CORONALI GÜNLERDE BAYRAMIN GİDİŞİNİ SEYREDRKEN:
CORONALI GÜNLERDE BAYRAMIN GİDİŞİNİ SEYREDRKEN:
2020 yılı daha başlar başlamaz, dünyada olabilecek bütün ilkleri yaşadık.. Bundan sonra ne gelir başımıza bilmiyorum ama harbiden de hiç iyi bir yıl olmadı bu konuda herkes hem fikir..
Corona virüs salgını süresince, Pek çok kişi kendisini yeniden keşfetti… birçok kişi eşini, dostunu, arkadaşını, hatta çocuklarını bile belki de ilk kez bu kadar yakından tanıdı ve de iyi, ya da kötü yanlarını keşfetti…Kendimden örnek verecek olursam, öyle çok aman, aman dediğim bir durum olmadı.. Küçük oğlum, daha bir tembel oldu ve daha az espri yapıyor… Büyük oğlum, zaten yatmayı seven bir yapısı vardı ve çoğunlukla yatıyor. Arada evi süpürdü, iki kere de bulaşık yıkadı;bu süreç boyunca tabağını önüne ben koydum ama tabağını hep kendisi kaldırıp mutfağa götürdü. Yemek masasını açtı,kapattı örtüsünü silkeledi örtüyü katlamasa da karışık bir şekilde kenara atmadı..Alış verişin çoğunu da o yaptı..
Komşu ilişkilerinde hiçbir ilerleme olmadığı gibi, komşu görmedim;en yakın komşum ne diyecekse telefon açarak dedi...En çok mutfak camından sokağı seyrettim… yasaklı günlerde,ekmekçiii, ekmekçi, seslerine de alıştırdı bizi corona.. Hep özenirdim, camdan sepet salıp bakkaldan alış veriş yapanlara; bu yasaklı günler de onu da yaptım, torba salıp ekmekçiden ekmek aldım ve gerçekten de çok zevkli bir iş.)
Daha az ön yargılı odum, bekli de bu yasaklı günlerde benim için en önemli değişim bu oldu..Teli kopuk sazın tellerine vurmaya devam ediyorum, her ne kadar da oğullarımdan şu ana kadar anne, helal sana demeseler de ben galiba bu işi başaracağım.. Kitap okudum, okumaya da devam ediyorum. Var olan kitapların bir kaçına bakıp-bakıp sonra kapatıp geri koyduğum kitaplarımı, kitaplıktan indiriyorum ve yeni baştan okuyorum, çok da iyi ediyorum, böylelikle yarım kalan işlerimi de tamamlamış oluyorum. Son olarak Benjamin FRAKLİNİ aldım elime ve bakalım nasıl biter, umarım yasaklı günlerle birlikte bu kitapta biter, yoksa bir daha uzun süre elime kitap alır mıyım? Hiç bir fikrim yok…
Evet, Beyoğlu rapsodisi..Garip bir bakış açısıyla yazılmış bir roman, değişik bir anlatım oldu ve son 150 sayfası beni hakikatten de çok şaşırttı.İlk başladığımda, ne olabilir ki? Beyoğlu, ne gelebilir ki bu gençlerin başlarına, diyerek okumaya başladığım kitap ilerledikçe değişmeye başladı ve okur muyum dediğim kitap beni bayağı etkiledi.
Her kitap okuduğumda uzun süre o kitabın etkisinde kalıyorum; eğer, başka bir kitap bulup okursam ilk okuduğumu hemen unutuyorum, bu da bende böyle bir özellik işte.. Okudukça kendimi çok eksik buluyorum,yine aynı düşünceler belirdi zihnimde; ne işim var benim kitap yazmakla deyip kendimi küçümsedim..Bilemedim şimdi.. Yazmaya devam mı, yoksa noktayı koysam mı?
Neyse ya, ben yazmaya devam edeyim, bana ne beğenen beğenir, beğenmeyen de düz yürüsün..Yazmayı, okumayı başkaları için değil, kendim için yapıyorum çünkü kendimi seviyorum, önemsiyorum, aslında insanların beni önemsemesini de istiyorum ama o biraz zor, bu kadar gürültüde kim kimi duyar, görür ve de anlar.. Ama önemli olan benim, benim duygularımdır ve de içimdeki birikimleri bu şekilde dışarıya atmamdır,kısacası rahatlamamdır..İşte bu da benim kendimi teselli etme yöntemim, kolayını buldum ve bütün bunlar hep o ,okumaktan kaynaklanıyor..))
Bu günde bitti.. Yarın bayramın üçüncü günü ve bizler evdeyiz.. Sabah -sabah ekmekçilerin birisi gidecek ötekisi gelecek… Ramazan boyu pide,ekmek diye bağırdılar.Pide işi bitti, şimdi…ekmekçiiii…
25,05,2020...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.