- 567 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
DEVLET BABA VE KADIN:
Toplum olarak yaşadıklarımızdan çok iyi biliyorum ki bu enson Pınar Gültekin’in katli de, münferiden ve şahsi bir olay olarak görülecek, haliyle toplumun geniş kesimlerince de "aile içi bir olay, kol kırılır yen içinde kalır" mantığı ile değerlendirilip, bir süre sonra zamanla "kentli entellektüel seviyedeki kabaran öfke" de, sönümlenerek, olaya tümüyle şaşı bakış sonucu, baş aktör atlanarak, figüran ve piyonlara sorumluluk yüklenerek, günah keçisi yaratılacak.
Bu minvaldaki, öncekilerde de söylediğimi yine tekraren; Kadına yönelik şiddet ve kıyımların bir sistematiğin, bakış açısının, kadın özgürlük taleplerinin yükseldiği zamanlardaki, metazori dayatılan yaşam biçimlerine ve kadını istenilen şablon kalıplara sokma, "çocuk doğuran, hamur yoğuran" politikalarının sonucudur. Kadın çokça gözönünde ve dışarıda olduğunda, butür geri dönüşleri olacaktır ve de normaldir öngürüsüne alıştırmadır. Yani, kadın cinayetleri siyasidir, Devlet’in erkek egemen dili ve sistematiğidir.
İşte! Salt bu yüzden çok cılız da olsa, "kentli entellektüel tepkiyi" devlet, yönetim şekline ve otoriteye kast anlayışı, bakış açısı ve öngörüsüyle ve de terör eylemi gibi görerek, çok çok ağır bir polisiye şiddet "terör" ile bastırmaktadır.
Haliyle asıl sorumluyu atlayarak ya da içi boş hammasi söylemlerin etkisiyle, güç odaklarının enstrümanına dönüştürülmüş faşizan devlete toz kondurmadığınız, devleti, halkın devletine dönüştürmediğimiz sürece, kadına yönelik kıyım son bulmayacaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.