- 398 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yaylaya Kızımın Yanına Gittim
Benim kızı görmeyeli hayli zaman oldu. İki kelam etmeyeli hayli zaman oldu. Dün kızımı görmeye gitmek için hazırlıklara başladım. Kedilerimin mamasını verdim suyunu verdim. Karakuş’u yakalayıp kedi sepetine koydum, ve yola çıktım. Bir de gezirilebilir kedi tasması aldım. Köye doğru yola çıktm.
Önce yaylada kedi sepetini çıkarıp tasmasından tuttum. Etrafında tanımadığı insanları görünce korktu ve ellerimi cırmaladı kaçtı. Olay akşam saatlerinde meydana geldi. Ara ara ortaya çıkmadı. Hava karardıktan sonra yüksek sesle bağırmaya başladım. Ve Karakuş’u buldum, Karakuş ben yaklaştıkça dağa doğru kaçtı. Bende geri doğru döndüm. Gece saat 02:00’a kadar kediye dil döktüm, ve saat ikide yakaladım.
Bugün sabah da yaylaya kızımın yanına gittim. Kızımın yanında doya doya vakit geçirdim. Benim kız yavaş yavaş büyüyor, şu anda 14 yaşında. 18 yaşına kadar boyu biraz daha uzar.
Kızımı gördüm; ben çocuk sevgisini tattım, kızım da baba sevgisini tattı.
Akşam olunca vedalaşıp Manavgat’a geri döndüm. Çok felaket uykusuzum şu anda uyuklayarak yazıyorum.
YAKUPHAN KILINÇ
YORUMLAR
20.06.2020 cumartesi akşam kızımı görmeye gitmek için Karakuş isimli kedimi de yanıma alıp arabaya binip yola çıktım. Giderken kedime birde elle tutup gezdirilebilir kedi tasması aldım. Benim Karakuş, benim kız gibi değerli. Tasmayı aldıktan sonra köye gittim.
Yazıda, kızımdan başkasından bahsedemem yer veremem; çünkü telif hakları kapsamına giriyor. Kızımdan başkasından bahsetmem için yazılı izin almam gerekiyor. Ondan dolayı yazının bir bölümü kesik olacak. Önce, çocukluğumun geçtiği yere vardım. Orda Karakuş isimli kedimi sepetinden çıkarıp tasmasından tutup su içirmek mama yedirmek istedim. Yabancı yeri görünce tasmayı çıkarmayı başardı. Elimle ensesinden tutmak istedim ama nâfile. Ellerimin her tarafını cırmaladı dağın içine kaçtı. Sonra ellerimi yıkayıp kurulayıp bantladım. Sonra da dağın içinde Karakuş'umu aradım bulamadım. Beni terk etti gitti diye üzülmüştüm. Karanlık çökünce, saat 10:30 sularında Karakuş'um gel diye yüksek sesle bağrındım. Sonunda Karakuş'um yakın yerde miyavladı; geliyorum Karakuş'um deyip yanına doğru gittim. Ben gidince yaklaştıkça kedi de kaçtı. Kedimin beni terk etmeyeceğini gitmeyeceğini, anlayınca kovalamayı bırakıp geri döndüm. Geri dönerken de gel karagızım dedim arkamdan geldi. Ben aşağıya indim o yukarda bekledi. Telefonun ışığını açıp saat 02:00'a kadar kediye yalvardım. "Gül ağızlım, gül burunlum, gül yüzlüm" gel diye o saate kadar dil döktüm. Ve yanına yavaş yavaş yaklaşıp Karakuş'u yakaladım. Kediyi kucağıma alıp kedi sepetinin yanına yani ocağıma getirdim. Kedinin başında bekleyerek sabahı ettim, yani uyumadım.
Sabah olunca güneş doğunca kızımın ikametgahına gitmek için yola düştüm. Ve kızımın ikametgahına yanına vardım. Beni ilk gördüğünde yüzünü yastıkla kapattı, benden kaçtı. Sonra yanıma yaklaşmasada mesafeli bir arayla konuştuk. Kızım bana daha iyice alışmadı. Ama biliyorum ki kızım da beni seviyor; benim sevdiğimi yazmama gerek yok ben onu zaten seviyorum. Sevmesem ta Manavgat'tan oralara gider de, para harcarda, bir saate yakın yol yürürmüyüm? Kızımla güzel bir vakit geçirdim. Kızım soğuk suyla çok oynayıp üşütüp hastalanmış, Allah'ın izniyle tez zamanda iyileşecek. Kızımla vakit geçirdikten sonra "kızım Allah'a ısmarladık" deyip yanından ayrıldım.
Kızımın yanından ayrıldıktan sonra yolda yılan gördüm. Yılan beni görünce kaçtı. Akşam olunca Manavgat'a gelmek için yola çıktım. Yolda bir yılan daha gördüm. Dağ taş yılan kaynıyor, yılanlar özgür özgür oynuyor.
Bu yazı hayal ürünü değildir. Hayal ürünü yazıda herkesten her şeyden bahsedebilirsin ama gerçek yazıda telif hakları nedeniyle yazılı izin almadan kimseden bahsedip ismini kullanamazsın. Kızım şimdi 14 yaşında, 18 yaşına gelinceye kadar babası olarak izinsiz yazabiliyorum.
YAKUPHAN KILINÇ