Kazma ve Balta sapında Çınar Ağacının Bedduası Var
Balta ağacı keser, kazma toprağı eşer.. Asırlık çınar düşer yere, çukur mezar olur ölüye… Nelere şahittir çınar, kimse merak etmez işte! Düşer yere, günahlara şahit olmaktan kurumuştur ya. Dibinden bir yeşillik fışkırır, ruhu tertemiz, dimağı taze. Çukur bilmez, kazmayı duymaz… Kimse de onu kesmez… Yavrucaktır, çocuktur, yemyeşildir. Büyüsünde uysun ninni der gibi, esen yeller, yağan yağmurlar, saran güneş ışıkları büyütür. Gölge verecek oldu mu, altında piknik yapanlar olur. Dedikodu, iftira, gıybet duydukça yaprağı solar, sonbahar gelmiş gibi yere düşer. Kimler asılır dallarında, altında kazmalar kazar toprağı, çukura atar masumu, üstünü kaparlar…. Yeşilinin rengi değişir, görüntüsü bozulur… Budarlar ellerinde baltalar. Kel gibi görünür. Sanki çıplak gibi soyulur. ilk defa acıyı tadar… dehşeti çukura girerken görür. Dili olsa ki anlatsa zalim kimdir. İnsanlar onu anlamaz işte…
Baltanın sesi susmaz, kazmanın eşmesi bitmez. Kapatır ölenin üstünü çınardan alınan tahtalar ile… Kurumuşluğu ile serttir, toprak geldikçe üstüne dayanır ağırlığına! Çürür, cesetle birlikte. Aynı kaderi paylaşırlar…Birlikte toprak olurlar…
Ormancının eli nasırlıdır. Çınarları kesmesine ilk önceleri avuç içi direnmiştir. Artık o avucun ruhu öldükçe nasırlanır. Artık o ten acıyı hissetmez. Kazmayı tutanın avucu da… Bir candan ruh çıkmışsa, acı çeker mi? Ruh hiç toprağa girer mi? O Allah katında bir yerdedir. Bir zalimin ruhu ölmeden yavaş yavaş tenden çıkıyorsa, ölene kadar gezdirdiği cesettir zaten. Avuçtan çıkar, ayaktan çıkar, kalpten çıkar, dövecek sinesi kalmaz. Yoksa balta bahane, kazma şahane. Kestiğini, gömdüğünü görmeyene neyi anlatsan boş işte…
Artık çınarları, elektrikli testereler biçiyor. Tıpkı kurban keser gibi… Öldüğünü bile hissetmeden. Düşer yere, kim bilir kağıt olur, Yazdığını yaşamayanlara çöplük olur. Kim bilir evin temeline direk olur, birde şekli beğenilmez boyanır da… Yıkılmaya yüz tutmuş güçlü depremler ile toz toprak içinde, insanlarla aynı kaderi paylaşır. Ev virane, mezar olur nicelerine… Kazma kazmaz toprağı, bir greyder çalışır kazar toprağı, bir de mis gibi kokar ki toprak…. Üstüne beton sıvanır, kokusu yok olur. Duyarsız dünyanın duyarsız betonlarına teslim edilir ceset. O beton evler topraksız, barındırmaz içinde küçük canlılar!
Balta ve kazma bir antika…. Şimdi Koronavirüs Pandemik var… Varsa yoksa onu konuşuruz. Evde kal deriz, mecburen ve tedbiren… Baltadan kime ne, kazmadan kime ne! Sapında çınar ağacının bedduası… Salgın dünyada bir numara!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Çok duyarlı bir yazı kaleme almışsınız, ağabeyim her zamanki özeni ve akıcılığı ile.
Derinlere daldık.
Emeğinize sağlık ağabeyim
Selam ve dua ile