- 289 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
THOMAS MÜNTZER
Almanya’nın bir çok kentinde kültür devrimi yaşanıyordu. Keşişler toplu olarak manastırları terk ediyorlar; ayinler kilisenin tayin etmediği papazlar tarafından yönetiliyor; resim ve freksler indiriliyor, vaazlar Almanca veriliyordu. Kilisenin varlıklarına el konuyor ve yoksulların desteklendiği ortak bir yardım kasasına aktarılıyordu.
Thomas Müntzer gezilerinde emekçilerin ve köylülerin içinde bulundukları açlık ve sefaleti, ezilmişliği, ve aldatılmışlıkları görüyor ve bu nedenle de devrimin toplumsal alana yayılmasını zorunlu buluyordu. Aksi takdirde ’’Tanrının kardeşlik sevgisi’’ gerçekleşemezdi. Müntzer’in çevresine zanaatkarlar, taş ve maden ocaklarında çalışan işçiler ve köylüler toplanıyordu. Nitekim hayatı Egranus’ta kökten değiştirecekti. Bu kentte onu en çok dokuma işçileri dinliyordu. Onlar Müntzer’den tevekkül içinde beklemeyi ve örgütlenmeyi, Müntzer’de onlardan ’’Tanrının eşitçiliğini ve kardeşçiliğinin öğretisini öğrenmişti.
Müntzer 1524 yılında gizli, bir örgüt kurmaya karar verecekti. Taraftarlarına sağlam durmalarını, ama şiddete baş vurmamalarını öğütlüyordu. Ne var ki kilisenin kışkırtmasıyla , hem Nürnberg’teki matbaasına el konmuş hem eserleri yasaklanmış hem de sorguya çekilmişti. Bu tehlikeli bir gelişmeydi, çünkü her sorgu, sıkça görüldüğü gibi idamla sonuçlanıyordu.
Müntzer, 1525 yılında ’’11 madde’’ başlıklı manifestosunu yayımlamıştı. Mülkiyet eşitliğini öngören konuşma ve yazılarında, eşit yurttaşların kurdukları bir cumhuriyet düşlemekteydi. O gün açısından savunduğu ’’sınıfsız toplum’’, ekonomik ve toplumsal zorluklar nedeniyle başarısızlığa mahkumdu.
1524 yılının sonbaharından itibaren çatışma, bütün ülkeyi kapsayan bir ayaklanmaya dönüşmüştü. Sayıları 40 bin olarak tahmin edilen köylü birlikleri,aristokratların merkezi ordusuna karşı savaşıyorlardı. 15 Nisan 1525’te karşı karşıya gelen iki ordu kıyasıya savaşmıştır. Köylüler bu savaşta ağır bir yenilgi almışlar ve komutanları da katledilmişti. Müntzer esir alınmış, işkenceler görmüş ama görüşlerinden vazgeçmemişti. Ardından cezalandırmayla 130 bin civarında köylü katledilmişti, binlercesi de sürgün edilmişti. Sorgu tutanaklarına göre Müntzer son ana kadar ’’iktidarın halka verilmesini’’ savunmuş ve ’’bütün malların ortak malı olmasını’’ istemişti.
Çarpışmalar, İsviçre’de, Avusturya’da ve Kuzey Almanya’da 1535 yılına kadar devam edecekti. Bu dönemde kızıl bayraklar dalgalanmış ortakçı ve sosyalist tasarılar dile gelmişti.
Hans Hergot ise 1527 yılında yayımladığı ’’Yeni Dönüşüm’’ başlıklı bildirisinde ’’bütün malların ortak olacağı’’ demokratik bir cumhuriyetin kuruluşunu ilan etmişti. Hergot bu eserinden dolayı 1527 yılında idam edilmişti.
Hans Hergot’un ölümüne tanık olan Katolik bir papaz o günün bilinç düzeyini yansıtan ilginç bir dörtlük kaleme almıştı:
’’Luther’in yazılarıyla gerçekleştirmek istediğini
N. Pfeiffer vaazlarıyla
Thomas Müntzer köylülerle,
Hans Hergot ise rüyasıyla gerçekleştirmek istedi.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.