- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İKİ EVLİ ADAMIN ÇİLESİ
Eşiyle mutlu olan fakat çocuk sahibi olamayan kadınlar, evliliklerinin yıkılmasını önlemek amacıyla eşlerinin başka bir kadınla evlenip çocuk sahibi olmalarına izin verirler. Fakat dilleri evet, gönülleri hayır der. Kadınlar, hem evlen derler hem de adamların başlarının etini yerler. En çok da kendilerini bitirip, tüketirler.
İkinci eş olmayı kabul edip evlenen kadınlar da, ilk eşin ayağını nasıl kaydırır da tek eş olabilirim diye uğraşırlar.
Köyümüz halkından hali vakti yerinde Yusuf Amca evlenir, fakat karısının özürü nedeniyle çocuğu olmaz. Bu duruma Yusuf Amca çok üzülür.
Eşi, kocasının üzüntüsüne dayanamayıp, eve imam nikahı ile ikinci bir hanım getirmesini ister ve istenilen olur.
Yusuf Amca, evinin ve tarlalarının bir kısmının tapusunu ikinci eşine vererek imam nikahıyla evlenir. İki eşiyle birlikte aynı evde yaşamaya başlar.
Evliliğin ilk yılları iyi gider fakat ikinci eşinden bir oğlu, bir kızı olunca sorunlar başlar.
Atalarımızın dediği gibi ’cicim ayları’ biter, ’geçim ayları’ başlar.
Her gün iki hanımın dırdırına, münakaşasına, kavgasına çok üzülen Yusuf Amca aşağıdaki şiiri yazar.
İKİ AVRADIN ÇİLESİ
İki evlendim de erdim murada,
Hiç sözüm geçmiyor küçük avrada,
Büyüğün gözü her gün kavgada,
Dağ başına yolun düştü iki evli.
İki evlinin de kavgası yaman,
Sanki harbe girmiş Bulgarla Yunan,
Hiç olmaz kocanın halini soran,
Dağ başına yolun düştü iki evli.
Küçük derki oğlan benim, kız benim,
Senin nen var, tarla benim, ev benim,
Eda benim, işve benim, naz benim,
Dağ başına yolun düştü iki evli.
Nasihatim olsun size dostlarım,
İki avrat elinde pek yaman halim,
İki gözüm çeşme oldu ağlarım,
Dağ başına yolun düştü iki evli.
Not: Bu şiir Üstad Orhan Hakalmaz tarafından bestelenmiş
ve Türk Halk Müziği repertuvarına girmiştir.
Ömürlü Aksoy Didim/Aydın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.