İnsan çocukluğu mudur
İnsan çocukluğudur, okuduğudur, cesaretidir fikirlerine yön veren. Yedisi yetmişi hesabı… Hayallerini bulabilirse kendine huzura erer, bulamazsa girdaba.. Çizgi filmlerle büyüyen nesiller ile çizgi filmsiz büyüyen nesiller arasında o kadar çok bakış açısı farkı var ki..
Radyodan ziyade televizyon, diziler ve sonrasında internetin büyük haritasında gözümüze, dimağımıza sunulanların fikirlerde meydana getirdiği değişiklikleri inatla görmemek, ihtimal bizler de 2 yaşında elinde cep telefonu oyunlarıyla büyüyenler tarafından yadırganacağız.
Ve biz daha kavuşamadık çizgi filmlerde gördüğümüz bir çok şeye, o yüzdendir belki de sabırsızlığımız. Ölümle, kavgayla uğraşılan filmlerden ziyade gizemleri çözme, monte-demonte etme, komedi ile hayatı ve düşünceleri rüzgara bırakmadır yaşadığımız..
Çok kalabalık şehirler, sokaklar, avmler, statlar, okullar, …
Meydan çok fazla.. Somutsal olarak..
Soyutsal olarak da çok kalabalık hislerimiz, duygularımız, zihnimiz… Eyvah ey diyoruz işte..
İnanın yandı artık keten helva…Görüntüsel hafızayı nasıl anlatabilirim, beceriksizim bu konuda.
Antik çağ ile uzay çağı arasında ışınlanıp duran zihnimizle mutluluğu yaşamak, huzuru hissetmek kolay mı acep? Bunu başarabildik mi? Bir off çekeriz ya dağlar nasıl durur yerinde daha??
Uçan arabalarımız nerede kaldı? Uzay yolculuğuna ne zaman çıkıyoruz, ne zaman insanın insana zulmü bitiyor da sistemsel bir huzurun ve akışın içinde yapay zekalarla hayatı daha da kolaylaştırmak, bir küçücük hap ile, kapsül ile günde 2 – 3 öğün yediğimiz yemeklerden aldığımız enerjiye gerek duymayacağımız zamanlar…. Neden geç kaldı? Biz mi erken geldik hayata??
Atalarımızın analarımızın ve çevresel yörüngemizin anlattıklarından başka bir dünya da varmış diyerek bizi yetiştiren bir zaman içinde ve bu çağ başlangıcında dünyasal olarak yapılamayan kültürel, teknolojik, cennetsel düşlere zıplamak için neyi kaçırdık??
Güneşe yolculuk var dediniz, daha güneşe ulaşamadık kontrol altına alamadık saman yolunu..
Ölümün hiçliğine tutsak olmuş zihinlerle, ölümü öldürmüş bilinçlerin hengamesinde, başımıza düşmeyen üç elma nerede kaldı gökten düşen?
Megaloman (köpek balığı) arıyorlar denizlerde, antik çağlardan kalma, şimdiki en büyük köpek balıklarının belki de 5-10 katı olan dinozorlar çağından kalma… ihtimal bulacaklar .
Ve buzulların altında kalmış donmuş halde bekleyen çeşit çeşit bakteri ve virüsün insana ne yapacağı belirsizliğini korurken…
Defalarca izlediğimiz kıyamet senaryoları arasında..
Selamlayabilmek bir tebessüm barındıran sevdaları, yüzleri, gözleri… Her şeye rağmen güzel.. Bir iki tuş uzaklıkta da olsa bir ses duymak yalnızlıklarını kalabalıklaştırmak bir başka güzel..
Ve yarışmaktan, çekişmekten yorulmuş bir dönüşüm geçiremeyen zamanımız…
Büyük bir değişime gebeyken sabırsızlıkla geçen ve ölüm ile kıyamet arasında çok çabuk geçen kabir işleri arasında akıp gidiyoruz mavi beyaz siyah zihin ışıkları arasında…
Sanki zihnimizde tüm kainat, kendini aşmışlık, kendiyle barışmış, herkesi bir gören gözlerinize bir güneş gönderdim efendim.
YORUMLAR
Teknolojiye bağlı olarak gelecek öngörülerimizde değişiyor. Çocukluk dönemimizdeki bir çok varsayımımız değişti. Değişime göre mutluluğumuz da değişti. Belki bazıları iyi olmuş olabilir ama kahir ekseriyetimiz için bu durum kötü oldu. Samimi duyguların yerini yapay mutluluklar aldı.
Yüreğinize sağlık Ekrem Bey.
Saygı ile...
Yinsani
Samimi duygu nedir?
Yapay mutluluk nedir?
Ne zamandır btc haberlerine bakmıyordum.. Harry pother yazarı tvitterdan çok basit bir soru sormuş.. ? BTC nedir?? verilen cevapları türkçeleştirirsem :)
konuyla alakalı değil ama bana hem bu cevabınız hem de yorumunuz bu haberleri okurken üzerine gelmesi ilham verdi, de kaçmazsa yazarım:)
teşekkür ediyorum hocam.
sağlık ve huzurla..
Serkan BOL
Kolay gelsin.
Saygı ile...
Aslında hepsi dedigin gibi nesildaşim. Onca şeyi farkına varıp halen elde edememek nasıl bir zülüm...Black Miror dizisinin bir bölümünde sanal cennete aktarılan zihinlerin sonunda sonsuz bir mutlulukta yaşaması gibi...bilim- kurgu olsa da bilim olan kısmı kurgu olan kısmını düşünmeyi neden engellemesin.. Zaten bir kurgu ile çıkıldı belki de yola.
Yine de yozlaşma aranacaksa toplumda tüm filmler hep şunu işaret etti; teknoloji sizi yozlaştırmadi ey insanlık siz teknolojiyi de kendi yozlasmaniz için bir araç haline getirdiniz.
Matrix...emim izlemissindir belki de benim gibi birden fazla hatta.
Filmden bir alıntı ile bitirirken sözlerimi tebriklerimi bırakıyorum güzel yazına.
Çocuk: **Kaşığı eğmeyi deneme. Bu imkansızdır. Bunun yerine, sadece gerçeği anlamaya çalış.
**Neo: **Ne gerçeği?
Çocuk: Aslında kaşık yok.
**Neo: **Aslında kaşık yok mu?
Çocuk: O zaman eğilenin kaşık değil, kendin olduğunu anlarsın.
black_sky tarafından 5/18/2020 3:26:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
betona asfalta, her bir ihtiyacın duvarlardaki düğmelerle, musluklarla, dolaplardan, kablolu kablosuz bağlantılarıdan karşılandığı bir çağa
düşleri taşımak kadar güç olan nedir diye sordukça cevapsız kalıyorum..
senin bahsettiğin ve örneklendirdiği boyut ise bambaşka daha...
zaten cevapsız kalan sorularım, hiç düşünmesem mi dedirtiyor insana...
lakin düşünmek bile elinde değil insanın...
ve ben düşünerek öleceğim :))
yakın yönrüngemin -yine ne düşünüyorsun sorularına? verdiğim cevapların komedisinde kocaman hüzünler biriktiyoruz topluma, ülkeye, dünyaya ve zihinlere bakarken..
ve ekonomik, hukuk, özgürlük, yaşam standardı vb gibi dengesizlik hiç bu kadar farkedilmemiştir diğer çağlara nispetle..
keşke yetmişinde neyse yedisinde de öyle hesabı yaşyabilsek yaşam döngüsünü:))
değerli katkıların için teşekkür ederim.
matrix e yeniden izlemem gerek, bölük pörçük resimler,
bilimkurgu: bilim ve kurgu kısmı... güzel bir açılımdı..:) düşünmem gerek yine
teşekkür ediyorum.
eksik olmayın pencerelerden nesildaşım..
saygı ve huzurla..
black_sky
Nereden geldik nereye gidiyoruz bilmem aslında bilmek istemem sanırım...Ama doğal gidişat en üç noktaya gelip kendi kendini yok etmek sonra minnacık bir molekül ile her şeye yeniden başlayan bir evren...belki kendi kendini imha eden bilmem kaçıncı uyarligizdir..bizden önce de benzer sohbetleri etmiş bize benzer kişiler olmuştur.
Istemeden her yazını okuduğumda başka başka kapılar açılıyor önüne.
Bu arada kesinlikle Matrix bir daha izle derim. Hatta durdurarak falan izle. Yönetmenlerin ve aynı zamanda senaryo yazanlarda kendileri işin felsefik boyutumdaki söylemleri her zaman çok iyi olmuştur.
Eksik olma dilerim nesildaşım.
Sağlıcakla kal
Yinsani
nesildaşım şimdi kimdir onlar diye düşünmeye başayıp geçmişe tarihe geçmiş çağlara sardıracaksın kaseti..
https://hdbelgesel.tv/filmizle/antik-uzaylilar-5.html
antik uzaylılara başlamıştım zaten bu hafta, epey uzun, bir de dublajı olaydı..
"Istemeden her yazını okuduğumda ..." :)) ibadet hükmündedir benim yazılarım diyormuşum:))
matrixi açıyorum...devrelere bir kaç lehim daha atayım o zaman
teşekkür ediyorum..
black_sky
black_sky
Sense8 en sevdiğim dizilerden yine aynı imza.
Dejavudur belki o yahu;))
Yinsani
sesnse8 i izlemedim veya hatırlamıyorum...
black_sky
black_sky
Sense 8 izlememiş olabilirsin sanırım.
Acaba şimdiki imkanlarla çekilseydi film nasıl olurdu düşünmeden edemiyorum. Efekt olarak tabii ki.
Itiraf ediyorum ben çok sevdiğim bir film ya da dizide aksaklıkları gormeyenlerdenim. Her şeyiyle seviyorum elimde değil;)))
Yinsani
black_sky
Ben 2 bölüme devam ;)) sonra arada 3 bölüm;) karıştırdım nedense hepsini birden izliyorum ;)
Yinsani
black_sky
Buraya alabilirsiniz derken nesildaşım şiiri buraya mi taşıyayım anlamdım...buradan okuyacaksan alırım tabii ki
Yinsani
black_sky
Yinsani
her gün hatta günde 2 tane karaladığım zamanlar olmuş ya hu...
biraz conta taktım kafama da:))
şiirlerimi pasifliyorum haneydir.. 50 küsür tane pasifledim en az, daha 200 küsür daha pasiflesem anca yola girer sayfa..
black_sky
Yinsani
az yaz nesildaşım, az yaz tam yaz sonrası harbiden çile oluyor:))
Yinsani
Lidyalılar dönemine ait bir duvar yazısı bulunmuş ve yazıda
"Bu gençler nereye gidiyor" yazıyormuş. Ha belki bir efsaneden ibarette olabilir ne kadar gerçek ben de bilmiyorum tam olarak ama
Hiçbir kuşak kendinden sonraki kuşağı sevmeyecek galiba :))
Sevgiler.
Yinsani
hayatı tersine yaşasa???
cennet düşer mi dünyaya bilmem..
sorun şu ki farklı bir çağ yamancındayız, dağın zirvesine az kaldı
uzun, geniş bir çağ, vadilerini ovalarını ırmaklarını hayal ediyor..
seyre az kaldı diyorum ama:))
ömür yetecek mi emin değilim,
böyle çağ dönüşümlerinde değişim çok hızlı olur..
fazla enerjisi biriktirdi, umarım yine savaşa kavgaya harcamaz bunu..
katkınız için teşekkür ediyorum
eksik olmayın penceremizden efendim.
Kardeşim yazının giriş kısmında değindiğin çizgi filmler üzerinden şöyle bir bakış açısı getireyim önce:
Bizim çocukluğumuzda (1970 doğumluyum) şimdiki gibi çeşit çok yoktu. Ağırlıklı olarak Western, gangster ve korsan filmleri ile ilerleyen zaman icinde bilimkurgu film ve dizileri eklendi bunlara... Ve yerli olarak Cüneyt Arkın vb. içinde şiddet gibi içeren filmler... Sonra Uzakdoğu'ya has karate, kung fu vb. Filmler izleyerek büyüdük. Ama hiç şimdiki nesiller gibi agresif ve suça eğilimli olmadık. Olanların sayısı şimdiye göre çok azdır. Bunun sebebini yitirilen maneviyat ve ahlâkî değerler olarak görüyorum. Özellikle Özal sonrası değişen önceliklerin de etkisi var. Neyse konu siyaset değil...
Teknolojik gelişmeler ile ilgili bir çok konuda daha fazlası karşımıza çıkacak diye düşünüyorum.
Başlığa gelince, daha önce yazdığım bir şiirimi bırakıp cekileyim:
İnsan en çok çocukken benzer kendine
Sonra rollere bürünür
Büyür o olur
Büyür şu olur
Büyür hep birşeyler olur
En çok da kendi olamaz
Kopar kendinden
Bu yüzden
Gizli gizli sever
İçindeki çocuğu
Sevgiyle kal...
Ç aylak
Ben de tek bir kelime eklemek istiyorum bu değişimle alakalı : TEKNOLOJİ
Bizi dibe çeken de yukarı çıkaran da TEKNOLOJİNİN ta kendisi
Sevgilerimle
Erkan Cem Arslan
Saygılarımla..
Yinsani
x ve y'yi keşiştirecek ara bir kuşak daha var veya varmış gibi...yazından bunu anladım:)
maneviyata yeni bir bakış açısı getirilmeli bu çağın başlarında, karşılamıyor geleceği..
ahlak kısmı da öyle..
yeni tanımlamaların yapılacağı bir devre adım atıyoruz..
lakin gövdemiz arka bacağımıza daha tutkun...ellerden destek alıp bu yokuşu aştık aştık
aşamazsak geri yuvarlanacağız..
her iki gönül dostuna da teşekkür ediyorum..
eksik olmayın.