SERİ KATİL

• 15 Haziran 2020 Pazartesi 21:54:24

Bütün dünya gibi biz de başımıza musallat olan bir seri katilin pençesindeyiz. Neyse ki aranan suçlu çabuk teşhis edildi. Fakat bu ne rahat nefes almamıza sebep oldu ne de şükür vesilesi. Dolaşıyor elini kolunu sallaya sallaya utanmadan, usanmadan.

Adı COVIT-19. Onu diğerlerinden farklı kılan özelliği benzerinin olmayışı. Görünmeden iş bitiriyor. Irk, dil, din, cinsiyet ayrımı yapmıyor. Çoğunlukla yaşlıları hedef alıyor. Oldukça hafif olmasına rağmen ağır bir baskısı var insanlar üzerinde. Yakaladığını affetmiyor ya öldürüyor ya da canından bezdirecek kadar şiddetli semptomlar göstererek yatağa düşürüyor. Ciğerler, en iştahını kabartan organ. Filmlerdeki temiz yüzlü canavarlara benziyor. İtinayla sakladığı virüsü şüphe uyandırmadan meydana çıkarıyor. Dozunu artırıyor günden güne ve hızlıca yayıyor zehrini. Doymuyor acı yaşatmaya. Bir iken yüz oluyor.

Sağlık dedektifleri seri katil için gece gündüz araştırma yapıyor. Bulabilseler aşısını anında önlem alacaklar ama şimdilik koruyucu önlem paketlerini duyurmakla sınırlı yapabilecekleri.

Bu seri katilin maske, sosyal mesafe ve temizlik fobisi var hatta buna korkulu rüyaları da diyebiliriz. Ona av olmamak için şimdilik bunlar yeterli. Yalnız savaşmak zorunda olduğumuz başka bir cephe daha mevcut: “Vurdumduymazlık”. İşte bu kitle, verilen savaşta kaleyi içten içe yıktıklarının farkında değil. Oysa zaferin yolu tekyürek olmaktan, dikkatten geçiyor. Birlik, beraberlik, bütünlük olmadan yenilginin kaçınılmaz olduğu gerçeği iç yakıyor. Ya hep birlikte çıkacağız düzlüğe ya da hep birlikte silineceğiz.

Emniyet güçleri zaman zaman canlı bomba ihbarları alırlar. Aldıkları duyumun gerçekleşmesi ihtimalini düşünmek bile korkunçtur. O tarih, yer ve mahalde olağanüstü tedbirler alırlar. Olası patlamada toplu can kaybını önlemek için bariyerler kurulur. Bomba imha uzmanları görevleri başındadır. Hiçbir detay kaçırılmaz. Bilinir ki en ufak bir hatanın bedelini pek çok can öder. Coronayı canlı bombaya benzetiyorum. Canlı bombanın kim olduğu bilmeden ne çok insan bu dünyadan göçtü gitti sadece şans eseri orada olduğu için. Corona virüsü taşıyanları da göremiyoruz canlı bomba örneğindeki gibi. Fakat daha şanslıyız çünkü ihbar her gün her saat var. Tedbirsiz yakalanmak yok. Maske, eldiven, temizlik kurallarına riayet edersek ayakta kalabilme şansımız yüksek. O bizde patlamadan biz onu patlatabiliriz.

Seri katil benzetmesi yaptığım bu illetle mücadele konusunda Devlet-Millet elele verdik. Özellikle sağlık camiasının canı pahasına verdiği hizmet hafızalarımıza kazındı. Hayatı eve sığdırdık. Sağlığın ve özgürlüğün en büyük servet olduğunu karantina günlerinde daha da anladık. Kargo görevlileri, fırıncılar, market çalışanları, su dağıtımcıları daha ismini yazamadığım pek çok kahraman mağdur olmamamız için hep ön safhada görevlerini icra ettiler. Her birine şükranlarımı sunuyorum canı gönülden.

2020 yılına kötü başladık ama kötü bitmeyecek, gitmemeli de. Umudumuz hep bu yönde ama yeni normalimizin pek de normal seyrinde gitmemesi üzüntü verici. İstatistiki veriler yeniden virüsün tırmanışa geçtiğini , dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Salgın devam ediyor. Sadece salgınla kuralına uygun yaşamayı sürdüreceğiz.

Pandemi yol arkadaşıyız her birimiz. Bu zorlu süreçte aynı duyguları yoğun bir biçimde paylaştık kayıplarımız oldu ağladık, iyileşenlerimizin gururuyla sevinç çığlıkları attık. Şimdi soruyorum güneşe doğru tırmanmak varken neden karanlığa gömülelim ki. Geleceğin önünü kapatmak değil ardına kadar açmak için olsun bütün hayallerimiz. Bu illetten kurtulacağımıza inancımız tam. Yeter ki MASKE+SOSYAL MESAFE+TEMİZLİK üçlüsü yaşam iksirimiz olsun. Biraz daha sabır.

Sağlıcakla kalın…