Ne istiyorum
Mehmet Akif, Necip Fazıl, Ömer Hayyam, Aziz Nesin ...başta olmak üzere günümüze ışınlanmalarını veya mezarlarından alınacak Dna örnekleriyle yeniden üretilmelerini, kaç yaşlarına ışınlacak veya yetiştirilecekler günümüze, o kadar çok konu var ki aklımda cevaplasa cevaplasa bu üstadlar cevaplar sanki diyorum.
Bulundukları devirde savundukları görüşleri, bu devre gelip savunabilirler miydi acaba diyorum? Diyorum, diyorum..
Bilirsiniz efendim benim edebi olmayan yazım şeklimi, tarzımı... Bir bakmışsın ispermecet balinası, bir bakmışsın çekirge, bir bakmışsın leylek den dünyanın en derin gölünde yaşayan canlı hangisi,... Okuyan pişman olur, yazan zaten pişman oluyor ki neyi nasıl anlatacaksın bu devirde??
**
(Kaynak: www.islamveihsan.com/yalan-soylemeye-uc-yerde-izin-var.html
"Ümmü Külsûm dedi ki, Peygamber aleyhisselâm’ın halkın söyleyip durduğu yalanlardan sadece üçüne izin verdiğini işittim. Bunlar da:
1- Savaşta (düşmanı aldatmak için),
2- İki kişinin arasını bulmak maksadıyla,
3- Kocanın karısına, karının da kocasına (aile düzenini korumak düşüncesiyle) söylediği yalandır.")
Ülkemizi düşünelim ve biraz kafa yoralım. En son Kurtuluş savaşını yaşadık, aradaki savaşları saymazsak, Atatürk fetva ile vatan haini ilan edildi.
O dönemde yaşayan bir Müslüman olsaydım. Elbette Halifenin veya Şeyhül İslamın verdiği fetva gereği Kuvayii Milliyecileri hain bilip onlara cephe almış olacaktım. Yani Halife veya Şeyhül İslam yalan söyledi.
Veya Atatürk ve Kuvayi Milliye hain değildi, İngilizler Fransızlar vb aldatılmak için yalan söylendi, o zaman Atatürk Hain değildi, Müslümandı. Ezanı kurtardığı için de cennetliktir yani iki ayyaş’dan biri olamaz.
O zaman yine yalan söyledi ki İslami toplumda diyanet içinden, tarikat ve cemaatlere kadar Cumhuriyet değerlerini özde destekleyen herkes ya münafık olur ya da kafir.
b) İki kişinin arasını düzeltmek için yalan söyleniyorsa, işin doğrusu açığa mutlaka çıkacaktır ki ilk durumdan daha berbat bir ilişkiler ve insanlar arası güven sorunu meydanda olacaktır. Çöz çözebilirsen veya düzelt düzeltebilirsen insani ilişkileri yalan ortaya çıktıktan sonra,ilk durumdan daha kötü bir durum ortaya çıkar.
c-) Bir aile içinde eşler birbirine nasıl yalan söyleyebilir, buna nasıl cevaz verilir? Hangi konuda yalan söyleyecek eşler birbirine. Konunun teferruatını sizlere bırakıyorum. Herhalde hanım ben marketten 2 kg domates aldım, aslında doğrusu 3 kg idi değildir bu konunun da teferruatı..
Yalan haramsa; haramdır be kardeşim.. bunun lami cimi olur mu?
Diğer konuların teferruatına bile girmiyorum,..Şu harammış bu helalmış konusu...
Ne diyeyim; ne desem üzerim, boşuna kendimi yıpratırım, çünkü çürütüldü tüm delilleri dinlerin mi desem?? Sıkarlar la kafama.. Turan Dursun’u çürütememişler sıkmışlar kafasına..
Hikmeti vardır demeyin sakın, Hızır Mızır şudur budur.. Benim devreler yanar sizinkileri de yakarım.
Hukuk; yeni çağın hukuğu, hukuk içindeki yasaları çoktan çürüttü aslında geleneksel bilgileri ve kalıpları da.. Kim kaybetmiş de ben bulmuşum..
***
Hangi büyük alimi, şairi, devlet büyüğünü, sultanı, şahı vb. getirsek bu devire ki, çivisini tekrar çaksa gerçekliğin.
***
Mesele ne güldürmekte ne ağlatmakta...asıl mesele suskun kalmakta. Suskunluk muhafazakarlıktır yol bulamaz hiç bir çıkışa. Sağ sol, boyalı cicili, fakir asortik.
Farketmez savunduğunu savunmuş olmak için savunmak...asıl çaresizlik budur. Yol bulamamaktir, bunalmaktir , degisememektir, korkmaktır, boşuna direnmektir.
Yaşadığın sendromlari anlıyorum, ama bak gür ve tiz bir ıslık çalıyorum.
"hadi atla gel"
Sağol, açık ve samimi dost. İşin gücün rast gitsin. Amin.
***
Beni anlayan ender insan var defterde, yukarıdaki bölümde "amin" ile biten yorumu yazan bunlardan bir tanesi. Sağ olsun.. Var olsun..
***
Yol bulamamak
Bunalmak
Değişememek
Korkmak
Boşuna direnmek
***
Yol Bulamamak: Bu devrin Y kuşağı diyeceğim yine nasıl yol bulsun ki? Y kuşağı hayatın tam ortasına düşmüş eski çağ ile yeni çağın arasında pestili çıkan kuşaktır. Nesi doğru ki tarihin, geleceği doğru olsun, umut dolu olsun, huzuru olsun bizlerin.
Bir taraftan çocukluğunda hayvanların konuştuğu hayvanların çizgi filmleri, bir taraftan robotların düşünebildiği çizgi filmlerden sinemaya, nerde bu konuşan hayvanlar, robocoplar, insansı yapay zekar??? bir taraftan hala bitmeyen kültürel ve ekseri dini çatışmaların arasında, ekranlarda göz göre göre insanımızı enayi yerine koyan ve yaşları ekseri 55-60 üstü olanların bitmeyen tükenmeyen kavgaları, düşmanlıkları..
Diğer taraftan belki de en son kara veba ile su çiçeği hastalıklarının çok ötesinde bir küresel salgın hastalık son zamanlarda -covid- ki hadi yol bulun arkadaşlar..
Bunalmak: Neden bunalır insan? Neden vatandaşlarımız siyanür içip ailesiyle birlikte intihar ediyor, neden kendini atıyor çatı üstlerinden, yüksek apartman pencerelerinden, neden yaşam hakkı hukuki güvence, huzurlu bir gelecek görülmüyor bu ülkede de ya canına kıyıyor insanlar ya da ver elini avrupa amerika kanada ... neden kaçıyor insanım benim memleketinden, neden bunalıyor?
Suriyeli göçünden mi, yoksa 100 yıl önceki savaşların yeniden başlayacağı endişesinden mi, yoksa nehirlerin kuruyup susuz kalacağından ya da ne kadar çalışırsa çalışsın bu ülkede alın teriyle huzurlu bir hayat sürmeyeceğinden mi bunalıyor??
Değişememek: Yedisinde neyse yetmişinde de odur insan fikri doğru değildir. Okudukça öğrenen, köküne indikçe ağacı tanıyan, başka başka bakış acılarıyla kocaman fili tarif etmeye çalışan insanlar değişmiyor mudur? Bu değişim konusu nedir ?? Elektronik veya pc uygulamalarında yapılan reset veya güncellemeler değişim midir, yoksa yama mıdır işin özünde, bunu insana, insanın kalp ve fikir dünyasına nasıl uygularsın?? Güçlü olan değişir, güç nedir? İmkan nedir, nasıl bir değişimdir bu kastedilen.. Belki de fiziki bir değişim, kanadım çıksın, telapati yoluyla haberleşeyim, duvara kafa attığımda ağrımasın kafam, sağlam bir vücuda mı değişim???
Korkmak: Neden korkar insan? Ailesi içim atası anası çocukları sevdikleri için mi korkar yoksa kendi için mi? Kendisinden bu milletin doğruyu bulabilmesi için vazgeçen bir insan neden korksun, işkenceden mi, hapisten mi, zulümden mi? hepsi var çünkü.. Lakin Mehmet Akif değil miydi "Korkma" diye İstiklal Marşını bir kalemde yazan? Güvenebileceğin bir devlet olsa korkmazsın, insan güven duyamadığı için korkar. İnsana olan güven, çatırdıyor çünkü tüm ülke ve de evrensel değerler. Nasıl korkmazsın?
Boşuna Direnmek: Aslında en güzel madde bu, sal kendini "Biraz Tanrının" ufuklarına, bırak kendini dağ başından başını taşlara vura vura deryaya koşan derelerden ırmaklara, nehirlerden deryaya...Boğul, boşuna direnme..
***
Tıkanmışım üstad.. Çıkış yok bu zihinden.. ikiye yarıp açmaktan ve zihni değiştirmekten başka, yetmiyor..
***
Aslında en çok bugüne gelsin dediğim insanlar, şu ulul azam denilen peygamberler. Beşinin de yakasından tutup hani size vahiy gönderen Allah’ınız Tanrı’nız nerede, bu devri niye es geçti, niye bir başına bıraktı bu çağı der, artık sonu nasıl biterse o sohbetin veya kavganın??
***
Adam 105 gayme verip sıfır araba sipariş ediyor, olur mu olur kardeşim, senin de hakkın elbette sıfır arabaya binmek.. Elin avrupalısı amerikalısı 30-40 gaymeye biner aynı arabaya sen 105 gayme vermek de sıkıntı aramaz veya mantık sormazsın?? Olabilir asgari ücret 2500 Tl oldu mu?
Kork ki; sen çiftçim bu gidişe Tarım Bakanlığının bulacağı başka çözüm yok, terkedilen köy arazileri bir şekilde tarıma kazandırılmak sorunda lakin sen döner misin çiftçiliğe, hayvancılığa... Sanmam pek, dönseydin elin Afgan çobanı sürülerini gütmez, başka memleketlerden çocuk işçiler tarlalarında ter dökmezdi?? Ne yapacak devlet; verecek ihaleye şirketlere kendi toprağında bir nevi köle olacaksın?? O toprağı sana bırakırlarsa bir de o yönü var..
Peki Tüvtürk?? Milyorlarca araba her gün kuyrukta, tamir bakım yapmıyor, ver peşin 400-500 gayme, al raporu, tekrar gel 1-2 yıl sonra teker dönsün?? Tüvtürk’ün sahipleri kim?? Neden bu millete bu eza, cefa.. Ne iş yapıyorsun da onca para alıyorsun ya hu?? Milletin durumu ortada??
***
Sana ne, düşünme be dünyevi.. Kurtulmuyor zihnin bokluktan... Neydi o söz, klavuzu garga olanın burnu kurtulmazdı çöplükten...mi? Bu zihnin klavuzu kim ya hu?? Tüm haritalar çıktı çıkmayan kaç harita kaldı; sanırım; Dna, zihin ve ruh haritası hala çizilemedi ..Şikayet edeceğine sen çiz o zaman dünyevi...
YORUMLAR
Ah be nesildaşım sana derler ki; ne çok şey istiyorsun sen başka derdin var mıydı....
Ne isteyeceğini, neyi seveceğini, neye inananacagini karar vermek isteyenler var...onun dışında kalan her şey suç, günah, tüh kaka.....
Her şey etrafında anlamsizlasirken genelde son söz....sadece insan gibi yaşamak istemiştim oluyor ya...insanin ne olduğuna bile işlerine göre tanım koyanlar varken....ne denir ki....
Çok şey istiyoruz çok....
Sağlıcakla.
Yinsani
bu zihni rektefe edemezsen kötü sonu..
eksik olma.
saygı huzur ve sağlık dileklerimle daim.
Sanıyorum bu yazıda bana söz hakkı düştü.
Koca bir yalanın ortasındayız ama merkezine koyulamadığimız bir yalanın çevresinde döndürüyorlar bizi girdaba kapılmış gibi.
Dediler ki bize hadi bizim istediğimiz, bizim sana olmanı istediğimiz gibi eğit kendini. Al sana şu kavramlar bunda debelen bunda bize sukret her türlü varlığınla. Bunu yaparken bile sömürerek yaptılar. Meslek edindik didindik, sosyalitede iyi yer kap, dediler, bunun için güya hayal de kurduk ya...hadi ona ulaş dediler, rengârenk köleler üretmek için kendilerine.
Bazen o kadar degersizleştik ki bunu bile çok gördüler. Git geber yetinmezin fitnesi , o su bu su... Kölelik yetmedi, savaşan olduk, fahişe olduk, rezil olduk.
Asla ve asla bize yaşamın kendisini bile göstermediler.
Kaçış ve çıkış yok,dediler. Buna da Tanrı'ya karşı "sorumlusun"u kattılar. Efendiler kurallarını koydular, ürettikleri Tanrı kurallarıyla birlikte ürettiler, toplum için topluma baskı olacak kuralları ürettiler.
Güya adalet için yine kurallar ürettiler, şehirde insan yanasmasinin getirdiği birlikteliğe kurallar yüklediler. Bunlara ürettikleri kavramlara anlamlar yükleyerek baskıladılar...
Ben gördüm...eyvallah dedim sizin ürettikleriniz sizin olsun.
Nefes alıyorum....
Sen de nefes al! Emi...
Yinsani
insana saygı bilgiye hürmet..
başım tacı, umarım o gün de gelir bir sarılırız gardaş ağabey diye..
teşekkür ederim ..huzur veren, düşündüren her yazınız ve derinliğiniz için..
eksik olmayın.