride olan koyaktan da sularını taşıyorlardı. Hem birbirlerinden ürküyor hem de birbirlerine yakınlaşıyordu İnger’le.
Çok geçmeden insanların daha fazla olduğu aşağıda yaşayan köylerden bir inek ve iki keçi alabilmişti sonunda. Kah milletin tarlalarında çalışarak kah sürülerini güderek. Yine bir gün onun yanında yaşamak isteyen bir başka çift daha gelmişti, kendi toplumlarından dışlanan insanlar için sanki bir sığınak olmuştu Ishak’ın yaşadığı yer. İnger de çok dayanıklı çıkmış dağ insanının yapması gereken bir çok işi hiç gocunmadan ve zorlanmadan yapıyordu.
Bir türlü açılamadığı İnger’e nasıl açılacağını bir türlü bilemiyor, onu da kendi evlerinin az ilerisinde olan bahçelerinde çalışırken seyrettiği zamanlarda bin bir hayale dalarak yeni bir yerleşim yeri olacağını düşündüğü toprağını şenlendiriyordu çocuklarla ve çevresine gelip gelip yerleşen komşularıyla..
Bir gün yine çalışmadan dönünce Inger’in kolunun sarılı olduğu görünce ne yapacağını bilememişti. İnger’in bir şey yok demesine rağmen, aşağıdaki köye inerek gecenin kör karanlığında şifacıyı ne yapıp edip çıkarmıştı dağ başına. İnger tavşan avlamış ve tavşanın derisini yüzerken uğradığı kurt saldırısı sonrası yaralanmıştı. Kurttan kurtulmayı başarsa da kolunda diş iZleri kalmış onları da kıt imkanlar ile sarmıştı. Keşke komşuları o gün orada olsaydı, belki yardım edebilerdi diye düşünse de İshak, onların da aşağıdaki köye beraber çalışmaya gittikleri için İnger’in dağ başında hep yalnız kalmasına da çok üzülüyordu. Bu nedenle bir an önce bir köpek edinmeleri kararını vermişti içinden. Bari köpek yalnızlığını paylaşırdı İnger’in dağ başında ve korur veya haber verirdi tehlikeleri.
İnger, ne kadar ısrar etse de, onun, köylülerin tarlalarında çalışmasını istemiyordu. İnger kimi zaman diretse de, laf dinlememezliğe vursa da, Ishak’ın; eğer çalışmaya gidersen bir daha bu evde yaşayamazsın tehdidine boyun büküyor, aynı zamanda İshak’ın bu korumacı tavrından dolayı ona daha çok ısındığını hissediyordu. Her akşam onun eve gelmesini dört gözle beklese de asla bunu belli etmiyordu.
Çay bardağının yanında yeniden iki kaşık görünce bu yazının da burada bitmesi gerektiğini anlayan kılavyezan noktayı koyuyordu.
Bu gece de ayakları üşümüştü.
Ishak denilen bir garip dışlanmış
İnger hayatın sillesini yemiş varmış dağ başına
Hayat onlara güzel bir gelecek ve 20’ye yakın haneli bir yerleşim verse de
Kader, Ishak’ı ormanların içinde yalnız bırakmıştı, Inger kaçmıştı 15 yıllar sonra
Tanrı toprağı yeşertse de, kurutuyor, akıl ermiyordu her işe.
Tavsiye: Knut Hamsun- Toprak Yeşerince, romanında; hikayenin ayrıntı ve devamları...
YORUMLAR
Kimse bulunduğu halden memnun değil, kimse de yanlış yerde değil... Sevgiler... :)
Yinsani
farklı bir hikaye hayat tek düze değil elbette her zaman mutlu son yoktur akar gider yeninede
Yinsani
teşekkür ederim.
eksik olmayın.
tavşan dişli olmasın o :)
evlerinin çevresine de çit çekiyorlar - de bitişik yazılır burda bulunma hali var nesildaşım :P
İnger hangi romanda cok merak ettim :)
Kolumda ki diş işleri geçtiği zaman, yazını dişlemeye başlayacak zihnimde ki kurtlar :)
Sahir Neva tarafından 10/25/2020 3:09:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sahir Neva tarafından 10/25/2020 3:14:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
oradaki -de ayrı nesildaşım. çağır gelsin candarma.. belki başka yerde vardır yazım hatası... bulursan düzeltirim muhakkak.
knut hamsın ; toprak yeşerince...
saygı sağlık ve huzur dileklerimle..
iyi geceler nesildaşım..:)
Yinsani
bile bile yapıyorsun değil mi:)) buradaki -ki'ler bitişik nesildaşım.. kolumdaki, zihnimdeki...
ben yazıyı bir elden geçirdim, hata bulabilirsen ne ala:)..
Sahir Neva
Yinsani
Sahir Neva
Ben uyurum artık, iyi geceler nesildaşım Hoca Ekremi, Y'nin yüce gönüllü Piri, Yeiukunun ilham pınarı Yeikuday'ı, Sahir'in Neva bilmez akşamlarının nesildaşı, iyi geceler...
Yinsani
kaçıştaşlardan en güzellerine emanetsin nesildaşım.
Hayal kırıklığı
kırılan kalbin sesi buraya kadar geldi
düşünüyorum da hiç mi mutluluk yok
ben ki yıllarca mutluluğu aradım
bazen izbe sokaklarda bazen gülen yüzlerde
bazende simitçi bir çocugun fazla para aldığındaki gözlerindeki ifadede bu kadar zor mu
bu kadar ulaşılmaz mı
neden mutlu olmayı seçme hakkı verilmemiş bize
bu sorular uzar da gider
çok acı bir yerde bırakmışsın be dünyevi
benimde yüreğim üşüdü
yüreğine sağlık
Yinsani
eksik olmayın. değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Nesildaşım yani öyle bir yerde bitirdin ki ama....
Ceza buraya acil bir yeiku...
Merak ettim gerisini ben...
black_sky tarafından 10/25/2020 2:13:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
İnger hayatın sillesini yemiş varmış dağ başına
Hayat onlara güzel bir gelecek ve 20 ye yakın haneli bir yerleşim verse de
Kader Ishak'ı ormanların içinde yalnız bırakmıştı, Inger kaçmıştı 15 yıllar sonra..
Tanrı toprağı yeşertse de, kurutuyor, akıl ermiyordu her işe.