- 554 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
GÜZEL İZMİR
GÜZEL İZMİR
.
9 Eylül İzmir’in kurtuluş günü. Kurtuluşunun 98.yıldönümü İzmir’in. Güzel İzmirliler’i kutluyorum. “Güzel İzmir” dedim de… Bir tarihte rahmetli Halil Taş bana dedi ki:
-Hoca! Şu Gozel İzmir’i söyle de diğniyek…
Ben şaşırdım. Güzel İzmir adıyla bir ezgi duymamışım, bilmiyorum.
-Abi, ben Gozel İzmir’i bilmiyorum, dedim.
Şaşırma sırası Halil abide:
-Nasıl bilmezsin hoca? Muharem Ertaş bi söylerdi ki ağlıyan çocuklar avınırdı.
-Abi araştırayım. Öğreneceğim. Çalıp söyleyeceğim. Söz…dedim.
Halil abimiz rahmete kavuştu. Ama ruhu dinliyor.
Güzel İzmir, bir bozlak. İzmir’in işgal edildiği 1919 yılında söylenmiş. İşgalden duyulan acı, İzmir’in kurtulacağına olan inancı haykırıyor. Asırlık bir bozlak. Anadolu insanının İzmir’in işgaline tepkisi dile geliyor bu bozlakta.
Güzel İzmir,TRT Uzun hava Repertuvarında 478 numarayla kayıtlı. Kaynak kişi: Muharrem Ertaş. Yöre Kırşehir.
İşte Güzel İzmir. Sazıyla sesiyle Muharrem Ertaş huzurda. Kalan Müzik kayıtlarından banttan çözülmüş hali:
.
"Gozel İzmir duman getmez başından
Ahdım galdı toprağında daşında
Gundüz hayalımda gece düşümde
.
Yassıl dağlar geçecağam yurduma
Gel cevap ver şu gahraman orduma
.
Gara daşa da banzer senin yatışın
Verane guşa banzer tüyün ötüşün
Duşman girdi yurdumuza yetişin
.
Eğil dağlar geçecağam yurduma
Evel Allah guveniyom orduma
.
Aslan yatağına da tilki giremez
Girse de gonca gulü deremez
Alçak Yonan da mıradına eremez
.
Geçme derler geçecağam İzmir’e (Eğil dağlar geçecağam İzmir’e)
Yonannarı dökecağam danize"
.
TRT kayıtlarında Yunan sözcüğü geçmiyor. Ancak Muharrem Ertaş’ın sesli kayıtlarında “Yonan” ve “Yonannarı” kelimeleri açıkça söyleniyor. Bunu da belirteyim.
.
Ben bu araştırmayı yaparken Emel Taşçıoğlu’dan dinledim bu bozlağı. TRT Avaz’da. Hayretler içinde kaldım. Emel Taşçıoğlu “Güzel İzmir”i “Güzel yurdum” yapmış kafasına göre. Anlaşılır gibi değil. İkinci kıtada “Alçak Yonan(düşman)muradına eremez” dizesini “Alçak düşman da yurdumuza giremez” ‘e çevirmiş. Tekrara düşmüş. Çünkü ilk dizenin sonunda “giremez” sözcüğü geçiyor. Giremez sözcüğünün aynı anlamda kullanılması kafiyeyi bozuyor. Halbuki ikinci kıtanın ilk üçlüğünde dize sonlarındaki “…giremez/..deremez/…eremez” sözcüklerinde yarım uyak vardır.
Unuttuğu için mi böyle bir hata yaptı acaba? Sanmıyorum. Duyarsızlığından olmalı.
Ben Emel Taşçıoğlu’na yakıştıramadım. Muharrem Ertaş’ın kemikleri sızlamıştır. Asırlık bozlak nasıl tahrif edilir? Günümüze uyarladınsa bir açıklama yap bari...
Emel Taşçıoğlu’nun sesinden yazdım. Buyrun bir de siz bakın bakalım:
.
.
“Güzel yurdum da duman gitmez başında
Ahdım kaldı toprağında daşında
Gündüz hayalımda gece düşümde
.
Yassıl dağlar geçeceğim yurduma
Gel cevap ver şu kahraman orduma
.
Aslan yatağına da tilki giremez
Girse bile gonca gülün deremez
Alçak düşman da yurdumuza giremez
.
Eğil dağlar geçeceğim yurduma
Gel cevap ver şu kahraman orduma”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.