AKLINIZI BAŞINIZA ALIN
İnsanlar belli bir yaşa gelince: Kendini, ailesini, vatanını daha çok düşünüyor. İnsan yaşlanınca, geri dönüşümün farkına daha başka gözle bakıyor. Çünkü eskiyen organları sağlıklı olarak, istediği gibi hareket etmiyor. Gözde fer yavaşlıyor, kulak herşeyi duymuyor. İskeletimiz söz dinlemiyor. Yavaş yavaş yok oluşu görüyor. Yani aldıklarımızı geri veriyoruz. Hiç kimse bu dünyadan borçlu gitmiyor. Aldıklarını toprağa veriyor.
Ülkemizde iki yanlış uzun zamandır dikkatimi çekiyor. Bir ihanet mi var?
1-Yıllardır aile planlaması, doğum kontrolü adı altında yapılan uygulamalar. Son otuz yıldır nasıl propaganda yapıldı ise; her aile bir yada iki çocuk yaparak, yedeği olmayan aile yapısı ile çekirdek aile oluşturuldu. Aile tanımını değiştirdik.
Aile: Anne, baba ve çocukların oluşturduğu toplumun en küçük birimi.
Aile kavramı değişince, çocuk yetiştirme düzenimiz ve değerlerimizde değişti. Çocuklarımızı iş yapmayan, bir iş güç sahibi oluncaya kadar aşırı kollamacı, iş yapmayan, hazırı tüketen, aile işbölümü olmayan bir şekil aldı. Anaya babaya karşı duran, ana babayı hiçleyen, zorunlu köle gören tutum göstermekteler. Baba anne de zaten yedeksiz çocukları için tüm çileleri çeken gönüllü köleler…
Başka bir durum da anne adayları, doğum acısı çekmemek için anestezi ile doğum yapmakta, doğurmadan karnından çıkarttırmaktadırlar. Sezeryan ile. Bu tür anne ben seni doğurdum deme şansına sahip değil. Sadece karnında taşımıştır. Çoğu kadın da göğüsleri bozulmasın diye bebesini emzirmemek için çareler aramaktadır. Göğüs kanserlerinin bir nedeni bu olabilir mi? Emeksiz sevgi ve bağlılık da bu kadardır. Sevgi emek ister. Çoğu anne ,birbirine bakarak sevgi kopyalıyor. Çocuk okula gidiyor da bir anne okula çorba getiriyorsa, diğer anneler de aynı davranışı gösteriyor.
Diğer yandan eğitim süreci uzamakta, kariyer uğraşı evlenme yaşını geciktiğinden az çocuk zorunlu hale gelmektedir. Çocuksuz karı koca sevgi ihtiyacını kedi, köpek, kuş gibi hayvanlar edinerek yaşamaktadırlar. Allah verimliliği yaşa göre takdir etmiş. Her gül zamanında açar.
Bakabileceğin kadar çocuk? Ne demek!...
Çocuğunuza bir ev bir araba mı bırakmak?
Okutup üniversite bitirtmek mi?
Aç susuz kalması mı, nedir? Siz de aşağıya ilave edin.
…………………………………………………..
……………………………………………………
Ben size şunu önerebilirim dört çocuk. İki kız iki erkek.
Çocuklardan beklentimiz var. Bize yaşlılığımızda bakmaları. Bu adetimiz gereğince planlama yapmalıyız. Çocuklarımızı böylesi güzel hasletlerle donatmalıyız.
Siz siz olun. Mümkün olduğu kadar çocuk yapınız. Aklınızı başınıza alın. Onun bunun şartlandırmalarına kanmayın. Çocuk güçtür.
Üretimi unutmak bundan sonraki yazımızda sunacağız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.