- 599 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TRABZON BASINININ GÜLEN YÜZÜ: HARUN YAVRUOĞLU
M. NİHAT MALKOÇ
"Her nefis(canlı) ölümü tadacaktır(Külli nefsin zâikatü’l-mevt)" (Âl-i İmran, 3/185) ayeti gereği ölüm her daim hükmünü yürütüyor dünyada. Herkes rolünü oynadıktan sonra vakti dolunca sessizce çekiliyor dünya sahnesinden. Ne bir dakika ileri, ne bir dakika geri...
Yahya Kemal’in deyimiyle "Fanî ömür biter, bir uzun sonbahar olur/Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur." Böylece ruhlar uyanılmaz bir uykuya yollanır peyderpey...
Ölüm her geçen gün biraz daha yalnızlaştırıyor bizi. Bir gönül dostunun ebediyet yolculuğunu haber almadığımız bir gün geçmiyor neredeyse. Tam da karikatürist Hikmet Aksoy’u yeni defnetmişken bu sefer de bir başka sanat adamını, bir başka karikatüristimizi yitirdik. Trabzon 14 Nisan 2020 Salı günü bir büyük değerini, Harun Yavruoğlu’nu kaybetti.
Taka gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladığımda kendisini bürosunda ziyaret etmeye gitmiştim. Beni güler yüzle karşılamış, ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyetini beden diliyle de belli etmişti. Kendisini ismen ve cismen tanısam da ilk konuşmamız bu vesileyle gerçekleşmişti. Demli çaylar eşliğinde kendisiyle bir saate yakın muhabbet etme imkânı bulmuştum. Bana karikatürlerini nasıl çizdiğini uygulamalı bir biçimde bilgisayar üzerinden anlatmıştı. Sohbetimize yine aynı gazeteden Yusuf Turgut Bey de iştirak etmişti.
Ben Harun Yavruoğlu ağabeyi hep gülen yüzüyle tanıdım. Onun yüzünün somurttuğuna hiç mi hiç şahit olmadım. Tebessümü de kahkahası da ağız dolusuydu. Bir insana gülmek ancak bu kadar yakışırdı. Onu hep o gülen, o şen yüzüyle hatırlayacağız.
1956’da Akçaabat’ta doğan Harun Yavruoğlu’nu erken denilebilecek bir yaşta(64 yaşında) kaybettik. Gerçi ölen kişinin yaşı ne olursa olsun, bütün ölümler haddizatında erkendir. Onun; amansız hastalığa müptelâ olmadan evvel çok enerjik bir görüntüsü vardı. Nice hayalleri ve planlanmış işleri mevcuttu. Fakat ömrü vefa etmedi. Hepsi yarıda kaldı.
Bir ömür boyunca kalemi elinden bırakmayan Harun Yavruoğlu, Trabzon basınının sevilen simalarından biriydi. Bir koltukta birden çok karpuz taşıyabilen ender insanlardandı. Karikatüristti, gazeteciydi, şair ve yazardı. İlk karikatürünü henüz ilkokulda öğrenciyken çizmişti. Karikatürleri değişik gazete, dergi ve albümlerde yayımlanmıştı. 1985-86 yıllarında Karadeniz Gazetesi Taka Mizah Sayfası’nı hazırlamıştı. 1990-92 yıllarında Hamsi mizah gazetesinin yayın kurulunda görev almıştı. Bugüne kadar içki, sigara ve uyuşturucu konulu “Lütfen Dikkat” ve “Durum Karışık” isimli karikatür albümünün yanı sıra, ikisi meslekî (PTT ve Türk Telekom) yayınlarından olmak üzere, toplam dört kitabı yayınlanmıştır.
Harun Yavruoğlu, 2000-2003 yıllarında Karadeniz’den Günebakış Gazetesi’nin “Durum Karışık “ mizah ve karikatür sayfasını düzenlemişti. Yine Zigana TV’de yakın zaman önce kaybettiğimiz usta karikatürist Hikmet Aksoy ve karikatürist Nizamettin Mollasalihoğlu ile pazar günleri yayınlanmakta olan “Şaka Maka Derken” programını yürütmüştü.
Teşkilâtçılığı da seven Harun Yavruoğlu, Trabzon merkez olmak üzere, Karadenizli şair ve yazarların tek bir çatı altında toplandığı Karadeniz Yazarlar Birliği’nin Meclis Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Söz konusu birlik o dönem en verimli yıllarını geçirmiştir. O, bunun yanında Trabzon Karikatürcüler ve Mizahçılar Derneği Başkanlığı da yapmıştır.
Yavruoğlu, Türk Telekom teşkilâtında uzun yıllar Eğitim ve Meslek Geliştirme Müdürlüğü ile İdarî ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, 2005 yılında söz konusu kurumdan emekli olmuştu. Emekli olduktan sonra zamanının çoğunu yazmaya ve çizmeye ayırmıştı. Çizdiği karikatürler birçok ortak sergide kendisine yer bulmuştu. Bunun yanında birbirinden güzel özgün eserlerden teşekkül eden 19 kişisel karikatür sergisi açmıştı.
Harun Yavruoğlu; İstanbul, Ankara ve Bursa gibi birçok büyükşehirde sergiler açtı. O, sergilerini Almanya’nın Dortmund şehrine ve Fransa’nın başkenti Paris’e kadar taşıdı.
2012 senesinde Taka gazetesinde yazmaya ve çizmeye başlayan Yavruoğlu, daha sonra bu gazetenin Yazıişleri Müdürü olmuştur. Her gün gazetenin ilk sayfasında, daha çok gündemle ilgili olmak üzere bir karikatürü yayımlanmıştır. Gündemi bir çizgiyle kısa ve etkili bir biçimde, insanları kırıp dökmeden, dudaklarda tebessüm bırakarak yorumlamıştır. Bu süre içerisinde Taka gazetesinde büyük bir ilgi gören Faroz Kültür Sanat Sayfası’nı hazırlamıştır.
O, iyi bir karikatürist olduğu gibi bir o kadar da iyi bir yazardı. Gündemi çok iyi takip eder, kırmadan ve dökmeden, dokundurmaların da yer aldığı eleştirel yazılar kaleme alırdı. Kimseyi rencide etmezdi. Sadece eleştirmez, övülmeye lâyık işler yapanları da cömertçe överdi. Türkçeye fazlasıyla hakimdi. Herkesin anlayabileceği bir dilde ve üslûpta yazardı.
Harun Yavruoğlu, hayatı çizgilerle kısa ve kestirme yoldan ifade eden bir çizgi ustasıydı. Çizgiden beslenen sanatçı, karikatür alanında birçok ödüle lâyık görülmüştür. Bunun yanında birçok afişe, vinyete ve kitap kapağına da hayat vermiştir.
Çoğu insan bilmez ama Harun Yavruoğlu aynı zamanda iyi bir şairdi. Az ve öz yazardı. Serbest tarzda kaleme aldığı birbirinden güzel şiirlerinde imgelere sıkça yer verirdi. Onun "Kıymetim İdin, Kıyametim Oldun" adlı şiirini paylaşmak istiyorum sizlerle:
"Deniz oldun/Balık oldum oltasında/Hıdır’ın/Sen bir deniz oldun o kadar/Kara viran bir deniz/Ben, derviş oldum ıslağında kıblesiz/Son günahın olsun bu/Huyundur vefasızlık,/Nisan hıçkırığında/Hüzündür/Hırçın bir deniz oldun/Kum oldum kıyılarında/Tayfa, Miço, Kaptan,/Kaptan-ı derya oldum da;/Yine de dalga geçtin çekinmeden
bir istavrit gecede,/Suyuna sığınmış yüreğimle/Gülüşlerinin soğuk yüzsüzlüğü,/İçimin çiçeğini soldurdu/Bahar koktuğumda,/Sana yaslamışken umutlarımı;/Çöl oldun/Mecnun oldum/Acılara koydun başımı/Serin karanlığında;/Yosun oldum kaya dibinde/Sen mavi koktuğunda,/Yunus oldum/Şimdi;/Günahın adın oldu yüzünden Karadeniz/Derin siyahlığında/Ölüm soğukluğu saklı;/Hasret acısı kıyılarında/Oysa sen;
yüksek mavide yıldız iken,/Suyunda yaşadım hayatı, hatırına/İnci mercan oldun,/Esir can oldum,/Perişan oldum hatırına/Kıymetim idin,/Kıyametim oldun/Son günahın olsun bu."
Sanatçı kimliği ön planda olan Harun Yavruoğlu, toplumların ancak sanatla kalkınacağı ve çağdaş medeniyet seviyesine yükseleceği inancındaydı. Onun gözünde sanatçı gelecek kuşaklar için çok önemli bir modeldir. O, "Sanat Aklın Mucizesidir" adlı yazısında sanatçının nasıl bir kimliğe ve kişiliğe sahip olması gerektiğini şöyle dile getirir."Sanatçı, düşüncesiyle yaşamı çelişmeyen insandır. Ahlâkî normlar onun kırmızı çizgileridir. Değer yargıları kişisel veya yerel değil, evrenseldir. Şahsî ikbal ve itibar peşinde koşmaz. En temel ilkesi haksızlık etmemek, haksızlığa karşı koymak, kendine olan özsaygısını yitirmeden hayatını örnek insan olarak yaşamasıdır.Tarafsızdır kararlarında. Hiçbir çıkar ve menfaatlerle satın alınamayacak kadar. Kendisi olarak yaşar hayatını. Öncelikle, bir insan olarak kendisine ve ait olduğu topluma karşı duyarlıdır.Yani bir başka ifadeyle adam üstü adamdır sanatçı."
Harun Yavruoğlu, bir çeşit manifesto diyebileceğimiz, yukarıda iktibas ettiğimiz aynı yazısının sonunda bu sefer de sanatçının ne olmadığını şu veciz ifadelerle anlatır: "Sanatçı şöhret düşkünü değildir. Hedef adamıdır.Yandaş ve yalaka değildir. Kavgayı sevmez, kavgadan kaçmaz. Ağzını açmadan konuşur çünkü. Belli bir ideolojisi vardır, sağa sola çekilemez.Yönlendirilmeye gelmez, yönlendirir. Kitleleri ardından sürükler. Saygı, sevgi ve itimat uyandırır. Toplumu daima büyük hedeflere taşıyan bir kimliktir. Euro veya dolar züppesi hiç değildir. Para biriktirmek, zengin olmak, çocuklarının uçak, gemi alma telâşında da değildir. Sokak soytarısı ya da kabadayısı da değildir. Sanat insanın akıl ve duygu tarafıdır. Estetik, ince ve güzel tarafıdır.Yüksek insanî duygular taşıyan ve kimseye haksızlık etmeden yaşayan, insanî değerlere değer veren kişidir. Yani insanüstü insandır sanatçı."
Merhum Harun Yavruoğlu’nun yazı ve şiirleri birçok internet sitesinde, gazete ve dergide yayımlanmıştır. Aynı zamanda bir şair olarak şiir şölenlerine de çağrılmıştır.
Çok iyi bir Trabzonsporluydu Harun Yavruoğlu. Fakat sporda şiddete ve fanatizme karşıydı. Takımın, netice ne olursa olsun desteklenmesi gerektiğine inanırdı, öyle de yapardı. Konuşunca Trabzonspor’un zarar göreceği durumlarda susmayı tercih ederdi. Trabzonspor ve bordo-mavi sevgisini bir yazısında şöyle dile getiriyordu: "Bizi öyle binlerce renk ilgilendirmez. Bize iki renk yeterlidir. O renkler tabii ki de, bordo ve mavidir."
Ömrünü bu güzel şehirde geçiren Harun Yavruoğlu’nun doğduğu ve doyduğu şehir olan Trabzon’a olan aidiyet duygusu üst düzeydeydi. Trabzon için yapılan her yatırım ve her olumlu iş, onu çocuklar gibi sevindirirdi. Çünkü bu şehre büyük bir aşkla bağlıydı. O, Trabzonluların karakteristik özelliklerini kişiliğine fazlasıyla yansıtmıştı. Bir yazısında Trabzon’u ve Trabzonluları şöyle anlatmıştı: "Karalahanamız, karadır karayemişimiz. Denizimiz karadır. Ama alnımız aktır bizim...Doğrudur, dik kafalıyız. Dikleniriz... Ama biz bu huyumuzu Karadeniz’in bu dik dağlarından aldık. Evet, Başımız dumanlıdır bazen. Bu halimiz de dağlarımızdandır... Ve de hırçınız. Kıyıları döven dalgalar gibi hırçınız... Unutmamak lâzım ki; Trabzon’un T’si, Türkiye’nin T’sidir. Trabzonlu, çalışkandır. Ekmeğini taştan çıkartır. Eşini ve çocuklarını kimselere muhtaç etmez. Sokakta kadına laf atmaz Trabzonlu. Trabzonlu, gelişmeden yaşayamaz. Hizmetli girdiği bir kurumdan, müdür olmadan emekli olmaz. Trabzonlu, asabidir huyu gereği, parlar/söner, kin tutmaz. Ama yanlışı ve iyiliği asla unutmaz.Trabzonlu, borcunu öder, alacağını bırakmaz. Sözünde durur, durmayanı pişman eder. Bu şehrin sanat ustaları var, duvar ustaları var, gönül ustaları var."
Harun Yavruoğlu; sevecen, dost canlısı, güzel kalpli, kibar, babacan, alçakgönüllü, gülümseyen ve gülümseten naif bir insandı. O, görmüş geçirmiş bir insan olarak 1 Ocak 2020 tarihli son yazısında okurlarına yeni yıla dair şu önemli nasihatlerde bulunuyordu:
"Değiştiremeyeceğiniz mevzulara asla dalmayın. Başınıza iş almayın. Cahile galip gelmeyi hedeflemeyin, başaramazsınız ama aya gitmek isterseniz bu daha olasıdır. Dinî konuları iyi bilin. Yoksa her ağzı olandan nasihat alırsınız. Diğer taraftan sporu ve siyaseti çılgınca takip etmek zorunda olmadığınızı da unutmayın. Dünyanın kabul ettiği klasik eserleri mutlaka okuyun. Okuyun ki, bilgide derinleşin. Hoşgörülü olun. Hoş görmek insanları kendinize borçlandırmaktır. Unutmayın ki en büyük intikam hoş görmek, ya da kusurluyu affetmektir. Etrafınızda düşman biriktirmeyin. Zira insana bir düşman bile fazladır.
Hiç kimsenin bedduasını almayın. Herkes sizin için çekilmez ise; ya durduğunuz yerde ya da sizde bir sorun var demektir. Hatalı olduğunuzda, mutlaka özür dileyin. Özür, karşı tarafın size kinlenmesine mani olacaktır. Siz de özür dileyen bir kimseyi bağışlayın; çünkü hatasız kul olmaz. Özür dileme erdemini göstermiş kimse, af edilmeyi hak etmiş demektir.
Çocuklarınıza iyi davranın. Unutmayın ki, onların nasıl insan olacaklarını sizler şekillendirmektesiniz. Asla şiddet uygulamayın. Şiddet bulaşıcıdır. Sonra onlar da maalesef şiddet uygulayan insanlar olacaktır. Çevrenizle selâmlaşın; selâmlaşmak birbiriyle olan samimiyeti geliştirir. Sabırlı olun. Kızdığınız kimsenin belki de çok makul bir mazereti vardır.
Sağlığınızın kıymetini bilin. Sigara içiyorsanız bilin ki, ciddi bir düşmanınız var. Derhal onunla yollarınızı ayırın. Spor yapın. Zira spor, ruh ve beden sağlığız için olmazsa olmazdır. Dostlarınızın kıymetini bilin. Onlarda kusur aramayın."
Üretmeyi seven ve ürettikleriyle mutlu olan Harun Yavruoğlu; çalışmaktan, sanata dair iş ve proje üretmekten büyük bir keyif alırdı. Düssoldorf ve Paris sergilerinin ardından son olarak da Atina’ya davet edilmişti. Bunun tatlı heyecanını adeta bütün hücrelerinde duyarken ne yazık ki her şeyini altüst eden amansız hastalıkla(akciğer kanseriyle) yüzleşti. Altı aylık mücadelenin ardından maalesef hastalığa yenik düştü. Herkesi yasa boğarak dünyadan göçtü.
Çok geniş bir dost halkası olmasına rağmen, Harun Yavruoğlu’nu korona günlerinde virüs endişesinden dolayı bir avuç dostu ebediyete yolculadı. Cenazesi başka günlerde olsaydı iğne atsan yere düşmezdi. Çünkü o; bir ömür para, mal ve servet değil dost biriktirmişti.
Merhum karikatürist Harun Yavruoğlu, çok sevdiği köyünde, Doğanköy(Muzura)’de son yolculuğuna uğurlandı. Allah rahmet eylesin. Ruhu şâd, mekânı cennet olsun inşallah.
Sözlerimi kıymetli şair İbrahim Hakkı Gündoğdu’nun şu mısralarıyla bitiriyorum: "Bu bir Hakk’a gidiş de, hasreti büyük gardaş!/İçim öyle yangın ki dehşeti büyük gardaş!/Tamam: Hak vâkî oldu, sonsuzluk bâkî oldu/Ömrümüz hâkî oldu, uzleti büyük gardaş!"
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.