- 426 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SARIVELİLER İLÇESİNDE İSKAN EDİLEN TÜRKMENLER
SARIVELİLER İLÇESİNDE İSKAN EDİLEN TÜRKMENLER
Karamanoğulları, Atayurdundan (Yukarı Yurt), (Orta Asya Ural Dağlarının doğusu, Hazar Denizi ile Aral Gölü’nün kuzeyi ve Altay Dağlarının batısındaki bölge) M.S. 920 yılında çıkıp Harezm, Maveraünnehir ve Horasan bölgelerine yerleşir. Moğollar, 1222 yılında Orta Asya’ da Türk yurtları nı işgal eder. Oğuz boyları da, Moğol mezaliminden kurtulmak için akın akın hep batıya göçer. A nadolu’da Oğuzun Kınık boyundan Türk’lerin kurduğu Selçuklu Devleti egemendir.
Karamanoğulları (Karamaniler), Oğuzların Salur/Avşar boyundan. Hangi boydan olursa olsun, Ka ramaniler’de Kayı, Kınık, Salur ve Avşar boyu gibi Oğuz Türk’lerinden (Türkmen) dir. Türkler, X. Yüzyılın yarısından itibaren topluluklar halinde İslamiyeti kabul etmeye başla yınca tarihi süreçte “Türkmen” ismiyle de anılmaya başlar. Türk, Türkmen ve Yörük/Yürük ’ün içeriği ve özü, sözü eş deştir. Ayrısı, gayrısı olmaz.
Karamaniler’de, moğol baskısından dolayı Ceyhun Nehri (Amuderya) ötesi İlyalık civarı Balkhan Dağları çevresindeki yerleşimlerini terk ederek önderleri (Saadeddin oğlu Nure) Nure Sofi rehber liğinde Anadolu’ya ulaşır. Karamanoğulları Beyi Nure Sofi Babai tarikatına mensuptur. Selçuklu Sultanı Ala’eddin Keykubat, güvenlik gerekçesiyle Karamanoğulları oymağını 1228 yılında Taşeli Ermenek’in Kamışlı, Balkusan, Sultanalanı, Değirmenlik, Tekeçatı yaylaklarına yerleştirir.
Nure Sofi ve evlatlarından (7) Karaman Bey, Ermenek, Mut ve Silifke çevresinde soy, din ve sosyal yaşayış bakımından çok farklı, karmaşık bir etnik yapıya sahip olan halkın birlik beraberliğin sağlar. Bölge çok güvenli ve huzurlu hale gelir. Anadolu’da özellikle Selçuklular’dan kaynaklanan siyasi boşluğu doldurmaya çalışılır. Bir süre sonra bu bölge Türkmenler için çekim merkezi olur. Böylece bölgeye yeni Türkmen boyları gelip yerleşir. Nure Sofi; Anadolu Selçuklu Devleti Moğol larca etkisizleştirilmeden, tarihi sahneden çekilmeden önce, daha evvel tımar olarak verilen bölgeye yeni alınan kaleleri de dahil edip, Ermenek merkezli olarak 1256 yılında Karamanoğulları Beyliğini (Devleti) ilan eder.
Karamanoğulları Beyliği, Anadolu coğrafyasında Antalya’dan Ankara’ya, Anamur’dan Kayseri’ye ve Niğde- Nevşehir’den Afyon- Isparta sınırına uzanan bölgede nüfuz ve hükümran olur. Beyliğin özünü, Karamaniler’le (Avşar/Salur) birlikte Beğdilli, Bozkırlı, Bozdoğan, Bayburtlu, Hocantılı, Ho ca Yunuslu, İğdir, Oğuzhanlı, Turgutlu ve Yiva boyları oluşturur. Bu boylara mensup cemaat(*) ve obalar, egemen olunan bölgelere dağılıp yerleşir.
Taşeli Toroslarının Ermenek merkezli bölgesine Karamaniler’in yanı sıra Oğuzların Üçoklar ve Boz oklar koluna mensup; Avşar, Bayat, Beğdilli, Bozdoğan, Döğerler, İkizcelü, İğdir, Salur, Yiva,. gibi boylarının Balabanlu, Deller/Uğurlu, HacıAla’eddin, Kazanculü, Kızılalili, Keşlü, İmamlı, Mukaddemlü, Mumcuyan, Nardaran Sarıvelulü, Satılı.. gibi Türk/ Türkmen cemaatleri, Adiller aşi reti ve muhtelif perakendeci obalar yaylaklarda elverişli yerlere ve ya tarihi yerleşimlerin (köylere) civarına konuşlanır. Ermenek bölgesine yerleşen en kalabalık oymak, onbinden fazla obasıyla Kara manoğulları (Karamaniler)dır. Bu durum, bölgede Türk men boylarının isimlerini çağrıştıran Türk çe köy ve yer isimlerinden de açık seçik anlaşılır.
Taşeli/ Ermenek Bölgesini yeni yurt edinen Türkmenler öncelikle tarihsel geçmişi bulunan Lamos, Davdas, Aşağı İzvid, Ezvendi, Başdere, Bednam, Dindebol, Fariske (Çataltaş) Lafza, İrnebol, Gar gara (Alakisse) gibi gayrimüslimlerin (cemaatı gebran/zımmıyan) meskun olduğu köylere yerleşir.
Ermenek’in kırsal alanında konuşlu bu tarihi yerleşimlerin iktisadi durumu çok iyi olduğu için kır sal nüfusun yarıdan fazlasını barındırır. Yerleşim için de özellikle tercih edilen yerler olur. Türk menlerin tarihi köylere yerleşmeye başlaması, zaman içinde burada iskan olan gayrimüslim un surları sosyal, kültürel ve dinsel bakımdan etkilemiştir. Bu etkileşimi hem bertaraf etmek hem de gü venliklerini en güvenilir şekilde sağlamak isteyen gayrimüslimler, şehir merkezinde ve ya daha mer kezi bazı köylerde toplanmış, onların köylerde terk ettikleri yere de Türkmenler yerleşmiştir.
XIV. yüzyılda Ermenek bölgesi yaylaklarında konar, göçerlerle birlikte takriben iki yüzbin Türk men obası kurulur. Akdeniz civarı Silifke, Anamur, Gazipaşa ve Alanya’da yerleşik Türkmenler’in iklimsel şartlar sonucu bahar ve yaz mevsimi boyunca Ermenek yaylalarında yaşamaları, oba sayısı nın artmasında önemli etken olarak gözükür. XV. yüzyıl başında Ermenek çevresinde Yiva, İkizce; Avşar boyları ve HacıAla’eddin, Mukaddem ve Satılı cemaatlarına mensup nüfusun yoğunluğu önem arz eder.
Böylece konar-göçer konumda olan Türkmenler, konuşlanmaya elverişli tarım ve hayvancılığa uy gun sulak mekanlarda sabit yeni yerleşim yerleri oluşturur. Türkmenler, bu mekanda önce bahar, yaz mevsiminde oba olarak konuşlanmış, birkaç yıl sonra yıl boyunca daimi yerleştiği yurt edinmiş tir. Bu yeni yerler; Adiller, Balkusan, Başköy, Berat, Boyalık, Civler, Cenne, Çavuş, Çukurbağ, Da ran, Görmel, Günder, Güzve, Kazancı, Kızılca, Kızılin, Menik (Fariske), Paşakışlası, Sarıveliler, Sa rumazı, Sivricekaya, Uğurlu, Uluköy, Zeyve.. Tükmenlerin ilk kez iskan ettiği köy ve mezralardır. Türklerin kurduğu yerleşim yerlerinin ismi genelde, ırksal, dinsel, kişisel ve mevkisel nitelik taşır
Bu köylerin Türkçe isimli olması, bölgeyi iskan eden Türkmenler tarafından ilk kez kurulduğunu a çık bir şekilde ortaya koyar. Ermenek çevresindeki gayrimüslim unsurlar, şehir merkezinde ve ya ba zı köylerde toplandıkları için Türkler’ de onların terk ettikleri birçok köye yerleşmiştir. Tarihi köy lere bir kilometre mesafede gayrimüslimlere ait zemin, bağ ve bahçe dört , beş kilometre uzakta is kan olan Türkmenlerce sahiplenilmesi en açık örneğidir.
Sarıveliler İlçesi köylerinde, Üçok Oğuzların Yiva, İkizce, Salur ve Bozok Oğuzların Avşar, boyun dan Cemaat ve Obaların yoğun şekilde yerleştiği gözlemlenmektedir.
Bu bağlamda ;
1) ADİLLER Köyünde: Mukaddemlü, Mumcıyan, Yiva’dan HacıAla’eddin, İkizce cemaatı ve Adil ler aşireti,
2) BAŞDERE Köyünde: Karamaniler’den Kızılalili, HacıAla’eddin, İkizce; Mumcıyan, Balabani yan cemaatı, Saruveliler yörükan sakini,
3) CİVLER Köyünde: İkizce cemaatı ve Saruveliler yörükan sakini,
4) CİVANDERE Köyünde: Bu köyde iskan, XIX. Y.y. da başlamıştır.
5) ÇUKURBAĞ Köyünde: Kızılalili cemaatı, Mumcıyan, Satılı ve Karamanilerden Karakaya obası,
6) DARAN Köyünde: Hacıalaeddin, Nardaran, İğdeli, İkizceli, Kızılalili, Mumcıyan ve Mukad demlü, Karakayalu obaları,
7) FARİSKE Köyünde: (Menik’in olduğu yer) Mukaddemlü (Bu oba kışı Selenti/Gazipaşa da geçi rir), Mumciyan, İkizce, HacıAlaeddin, Balabanıyan, Keşlü cemaatleri perakendecileri,
8) FET köyünde: İkizce cemaatı perakendecileri, Karakayalu obaları,
9) GÜNDER Köyünde: Mukaddemlü cemaatı obaları, (Bu obalar kışı Selenti(Gazipaşa) de geçirir. HacıAla’eddin cemaatı perakendeceleri,
10) MENÇEK Köyünde: İskan XVII. Yy.da gerçekleşmiştir.
11) MULUMU Köyünde: Mumcı/ Mumcıyan, İkizce cemaatı sakinleri,
12) MUZVADİ Köyünde: Mumcıyan, İkizce cemaatı ve Karakayalu perakendecileri,
13) LEMOS Köyünde: Mukaddemlü, Nardaran, Yiva’dan HacıAla’edin cemaatleri sakini,
14) UĞURLU Köyünde: Bozdoğan cemaatından Deller/Uğurlu, Avşar’ın İmamlı cemaat sakini,
15) SARUVELÜLER Köyünde: Saruveliler, Kızılalili cemaatı ve yörükanı,
iskan olmuş ve buraları vatan bellemiştir.
Taşeli bölgesinde Türkmen obası yerleşimleri, başlangıç yıllarından itibaren çok az sayıda Türkmen perakendecisi daimi iskanlı olarak konuşlanıyordu. Konar- göçer soydaşlarımız bahar yaz mevsiminde tüm köyleri yaylak olarak iskan ederlerken, XVI. yüzyılın ilk çeyreği yıllardan itibaren daimi yerleşimlerin arttığı ve özellikle bu daimi iskan artışının Sarıveliler ve Fariske köylerinde da ha çok olduğu gözlemlenir.
Ancak bu köy yerleşimlerinde hayat için elzem olan özellikle su ve diğer şartların var olduğu yaşa yarak görülmesi üzerine, başka boylardan obalar da konar-göçer olarak buralarda oba kurmaya baş lar. Böylece bu tür sulak yerlerde doğal olarak önemli oranda nüfus artışı sağlanmış olur. Hatta ko nar- göçer oba sayısı, başlangıçta yerleşik düzene geçenden fazla olarak görülür. Yaşam olanakla rın en çok sağlandığı Sarıveliler ve Fariske Köylerinde daimi iskana geçen, yerleşen konar- göçer hane haliyle kısa sürede artar. Böylece Fariske, özellikle XVI. Yüzyıl yarısından sonra köy (Karye) olarak değerlendirilir.
Taşeli odağı Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla’nın köy ve konar-göçerlerine ait önemli bilgilere Pa dişah II. Beyazıt döneminde yapılan çalışmalar sonucu hazırlanan Tahrir Defterinde rastlanmakta dır. Nitekim 1500 yılı Tahrir Defterinde; Fariske- 4 hane(Oba), Daran-6 hane, Günder-21 hane, Muzvadı-23 hane, Lemos- 41 hane yerleşik düzene geçtiği görülür. Fariske’de konar göçer olarak yazın eğleşen Mukaddemlü cemaatından 33 oba, konar- göçer olarak yaşam sürdürüp daimi iskana geçmemiş konumdadır.
1518 yılı Tahrir Defterleri’nde ise; Adiller-15 hane, Başdere-90 hane, Çukurbağ-42 hane, Daran-9 hane, Fariske-14 hane, Fet-34 hane, Günder-30 hane, Lemos- 49 hane, Mulumu-27 hane, Muzvadı-36 hane, Uğurlu- 15 hane, Sarıveliler-87 hane yerleşik sisteme geçip iskan olmuştur. Yerleşik düze ne geçen hane sayısı, 1522, 1555 ve 1584 yılı sayımlarında da artış kaydetmektedir.
“Tekerleğin değmediği” yer olarak nitelendirilen Taşeli odağı ve Karaç’oğlan diyarı Sarıveliler İl çemiz tüm köyleriyle birlikte, açık ve seçik olarak bilinen tarihiyle özbeöz Türk yurdudur. Bölgeye: ortaçağ Avrupa’sının Alman, Fransa ve İngiltere Krallarının müştereken 1189 yılında tertip ettiği, nihayetinde Alman İmparatoru Frederik Barbaros’un, 1190 y.da Göksu Nehrini (Ermenek Ortaokul Müdürü, tarihçi Şeref Kişmir’in anlatımına göre, Göksu nehrinin kolu Ermenek Çayı’nı geçerken düşüp öldüğüdür.) atıyla geçerken suya düşüp boğulduğu tarihten (1190yılı) beri düşman ayağı değ memiştir.
Gönlü güzel insanın, gönlünün sığdığı yere dünya sığar. XII. Asrın ilk çeyreğinden (1228) itibaren bölgede yerleşik Türkmen boyları, cemaat ve oba sakinlerinin evlat ve torunları omuz omuza, sırt sırta verip doğanın coğrafik zorluklarıyla boğuşuyor. Rızkını temin için, Şairin dediği gibi, “Bir ağaç gibi hür, Orman gibi kardeşçesine” yaşayıp yokluk, yoksulluk ve makus talihlerini yenmek amacıyla birlikte mücadele etmektedir.
Allah, cümle soydaşlarımızdan razı olsun.
(*- Cemaat, bu günkü anlamından farklı olarak, aynı soydan (secereden) kişilerin topluluğu nu ifade eder.)
MAYIS-2020
Süleyman Lemos YILDIZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.