- 307 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 16
KARLA GELEN ÖLÜM BÖLÜM- 16
Büşra Baş komiser, sokağın köşesinden caddeye çıkarken Yasin’le burun nuruna geldi.
‘’ Yasin, bu havada dışarıda ne işin var? Hadi ben deliyim ama sen akıllı birine benziyorsun.’’
‘’ Bende seni arıyordum Selma. Burada oyalanmayalım senin çıktığın kafeye gidelim.’’
Gerisin geriye dönüp kafeden içeri girdik. Çaylarımızı içerken,
‘’ Aç mısın Yasin? Bu sabah kahvaltı yapmadım. Ben bir tost alacağım.’’
‘’ Ben o işi gördüm, sen tostunu ye.’’
‘’ Anlat o zaman beni niye arıyordun?’’
‘’ İş aramıyor musun? Sana iş buldum. Bizim mahallede, gençlere sözü geçen Cafer Ağa diye biri var. Birkaç adama ihtiyacı varmış etrafa haber saldı. Hemen sen aklıma geldin.’’
Cafer adını duyan Büşra birden dikkat kesildi. Zira bu ismi ikinci defa duyuyordu.
‘’ Beni kabul eder mi nihayetinde ben bir kadınım.’’
‘’ Orasını sen merak etme, bana bırak. Müsaitsen yanına gidelim.’’
‘’ Bir çay daha içelim sonra kalkarız.’’
Beş on dakika daha oyalandıktan sonra, yola koyulduk. Uzun bir yürüyüş yaptık. Dayanamadım sordum,
‘’ Yasin, sen bana çaktırmadan kasabayı mı gezdiriyorsun?’’
‘’ Fazla sabırsızsın Selma! Geldik işte.’’
‘’ geldik mi? Ben karşımda bir harabelik görüyorum.’’
‘’ Senin işinde o harabelikte.’’
Metruk evin bahçesine girdik, Yasin, paspasın altından paslı bir anahtar çıkarıp kapıyı açtı. İçeri girdik, bir kat aşağı inip karşımıza çıkan karanlık bir koridorda ilerlemeye başladık. Etrafta fareler cirit atıyordu. Karşımıza bir duvar çıktı. Yasin, duvarda bir şeyler yaptıktan sonra duvar yan tarafa doğru kaynaya başladı. Duvar tamamen kayınca ortaya çıkan bir kapıyla karşılaştık. Kapıyı açınca, gözlerim ışıktan kamaştı. Çok güzel döşenmiş bir odaya girdik.
‘’ Gel oğlum Yasin, arkadaşın bu hanım demek. Hoş geldiniz Selma Hanım evime şeref verdiniz.’’
‘’ Hoş bulduk ta, ailenle tanıştıracağını söylememiştin bana Yasin?’’
‘’ İş arıyormuşsun? Bana çalışır mısın? Oğlum çok iyi silah kullandığını söyledi. Önce tanışalım, ben Cafer.’’
‘’ Bende Selma efendim. Bu kasabaya geliş sebebimi Yasin size anlatmıştır. Buralara tesadüfen yolum düştü.’’
‘’ Evet, mi, hayır mı?’’
‘’ Bana müsaade edin kararımı yarın size bildireyim. Şimdilik bana müsaade edin. Yarın görüşmek üzere, unutmadan söyleyeyim, bu günlerde adınız ortalıkta dolaşıyor Cafer Bey.’’
Pansiyona döner dönmez, Tugay’ı aradım.
‘’ Hemen buluşmamız lazım Tugay, çok önemli.’’
‘’ Bekle beni, seni almaya geliyorum.’’
‘’ Bekliyorum biraz acele et.’’
Sena Baş komiseri de yanına alan Tugay Baş komiser,
pansiyona yakın bir yerde arabayı park ederek, Büşra Baş komiseri aradı ve bekledikleri yere gelmesini söyledi. On dakika sonra, Büşra arabadan içeri girdi ve Sena’nın yanına oturdu.
‘’ Gidelim, sanırım siz Sena Baş komisersiniz. Ben de Büşra, namı diğer Selma pardon Büşra Baş komiser. Sanırım tanışmanın zamanı gelmişti. Nereye gidiyoruz?’’
‘’ Bende, söylediğin gibi Sena Baş komiserim. Kokulu bahçeye gidiyoruz. Olayların yaşandığı eve.’’
Kokulu Bahçenin önünde durduğumuzda, tipi tamamen durmuş, sanki hava azda olsa ısınmış gibiydi. Bizi kapıda genç bir kadın karşıladı. Sena,
‘’Büşra Baş komiserim, tanıştırayım, Kutsal. Olay sabahı Kutsal buraya gelmeseydi, Büyük bir ihtimalle Recep bu gün yaşamıyor olacaktı.’’
Bu sırada Recep’le Beliz Hanımda yanımıza geldi.
‘’ Çocuklar aç mısınız? Biz sofradan yeni kalktık.’’ Tugay,
‘’ Vallahi sıcak bir çorba iyi gelirdi?’’ Beliz Ana,
‘’ Kutsal, gel kızım sofrayı kuruverelim.’’
Büşra,
‘’ Kuş sesi de nereden geliyor?’’
Recep,
‘’ Ha onlar mı? Gevezeyle Tony oynuyorlar.’’
Kısa süren yemek faslından sonra, salona geçtiler,
Büşra,
‘’ Dünkü olayda alınan parmak izlerinin sonuçları çıktımı ?’’
Sena,
‘’ Sonuçları aldık, biri eşleşti. Cafer Yolsuz.’’
Büşra,
‘’ Tahmin etmeliydim, sıkıştılar. Çıkış yolu arıyorlar.’’
Tugay,
‘’ Ne yolu? Kim arıyor?’’
Büşra,
‘’ Bu sabah Selma olarak iş teklifi aldım. Bu şartlar oluşunca bana da kabul etmek düşüyor. Cafer Yolsuz bana iş teklifinde bulundu. Koruması olacağım.’’
Sena,
‘’ Ama kabul etmeyeceksin değil mi?’’
Büşra,
‘’ Böyle bir fırsat yakalamışım nasıl kabul etmem? Yalnız sizden bir isteğim olacak. Bunlar beni Şehmuz’a karşı kullanacak. Şehmuz’un yerini öğreninceye kadar Cafer’e dokunmayacaksınız. Söz mü?’’
Recep,
‘’ Plan fena değil, denemeye değer.’’
2
Kapıyı sessizce açıp içeri giren Şehmuz, içi parçalanarak arkadaşına baktı. Sami’nin hali içler acısıydı. Yanına yaklaşarak,
‘’ Hiç merak etme kardeşim öyle bir intikam alacağım ki, yıllarca kimsenin hafızasından silinmeyecek.’’
‘’ Bu şerefsizliği kim yapar? Kim çocuk katili damgasını yemek ister? Aklım almıyor.’’
‘’ Ortalıkta dolaşan bazı dedikodular var Ama hemen harekete geçersek, keskin sirkenin küpüne zararı olur. Bekleyeceğiz biraz, hele ortalık sakinleşsin.’’
‘’ Kim yapmış, ortalıkta dolaşan bir isim var mı?’’
‘’ Cafer Ağanın yaptığı söyleniyor. Ateş olmayan yerden duman tütmez demiş atalarımız.’’
‘’ Kalk Şehmuz, gidip şu iti bulalım.’’
‘’ Otur oturduğun yerde Sami, bu şaşırtmacada olabilir. Biraz bekleyeceğiz.’’
‘’ Şu işe bak Şehmuz, çocuklarımın cenazesine bile katılamayacağım.’’
‘’ Hele evlatların toprağa verilsin, Mezarının başında Fatiha okuruz. Önce bize düşen tedbirimizi almak. Birkaç gün burnumuzu dahi dışarı çıkarmayacağız.’’
3
Büşra hazırlığını yaptıktan sonra, Cafer Ağanın yanına doğru yola çıktı. Cafer’i nasıl bulacağını çok iyi biliyordu. Tahmin ettiği gibi Kendisini beklediğini gördü.
‘’ Yasin’in dediğine göre, yalnız benimle yetinmeyeceksiniz. Öyle değil mi Cafer Ağa?’’
‘’ Çocuk doğru söylemiş, düşmanlarım oldukça kuvvetli. Siz ne karar verdiniz onu söyleyin bana?’’
‘’ Kararımı öğrenmeden önce beni sınavdan geçirmeyecek misiniz?’’
‘’ Ben Yasin’e güvenirim, iyi silah kullandığını söylüyorsa
Öyledir.’’
‘’ Biz iki kişiyiz, Kardeşimde en az benim kadar iyi silah kullanır. Adamlarına ben komuta edeceğim. En sonunda ortaya sen çıkacaksın.’’
‘’ Bu benim için daha iyi olur, kabul ediyorum.’’
‘’ Ha bir şey daha var, ben bu güne kadar şişelerden başka, canlı hiçbir şeye Silah doğrultmadım. Bu yüzden düşmanlarını yakalar, ayaklarının dibine atarım. Gerisi sana kalmış bir şey.’’
‘’ Yani kendinden o kadar eminsin?’’
‘’Uzak doğu sporlarında uzmanım. İstediğime yılan gibi sessizce yaklaşır, ne olduğunu anlamadan sokarım. Bana güvendiğinize pişman olmayacaksınız? Bu arada para meselesini hiç konuşmuyorum. Hakkımı fazlası ile vereceğinize inanıyorum Cafer Ağa.’’
‘’ O konuda hiç şüphen olmasın Selma.’’
Büşra, Cafer Ağanın yanından ayrılırken, bir an durdu ve dönerek yarın kız kardeşimle geleceğim. Haddim olmayarak bir şey sorabilir miyim?’’
‘’ Tabi buyurun aramızda gizli saklı bir şey kalmamalı.’’
‘’ Üç kişiyi anlarımda, çocukları öldürmek nasıl bir duygu?’’
‘’ Onu ne sen sor nede ben söyleyeyim. O masum bakışlar benimde ölümüme sebep olacak.’’
‘’ Anladım Allah size sabır versin. Böyle bir acıyla yaşamak gerçekten zor olmalı. Görüşmek üzere.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.