- 446 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
G'Üvey
Bir kadının hayatı Sindirella masalında ki, kül kedisinden ibarettir.
Bunu ben değil, erkek hakimiyetine inanan insanlar nitelendirir.
Kadının hevesleri, kendine ait bir hayatı olmaması gerekir.
Saçını süpürge etme tabirinde aslında süpürge kadının ta kendisidir.
Erkek gücün sembolüdür. Ve bu güç sadece çalışmakla herşeyin üstesinden gelindiğinin inancına tabii dir.
Arka planda ki kadın önemsizdir. İstekleri gereksiz ve beyhudedir.
Onun hayata geliş gayesi erkeği hoş tuttup çocuklarını doğurup büyütmektir.
Duygusuz olmalıdır. Ne görüyorsa ona itaat edip fazlasını zinhar istememelidir.
Erkeğin iradesi dışına çıkarsa yaşama hakkı bile elinden alınabilir.
Kadının böyle erkekler tarafından hakir görüldüğü bir dünya da, kadın olmak masallarda üvey anneler tarafından itilip, kakılmaktan daha beterdir.
Gerçek dünyada var olan üvey babalar, üvey kocalar neden masallarda yoktur?
Kadın neden erkeğin arzu ve isteklerini red ettiğinde birden onların nazarında cadıya dönüşür.
Erkek her dileğini yapacak bir özgürlüğe sahipken kadın özgürlüğün ne olduğunu unutmak zorundadır.
Bu mudur Kur’an da kadının yeri. Bu mudur erkeğin görevi?
Yüzyıllardır ayet ayet alıp bize kadının nasıl olması gerektiği aşılandı.
Ama erkeklere kadınlarına nasıl davranılması gerektiği aşınlanmada ki, bundandır dünyada ki cümle kötülük.
Kadın dövülebilir denildi. Öldürülebilir anladılar.
Kadın kendini geri çekmelidir denildi. Üzerine gelinebilir anladılar.
Kadın namussunu korumalı denildi. Namussuzluk yapılabilir anladılar.
Ne anladılarsa onlara yine biz kadınlar anlattık.
Anneler olarak önce kendi erkek çocuklarımıza kadının onların hayatında ki yerlerini göstermeleri gereken hoşgörü ve sevgiyi biz aşılayamadık.
Ne kadınlar heba oldu bu yolda. Ne kadınlar cani ellerin kurbanı oldu.
Artık erkeğin dünyada ki yerini kadının onların dünyasında ki yerini anlatmamızın zamanı geldi.
Gerekirse tüm masalları yakıp, tekrar yazmalıyız...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.