Sistem Batıyor, Tren gidiyor Ben seyrediyorum..
Başlıktan ne anladınız bilmem amma bana öküz deseniz yeridir yani..
Merhaba dostlar.. Gece gece kim dertleşir klavyeyle ya hu.. Bu gece konuşur gibi yazmamızın nedeni; sistem tıkanıklığı..
Değerli okurlar, sayın seyirciler.
Özetlersek; Roma imparatorluğu ekonomi yüzünden dağıldı, kavimler göçü deseniz de en büyük etken paradır. Sonra Bizans geldi o da yıkıldı.. Osmanlı geldi, hatırlayın tarih derslerinden ne kadar doğru bilgi yazdılarsa artık kitaplara… Ulufeler, yeniçerilerin kazan kaldırması genelde para içindi. Ve gittikçe paralardaki gümüş ve altın oranları düşürüldü, düşürüldü..
Sonrada birinci dünya savaşı, yine para ve enerji içindi, rönesansa çok atıf yapılıyor amma Rönesans benim bildiğim avrupayı hareketlendirdi, teknolojilerini başka coğrafyalarda kullandılar. Cetvel metvel sınır çizdiler denir ya..
Anadolu Tiftik keçisinin, daha doğrusu giyim kuşamda kullanılan tiftiğin, yünün nasıl İngilterenin eline geçtiğine dair bir yazı vardı sitemizde, okudunuz mu bilmiyorum geçmiş zaman. Şimdi ise Tüvturk yoluyla milletimizi soyuyorlar, geçiniz efendim, emniyetti, güvenlikti, araçların daha güzel teknik raporunun hazırlanmasaydı, Tüvtürk’ün sahipleri kimi nereye bağlı, önemli konular.. Ve hatta Tüvtürk’ü teknoloji bakanlığına bağlamalı..Ne çok biliyorum değil mi? Hani bir söz vardır aklıma gelmedi, bilmem neyi yoktur bilmem ne yapmaya gider gibi..Ben de ülke kurtarıyorum sanki..
Yanlışsam lütfen düzeltin, yaklaşık-ortalama nüfusumuzun yüzde 90 ı şehirlerde, yüzde 10 u kırsaldadır. Şehirde hangi sektörde çalışıyor insanlarımız? Ekseri Hizmet sektörü. Hizmet sektörüyle ayakta kalabilecek bir kültür yoktur, olamaz da. Geleceğimiz şekillendirecek iki kuşak var ekseri, yani milletin ve devletin geleceğini Y ve Z kuşakları, yani 40 yaş altı nüfusumuz. Bu nüfus kırsala, terse göç eder mi, hiç sanmıyorum.
Eeee ? Angus ithal ettik, demek ki hayvan yetiştiriciliğimiz ekside, yabancı uyruklu çobanlarımız var, demek ki milletimiz çobanlığa özenmiyor, saman ithal edildi, demek ki tarımda sıkıntımız var, yeni bir haber ay çekirdeği bile ithal edildi..
Devlet ne yapacak kırsaldaki toprakları? Kendini politika üreten birileri yerine koyun, düşünün, cevaplayın.. Ben diyeyim kendi fikrimi; büyük şirketlere tarım ve hayvancılık yaptığımız bölgeler, topraklar, ovalar ihale yoluyla verilecek?? Belki bu ilçe olacak, belki kasaba, belki beş on köy arazisi, korkarım ki bir şehir arazisi olmasın ihaleyle devredilen, gidiş onu gösteriyor?? Böyle bir sistemde vatan evladı huzur bulabilir mi?? Öz yurdunda köle olmaz mı??
Yazının başında değindim ya kısaca, Roma, Osmanlı…1 dünya savaşı, 1. Dünya savaşının intikamı belki de 2 .dünya savaşı.. Genelde hep solcular dile getirir, Özal’ın 5 mayıs mı, bilmem kaç kasım mı kararları var.. eee Demokrat parti zamanında kapatılan uçak fabrikalarından bahsedilir vb vb ..
Neyse ABD diyecektim. Dolar imparatorluğu. Bakınız Bankalar, ordulardan daha tehlikelidir. Ve Abd artık karşılıksız basıyor parayı. Altın karşılığı da yok bankalarda. Zaten Merkez Bankaları, ister buna FED deyin, ister bizim MB gibi ülke bankaları özelin bankasıdır, kamu yararı, millet faydası gütmez. Yani Banka sistemi çökecek önümüzdeki 10-20 yılda fazla uzayacağını sanmıyorum. Bankadan 30 bin, 50 bin vb almaya çalışın nakit olarak size hemen vermez, şu gün gel, bu gün gel der.. Genelde elektroniktir hesaplarımız, banka, topladığı paraları, borç vererek değerlendirir, senin paranın yüzde 90 ından fazlasını başkasına kullandırır, bunun yanında faizden güzel kazanır. Sistem bu..
Devletlerin borç aldığı kişiler, özel kurumlar kim? İnternet geleli, bunları daha iyi araştırabilirsiniz, araştırabiliyorsunuz. 1929 buhranı, 2 dünya savaşı Abd yani dolar imparatorluğunu doğurdu, 1970 lerdeki abd politikalarıyla dolar tüm dünyanın parası oldu.. Lakin bu sistem çatırdıyor artık..
Arasıra kripto paralara değiniyorum. Gülen oluyor, enayi diyen oluyor, oluyor da oluyor.Lakin bıçak sırtında bu teknoloji onlarda..Çok hamur yoğurur.. Tutar mı tutmaz mı belli değil dünya üzerinde.. Belki yeni bir oyundur derin zenginlerin kurduğu, kim bilir ki?? Bankalardan ve ne idüğü belirsiz devletleri bile tekeline alan kişi ve özel kurumlardan kurtulmanın tek yolu; bağımsız bankadır. Bağımsız ekonomidir, para basımıdır, paranın el değiştirmesidir. Bunu internet özgür olduğu sürece kripto paralar pekala yerine getirebilir. Lakin şuan sistemin başında olanlar ekseri 60 ve üstü yaşında olan kuşaklardır. Bunların mirası x-y ve z kuşaklarına kalacak.
Dünyaya internet yayılalı 50 yıl oldu mu? Belki aşağı yukarı..Şuan bir çok devlet dijital parayı düşünüyor, hazırlıklarını yapıyor. Yapmak zorunda zaten.
Bu yeni dijital sisteme 3. Dünya savaşıyla mı geçeceğiz, yoksa büyükler dediğimiz devletlere borç verenlerin kendi aralarındaki anlaşmalarıyla mı??
Hiçbir güç devlet otoritesi, para basmaya müsaade etmez değil mi?? Lakin kripto paralarda bu mümkün. Ben öğrenemedim tam ama.. Öğrenemem de sanırım. Çünkü ne kadar elektronik, haberleşme okusam da ilgi yok, merak yok.. Sokağa atsan afedersiniz köpekler koklar geçer, öyle derdi ana nasihatı. Paraya fazla önem verme oğlum derdi de, iyi mi dedi, kötü mü dedi, meçhule kaldı valla.
Yine bugünlerde bir haber okudum, bir sivil dernek 20-30 bin liraya dernek binasının elektriğini kendi üretiyormuş,yatırım yapmış, 1-2 senedir elektrik faturası ödemediklerini anlatmışlar. Çok güzel haber…
Arkadaşlar bu yatırım 20-30 binlere bizim milletimizin çoğunluğu için büyük para. Hiçbir aile veya apartman, site yönetimi kolay kolay bu işe girmez, insanımız zaten zar zor denkleştiriyor ay başını.. Yüzde 10 luk kaymak tabaka için bu paralar çerez parası olsa da çoğunluk için zor paralar. Bu yatırımın daha da maddi olarak azaltılması gerekiyor ki, milletimiz bu çağda diğer tüm bölgelerden önce kendi elektriğini, hane başı elektriği, kişi başı elektriğini üretebilsin. Bunun yolu bulunmak mecburiyetinde.
Elektrik şirketlerinden öncelikle kurtulmak zorunda devletimiz ve milletimiz kendi bireysel, ailesel, köy-kasaba-ilçe-belde-şehir elektriği üretebilmeli.. Bu çağda bunu yapamayan kölesi olur yapanların bu kadar açık ve net gidişat.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir konuşması vardı, ara ara gelir aklıma birkaç sözü.. Almanya’ya giden, gönderilen vatandaşlarımız için ciğeri yanardı, derdi ki; niye benim kardeşim, ağabeyim, ablam vb elin memleketine işçi olarak gidiyor, neyimiz eksik bizim ülkemizde gibisinden dert yanardı sorardı, sorgulardı.
Benim peder doğumumda yokmuş başımda, nerede şu şirkette şurada inşaat işçisi, nerede Ürdünde, Nerede rusya, soçide, moskovada… Şurda burda.. Neden gitmek zorunda kalmıştı?? Maaşını dolar olarak almış lakin bir ömür vatandan ayrı, aileden, kültürden ayrı çile çekmiş.. Geçmişe dönük değer miydi demiyorum değil..
Şimdi gitmek isteyenler de oluyor, ya hu diyorum , dur ailenin başında boş ver, asgari ücret al ama çocuklarının başında kal.. Lakin insanımız aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık hesabına döndü. Bir neslimizi daha mı heder edeceğiniz yurt dışlarında beton atmak , tünel delmek, bilmem ne dikmek için.. ? Değer mi??
Adam bakıyor, evladın düğünü, okulu, şunu buyu.. Asgari ücretle ülkemizde çalışsa ter döküyor karşılığı ancak karın doyuyor, yurt dışına gitse asgari ücretten dolarla maaş alsa, ülkemizde o maaş 6-7 katı oluyor, hesaplayınca tutturuyor belki gelir giderleri.. Lakin kaç yıl çalışacak kaç yıl ailesinden uzak kalacak? Bir ömür el memleketlerinde milletin ağız kokusunu çekecek??
Evlatları burada uyuşturucuya mı başlar, içkiye kumara mı yönelir, nasıl yetişir, nasıl etkilenir başta bir büyük olmamasından büyük dert her yönden.
*
Değerli dostlar tren kaçmak üzere… Enerji, tarım, hayvancılık… Bunları da eğitimli insanlarımız yapmak zorunda. Üniversite mezunu çobanımız, çiftçimiz, kendi elektriğini üreterek yapmak zorunda. Küçük esnafımız elektrik faturasından bir an önce kurtarılmak zorunda.. Yoksa çok kötü çakılacağız. Hani hep diyoruz ya, aynı gemideyiz.. Ya hu gemi batıyor. Dünya da batıyor. Abd için yıllardır yazıyorum 50 yıl ömrü kalmadı. 10 yılı gitti. Uzun vadede doların dönüşümü bir şey ifade etmeyecek..
Lakin ben ülke gündemine bakıyorum yıllardır, lay lay lom..
Yalancılık mahkemeleri kurulmalı ülkemizde bir an önce. Hiçbir devlet yetkilisinin açıklaması yalan olmamalı. Yalan kadar büyük yılan var mıdır? Lakin göz göre göre yalan sözler mikrofonlarda. Kardeşim, beyim, paşam.. hadi beni düşünme, bizi de düşünme, zaten düşünmezsin, kanıtladınız bunu.. Bari kendi torununun, çocuğunun geleceğini düşün..
Özelleştirmelerden geri dönülmek zorunda, milletimiz arabistana haçtı, dindi diye para kaptırmamalı artık, şirketleşme güzeldir lakin hep yüzde 10’a çalışmaz bir devlet, bir siyasi mekanızma yüzde 10 için çabalamaz.. Komple gider ülke, ne olduğunu anlayamayız.
Değerli büyüklerim, milletinizi, devletinizi düşünüyorsanız, çoluk çocuk torununuzu düşünüyorsanız gelin geç olmadan vazgeçin başkanlık sisteminden. Dini ve inançları artık yönetimde kullanmayın, özelleştirilecekse diyaneti özelleştirin, açın bir ihale kim diyanet teşkilatını almak istiyorsa alsın. Bastırsın parasını alsın..
Bütün ülkelerden önce resetleme yapmalıyız, bu terimi biliyorsunuz bilgisayar sistemlerinden modem sistemlerinden güncelleştirmeyi çok duymuşsunuzdur, akıllı telefonlar zırt bırt güncelleme çıkar..
Gelin bunu, Osmanlıydı, Atatürktü, dindi laiklikti, şuydu buydu diye diretmeyin.. Dünyaya örnek olacak bir güncelleştirme, resetleme yapınız ekonomik olarak,yönetimsel olarak, yargı olarak..
Çin ile Hindistan kapışmaya başladı sınırlarında askeri olarak. Ve o iki ülke tarih boyunca dünyaya yayılmamıştı. Biri Yecüc biri de Mecüc mü yoksa? Ne bileyim ben..
Hane halkına yapılan transferlerle günü kurtarırsınız lakin geleceği satarsınız.. çocuğunuz , torununuz 20-25 yıl sonra size küfreder duruma gelir. Bir ülkenin gelişmişliği, sosyal devleti, ne kadar çok yardım parası yaptığıyla ölçülmez, ne kadar az yardım yaparsa o kadar büyük devletsiniz demektir. O kadar büyük milletsiniz demektir.
Hangi insan olursa olsun her şeyiyle sevemezsiniz. İster peygamber olsun, ister devlet kurucusu, ister babanız ananız evladınız, lakin seversiniz totalde.. İçtendir bu sevginiz, karşılıksızdır.
Devletinizi, milletinizi, ailenizi seviyorsanız bu yazının satır aralarını okursunuz, açarsınız, tarihi, dini kin ve nefrete dönmeden, boğulmadan birbirinize garezinizde, aklın yolunu dinlersiniz umarım.
Ekonomik tavsiye veremem, zaten cüssem yetmez, zaten cep delik cepten delik. öyle bir algıya da kapılırsanız bilin ki, yatırım tavsiyesi değildir, yaşam tavsiyesi değildir burada kendi kendime konuşarak yazdığım bu yazı..
Değerli dostlar..
Tanrı Türk’ü korusun.
Allah Müslümanı korusun.
Her ikisi birden Cumhuriyetimizi, ülkemizi, devletimizi vatandaşımızı korusun.
İşe de Cumhurbaşkanı maaşını 25 yıllık bir öğretmen emeklisinin maaşına eşitleyerek başlayalım.
Saygılarımla,
En sevdiğinize emanet olun.
Haddimi aştıysam kusura bakmayın, zülfü yare dokunursa da bağışlayın efendim.
Not: 50-60-80-2bin vb yıllardan kalma yorum yapmayın lütfen.
YORUMLAR
Harika bir yazi da noksanı var.Simdi şu insan kanı içerek organlarını yenileyerek ölmemek için uğraşan bir kaç dünya zengini dünya nüfusunu azaltmak istiyor,tarım vss , hayvancılık bitecek,üstün ırk denilen yamyam türü,yapay zeka ve robotlar kalan dunyalilara hizmet edecek.virus söylenilene göre Fransa ve çin ortak yapımı,labaratuvar üretimi,Amerika'da patentini almış ama ellerinde patladı.tahminimce virüs gribin başka şekli ama çok insan kaybı olanlar 5G baz istasyonlarının devreye girmesi ile insanları öldürdüler.ikinci devre virüs salgını diyorlar bu sefer bizde de çok ölüm olur çünkü her tarafa 5G baz istasyonları kurulmuş durumda.5G devreye girecek
5G nin etkisi etrafındaki herşeyi kurutuyor,zaten Dünya'da oksijen azaldığı için onların işine yaramayan herkes ölmeli.
Yok etmek istedikleri,zenciler,fakirler ve müslümanlar.
Bir sürü haber var.
Yinsani
İnsan üretiminde bir üst devreye geçmeden kitle imha yapmaları zor. Daga robotlar istenilen bedene kavuşamadı, tabiri uygun olmaz ama dini anlatılarda erkek ve dişi arasındaki münasebet üzerine bir çok çıkarım var.. seks robotlarını epey geliştirdiler. Öncelikle bu yapay zeka ve robot bilmecesinin halka yayacaklardır.
Zenci ve müslümanları ayrı bir kategoride değerlendirmek de bu yüzyıla pek uymaz sanırım. çünkü bahsettiklerimizin parası devlet kurup yıkmaya aday. Dünyaya bir kenarda tutarsak, ülkemizde bile Kanal İstanbul projesi, oralarda arsa kapatanlar yeni şehir kurulmasını bize nasıl sunuyorlar..??
Aklımda kaldığınca tarihi ve milli argümanlar kullandılar sanırım. Lakin araplar ekseri müslüman gözüküyor( bir kısım görüş ingiliz ve abd destekli der), zenciler ekseri abd üzerinden beyazlardan intikam almaya çalışıyor veya avrupadan gibi bir izlenim var, ancak sistem kendi zenginlerini çarkları arasında öğütüyor. bu çarka giren ne milliyet ne de din yörüngesinde kalmaz, kalamaz.. Bunun dini, milliyeti olacağını düşünmüyorum.
Ülkemizde bu 40-50 yıldır siyonist ve illimünatı olarak sunuluyor. İnanıp inanmamak bize kalmış. Romanlarda, dizilerde, sinema filmleriyle bilinçaltına verdikleri değerler tarihe dayanıyor, dini çekişmeye dayanıyor. Tarihi de ekseri güçlüler yazıyor.
Sizin yaptığınız zenci ve müslüman çıkarımı yapmayı ben bırakalı epey oldu. Beylik laflar ediyorlar, devlet, din ve milli değerler üzerine ancak insanların mal varlıklarının ne olduğunu kimseye şeffaf değil. Bu yüzden resetleme ve güncelleme diyorum. Tüm düşünce ve ideolojilere bir samimiyet testi olur.
Herhangi bir ülkede herhangi bir vatandaş herhangi bir yalanı ortaya çıktıktan sonra devlet başkanını mahkeme huzuruna çıkarabilir ve hukuk içinde ceza almasını sağlayabilirse belki bir denge kurulur siyasi, sosyal ve toplumsal olarak.
Geçenlerde bir dost, yunan halkıyla türk halkının birlikte yaşamaları konusunda bir sorun yok demişti. alt ve orta seviye insanlar arasında bu sorun olmuyor ancak oradan biri paraylai ideolojiyle, dinle, tarihle itekledi mi gazete manşetleriyle, basınla vb milletin bilinç altını nasıl yönlendirecekleri malumunuz olmalı. Bu konuda 70-80-90 pkk, etö, fetö olaylarından bağışıklık kazanmış olmalıyız.. Lakin korku salıyorlar topluma bir şekilde.
evladı babaya, eşi eşe, dostu dosta vb düşürebilen bir yönetim şekilleri var sonuçta..
Sen ben veya herhangi birinin de korkması doğal sonuçta..
Konu o kadar uzun ki..
Hani derler ya of çeksek karşıda dağlar yıkılır.
Uzattığım için kusura bakmayın..
Saygı sağlık ve huzur ile..
Hüznümün Hüznü
Derin düşüncelere sevk ediyorsun Ekrem Kardeş, Lakin düşünecek vakit yok diye de ilave ediyorsun;))
Dileklerine imzamı attım
şimdiki zaman dilimi ve saatten.
Yinsani
Hep seni bekledim gelmeyen
Çocukluğumda, o altın çağda
O eski masallardan çıkıp ansızın
Kırbacı, sihirli seccadesi ve Keloğlan'la
Göklerin yedi kat güzelliğinden
Hep seni bekledim gelmeyen
Gençliğimde, o hür aynalarda
O cömert çağrısında çeşmelerin
Delikanlı bilekler üstünde
Beyaz gelinliklerle salınıp giden
Hep seni bekledim gelmeyen
Çılgın vuruşunda yüreklerin
Yağmur sonrasında bir sabah
Denizle güneşin kucaklaştığı
İstanbul'un en güzel semtinden
Hep seni bekledim gelmeyen
Yaylalarda, dumanlı doruklarda
Doru taylar üstünde uçarı, kaygısız
Mavzer namlularında sıcak, emin
Ve Köroğlu gibi dağların yücesinden
Hep seni bekledim gelmeyen
Kavgalarda düşman bakışlarında
Soğuk parıltısında bıçakların
Emsalsiz dostluklar uğruna
Yiğit yüreklerle vurulup düşen
Hep seni bekledim gelmeyen
Çocuk seslerinde akşam üstleri
Daracık sokaklarında küçük şehrin
Köşe başlarını döner dönmez
Anne sevgilerine karışıp
Uzak dünyalardan gülümseyen
Hep seni bekledim gelmeyen
Hep seni bekledim gelmeyen
Kavgasız, şarkısız ve umutsuz...
Beklemek hep beklemek, beyhûde, boş
Ne kalbim yitik sevgilerle sarhoş
Ne de mes'ut bakışlarına vurgunum.
Artık vakit geçti yorgunum.
Nurettin Özdemir
MÜSLÜM BAYRAM
her daim beklerim böyle şiirli yanıtlar
ona göre
alkışlıyorum....
Merhaba kardeşim.
Klasik bir yaklaşımla başlayayım; üretmeyen devletler yok olmaya mahkumdur. Ülkemizdeki en büyük sorum bu. Devlet belirli sektörlerde kendi de üretim yapmak zorundadır.
Sen 50-60-70-80-2bin vb yıllardan kısıtlama koymuşsun. Ben 50 öncesinden yazacağım için muafım:) Ve bu örneklemeleri yapmazsam yukarıdaki tezimi destekleyemem.
Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet tarafından yapılan atılım ve yatırımlarla kalkınma sağlanmıştır. Eldeki kuruluşları yük görüp özelleştirerek sadece vergilere bel bağlayarak yönetim en sonunda dibi görür. Bunu yaparken de halkı da peşinden çeker.
Üretim şart... Bu kadar basit.
Yine cumhuriyetin ilk yıllarına gideceğim. Savaştan yeni çıkmış bir ülkede gelir yokken ve üretim yeni yeni yapılıyorken devlet Osmanlı dahil yeni cumhuriyetin de en büyük gelirlerinden biri olan AŞAR vergisini kaldırmıştır. Neden? Çünkü, ülke üretiyor devlet kendisi para kazanıyordu...
Ülkenin en büyük sorunu seçilen kişilerin (parti ve kişi gözetmeksizin yazıyorum - neredeyse hepsi) vizyonsuz olmasıdır.
Kripto para konusu sakıncalı ve güvenilmez bir durum bence. İnsanlar internet üzerinden telefon sipariş veriyor, koliyi açınca hıyar çıkıyor. İşin içine paranın kendisi girince ne olur bilemiyorum:) Tabi bu absürt bir örnek ama yine de güvenilmez ortam. Önce deep web yok edilmeli, oranın vahşi sakinleri etkisizleştirilmeli. Çünkü onlar orada olduğu sürece paranın internette bankacılık sisteminden ve devletler denetiminden daha bağımsız dolaşması riskli olabilir. Belki sonra senin dediğin olabilir.
Sevgi ve sağlıcakla kal...
Yinsani
depp web nedir bir türlü karşılaşmadım bana zihinsel bir yükseliş veya dibe çöküş yaptırır mı acep. Bilmediğim konu hakkında ne söylesem yalan olur.
zenginler kendilerini devleti kullanarak koruyor, diğer insanları ezmek için de siyaseti ve inançları kullanıyorlar..
enerji için yemek lazım.. o tarım ve hayvancılık..doğayı sev ağacı koru:)
ulaşım için motor, tekerlek, uçan araba... çakma yerli ile olmaz.
iletişim için haberleşme.. sonumuz dijital köleliğe dönmezse iyi.
ticaret için para... parayı kendinin bastığını düşünsene abim.. bireysel kapitalist sistem komünizm veya sosyolizmin değili gibi.. -(-1) = +1 gibi:))
o kadar uzun ve teferruatlı konular ki.. yaz yaz klavye eskir hesabı..
Katkıların için teşekkür ederim.
saygı sağlık ve huzurla..
Ilk çekilen film geldi aklima;)) istasyona gelen trenin filmi...insanık sanırım o gün bu gündür o ilk filmin etkisinden çıkamadı...çünkü trene bakmak konusunda artık ustad seviyesine çıktık...anlamadığım sonsuzluk isteyen yaradılışa rağmen bu kadar günü kurtarma derdi içine düşülsün....zirvalik derecesindeyiz artık...
Geleceğe bakınca mutluluk içerisinde bir dünya hayal edemiyorum nedense...ve evet gelecek nesil çokça sevecek bizleri ileride...
Kalemine sağlık nesildaşım ne denir...
Sağlıcakla
Yinsani
tırlatmaya az kaldı doktorum nerde... türkü yine aşka sevdaya sarıyor ama benim zihin de hep gelecek dönem sanki.. Çok pis gidiyor dünya kamyonu.. veya ben çoktan çarptım duvara da, kayış bağlı gaz basılı kaldı... motor su kaynatıyor nesildaşım..
Eksik olma, sağlıcak, huzurcak ve saygıcak ile daima..
bu arada penbe dizilere sardım..
dynasty diye bir dizi:)) bir elleri balda bir elleri şekerde yaşıyorlar dizi de.. bakalım ne olacak sonu..
black_sky
black_sky
Yinsani
biz de yolu yarıladık.. yaşıyoruz ama öylesine sanki be nesildaşım..
durum zaten vahimdi iyice sarpa sardı... toparlarım ihtimal.. bi ihtimal..
penbe dizi evet en nefret ettiğim dizi kategorisinde olsa da o noktaya kadar düştüm işte:))