- 249 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anlamak Gerek XXXIV
Kolektif süreçler El tarafından veya sanal bir giydirişle söylenen El söylemi; kişisi ihtiraslar etrafındaki kolektif ilhamdan hareketle, ortaya karışık yalan durumları söylüyordu. Eğer köleci toplumun öznelerinde bir anksiyete bozukluğu varsa, bu bozukluğun %95 köleci kölece ruhla gelen baskı efektten ileri geliyordu. Gerisi belki bedeni arızalardandı.
Köleci sistem bizi hasta ediyordu. Sonrada din ile öğüt ile baskı ile korku, vaat, şiddet ile tedavi ediyordu. Dinler inançlar bu yönüyle yatıştırıcı bir müsekkindi. Veya dinler, inançlar köleci ajanlara plasebo etkisi olan cevaplardı. Daha sonra para adamları bu tedavi alanın verimini görüp kâr hırsıyla sizi tedavi edecekti.
Köleci sistem, mağara dönemi tekil hemcinslerimiz gibi sizi, başınızın çaresine bakmanızın, sizi tedirgin eden çaresizliği içinde bırakıyordu. Çaresizlik te kişiler ruh dünyası içinde temel kaygı bozukluğu olan gelecek endişesini tetikliyordu.
Çelişki şuradaydı. Kolektif yapı içinde ortaya konan kolektif sonuca göre ne olacağını, nice olacağını, sizden yana olduğunu bildiğiniz kolektif ruhun sizi korumasını bilip hissederek davranıp üretiyordunuz. Ama köleci üretim süreci sonunda mal sahiplerinin takdiri vardı. Mal sahibi takdiri olan plasebo durum içinde siz kendi başınızın çaresine bakmanın yüz yüze durumuyla kendi yalnızlığınız ile baş başa kalıyordunuz.
Kolektif ruh içinde kolektif ruh bilinci ve kolektif hisli üretim hareketi sonunda paylaşılan yarar durumlar, şimdi köleci yapı içinde El tarafında takdir ediliyordu. Kolektif üretim sonunda ortaya konan genel yarar; köleci yapı içinde mülkün sahibi olan kişi yararı ve kişi takdiri oluyordu.
Kolektif üretim sonunda yeteneğine ve ihtiyacına göre alınan zorunlu pay köleci sistem içinde lütfedilen tutuma dönüşmesi nedenle, kolektif ve özgecil olan kişiler birden bencil ruh korumalı tavır olan kişisi kaygılar içine giriyordular.
Köleci yapı, El mülkü sayılmakla pay pay edilmiş bir doğa sahipliği nedenle sizin eskisi gibi avcı toplayıcı tutumla doğaya ulaşıp, kendi temel sağlamalarınızı yapmanıza da engeldi. El mülküne hiçbir şekilde izinsiz giremezdiniz. Bu durum anksiyeteyi oluşmakta, oluşması önlenemez tutumdu.
Kişi kolektif ruhun garanti oluşumu içindeyken birden kolektif koruyuculuktan ve doğaya ulaşma engelinden yoksun kalmıştı. Kolektif koruyuculuktan yoksun kalıp doğadaki sağlamaya ulaşamaması nedenle panikleyen kişi, kendi bencil ruh girişimli kaygılarıyla anksiyeteydi.
İşte burjuva demokrasisi sizi kaygı içinde tutarken ortaya çıkan kaygı bozukluları olan anksiyeteyi de tedavi ediyordu. Sözgelimi tedavinin de cinsel performans bozukluğu, burun tıkanıklığı gibi yapay, ön görülmeyen yüzlerle yan etkisi vardı!
Bunlar da El düzenli süreç içinde ‘El ‘in lütfuydu!’ Ön görülmeyen bu yan etkiler de sözgelimi viyagra ilacı gibi yeni çözümlerle, pardon yan etkilerle kâr üstüne kâra dönüşüyordu!
Yani sömüren köleci ve El düzenli sistem size üretim yaptırırken sizi zorunlu olarak kolektif işleyiş güvencesi içinde tutuyordu. Üretim yaptıktan sonra da lütuf, merhamet, inayet, himmet, ihsan, rızk gibi plasebo durumlarla ücret ve maaşlarla, ekmeğini taştan çıkarmayı teşvik ediyordu!
Ekmeğini taştan çıkarma köleci sistemin uydurduğu bir plasebo (etkisiz, yalan, kandırıcı) söylemdi. Tarihte böylesi bir ekmeği taştan çıkarır süreç ve başlangıç yoktur. Sağlamaların hayat pahasına zorlukları, meşakkati vardır, lakin ekmeği taştan çıkarma yoktur. Kolektif süreçler El adamları arasında, El takdirine göre pay edildikten sonara, süreç bu paylaşımın üs sel belirimine göre gelişti.
Biri diğerine baskı ve basınç yapacak sömürü ile tokluk karşısında açlık, varlık karşısında yokluk, mal edime karşısında malsız mülksüz oluş, iş karşısında işsizlik vs. ortaya kondu. Üreten, biriktiren, bir olan kolektif başlangıçlar yaşanıyor ama kolektif sonuçlar gerektiği kadar yaşanamadığı için araz sonuçlu eylemler ortaya çıkıyordu.
Üretim ve sağlama olacak kolektif sonuç, yalıtan alan içi nüfus kadar ve çevrim süreçlerinin yeniden ve yeniden çevrimine depo enerji olacak kollar içinde pay akışı olacakken birçok akış kolları tıkaçlanıyordu. Tıkaçla olan kol üzerlerindeki akışa karşı konan engeller akıl almaz denli taşkınlara neden oluşuyordu.
Artık bütün düşünmeler, sorunu çözmeye yönelik tutum, eylem ve kontrol süreçleri ve yeni normaller; kolektifi dinamik sistemden sapan mal sahipli yüksek basınçlı iradeyle ve maldan iradeden yoksunluğun ezilen alçak alanlı eğimine doğru boyun büken hidayetine göre olacaktı.
Paylaşma üzerinde engelli birçok farklar ortaya koyan köleci süreç sizi bu cendere içinde olgunlaştıracak insanı kâmil yapacaktı. Köleci cendere içindeki paylaşan değer yargılarına göre sizi: haklı haksız kılacaktı. Köleci değer yargısına göre size adaletle ve adaletsizle olacaktı. Mal mülk sahipli ezen iradeye karşı siz de ekmeğini taştan çıkaran yoksullukla iş arayıp; çalışıp üretim yapmayı kanıksar olacaktınız.
Bu köleci kanıksamalar içinde siz lütfu şahaneye gark olma için kırk takla içinde lütfu şahaneden ummak için ritüeli durumla itaat etmeyi öğrenmeniz; boyun bükme tevekkülü içinde olup emire ve ulul emre biatte olmanız terbiyenizdi.
Kader olan, pay olan hakkınıza razı olmakla, sabredenlerden, şükredenlerden olmanız; vaat edilenlere göre davranmanız vs. hep bu köleci taksime göre olacaktı. Neye sabredip neye şükrediyordunuz? Bir kere kolektif başlangıcı veren bileşik süreçler olmadan üretim ve sürekliliği olası değildir.
Böyle olunca kolektif başlamakla üreten, miras olan sürecin işleyiş sırası kolektif dağılıma konu olan süreç aşamasına gelindiğinde; ortaya çıkan kişi benci irade tıkaçları nedenle size verilmeyen tarihsel mirasınız ve canlı emek değerlerinize karşı siz sabır edip, verilen kadara şükreden iyi bir mümin oluyordunuz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.