90 YILDA, 9 SİYASETÇİ RAHMETLE ANILMADI!

• 11 Ağustos 2020 Salı 11:47:47

Üstat Bediüzzaman Said Nursi’ nin; “Euzü billahi mine’ş-şeytan ve’s Siyaset” ifadesinin bir tezahürü mü ki; doksan yılda dokuz siyasetçiyi rahmetle anıyoruz! diyebilir miyiz? Müteveffa olan siyasi liderleri konu başlığı ile değerlendirelim:
Rahmet, Allah’ın dünyada tüm yarattıklarına merhamet etmesi anlamında kullanılmış ise de, özellikle mevtalar için Rahman’ın; kullarını bağışlaması ve lütufta bulunması” anlamı taşır. Uhrevi hayatta Yüce Allah’ın er-Rahim sıfatına layık olabilmek için; bu dünyada yapacağımız tüm icraatların merkezine Allah’ın rızasını koymamız gerekir. Özellikle yönetici veya lider konumunda iseniz; bu durum çok çok daha önem arz etmektedir.
Hafızamı zorlayıp, kamuoyu söylemlerinde böyle bir tespitin ya da ifadenin çok azına ancak rastlıyoruz. Özellikle 1921 anayasası ve 1923’ te Cumhuriyetin kurulmasından 1938’ de Atatürk’ün ölümüne kadar olan dönemi (O dönemin pek çok eleştirilecek yönü olsa da!) konumuzun dışında tutarak, konumuzu mütalaa etmeye çalışalım.
1936-1946 tek parti diktasının Osmanlıda var olan padişahlık yönetiminin de ötesine geçen uygulamaları ve millete giydirmek istedikleri deli gömleği, pek çok zulmü beraberinde bu millete yaşatmışlardır. Özellikle milletin mukaddesatına yönelik (Kur’an-ı Kerim ve Ezan-ı Şerif’in) yasakları, millette tepkisel potansiyel bir öfkeye dönüşmüştür. Bu potansiyel öfke, 1946 yılında çok partili hayata geçişte “Demokrat Parti” çatısı altında 14 Mayıs 1950 seçimlerinde sandığa yansımış ve 27 yıllık tek parti diktasına son vermiştir. Rahmetli Adnan Menderes’ in başbakanlığındaki “Demokrat Parti” seçimden bir ay sonra 16 Haziran 1950’de 18 yıl Türkçe okunan ezanı, tekrar Arapça olarak okunmasını serbest bıraktı.
İşte bu milletin mukaddesatına ve özgürlüklerine verdiği önemden dolayı; bu millet Adnan Menderes’i hep rahmetle anmaktadır…
1950 yılındaki hezimeti hazm edemeyen darbeciler, 1960 darbesinde başbakan Adnan Menderes ve iki arkadaşını idam ettirdiler. Daha sonra her on yılda bir darbelerle ülkeyi dizayn etmeye çalıştılar. Tek parti diktasının zulmü ve daha sonra yaşanan darbeci vesayetin zulmüne uğrayan milletimiz, değerlerinden kopuk siyasetçilere itibar etmemiştir. Dayatılan eğitim anlayışına tepki olarak da; çocuklarını okullara dahi göndermemişler. Bu kaos ortamında jakoben sol, seküler laiklik zihniyete sahip kişiler, bürokrasi ve siyasi mekanizmaları ellerine geçirdiler.
Müslüman’a hayat hakkının tanınmadığı bir dönemde, Prof. Necmettin Erbakan “Milli Nizam Partisini” kurarak; alternatif parti olma yolunda önemli ve cesur bir adım attı. Ama dayatmacı zihniyetler tarafından partisi kapatıldı. Daha sonraki süreçlerde kurduğu “Milli Selamet Partisi”, “Refah Partisi” ve “Fazilet Partisi” de aynı gerekçelerle kapatılmıştır. İslami bir mefkûreye sahip Erbakan Hocamız, gerek ülkemizde ve gerekse dünya çapında “Siyasal İslam’ın” zihinlere yerleşmesinde öncü rol oynamıştır.
İslam Ortak Pazarı, İslam Birliği ve Ağır Sanayi projeleri ile yakın tarihe damgasını vuran bir lider olarak; ümmet coğrafyasında daima rahmetle anılan bir siyasi dehadır.
1980 darbesinden sonra Turgut Özal başkanlığında kurulan “Anavatan Partisi” 6 Kasım 1983’te “Devlet, millet için vardır” sloganıyla girdiği seçimlerden % 45 oy alarak; tek başına iktidar oldu. 1983-89 yılları arasında 5 yıl 10 ay boyunca Başbakan olarak çok büyük yatırım hizmetlerine imza atmıştır.
Halil Turgut ÖZAL, 1989 Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı seçilmiştir. M.K. ATATÜRK’ün ardından görevi başında vefat eden ikinci Cumhurbaşkanı’dır. Ancak sayın ÖZAL’ ın ölümü şaibelidir ve zehirletildiğine dair kamuoyunda yaygın bir kanaat vardır.
Millete yük olan bürokratik oligarşiyi hafifletmesi, serbest piyasa ekonomisi ile göreceli yatırımları ve daha da önemlisi halkı kucaklayan yaklaşımı ile Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bu milletin rahmetle andığı liderler arasında yer almıştır.

Ülkücü Hareketin İslamcı kanadını benimseyen Muhsin YAZICIOĞLU, 29 Ocak 1993’te MÇP’den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi’ni kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu. Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül cuntası tarafından yargılanarak 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl hapse mahkûm oldu. 28 Şubat Post modern darbesi döneminde “Ordu gözbebeğimizdir. Ancak, namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam!” diyerek, bu milletin gönlünde hak ettiği yeri almıştır.
25 Mart 2009 tarihinde meydana gelen şaibeli helikopter kazasında hayatını kaybeden Muhsin Bey’de rahmetle anılan liderler arasındadır.
Sonuç olarak: Rahmetle anılmak için; Rahmete layık icraatlar yapmak gerekir.

11.08.2020 Yasin YILDIZ