- 433 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ARTAN SICAKLIKLAR VE SU GEREKSİNİMİ
Mayıs ortası bu kadar olursa yazın tam bir cehenneme dönecek Antalya.
Su içmeyi ve dışarı çıkarken sadece maske değil, başınıza şapka takmayı ihmal etmeyiniz.
Daha düne kadar günde 5-6 bardak çay, bir iki bardak su ya da maden sodası içer, fazlasına gereksinim duymazdım. Bugün öyle değildi, ilk kez iki litre kadar su içtim. Daha da yatana kadar çay ve su derken bugünkü sıvı tüketimim 3,5 - 4 litreden az olmayacak.
Hava sıcaklığının gündüz 41 derece olacağını dün okumuştum, şu an akşam saat 21.17 ve oda sıcaklığı hâlâ 30 derece santigrad. Bu sıcaklık mevsim normallerinin aşırı üstünde bir sıcaklık...
Kafesteki kuşun bile ciğeri yandı o da benim gibi su içmek eğilimindeydi. Sokaktaki tüm canlılara içecek su sağlamak gerekiyor..
İnsanlar üşüyünce giyinir, sıcaklayınca soyunur. O nedenle bu yıl ilk kez kısa kollu penye ve yazlık pantolonumu giyindim.
Fakat beni asıl düşündüren tüm dünyanın yanısıra özellikle de ülkemizdeki doğaya yapılan tahribat ve HES projeleri, taş ocakları ve maden arama ruhsatlarıyla kesilen ağaçlar ve hızla artan küresel ısınma karşısındaki kuraklık ve çölleşme tehlikesidir.
Pek çok gölümüz ya kurumuş ya da önemli ölçüde suyu çekilmiş durumda. Gidecek başka yerimiz de olmadığına göre kendi elimizle kendi ayağımızı bağladığımızı görmemiz gerekiyor.
Rant uğruna ve doymak bilmeyen avanta hırsı ile doğaya, ülkeye ve millete bu kadar zulüm reva görülemez.
Bilim insanları, aydınlar, gazeteciler, sanatçılar susturulup, ön safta mücadele edenleri silah baskı şiddet ve mafyavari yöntemler ile susturmaya seyirci kalmak çağdaş insan bilincinin kabul edebileceği bir davranış biçimi olamaz.
Üstünde yaşadığımız eşsiz cografyanın nimetlerini bilemediğimiz için, bu güzel ülke sınırları ile bizim ülkemiz olsa bile, bu topraklar üstünde söz ve hak sahibi değil isek, kendi toprağımıza kendi tohumumuzu atamıyor isek yurttaş olmamızın ne anlamı vardır?!
Düşünme özgürlüğünün bağnazlıkla boğulmaya çalışıldığı bir ülkenin insanları giderek köleleleşmeye mahkumdurlar. Fakat köle olarak yaşamayı, Atatürk gibi bir büyük önder, bir dünya lideri yetiştirmiş Türk insanı kabul edemez!
Korona salgını nedeniyle evlerde kapanmaya mahkum edildiğimiz şu günlerde 65 yaş üstü bir kişi olarak tüm sorunlardan ne kadar bunaldığımı, duygu ve düşüncelerimin özgürlük ateşi ile bir kat daha fazla kabardığını da vurgulamak isterim.
"Özgürlük her şeyin anasıdır"
Bu nedenle insana ve doğaya karşı yapılan tüm baskı ve şiddet politikalarını, gericiliği destekleyen tüm uygulamaları şiddetle protesto ediyor, yasalara saygılı, çalmayan çırpmayan dürüst insanlar tarafından yönetilmeyi istiyorum.
Kirli çamaşırları ayyuka çıkmış namussuzlar, derhal yönetimden istifa etsinler ve koltukları kirletip, ülkenin geleceğini karartıp, onurunu daha fazla rencide etmesinler!
Aydınlık ve özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle tüm dostlarıma selam sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum..
Sağlıcakla kalınız..
Şabam AKTAŞ
17.05.2020 21.46
Görsel: Şaban Aktaş
Muhabbet kuşum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.