- 1156 Okunma
- 9 Yorum
- 5 Beğeni
Dejenere Olmuş Bir Toplum
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gündem yine kadına yönelik sonu ölümle biten bitip tükenmez şiddet! Bu tür şiddet yanlılarının maalesef tahsilli olup olmamakla da uzaktan yakından ilgisi yok! Dizilerde izlediğimiz o saldırı, bol kurşunlu mafyavari filmlere ne demeli?
Günlük gazetelerden veya görsel basından ne zaman izleyip takip etsek, mutlaka ama mutlaka şiddet içeren ya bir dayak, ya bir tecavüz, veya bıçaklanarak, dahası var kurşunlara hedef olarak kadın ölümlerine ne yazıktır ki şahit oluyoruz. Yeter demekten, herkes gibi de gına geldi. Bu suçları işleyenlerin annesinin olduğu kadar kız kardeşlerinin ve kadın akrabalarının da mutlaka var olduğuna inanıyorum.
Bir çocuğu büyütürken mutlaka henüz dillenmeye başladığında çocuk henüz yürümeye başlamadan eğitilmeli. Eğitime; ’’Amanda benim erkeğim, aslan oğlum’’ diye başlanırsa, hatanın ilk başlangıcı olduğundan kuşkum yok. Kız ve erkek çocuk ayırımı ise abesle iştigal.
Avrupa’nın durumu bariz, evliliğe pek sıcak bakılmaz. Türkiye de bir Avrupa sevdası, hevesini 40 yıldır hep görmüşümdür. Eğitime önem verdikleri için mi beraber yaşıyorlar derseniz, kültürleriyle serbest yaşamlarıyla ilintili. Buradaki serbest yaşam dediğim şu; Devlet herkesin hakkını hak ettiğince veriyor ama az ama çok, tabi bu durum almış olduğunuz tahsille alakalı. Hiç çalışmayanı baz alırsak kesin bilgim yok fakat tek odalı bir oda tutacak kadar yeme içme vs 5000 kron aylık veriyor. Bu para tek kişiye ancak yeterli, ama yeterli.
Avrupa İŞ GÜCÜ nü şimdilerde doktor, avukat, mimar olarak istiyor. E, benim ülkemin suyu mu çıktı! Gel gelelim, ülke insanımın huyu, ahlakı, saygısı, kişiliği, toplum kuralları, öteleme, iteleme, erkek egemenliği hulasa değişime uğrayıp dejenere olmuş bir toplum görüyorum. Anne ve baba anlaşamıyorsa çocuklarının sağlığı açısından ayrılmalı, fakat ipler her zaman istenildiği gibi kopmuyor. Biri sağa diğeri sola çektiğinde işte olan çocuklara oluyor. Çocukların tahsil hayatı mı desem yoksa ileride ki evlilik yaşantısı mı? Bariz örneklerinden görüyorum, gencecik yavrular heba oluyor, sonuç bir veya iki çocuklu olup anne ve babalarının yolundan gidip ayrılmak! Aile içi şiddet çok acı, devlet yardımı ise şart.
Hayvan-sever yanımı bilenler biliyor. Tanıdıklarımdan bazıları uzaktan sever, kimilerinin alerjik durumları vardır dokunamaz, buraya kadar kabul, ama! Şiddet eğilimi maalesef bütün hayvanlar görüyor. Hatay da bir evin bahçesinde golden cinsli bir köpeği 28 yaşındaki geç adam yaralamış, şikayet üzerine de tutuklanmış, serbest kalıncada alkol alıp ikinci kez yaralamış. Daha sonra iyileştirilen köpeği gece yarısı gelip bıçak darbeleriyle öldürmüş. Nasıl bir kindarlık , üstüne üstlük hakaret ve tehditlerde cabası. Kimliği ve aşışı olan doktor gözetiminde ki ameliyat masasından kurtarılamayan günahsız hayvanlardan ne istenir, dinimizle ise hiç bağdaşmıyor, inanın anlamış değilim? Biraz önce siteye konu ile ilgili bir fotoğraf yüklemeye çalışırken! Gördüğüm hayvan işkenceleri beni benden etti :(( Allah önce bu sapıkları ıslah edip, doğru yola getirsin, gelmiyorlarsa da Kahhar ismi celi-lesi ile kahretsin!
Devlet her şeye yetişmiyor diye bir kaide yok, yetişmeli. Örneğin; Katil veya saldırgan yakalanıyor, oh demeye fırsat kalmıyor ki, serbest kaldığını duyuyoruz.. Çözümü bu olmamalı! Hapse atmak mı? Evet, ama hapiste olduğu müddet zarfında da psikolojik destek verilmeli, devlet için çalıştırılmalı vs.. Yüce Allah cc. sonumuzu hayra getirsin. Sevgi ve saygılarımla..
YORUMLAR
Tüm paylaşımlarını takip ediyorum ama sağlık sorunlarım nedeniyle birkaç gündür sayfaya giremediğim için yazınızın kutlamasına geciktim. Öncelikle özrümün kabuluyle.... :))
Enerji kontrol edilemezse sinerjiye dönüşür. Tek tek yaşanan gerginlikler ve sorunlar giderilemeyince yumak olup tepeden aşağıya yuvarlanmaya başladığında artık önünü almak çok zor olur!... :(((
Sosyal devlet, sorumluluğu gereğince vatandaşların sorunlarına çözüm getiremez, yanlışları hakkıyla değerlendirip gerekeni cezalandıramazsa, kişiler maddi yapılarının yetersizliğinden dolayı ( bazen çözümlerini bildikleri halde ) çözümlerini üretemezlerse bu yaşananlar daha da artar korkarım..
Kötü örnek her zaman baskındır ve ne yazık ki bu anlamda bulaşıcıdır.
Hepimizin bu çözülmede payı olduğunu hiç unutmamalıyız. Destek vermesek ve onaylamasak bile SESSİZ kalıyorsak, bu da bir gizli onay vermektir. Bunu da düşünmeliyiz.
Bu toplumun bir an önce üzerindeki 'ÖLÜ TOPRAĞI'ndan sıyrılıp silkinmeli, kişisel yanlışlara 'dur' demeyi bilmeliyiz ki... örnek teşkil edip kanıksanmasın ve zamanla 'NORMAL'leşmesin... Sonrası artık 'toplumsak kabul'e döner ki o zaman yanlışı kimseye anlatamayız.
Günümüzdeki çok önemli bir soruna çok geniş açıdan yaklaşan yazınızı ve yazı dilinizi içtenlikle kutlarım.
Yerini gerçekten hak eden bir yazıydı.
Sevgilerimle...
Kolomb'un Amerika'yı keşfiyle başladı her şey :))
Her anlamda gelişmekte olan ülkelere uyguladığı baskı ile insanlık adına yazdığı kaderi bir şekilde kabul ettirmeyi başardı.Batı mahreçli eğitim sistemi ile çok iyi ve hızlı matematik sorusu çözen öğrenci doktor,avukat ,hakim veya öğretmen oldu.
Üniversiteler pedagojik eğitimde sadece Pavlov'un köpeklerini ya da Maslow'un ihtiyaç piramidini öğreterek mezun ettiler bizi. Hepimiz diyecek kadar eminim ve keskin konuşuyorum ki kampüsten çıkıp hayata atıldığımızda hiçbir hakikatten haberimiz de yoktu.
Çalışma hayatımın ilk yıllarında sınıf içinde,eğitim teknik ve yöntemlerinde ...vb yaşadığım problemlerimi anlattığım 15-20 yıllık mesleki tecrübesi olan arkadaşlarım :''Öğretmenlik hemen öğrenilmez, yıllar içinde öğrenilir.'' diye garip bir teselli ile yaklaştığı zaman,biz niye üniversite okuduk diye sorardım. Madem okul bizi hayata hazırlamayacak niye var?
Sahiden niye var? Usta-çırak usulü ile yapalım gitsin değil mi?
Gelişmekte olan ülkeler her zaman prematüre kurumlar ile sakat hizmetler sunabilir.Maalesef acı olan şu ki, toplumu ayakta tutan değerler dejenere olur ve kokuşmuş bir toplum vücuda gelir. Bu koku çok fena...!
Elini kolunu sallayarak sokakta gezen caniler, sapıklar okullarda şu kadar sürede şu kadar sayıda matematik testini çözemeyip başarısız olan , kazanılamayan, kaybedilen zekalar. Kötü bir zekanın maliyetini toplumca öderken şunu da unutmayalım hepimizin eseri onlar. Hepimizin payı var o suçta.
Neye ve kime göre yetiştireceğiz, hangi kıstasta birleşeceğiz?
Ortak fikirde buluşabiliyor muyuz aynı sorunu tartışırken? Hepimiz olayları konuşuyor kınıyor ve vicdanen kınamış olmanın rahatlığını yaşıyoruz.
Evet Tv 'ler çok yanlış yayınlar yapıyor, onları seyredenlere ne demeli?
Evet medya ilahımız olmuş durumda büyük kitleleri arkasından sürüklüyor. Medyatik ne olduğu belli olmayan bir sünepe şarkıcı, bizim 10 dk. dikkat kesilip dinlemesi gereken konuyu anlatamadığımız bu çocuğu saatlerce ekran karşısında saatlerce tutabiliyor.
Neden?
Kolay ve ucuzu seviyoruz, henüz küçükken çizgi film açıp yemek yedirdiğimiz o çocuklar şimdi çığ gibi geliyor ve ezip geçiyorlar. Merhameti ve sevgiyi biz büyükler yanlış uyguladık. Midesi aç kalacak diye korktuğumuz çocukların ruhunu doyurmayan bir toplumun icraatlarını gördüğümüz şu tablo içler acısı.
Yazının girişindeki suçlu gösterdiğim Amerika hedef hatası bilerek yazdığım bir girişti. Suçlusu biziz, bunu kabul etmiyoruz. Kendi liderini de çöpçüsünü de toplum kendisi doğurur.Cezalar ve ödüller her zaman çözüm değildir.
Aileler düzelince düzelecek her şey.
Çok güzel bir konuyu gündem yapmışsınız; üzerinde uzun uzun kritik yapılacak ara başlıklarla ele almışsınız emeğiniz için teşekkür ederim.
Saygılarla...
Canan Köksal tarafından 7/23/2020 10:19:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Canan Köksal tarafından 7/23/2020 10:20:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülsen Hanım,
Aranıza katıldığım günden beri kalemine ve diline hayran olduğum günümüzün sorunları ile ilgili çok yazılar okudum, hepsinde de haklılık payı çok büyük ve acilen çözümler bulunmalı. Bendeniz olaylara bir eğitimci gözüyle bakarken yaşımız gereği gerilere gidip, an itibariyle yaşantımız ile kıyasladığımız zaman ülkemizin ileri değil de geri gittiğinin farkına varmamak elde değildir. Birileri çıkıp; onca yollar, köprüler, binalar yapıldı.... İyi de kardeşim buna karşılık eğitim öğretmenin elinden alıp, öğrencinin eline verildi. Tüm kurumların başına ehil olmayan insanlar getirildi. Balık baştan kokar derler ya, koktu kardeşim... Din basitleştirildi, maneviyat rafa kaldırıldı, ama söylemler ayyuka...
Biz ahlakı değişken olarak biliriz, çocuk aileden ne görürse o kültürle okula gelir. Eskiden okul kültürü öğrenciye yansıtılıyordu, değişen onca sistemden sonra sokaktan gelen kültür okula yansımış oldu. Önceleri bilgi yüklü bir mezuniyetle okuldan ayrılan öğrenci, şimdi direk sonuca gitmek zorunda kalmıştır. Sonuca nasıl gittiğini bilmeden...
Eğitim olmayınca ahlak bozuluyor, ahlak bozulunca merhamet de toplumdan kalkıyor. Hele hele şu diziler, siteler... nasıl anlatalım bilmem ki.
Millet olarak ülkemizin bütünlüğünü korumak ve değerlerini yüceltmek asil görevimiz değil mi? Ülke bütünlüğünü korumak ile aile bütünlüğünü korumak arasında bir fark var mıdır? Semada dalgalanan Ay Yıldızlı bayarak ile minarelerde okunan ezan arasında ayırım yapmak mümkün mü?
Ve gençlik elden gidiyor göz göre göre, Allah muhafaza...
Bunu önlemek için acil çareler bulunmalı diyoruz hepimiz, ama çözümü bulamıyoruz...
Edebi cümlelerle toplumsal bir sorunu dile getiren kalemi kutluyorum...
Gülsen Tunçkal
Güncel olarak neler yazılıyor neler ama yetkililer gelip burayı mı okuyacak? Masa başında gelsin bordro maaş, keşke yetkili merciler okusa, mutlu olurum.
Mevzu mevzuyu açıyor, yapılmış köprüler, yollar, uzun uzun gökdelen siteler vs.. Tüm bunlar görsellik açısından süper, peki ya, orta tabakanın altında olanların aç karınları yamalı üst başları? Tezat teşkil ediyor hocam.. İ
llk öğretimiz Atatürk, nurlar içinde yatsın, öğretmenler şimdilerde baş tacı mı .? Bence de değil, size katılıyorum.. Dizi filmlerde bazen denk geliyor, izlerken içinden öğrencileri kınamadan da geçemiyorum, öğretmenleri bir dövmeyecekleri kalmış, bu nasıl bir disiplin Allah aşkına..
Ahlakın toplumumuzun her kesiminde zayıfladığına şahidim, hiç hoşuma gitmese de.. Her birey kendi kapısının önünü süpürse (yani mecazen) saygıda da tavan yaparız sevgide de!
Ben Danimarka da ikamet ediyorum. Dün kızımla en acımasız katiller hakkında konuşuyorduk. Kızım, bundan 100 yıl önce Danimarkalı 18 yeni doğmuş bebek katili kadından söz etti. Bir belgesel hazırlamışlar, yarım saat zor izledim, ve bundan tam bir asır önce .. Ve bu tür vaka, olaylar dünyada hep varmış demek.
Şimdilerde hadsizliğin daha fazla kanıksandığından mı yoksa Medyanın her yerde olup bazı kesimlerin abarttığından mı? Velhasıl el birliği ile dünyanın tadını kaçırmış olduk ..
Selam ve saygılarımla, iyi akşamlar dilerim..
Amin diyorum,sayın Gülsen Tunçkal. Kutluyorum duyarlı haklı yazınızı. Sevgi ve selamlarımla.
Gülsen Tunçkal
Amin Aygün hanımcım..
Teşekkür ederim okuyup yorumladığınız için.. Selam ve sevgilerimle..
Tebrik ediyorum, çok güncel bir konuyu ele almışsınız. Maalesef yüreğinde merhamet, şefkat, sevgi ve saygı kültürünün egemen olmadığı insanlar, insanlığın vicdanını sızlatan eylemler içinde oluyor. Allah ıslah etsin.
Gülsen Tunçkal
Aslında o kadar çok önemli yazılarım daha doğrusu öyküye dönüştürdüğüm öykü ve hikayelerim vardı ki, 30 şiirim ve tüm öyküleri bilmeden 'kaydet' tuşuna basarak kaybettim :(( Öykülerim gerçek yaşam öyküleriydi.. ''Bir Playboy'un Günlüğünden'' bu öyküde maalesef gerçekti.
Yazmış olduğunuz yorum için teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla Özer bey..
"Allah önce bu sapıkları ıslah edip, doğru yola getirsin, gelmiyorlarsa da Kahhar ismi celi-lesi ile kahretsin! "
bu duanız çok çok anlamlı
amin diyorum
ve gelecek nesiller için ben de çok endişeleniyorum
)); daha bizi ne gibi vahşet sahneleri bekliyor korkuyorum
yazınız güzeldi demek çok anlamsız olacak
doğruları anlatan duyarlı kaleminize saygılar diyorum
iyi geceler arkadaşım...
Gülsen Tunçkal
Toplumsal Dejenerasyon aldı başını gidiyor. İster miydik böyle olmasını, tabi ki hayır... Tek kanallı televizyonumuz varken daha bir insancıl daha bir değerlerine bağlı insanlardık. Kadirbilir büyüklerimiz ve küçüklerimiz vardı... Ne zaman ki nüfus çoğaldı, medya organları fazlalaştı her türlü pislik de o oran da fazlalaştı... Çocuklar, daha mini mini bebeler oyunlarda bile İnternette adam öldürüyorlar... Nedir bu aymazlık? Buna artık birileri dur demeli... Saygı sevgi yok olmaya yüz tuttu neredeyse... Geçen gün İnternette bir videoya rastladım akıllara zarar, köpeğin birini diri diri yakmaya çalışıyordu bebeler, insanlıktan çıkmış canavarlaşmışlar artık. Burada iş büyük çoğunlukla ebeveynlere düşüyor. Onlar ne ekerlerse kendileri de toplumda ileri de onu biçecektir... Kutlarım güzel yazınızı saygıyla...
Gülsen Tunçkal
Nüfus çoğaldı evet hemde nasıl, yavaş yavaş ülkemizdeki yabancıların dilini de konuşur olacağız :(( Yabancı düşmanı değilim ama, bazı şeyler var ki, gerçekten de kanıma dokunuyor, Acem aşı gibi olduk, çorba misali..
Oturduğumuz bölge yeşiller içinde yaban birine süper, ama GETTO bölgesi, bizim arabayı kızım bir kez yanmaktan kurtarmıştı ama iki kez ''' selv riziko '' yu ben ödemiştim Türkçesi arabamızı yakanlar yabancı menşeliydi..Medyada hangi gazeteyi okuyorsunuz diye bana sorduklarında,onu geç şunu okuyun dediler. Sebebini sorduğumda da bu gazete filancanın, şu gazete bilmem kimin dediler. Sonra anladım ki, uzun ve geniş mevzular!! Gurbette olan Türklere ne türlü gazete olursa olsun, okumak mubah, çünkü Türk gazetesi..
Türkiye de bir yandaş tutum söz konusu. Hangi kitabı okuduğumu sorarsanız, bir bulsam hepsini diyeceğim. Velhasıl Gurbet denilen yer bal kaymak olsa yenmez, tabi benim nazarımda.. Burada niceleri var bir basıp iki oynayan neşesi 1500 olan :((
Hiç sormayın, hayvanların ellerinin,, ayaklarının, kuyruklarının, kulaklarının kesilmesi mi, gözlerinin kör edilmesi mi? bunları gazete videolarında bazen denk geldiğinde saniyelik de olsa bakıyorum içimi çok acıtıyor hocam.. Demin hayvan fotoları gözlerimi yaşarttı.. Allah'ın adaleti çok ama o sapıklar bu haktan mahrum olacaklar Yüce Yaradanın galeyanına gelsinler, bunlar en yakınlarım dahi olsa, kesin ve net!!
Ebeveynler çocuklarını pişpişlesinler bakalım kabak çocuklarının başına patladığında acaba kime suç bulacakları?
Devlet babaya çok iş düşüyor, hapishaneler ful çekiyormuş, doluluk oranı ne kadar bolsa!
Eğitim verilip topluma kazandırılmak varken, hapsedilmek niye diyorum!!
Selam ve saygılarımla hocam..
Gülsen Tunçkal
Nüfus çoğaldı evet hemde nasıl, yavaş yavaş ülkemizdeki yabancıların dilini de konuşur olacağız :(( Yabancı düşmanı değilim ama, bazı şeyler var ki, gerçekten de kanıma dokunuyor, Acem aşı gibi olduk, çorba misali..
Oturduğumuz bölge yeşiller içinde yaban birine süper, ama GETTO bölgesi, bizim arabayı kızım bir kez yanmaktan kurtarmıştı ama iki kez ''' selv riziko '' yu ben ödemiştim Türkçesi arabamızı yakanlar yabancı menşeliydi..Medyada hangi gazeteyi okuyorsunuz diye bana sorduklarında,onu geç şunu okuyun dediler. Sebebini sorduğumda da bu gazete filancanın, şu gazete bilmem kimin dediler. Sonra anladım ki, uzun ve geniş mevzular!! Gurbette olan Türklere ne türlü gazete olursa olsun, okumak mubah, çünkü Türk gazetesi..
Türkiye de bir yandaş tutum söz konusu. Hangi kitabı okuduğumu sorarsanız, bir bulsam hepsini diyeceğim. Velhasıl Gurbet denilen yer bal kaymak olsa yenmez, tabi benim nazarımda.. Burada niceleri var bir basıp iki oynayan neşesi 1500 olan :((
Hiç sormayın, hayvanların ellerinin,, ayaklarının, kuyruklarının, kulaklarının kesilmesi mi, gözlerinin kör edilmesi mi? bunları gazete videolarında bazen denk geldiğinde saniyelik de olsa bakıyorum içimi çok acıtıyor hocam.. Demin hayvan fotoları gözlerimi yaşarttı.. Allah'ın adaleti çok ama o sapıklar bu haktan mahrum olacaklar Yüce Yaradanın galeyanına gelsinler, bunlar en yakınlarım dahi olsa, kesin ve net!!
Ebeveynler çocuklarını pişpişlesinler bakalım kabak çocuklarının başına patladığında acaba kime suç bulacakları?
Devlet babaya çok iş düşüyor, hapishaneler ful çekiyormuş, doluluk oranı ne kadar bolsa!
Eğitim verilip topluma kazandırılmak varken, hapsedilmek niye diyorum!!
Selam ve saygılarımla hocam..
Yazınızı dikkatle okudum. Kadına şiddet üzerine bir yazı paylaşacaktım ama hala ana sayfada bir yazım olduğu için buna sistem izin vermedi.Yazı içinde ben de çocuk yetiştirmek üzerine ve hayvan sevgisinin bunun içindeki önemine değindim. Evdeki şiddet bitmeden sokaklarda devam eden cinayetler asla son bulmaz. Evde kadın, çocuk,erkek veya hayvanlara psikolojik veya fiziksel şiddet uygulanmaya devam ettikçe sağlıklı insanlar yaratamayız. Bunun Avrupa veya Türkiye ile ilgisi yok. İnsan, insandır ve bir insana ne kadar çok sevgi ve güven aşılarsak o derece sağlıklı bireyler yetişir. Annesi tarafından hayal kırıklığına uğratılmış, sevilmemiş, şiddet görmüş erkek çocuk büyüdüğünde büyük ihtimalle ''kadın düşmanı'' olur. Aynı şekilde büyütülen kız çocuklar ise silik ve cinsiyetinden utanarak yaşayan insanlara dönüşürler. Bunu baba yaptığında da benzer durumlar olur. Aynı zamanda bu şekilde büyüyen insanlar anne ve babasını rol model alırlar ki bu ayrıca büyük bir tehlikedir. Son olarak insanların eş cinselliğe yönelmelerinin sebepleri arasında da yine bu çocukluk travmaları yatar. Uyuşturucu bağımlılığı, ensest ilişki, çok ama çok eşlilik, sosyopatlık, narsistlik vs vs hepsinin travmatik reaksiyonları genellikle çocukluktur.
Ne yazık ki gelecek nesillere hiç iyi fotoğraflar bırakmıyoruz.
Sevgilerimle...
Gülsen Tunçkal
Evdeki şiddet bitmez hele ki bizim toplumda, Türkiye ve Avrupa'daki insancıl turum dahi bariz şekliyle burada yaşadığımız için görebiliyoruz. Aç kalsan bir dilim ekmek vermezler..
Fakat yalan da bizde, dolan da, Türkçesi, bu konuda onlar bizden daha sağlam...
Uyuşturucu maddeler el altından maalesef burada çok, krize girenlere hastaneyi birbirine katana veriliyormuş.. Ensest ilişkiler burada da var, çocuk pornosu vs.
Çok eşlilik Türkiye de ama burada da ayda bir sevgili değiştirmek bence çok eşliliğe geçer :)
Narsist bir durumu burada görmedim, Danimarkalılar gayet rahat insanlardır. Travmaya gelince tüm dünya maalesef travmalı, kabul etmek gerek..
Gün geçmiyor ki, kabul edilemeyen şiddeti bile kanıksar olacağız..
Benim şahsi görüşüm de ileriye sağlam bir gelecek bırakamayacağımız yönünde..
Selam ve sevgilerimle..
Kadın şiddeti ile alakalı bir dolu fotoğraf buldum ama içim el verip koyamadım.. Şimdiki fotoğrafı daha bir anlamlı buldum sebebi ise; Burada şiddet eğilimli bir erkek yani baba figürü, minik masum bir çocuk, ama babasının kötü örneğinden bir müddet sonra bir paye alacaktır, bu kesin! Ve sevimli bir Anne köpek yavrucakları olan, karnı aç yemek arayan :( Gördüğü hareket ise itilip kakılmak!! İç acıtan bir tablo, sadece Allah diyorum!!