- 366 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
İki Zaman Arasında
Göz kapaklarımı yavaşça aralamaya başladığımda gözleri-
min önündeki sis perdesinden zar zor seçtiğim görüntülerle
karşılaştım. Birkaç hamleden sonra açtığım gözlerimle etrafı
süzmeye başladım. Beyaz boyalı soğuk oda içimin ürpermesine
sebep olmuştu. Terkedilmiş bir yer izlenimi veriyordu, tabii
etrafımdaki insanlar olmasa. İçinde kaybolmak üzere olduğum
düşünce labirentinden kolumda hissettiğim bir acının tesiriyle
çıktım. Uyuşma hissi vardı.
“İyi misin Talia?” Çok uzaklardan uzanıyordu siması beyni-
me. Hâlâ sorusuna cevap bekler gibi bakan adama dönüp boş
bir ifadeyle, “Evet,” dedim.
Onun sorusundan önce aklımdaki, “Ben kimim?” sorusuna
cevap bulmaya çalışıyordum.
Çığlık atan düşünceler beynimi tırmalarken yavaşça doğrul-
dum yatakta ve başucumdaki adama baktım. “Kim olduğunuzu
öğrenebilir miyim?” diye sordum. Acıyan bir ifade oluştu yü-
zünde. Mavi gözlerinde gözyaşlarının buğusu vardı. Titreyen
sesiyle cevap verdi. “Be… Ben Yağız.” Konuşmaya devam eder-
ken ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. “Biz seninle çok
yakın iki arkadaşız.”
Beynimdeki soru dalgasına kapılmamak için çırıpınan aklı-
mı toplayıp karşımda duran adama anlamaya çalışarak sordum;
“Ben neden buradayım?”
Soruma cevap bile beklemeden bakışlarımı odaya çevirdim.
Odadaki kalabalığa döndüğümde bir kadınla göz göze gel-
dim. Uzun boylu, ince fiziği olan güzel bir kadın yaşlı gözlerle
bana bakıyordu. Ruh hâli gözlerine yansıyordu, Üzgün ve yor-
gun; yanındakilerin de öyle.
“Kızım.”
Ağzından çıkan kelime kalbimde bir tele değmiş gibi boğa-
zıma doğru acı bir nağme yükseldi. Bağırmamak ve ağlamamak
için savaş veriyordum...
İki Zaman Arasında
Tüm online kitap sitelerinde satışta.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.