- 751 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
NEYE ŞAŞIRACAĞIMIZA ŞAŞIRIYORUZ!!!’’
Yoğun ve yorucu bir işgünün öğlenden sonrasında yakaladığım kısa süreli boşluğu ofisimdeki koltuğu hafif geriye yatırıp, güzel bir şekerleme yaparak değerlendirmeyi düşünüyordum. Ve öylede yaptım. Ofise geçip koltuğa oturup yarı uzanma pozisyonunu alıp, kısa süreli uykuya dalmaya çalışıyordum ki, o esnada odadaki televizyonun açık olduğunu son anda fark ettim. O an’ televizyonda gündüz kuşağında yayınlanan tartışma programlarından bir vardı. Normalinde televizyon uzun süreli açık olmazdı ama büyük ihtimalle ofislerin temizliğinden sorumlu hanım kardeşimiz açık bırakmıştı. Televizyonu kapatmak için uzandığım yerden masanın üzerine şöyle bir göz gezdirip uzaktan kumandayı aradım, fakat maalesef masanın üzerinde kumanda yoktu. Muhtemelen, ya birkaç adım mesafedeki toplantı masasının, ya da ortadaki sehpanın üzerinde bir yerdeydi! İyide o kadar uğraşıp koltuğu geriye yatırıp ayaklarımı uzatarak uyku pozisyonu almışken şimdi kim kalkacak ofisin içerisinde televizyonun kumandasını arayacaktı?’’ Üşengeçliğime yenik düşerek, kendi kendime aman boş ver, şunun şurasında on beş yirmi dakika kestireceksin kapat gözlerini vakit kaybetmeden uykuya dal dedim.
Gözlerimi kapatıp uyuma moduna geçmeye çalışıyordum ki, televizyondaki hanım sunucu, programa telefonla katılmış kadına -Sen nasıl bir insansın? Kocanın kardeşi ile ilişki yaşıyorsun sonrada onu da terk edip başka bir evli adama kaçıyorsun? Deyince, gözlerim yumulu halde şaşkınlığımı bastırmak için içimden; tövbe tövbe yav ne ahlaksız insanlar var deyip, inatla şekerleme yapmaya çalışsam da programa telefonla katılan bir başka kadının iddiaları benim için yeni bir şaşkınlık nedeni olmuştu.
Programa telefonla katılan kadında stüdyo da bulunan iki adam ve orta yaşın üzerinde yaşlı sayılabilecek kadına ve diğer telefon hattındaki birinci kadına hitaben;- Kocamın katili sizlersiniz. Şeklinde iddialı bir ithamda bulununca çaprazımda kalan televizyona doğru kafamı hafif çevirip, yumduğum gözlerimi açıp olayı anlamaya çalıştım. Sonra kendime telkinde bulunarak uyuman gerek boş ver şimdi televizyondakileri deyip açık olan gözlerimi kapatıp şaşkınlığımı yeniden bastırmaya çalışıp uykuya dalmak için mücadele versem de kişiler ve çarpıcı iddiaları kafama takılmıştı bir kere!’
Telefondaki birinci kadın kimdi? İkinci kadın nereden çıktı? Onun kocasının ölümüyle diğerlerinin ilgisi neydi? Stüdyoda buluna iki adam ve orta yaş üzeri yaşlı sayılabilecek kadın kimdi? Hadi onlar neyse de hiçbir şeye karışmayan bir kenarda oturmuş bekleyen yirmili yaşlardaki genç neyin nesiydi? Kafamda cevabını aradığım deli sorular dönüp durmaya başlamıştı. Ben kafamdaki soruların cevabını merak ederken televizyondaki tartışma alevlenmiş ve nihayetinde telefondakiler, stüdyodakilere, stüdyodakiler, telefondakilere, telefondakiler de bir birine hakaret etmeye başlayınca tekrar gözlerimi açtım.
Artık uyku muyku hak getire uykuyla ilgili bütün konsantrasyonum dağılmış televizyondaki programa kilitlenmiştim. Kısacası yarı uzanma konumundan olduğum koltuktan doğrulup oturma pozisyonuna geçtim. Gerçi hakaret edenlerin sesleri yayından alınıyordu ama yine de stüdyodakilerin öfkeli hallerinden ve ağız hareketlerinden telefondakilerle birbirlerine ağır küfürler ettikleri belli oluyordu. Olaylar öylesine şaşırtıcı bir hızlı gelişiyordu ki, neye şaşıracağıma şaşırıyordum.
Ancak kararlıydım, kimin ne olduğunu, olayların nasıl geliştiğini öğrenecektim. Fakat ben olan biteni anlayıp konuları çözmeye çalışırken yeni katılımcılar ve yeni iddialarla olaylar farklı bir boyut ve karmaşık bir hal almaya devam ediyordu.
( Emin olmamakla birlikte anladığım kadarıyla!’’) Stüdyodaki iki adamdan biri telefondaki birinci kadının ilk kocası, diğeri de kadının kocasını aldattığı adamın erkek kardeşi, yani kadının kayınbiraderiydi. İşin ilginç yanı İki adam da sanki hiç bir şey olmamış gibi kardeş kardeş stüdyoda yana yana oturuyorlardı. Yaşlı sayılabilecek kadın da sanırım adamların annesiydi. Telefonla en son katılan üçüncü kadın, birinci kadının hali hazırda ilişkide olduğu adamın mevcuttaki karısı idi. ikinci kadın da birinci kadının bir süre ilişki yaşadığı cinayete kurban gittiği sanılan adamın karısıydı. (yine anladığım kadarıyla) o kadında hem telefondaki birinci kadını hem de stüdyodakileri hep birlikte işbirliği yaparak kocasını öldürmekle suçluyordu! Stüdyoda hiçbir şeye karışmayan ve konuşmayan bir kenarda oturup bekleyen yirmili yaşlardaki genç kimdi? Neyin nesiydi?!’’ Onu da çözüp anlayacaktım ki, sunucu;- Yarın yeni katılımcılarla program bütün hızıyla devam edecek diyerek veda etmesi üzerine program sunan kadın sunucuya sanki beni duyuyormuş gibi kontrol dışı zihinsel bir refleksle; Yooo, o kadar uzun boylu değil. Ben daha bu bölümdeki kişileri ve olayları tam olarak çözememişken başka katılımcıların iddia ve itiraflarıyla olayların alacağı farklı boyutları yeniden çözmeye ne aklım nede psikolojim yeter diyerek yerimden kalkıp, orta sehpanın üzerinde duran kumandayı alıp televizyonu kapattım. Hemen ardından lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Uykum açılsın diye değil kusmamak için!
Sonrada aynanın karşısında yüzümü kurularken kendi kendime ne oldu bu toplumun değer yargılarına böyle diye hayatı sorguladım. Ve sonrasında şunu anladım ki, içinde olduğumuz zaman diliminde toplum, kültürel değerlerinden inanç ulviyetinden uzaklaştıkça değer yargılarını da yitirmeye başlamıştı. Yani artık utanma duygusunu kaybetmeye başlamış ve ar damarı çatlayıp, yüzünün astarı yırtılmıştı. Dolayısıyla insanlar şaşırma refleksini yitirip her şeyi kanıksar olmuştu. Öyle ya! Başka türlü o programlar nasıl insanları ekran başına kilitleyip reyting rekorları kırabilirdi ki???’’
Serhat BİNGÖL 03/10/2020
YORUMLAR
'artık hiç bir şeye şaşırmayacağım'
diyen herkes bir gün mutlaka
'o cümleyi nasıl kurmuşum'
diye şaşıracak
çünkü insanlar çıldırmış gibi
bu hale nasıl geldik sorusunun o kadar çok cevabı var ki
(din) kelimesine bile tahammülü olmayan insanlar olduk çıktık
birileri çamur atıyor
başka birileri o çamurlarla manevi değerlerimizin üzerini bir güzel kapatıyor
yani kısacası bataklığa atılmış çiçeklerimizi gün yüzüne çıkarmadıkça
gülistanlarımız olmayacak
): üzgünüm
üzgünüz...
Serhat BİNGÖL
Geç kalmışlığımın özrüyle yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
En içten saygı ve sevgilerimle..
Izzet, şeref, namus, haysiyet, utanma, arlanma, terbiye.. bunlara uzun süreli yayın yasağı getirilmiş sanki. Rutuk bunları uygulamayanları yayınlıyor. Bip yapınca bu toplumun ahlaki bozulmuyor sanılıyor.. biz tüü yaptıkça reytingler artıyor.
Toplum nereye gidiyor diyen de biz toplumun içine eden de biz. Biz diyorum çünkü izliyoruz abi, izledikçe kapanmıyor bu programlar. Sonu gelmiyor. Bizim devletimiz de buna izin veriyor. Göz yumuluyor çoğu şeye. Yeni nesili düşünen yok. Herkes şuanin derdinde. Kaymayan koltuk yapan usta arıyorlAr. Bence bu koltuk dönüyorsa ıllaki de dönerken kayacaktır :)
Serhat BİNGÖL
Geç kalmışlığımın özrüyle yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
En içten saygı ve sevgilerimle..