Soruyorum öyleyse düşünüyorum mu
Tamam, tamam anladım, düşün düşün öyle yani.. Polonya, Abd, İsveç, Birleşik Krallıktan bilim adamları t24.com.tr/haber/6-bin-600-yillik-mezarliktan-gelir-esitsizligi-cikti,895596 bağlantıdaki habere göre bir araştırma yapmış, gelir adaletsizliği olduğunu düşünmüşler en sonunda. Yani 6.600 önceden gelen bir adaletsizlik..
İnsan kemikleri ve hayvan kemiklerindeki karbon izotoplarını karşılaştırmışlar, takılarla gömülen insanların, takısız ( bakır, kolye, bilezik vb) gömülen insanlara göre kemiklerinde daha çok sığır izotopu bulunmuş. Mana yalan söyler de, bilemiyorum sayılar, maddeler yalan söyler mi??
İmdi bize yıllardır anlatılan önümüze illahi bunları yiyin diye konulan kitaplarda bol bol peygamber kıssası anlatılır, 6.600 yıl önce Polonya da hangi peygamber var olmuş olabilir. Kimi atadı Tanrı oraya? Düşünmek lazım..
Ben var ya, çok pis keklendiğimizi düşünüyorum ortadoğu veya beşhilal bölgesi veya kenan diye anılan topraklarda yaşayanlar tarafından. Bir de şu var ki; insan ömrü çok kısa, böyle olunca da; veriyorlar talkımı, sonsuz hayat diye..
Acaba cennette de kemiklerimiz olacak mı ki, hani nasıl anlatırlar kuyruk sokumu kemiğinden tekrar bir araya getirecekmiş ölenleri Tanrı. Bizim önümüze konulan kitaplarda da buna benzer hikayeler anlatılır, eşek ölür, sahibi uyuya kalır üzüntüsünden, sonra bir rüya görür gibi bir uyanır eşek çanlanmış? Der ki bize; hiç ibret almaz mısın sonra diye ayet gönderir Tanrı..
Ya hu dostlar; bu Tanrı bir de bizim eşeğimizi öldürse, bizi uyutsa da sonra eşeğimizi canlandırsa ya.. Tam kafir gibi bir soru mu oldu kutsal kitaplara göre??
*
Yok yani abim, bir çok düşünürün asırlardır anlatamadığını ben size diyeyim, bu çağda kadınlar anlatacak herkese? Şimdi tabi bu dişi meselesi, erkek-kadın meselesi çok derin. Kadın tüm uygarlıklarça bir alt sınıf olarak görülüyor, arada derede anaerkil topluluklar da var ve erkek de kadın da hayatından memnun amma genelinde ataerkil bir dünya. İstanbul sözleşmesi genelde hep erkekler tartışıyor nedense? Geçenlerde bir haber okudum, İstanbul sözleşmesi konuşuluyor televizyonlarda, konuşan, tartışan hep erkek.. Yani ben kadın olsam var ya çıngar çıkarırım abi.. Erkek olduğum için biraz da bu gurur murur meselesi olunca uzaktan seyrediyorum. Neme lazım..
Genelde eski kuşak eril dindarlar basıyor yaygarayı, yeni kuşak eril dindarlar da düşünüyor ya hu, şimdi sperm bankaları da kuruldu, yapay zeka, insanımsı robotlar da geliyor, kadınlar maşallah son 100-200 yılda erkeklerin yaptığı bir çok işe el attı, bana kalırsa yeni nesil dindar erkekler kadının yapacaklarından korkuyor gibi..Ya derlerse bizim erkeğe ihtiyacımız yok, diyenler de var hani..
Lakin ben erkek aleminden pek görmedim duymadım, bizim kadına ihtiyacımız pek yok diyeni..
Lakin en güzeli de erkek-kadın-çoluk çocuk bir aile kurmak, anlaşıp, gülüşüp, eğleşip şu dünyadan pır etmek değil mi? bence öyle, anlaşabiliyorsan ne mutlu ne huzurlu bir dünya, yani bir de tencere kapak birbirine uymazsa al sana cehennem...
Şimdi tabii bu konular derin konular ve her yaşta başka türlü düşünüyor insan tecrübe edindikçe.. 20 yaşındaki bir insanla 40 yaşındaki, 40 yaşındaki insanla 65 yaşındaki bir insan aynı konuda aynı fikre sahip olabilir mi???
Bir çok büyüğüm ister eril ola ister dişi gülüyor bana ya... Allah iyiliğinizi versin emi...
Savaşma, seviş denilen bir slagon var ya.. Doğru be..
Lakin aşk veya aşıklık, mana alemi işte cayır cayır yakıyor insanın iç alemini.. İçmeden sarhoş, varlıklıyken yokluk çektiriyor duygular.. Yaşamayan nadirdir bu duyguları..
Elim ayağım dilim tutulmadı diyen var mı şairler yazarlar arasında bu konuda, sanmam, istisnalar kaideyi bozmaz efendim..
Yok yani, ben Kadın olacağım, Tanrı benim cinsimden peygamber göndermeyecek, genel kabule göre beni eksik düşünecek?? O tanrıya nasıl inanabilirim ben, sen hem eksik yarat hem de, de ki: hüküm benim.. Zor iş.. Tüm bu sorgulamaları aşıp, dindar olabilen kadınlar alkışı hak ediyor kim ne derse desin..
Tabii, din yönünden bakınca bu böyle.. İnsan eşitliği yönünden bakınca da, elma ile armut kıyaslanır mı muhabbeti dönüyor ya.. Çık işin içinden çıkabilirsen???
***
Ne zamandır robot haberleri de çıkmaz oldu piyasaya? Ne oluyor unutuldu mu bu haberler nedir, gazeteciler ne yapıyor kardeşim, teknoloji fuarlarından neden haber geçilmiyor bu aralar.. Hadi Y kuşağı bir şekilde ara kuşak da, Z kuşağına kimse laf anlatamaz abi kolay kolay... Çünkü bilgili insanı susturamazsın, ancak hapsedersin, sürersin, taşlarsın vb de... Z kuşağı ve sonraki kuşaklar Y kuşağına bile benzemeyecek..
Umurumuzda mı ama, sonuçta ben ölüp gideceğim geri kalanlar ne yaparsa yapsın mı diye düşüneceğiz. Var öyleleri de ha...
Lakin var ya çok güzel bir sömürü düzeni kurulmuş bir çok kültürde. İster asya de, ister kuzey amerika, afrika veya güney amerika.. Çark güzel işliyor.
Tabii bizim kültürümüz veya az çok içinde yaşadığımız kültür genelde tek tip kültür,tek tip din olduğu için farketmek zordu, lakin internet bunu aşmayı sağlıyor..
Yine bugünlerde bir haber okudum, Çin ile Abd arasında acayip bir internet sürtüşmesi var. İnternetin bile 2 ’ye veya 3’ bölünebileceği yazılıp çiziliyor..
***
Benim en çok duyduğum millet kardeşliği idi, Türk töresi, sonra din kardeşliği ümmet birlikteliği .. Lakin her ikisinde de bir çok sorum cevapsız kaldı. en iyisi araştırma, geliştirme, bilim, ilim kardeşliği sanki. Milletin içinde bölünmeler olabiliyor ve bu 2’nin üzerinde bir bölünme, din kardeşliğinde bu bölünme yine 2’nin üstüne çıkıyor. en asgari bölünme 2’lik.. Genelde daha fazla... Turan olarak düşünürsek orta asya örneği belli, 6-7 devlet. İslam özelinde düşünürsek de sünnilik-alevilik ve 4 mezhep en az, ki onlar bile kendi içinde daha fazla bölünme yaşayabiliyor..
Çin tarihine bakınca da, bu bölünme ekseri hanedan bölünmesi.. vb vb vb çoğaltabiliriz..
İlim,araştırma geliştirme kardeşliğinde ise, ya artı, ya eksi ve bunlar da birbirini çekip birleşince mıktanıs kutupları gibi guguman kuşu gibi düşünüp duruyorlar.. Kavga etmiyorlar pek, gerçekten kendilerini ilime ve araştırmaya vermiş iseler yani..
Buzulların araştırması son yüzyılda arttı, 2. dünya savaşında devletler birbirleriyle yaka paça tutuşup milyonlarca insanın kanını dökerken, farklı devlet vatandaşı olan araştırmacılar kardeş kardeş buzun geçmişte hangi dönemlerden geçtiği, iklimin nasıl değiştiği üzerine kavga etmeden çalışıyorlardı. Ehh tabi sonra devletler bunları geri çağırınca bunlar da ayrılmak zorunda kaldı çünkü alt yapı ve lojistik desteklerini bağlı bulunduğu devletler veriyor, karşılıyordu...
**
Tüm konuları üst üste de, yan yana da koysak bir gariplik var abi insanlık aleminde.. Çok çaresiz ve geri bir yaratığınız. Tanrı yarattı ise çok eksik yaratmış, evrimleştiysek de çok yavaş evrimleşiyoruz, ihtimal Tanrı yarattı diyorum ben de ama yine de bir çok konu kurcalayıp duruyor zihnimi..
Zihin ki, zaten muamma.. Kimi zaman filmlerde, kimi zaman kitaplarda insanlık hep aynı sorunun cevabını arıyor aslında; ben kimim?? Nereden geldim nereye gidiyorum..
Ekseri en makul cevap da, Tanrıdan geldim, Tanrıya dönüyorum. Veya duruma göre, yaşantıma göre de, cennet-cehennem-araf üçlemesi çıkıyor karşımıza.
Tabii binlerce yıldır da; bir kabile-devlet kültürü var.. Bunun yanında bir de dinler çağında olduğumuz söyleniyor en asgari 10 bin yıldır da..
Ben var ya ben; kimi zaman acayip güçlüyüm abi, yani bardağı masadan alıp dolaba koyabiliyorum, yemek yapıyorum, araba kullanabiliyorum, gaza basınca hızlanıp frene basınca durabiliyorum..Bunun gibi şeyler işte..
Kimi zaman da öyle güçsüzüm, öyle harabeyim ki, hiçlikten başka bir şey değilim..
**
Çağ dönüşümde ihtimal böyle giderse geri dönüş yok, Tanrının yarattığı eksikliklerini insan peyder pey giderecek, buna da teknoloji deniyor son 50 yıldır da.
Zihne bağlanmış kol çalıştırılıyor yani..Bir şey oldu kolunuz koptu, takıyorlar mekanik kolu eli aynı işleve sahip ve beyinle de istediğiniz gibi hareket ettiriyorsunuz.. Bir iki tık sonrası bu teknolojinin , vay be diyeceğiz... Apışıp kalırız ihtimal..
Peki ya, mutluluk, huzur, sevinç... nefes alıp verme zevki... bunları ne yana koyacağız.. al başa belayı.. Kara öküz, sarı öküz ve anka üçlemesi var bir de. sarı öküzüm yattı kalkmaz, kara öküzüm gitti gelmez (ateş ve duman) sonra da küllerinden doğmak anka efsanesi.. enteresan aslında...
Yok yani, ne güzel bulduydum verdiydim kararı mı ilk geçliğimde, Tanrı var, Allah cc. yol islam, ben de kul.. Hem kitabi, hem peygamberi olarak ben bunları çürüttüm zihnimde ilmimle de, şimdi başka bir huzur ve mutluluk döngüsünde yine daha fazla huzur, daha fazla mutluluk daha fazla dinginlik arıyorum.
Hiç mi bitmez bir insanın arayışı.. Felsefeden de tasavvuftan da bıktım aslında. O onu demiş, bu bunu demiş, önüne gelen bir şey demiş belki uydurmuş, lakin yok ortada bir şey..
Yani "Şey" hala tanımsız...
Yine çok güçlü bir anımdayım mesela; sigara paketinden bir dal çıkarıp çakmakla yakabiliyorum.. diğer yandan da yorgunluk belirtileri gösteriyorum bu bir tutarsızlık aslında.
Z Kuşağı kardeşlerim, sakın ola okumayın la, sakın ola okumayın kı, veya kıla, lakı’lar sizler de okumayın... Büyükleriniz ne derse kabul edin, sağ selamet yaşayın gidin..
Dünyanın şairi, filozofu, anteli-danteli neler çekmiş kısacık hayatında da yine aynıyız be...
Yetersiz bakiye gösteriyor zihin, şu ölmeden önce ölmek bahsini açıp da kapatan, ha işte bu şey diyen yok tarihte..
Var mı yoksa??
Şu zaman meselesi var ya, önemli mesela, pi sayısının virgülden sonra kaç rakamı bulunmuştu.. Dünyanın, ayın dönüş hızı tam olarak hesaplandı mı ???
Yıldızlar bahsi, çok ileri bir aydınlanma gerektiriyor ki daha çok karanlığız, bitmiyor şeyini şey ettiğimin dünyasında karanlık noktalar.
Ben bu cahilliği sevgi ile de tebessüm ile de aşamayacağım gibi.. Siz nasıl başardınız cahilliğinizi aşmayı a dostlar??
Soruyorum öyleyse konuşuyorum mu??
Yok yani konuşmadan da sorulabilir, peki susarak cevap verilir mi? Konuşmaktan, yazmaktan, çizmekten korkan bir topluluğuz veya milletiz...Kim ne derse desin..
Şundan emin olun yalnız, benden size yanlış olmaz, kötülük gelmez.. Peki siz, iyi misiniz, insan mısınız?? La insanlar birbirini öldürmüş sen böyle düşünüyon, ben şöyle düşünüyom diye.. Hala o kafada olan da çok sanki...
Siz hangilerindensiniz??
Saygı huzur ve sağlık dileklerimle...
YORUMLAR
Doğruya, doğru sorular götürür. Akla gelen her soru "soru" da değildir. Bir de sorulamayan sorular vardır. Saçma, gereksiz, soru anlamı taşımayan vs.
Doğa kendi gibi doğa üretir mi? Bir kaç saat sonra gelecek olan kimdir...gibi.
Materyalist bilim bile bunu kabul ederken Bir Dünyevi akla gelen soruları sormakla düşünmej ve soru karışıklığı değil...içsel karışıklığı ortaya koyuyor.
Biraz sentezci düşün lütfen....
Düşünmeyi öğrenmek, erdeme giden en önemli yoldur. Lakin eksik ve yanlış olursa...maazallah.
Söylemiş miydim...ben çiftçiyim beyim.
Kimbilir tarafından 8/9/2020 11:40:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
İmdi Beyruta 2,750 kg deniyor patladı şehir dağıldı, karışıklık çıktı.
Akdeniz geriliyor.. Bizim millet açlıktan kırılıyor, el devlet masal anlatıyor.
Bugün eski nişanlısı, bir başkasıyla nişanlanan x, eski nisanlısını-babasını-annesini ve sanırım kardeşine sıktı, öldürdü, x'in abisi yolda olay yerine giderken; kırmızı ışıkta yavaş hareket eden ve yandan kendine çok yakşalıtğını düşündüğü vb iki kişiye sıktı... Polis olayı soruşturuyor..
yazar kasa fırlatan esnaf konuştu. bugün de fırlatırım ama emekliyim dedi, esnaflarda varsa cesareti olan fırlatsın dedi.. eskiden devlet insancıldı dedi, şimdi ise ... vb vb açıklama yaptı.
sayın ince, ben gidiyorum dedi chp den ortalık toz duman.
istanbul sözleşmesi tartışmaları sürüyor, sayın dilipak; kadınları cehennemle tehdit etti.
d: 7,20 lerde e: 8,50 lerde gram altın, 470 lerde.. ahali tl'yi koruyacağına damadı koruyor dedi davutoğlu.
eşine özel kadro açan rektöre, yök soruşturma açtı ama
damadına özel kadro açan cb'ye soruşturma açan yok...
sayın deniz baykal kaç yaşında çıktı piyasaya olmaz öyle İnce ayrılamaz, ayrılmamalı dedi
sayın bahçeli'nin rota yine şaştı, dün küfrettiğine bugün evine dön dedi..
sayın enginyurt,, Mhp'den ihraç edildi, Sayın bahçeli için başkalarına hain dedim, küfür ettim, ettiğimi buldum dedi. Allah'ın sopası yok manasında
istanbulda değnekçiler haraç kesmeye başladı boş sokaklarda, park parası.
almanya da yaşayan akıllı bir türk vatandaşı, almanya da yaşayıp hökümeti destekleyenlere sordu, senin aldığın asgari ücretle burada 5 tane buzdolabı alıyorsun ancak türkiyedeki asgari ücretle bir buzdolabı alınabiliyor mu gibi şamar çaktı.
eyüp sultanda üst geçit çöktü durduk yerde sanırım, ee deprem haberleri veya geleceğinden konuşup durur ilgili proflar.
iran, arabistana , bunlar atom enerjisi için bir şeyler üretiyor, atom kurumunun incelemesi gerek dedi..
ukraynanın ortasında kalan bir yahudi hac yerine korona kısıtlaması getirildi. bazı yahudi kabileleri de orya hacca gidiyormuş.
kütahya da define ararken yıldırım düşmüş veyaşamını yitirmiş bir genç ,arkadaşı yaralı..
atatürk'e hakaret eden birine daha huzur hakkı koltuk moltuk verilmiş..
sayın şener, bu ülke erdoğan ailesini bu ülkenin taşıyacak hali kalmadı dedi.
sosyal medyada çocuklara matemetiği sevdirmek için bir şey kurmuşlar, o uygulamaya veya oyunlara giren çocuklarla-matematik öğretmenlerin ortalaması birbirine yakın çıkmış.
iklim değişikliğine dayanıklı hot84a1 adı verilen elma çalışmaları başlamış... dünya insan nüfusunu taşıyamayacak denmeye başladı
sanırım önce vatandaşa düşük faiz diye kredi verdiler, şimdi de fazileri artırma yoluna gidecekler gibi..
rusya da 5189 yeni vaka tespiti varmış..coronadan
öğretmenler salgın bitmeden okulların açılmasını istemiyormuş, haklılar mı?
***
abi benim içim karışmasın da kimin içi karışsın??
tasavvufla ilgili bir yazı yaz da, belki çare buluruz, düzeltiriz. eskiden olaydı zikre dururdum geçerdi..
imdi ise ne yapmam gerektiğini bilmiyorum..
**
gün de yaklaşıyor..
bu arada ev işlerini de aksattım..
müsaade ile..
**
hürmetlerimle üstadım.
Erlik Aldacı
Tanrı "büyük zekâ"dır. Ne düşünür hala bilemeyiz çünkü mihengi değiliz.
Lakin şu insan denilen varlık sarpa sarinca, çözümsüz kalınca, ektigini biçince çevreye bakıyor...günah keçisi arıyor.
Olmadı, vurun abalıya misali...
"hani lan Tanrı nerde" diyor.
Bulaşık saat yönünde yıkanır, tersi yorar kolu. Kuzeydeyiz ya...
Yinsani
Şehir köyü kabul etmedi hiç bir zaman? asıl sorun bu değil mi, şehir köyde yabancı kaldı, köy şehirde yabancı. ve tüm yollar besin ve enerjiye çıktı. bu besin mali olsa enerji manevi olsa, devamlı besin ve enerji üreten kişi besinsiz ve enerjisiz kalınca, bulaşığı makineden başka bir kolla yıkmaya gerek var mı, makine yıkasın, bulaşık kalırsa zaten sağdan veya soldan kolu çalıştırmak kimi yorabilir ki?? bir, ikiyi kaybettiğinde birin ne önemi kalır?
Erlik Aldacı
Şehir mi covid bile diyor, " ey insan size uygun değil"
Ha bu arada...
Bireysel atık miktarım sıfıra epey yakın.
Yinsani
hani derler ya üstadım, eskilere say diye.. atık miktarını.. sonuçta ortalama ... bunun ortalaması alınamaz ki...
geri dönüşüm diye son 20-30 yıldır çıkan ve artık günümüzde mecburiyet olan bir kol var.. işte tek yapılması gereken bu geri dönüşümü bireysele indirebilmek.. Bunun için bir film vardı.. beyin yakar.. dünya buz devrine girmiş gibi lakin sadece bir trende yaşayanlar hayatta kalmış.. ve tren durmadan hareket halinde.. mantık hataları da çok olsa da; izlenilmesi gerekir. adı aklıma gelmedi..
okyanusların içinde nehirler varmış ve belki debisi en yüksek nehirden bile yüksek şekilde akabilir. ve okyanus akıntıları tüm plastik, çöp veya miikro mili atıkları bir yerde toplamaya başlamış.. sanki doğa canlı gibi..
dünya iflas eder mi abi?
canlı değil, lakin sistem diye, döngüsünü bir şekilde bozacağız, bunun kaçarı yok..
insan öldüğünde elbette bir düşünler zinciri her alanda çıktı ortaya...
lakin makineleşmeden ve teknolojiden sonra bu ölüm veya atık meselesi, dünya üzerine düşünenleri, dünyanın da bir makine olabileceği fikrine itmiş olabilir alttan alttan..
şimdi işte o makinenin yönetimi için durmadan bir kaos içindeyiz..
siz kısa kısa topa girerken ben kendimi fazla yoruyorum,:)) eski futbolcu ile yeni futbolcu arasındaki kalite farkı.. :))