Leylekler Getirmiş İşte Seni Yavrum
—-Anne, baba ben nasıl bu dünyaya geldim
—-Leylek getirdi yavrum!
….
Hani leylek getiriyor birilerini güne damga vuruyorlar. Hani o leylek nerde ki, göremiyorumda… Sanki birileri tombalaya koyuyor bildik aynıları, hangisi çıkarsa… Bizde ne geçmiş şairlerin gölgeleri ölüyor ne de onun izinden gidenler… Hani yeniler? Hani onu destekleyen fikirler. Hava ısınacak, Afrika gibi uzun yoldan çıkıp, birden ortaya çıkacak.. Ya adam ya da hanım yorulmuştur onu üzmeyelim, misafirdir baş köşeye oturtalım diye övgüyle baş sayfaya asacaklar! Türk milleti olarak misafiri sever ve onun rahatını kendi etrafımızda ki kişilerden daha çok düşünürüz ya…
Kardeşim ben en iyiyim diyorsak, bu memlekette neden yeni fikirler üremiyor. Aç interneti kelimeleri bul, biraz da işin ehliysen yaz yeni şiirleri… Neden bir şairin peşinden giden bir gençlik yok şu yaşadığımız anlarda? Hecenin özellikleri varmış, onu yazanlar eleştirilemezlermiş, öğren de gel diyorlar, vay be…
Asker de dil sınavına girilecek… Kendine güvenen girsin diyorlar… Madara olmayın ha diye asker tavrıyla aşağılıyorlar. Hani dil öğreten öğretmenler de var buna muhatap. Sınav oluyor, bakıyorum ki, öğretmenler en düşük sonuçları almışlar. Kendi kendime dedim, bu dersi veriyorlar, bununla yatıp kalkıyorlar, neden böyle bir sonuç ortaya çıktı. Şimdi bu sınav bir değer mi? Askerlere göre evet. Çünkü o değere göre meslek kurası çekiyorlar. Özel bir görev veriliyor. Takım komutanlığı yapmıyorlar. Demek ki, bir şey öğretip ben iyisini bilirim demekle olmuyor bu işler… İşler bir taklit değil, ben en iyiyim demek de değil… Ben bunu yapmakla neredeyim, kim beni izliyor veya okuyor. Bir yerde çok okunuyor imajı vermek değil de, herhangi başka yerde durumun nasıl ki?
Leylekler nereye gitsem uçuyor ve alışılmış ninni söyleyemeye muhtaç çocukları aşağıya atıyorlar. Lütfen bir şeyler üretin… Ben iyiyim değil, bir ekol olun… Bir amaç için yazın. Bir felsefenin ekolu olun. Günün şairi veya yazarı olmak olmamalı gayeniz.
Yazarlar Birliğine ilk defa gidiyorum. Şiir yazmak ya da roman yazmak istiyorum. Oturmuş yazar grubu, onlara diyorum falan şiirim var okur musunuz? beni duymuyorlar bile… Sonra diyorum bir romana başladım ilgilenir misiniz? hepsi bana dönüyor, ver bakalım diyorlar… Sonra diyorlar ki, hiç bir şair başkasının yazdığını okumaz, çünkü en iyi ben yazarım der, herkeste şiir yazar. Ama yazmak zor iştir. Herkes yazar olamaz ve yazamaz da. Okuyorlar yazdığım kısa sayfaları, ilginç diyorlar devam et. Devam ediyorum, bir yazar editör oluyor… Basmak istiyorum bu sefer, heyhat, basmak içinde torpil gerekiyormuş, ben kimim ki… Ben falan değilmişim… Ben yeni şeyler üretemezmişim, haddime mi ki… Kendi imkanlarımla, kültür bakanlığında aldığım İBAN numarası ile, bir matbaayla anlaşarak basıyorum. Şimdi kütüphanelerde, ikinci elden satıldığını da görüyorum internetten. Ben ünlü değilim ama o kitap satılıyor ve okunuyor, okuyanlar var, üstelik para vererek… Ben hiç para kazanmadım, kazananlara vesile oldum…
Yazmak, nereye gidersen git, o gruptaki kişilerin bildikleri ve ön planda yer verdikleri… Hani siyasette el öpersen makam alırsın ya, burada ne yapamalı ki? Hani bir şey de kazanmıyoruz, bir gün sahnede kalıp belki de sırıtıyoruz. Bakanlar, seyredenler bizi tanımıyor bile… Ama seçenler sizi çok iyi biliyor… O da size yetiyor.
İnanın yazarken, bu gibi şeyleri görünce tekrar bir şeyi ele alasım gelmiyor. Sonra diyorum, inandığım değerler var, o sahnede olmak çok önemli değil, bizi bilen biliyor, okuyor. Hani bir torpil bulmama da gerek yok işin açıkçası. Madem bu yazma gayem Allah rızası, boşver bu gibi oyunları, hamleleri… Kokuşmuş Türkiye gerçeğini… Nereye baksam, bakınca makam sahibi ama liyakat sahibi değil… Hani Kur’an diyor işi ehline, liyakat sahibine ver, herhalde bu ayeti okumuyorlar… Oturuyor koltuğa sonra görüyorlar ne olduğunu! Memlekete tek çivi çakmadan, ek göstergesi en yüksek dereceden emekli oluyorlar… Bu memleketin parasını, emeğini yiyorlar… Neyse ki, onlara da ilahi adalet var, ölüm var. Ne yaptılarsa sorgulanacaklar. Hemde ilahi terazisi şaşmadan Rabbim tarafından. İşte bir ömür, kiminle berabersin, kimin yanındasın, kimenle yatıp kalkıyorsun, kime destek veriyorsun, onlarla haşr olup, onlar olacak etrafında. Çürük amelin peşinde koşanlarla beraber olduysan vay haline… Vay haline. İşin zor.
Bir memleket edebiyat sahnesinde kalan, güçlü kalemler ile refah seviyesini yakalar ancak. Bunlar olmadıkça, biz hala darbeyi konuşur, rüşvet alanı yazar, it dalaşı medyaya çıkıp boy gösteririz. Geri kalmışlığımız ile, övünür dururuz. Üzülüyorum ya… Tarihine altın harflerle damga vuran niceleri varken, onların gölgesinde oyun oynamaktan bıkmayan, yeni bir şey üretemeyen tembel bir nesil yaşıyor etrafımda. Daha fazla yazamıyorum. Üzgünüm.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Ağabeyim...
Ben de inanılmaz üzgünüm.
Ön yargılar.
Niyeti bozuk oldu mu karşımızdaki ne yapsak işe yaramıyor.
Hayırlı iftarlar.
Selam ve dua ile ağabeyim.
Çok çok üzgünüm.