- 444 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Ne Kadar hafifsin
*Sahip olduğun her şey bir bavula sığacak kadar hafif olmalı.*
Sultanlıktan daha güçlü bir değer olmaz diyenler yanılıyorlar.
Bu rütbe,bir yoksulun derecesinden üstün değildir.
Yükü hafif olanlar hızlı ve rahat yürür,yükü ağır olan ise yavaş...
Dünya ağırlığından kurtulan bir lokmadan başka kaygı çekmez.
Sultan ise omzunda bir ülkeyi taşır.Yoksul bir öğün yemek elde edince,
Sultan gibi huzur içinde başını yastığa koyar.
Sevinç ve kaygı bir gün biter.Saat gelince ikisi de yok olur.
Ölüm bir rüzgar gibi esince,bütün çanlar susar.Madem ki böyledir,
O halde,başında taç ve boynunda vergi yükü olmuş ne çıkar?
Biri Zuhal yıldızına yükselse,öteki zindana kapatılsa ölüm gelince herkesi eşitler.Dilenciyi küçümseme,belki de asıl sultan odur.
Mısır eski adetlerine göre, ölen kişiler hazineleriyle beraber gömülürlerdi.Şimdi kazılar sırasında mezarlar açılıyor, orada bulunan değerli eşyalar, yüzükler, kolyeler vs…günışığına çıkarılıp müzelerde sergileniyor.
Kabirde yatan o kişiye bunların hiç birinin faydası olmuyor ancak yaşarken bir iyilik, bir sadaka,bir namaz,faydalanılan hayırlı bir ilim işlemişse bunlar fayda verir.
Kabirde yatanın günahkar çocukları varsa, dinden bihaber yaşıyorsa o kabir ehli de ateştedir.Feryat figan eder onlar günah işlerken.
Açıkken stresler içinde kıvranan ve sonradan doğru yolu bulup tesettüre giren bir kardeşimiz dini bir dergiye yazdığı mektubunda şöyle diyor,
‘’ Hepimiz halamın yüzünü son bir kez görmek için mezarın başına gittiğimizde imam kabul etmedi.Sadece kefenin başındaki bağlar çözüldü ve tahtalar dizilmeye başlandı.
Benim ise her tahta kapayışta içimdeki dünya sevgisi biraz daha ölüyordu.Toprak atılmaya başladığında anladım ki bu dünya gerçekten koskocaman bir yalandan ibaret.Mezarın üzeri toprakla tümsek yapılınca o kadın yaşamış mıydı yaşamamış mıydı belli değildi.
Hepimiz işte onu terk ettik.O zaman kendi halime ağlamaya başladım.
‘’Ben madem ki toprağın altında tek başıma bırakılacağım.Madem ki asıl lazım olan yerde kimse benimle ilgilenmeyecek o zaman dünyada ne diye onun bunun sözüne kanıp sofu derler diye ibadetlerimi yapamıyorum.’’
Eve döndüğümüzde anneme ‘’Eşarp veya tülbent var mı ? ‘’ diye sorunca çok şaşırdı.’’O yalnız ve daracık yerde hesap vermekten çok korkuyorum.’’ Dedim.İbadete başladım, kocam da sevindi.Fakat kısa bir zaman sonra arkadaşlarım bana ‘’Gençsin, güzelsin hayatını yaşa .’’ diye sıkıştırmaya başladılar.
Onlara ‘’Burada akıl verebilirsiniz.’’ Dedim.’’Eğer mezarda da beni yalnız bırakmayacağınıza söz verirseniz, sizin sözünüzü dinlerim.’’ Dedim.
Anlayabilen bir kişi için RABBE kul olmak dünyanın en güzel şeyidir. Midenin gıdası nasıl yiyecek içecek ise ruhun gıdası da Allah sevgisidir.
Gerçek zengin malı, mülkü, evladı çok olan değil kalbinde ALLAH sevgisi korkusu en fazla olan insandır.
Allah ne güzel vekildir O her şeye kadir’dir…
Dergi ve kitaplardan derlenerek hazırlanmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.