- 2053 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR GENC KIZIN ACI HİKAYESİ GERCEK HAYATTAN
Bir cocuk vardı yıllar öncesi 1965 yılında anne ve babası severek evlenmişlerdi baba evinde bir göz odada otuyorlardı birbirlerine olan sevgileri ilk meyvesini vermiş ve sevdiği kadın hamileydi fakat askerlik yaklaşmıştı mavi gözlü yakışıklı delikanlı ana ve babasına allaha emanet ederek sevdiğini askere gitmişti genc kadın için cile dolu hayat başlamış sevdiğine ve doğaca çocuğuna para bulması gerekiyordu kayınvalidesi kötü davranıyor kayınpederi ise bizden isteme bul gönder diyordu geçn kadın kendi ailesinden yardim istediğinde boşan çocuklarını doğur onlara bırak gel diyordu nasıl nasıl diyordu sevdiğim insan ve çocuğumun babası yapamam diyordu el işi işleyip satıyordu kanaviçeye her iğneyi batırdığında yüreğine batıyordu iğneler eşi 9 ay sonra izne gelmiş ve bir erkek evlâdı olmuştu artık ne kadar mutluysa okadardı işte eşini tekrar askere göndermiş ve ikinci çocuğa hamile kalmıştı doğum yapmıştı bir erkek evlâdı daha olmuştu fakat aradan iki yıl geçmişti ve sevdiği askerden izne gelmişti iki erkek evlâdı olduğu için sevinmişti ne yazıkki geri kalan görevi bitirmek için tekrar gitmiş eşi üçüncü çocuğa hamileydi yedi ay sonrası askerlik bitmiş dönüp gelmişti iki ay sonra kızı doğmuştu adam yam dört yıl askerlik yapmış dönüp gelmiş fakat iş bulamamıştı kadın bir yandan kocasının alkolü ve dil şiddetine maruz kalıyor çevredekiler boşanmaları için piskolojik baskı yapıyordu ayrılmamak için direniyordu ve o günlerde işçi bulma kurumunda almanyaya işçi alımları çıkmıştı kadın kocasından gizli yazılmıştı ve kucağındaki kızı altı aylık olmuştu ki almanyadan iştek çıkmış eşini ikna ederek bebeğini oğullarını bırakarak almanyaya gitmiş orada çalışmaya başlamış ve bu arada rahat hayatı görünce eşine boşanma davası açmıştı o sevdiği adam kendini tamamen içkiye vermiş çocuklarla ilgilenmez olmuş buda yetmez gibi küçücük kızını boşanmalarının sorumlusu olarak görmüştü baba anne ve anne anne onları istememiş biri yani büyük oğlan hariç kızla oğlanı tanımadıkları bir bakıcıya vermişlerdir yavrular ac perişan yaşarken büyük abileri saltanat sürmüş baba evinde küçücük çocuklara bakan kadınsa almanyadan para kesilince çocukları sokağa atmış anne annelerini tanıyanlar ikna edip çocukları yanlarına almış ve orada beş yıl sürecek işkence hayatı başlamıştı çocukların dede ve anneanne onları ac bırakıyor üstüne birde sopa atıyorlardı kız cin gibiydi maşallah beş yaşında kız olmasına rağmen çok akıllıydıda abisine yapılanlara ve kendisine yapılanlara aldırmıyor o evden kaçmanın yollarını arıyordu askeriyenin orada böğürtlenledir karınlarını doyuruyor akşam evde dayak yiyorlardı ve kış gelmiş havalar soğumuş üşüyordu garipler kız dayanamadı o sene kar yağmıştı babasının evini biliyordu kackez uzaktan gelip bakmış akranlarına sormuştu babasını ve o büyük yürekli kız evden kaçıp baba evine gelmiş biraz korkak ve çekingen kapıyı çalmıştı başına geleceklerden habersiz kapıyı genç ve tatlı bi okadarda güzel bir bayan açmış ti kız çocuğu onu annesi sanıp boynuna sarılmış ve birdaha anneannesin evine dönmemek üzere baba evinde kalmıştı altı yaşındaydı bu kez abla olucaktı seneye bu arada abisinide kurtarmış baba evine getirmişti şimdi üç kardeş mutluydular iki abisi okuyordu o sene kızda okula yazılmıştı birgün eve geldiğinde bir kızkardeşi olduğunu duydu çok sevinmişti aradan yıllar geçmiş büyümeye başlamış dünyalar güzeli bir kız oluyordu faka bu kez babaanne rahat vermiyor her akşam dayak yemedikçe o kız babasından sofra oturmuyordu babaanne kız dayak yeyince rahalıyordu birgün anne bildiği o iyi yürekli kadının aslında öz annesi olmadığını öğrenmişti üzülmüştüde cünki gercek annesine hep kızmıştı ozamanlar haklıydıda fakat doğuranın değil büyütenin anne olduğunu cok iyi biliyor annesine saygıda kusur etmiyordu anneside onu cok seviyordu fakat babası ona hep nefretle bakıyor büyüdükçe annesine benziyor diyordu cok dayak yemişti haksız yere çilesi bitmemişti kızın baba evinden kurtulmak için evlenmiş fakat baba evinden nasıl tertemiz çıktıysa öyle sine üç ay sonra baba evine dönmüştü kocasından dayaklar yemişti çünki oğlanı nikahta bağlamışlardı gerdeğe girmesin diye üç ay böyle dayak farkıyla geçmişti hayatı ve tekrar baba evi kimseye muhtaç olmamak için aldığı nafakayla dikiş makinası almış konuya komşuya dikiş dikiyor harclığını cıkarıyordu fakat bir sığıntı gibiydi evin içinde babaannesi gün yüzü göstermiyordu neymiş dulmuş cok cekmişti hayatı boyunca hep öfke doluyordu yüreği ve ikinçi evliliğini yaptı ondan bir oğlu olmuş fakat eşinin akıl hastası olması nedeniyle ayrılmışlardı gene gülmemişti yüzü baba evine ikinçi gelisiydi fakat bu kez oğlunu kimse istemiyordu ya cocugun ya kızın denmiş ve cocuğunu içi parcalanarak yurda vermiş ama kimseye verilmemesini istemişti haftanın üç günü oğlunu görmeye gidiyordu ve birgün babasından öyle bir dayak yemiştiki kız intiharı düşünmüştü ve memleketi bırakıp çok uzaklara gitmiş sorumlusunun babası olduğunu belirten bir mektup bırakmıştı ama intihar edememişti oğlu için yaşamalıydı onda alıp gidiçekti buralardan istanbulda bir tekstil firmasında çalışıyordu altı ay olmuştu istanbula geleli otobüste tanıdığı eczacı kadın yardim etmiş onu işe koymuş evinde misafir etmişti kızkardeşinin düğünü vardı evi aramış kimse cevap vermemişti hala kızını aramıştı ordaydı hepsi annesiyle konuşmuş anneside baban konuşmak istiyor demiş fakat kabul etmemesine rağmen babasıyla konuşmuştu geri dönmesini istiyordu yargısızca infaz etmişti kızı elalemin sözüne bakarak bu yüzden gelmek istemiyor fakat oğlunun özlemi yakıp bitiriyordu kız cağazı döndü memleketine apar topar eşyalarını alıp doğru halasının yanına gitmişti çünki birtek halası korumuştu onu baba evine gitmemişti daha düğünde herkes aşağılayan bir pislik gibi bakıyordu kıza ama umursamadı kimseyi iki gün sonra baba evine gitmişti fakat baba yaptığı hatadan dolayı özür bile dilememişti ama kız babasına o adamı bul getir öldürmezsem namerdim diyordu çünki iftira atmışlardı kıza ve babası onlara inanarak bir çocuk annesi kızını dövmüş altı ay yavrusuna hasret kalmıştı bir baba olarak hiç bir zaman sahiplenmemiş bağrına basmamıştı kızını ve gün geldiğinde ölürsen senden kurtulurum demişti günlerce ağlamış annesi teselli etmişti onu erkek gibi her işi yapar kimseye muhtac olmazdı o kız ve birgün babası iftira eden adamı bulmuş yüzleştirmek istemişti korkusuzca annesiyle beraber babasının iş yerine gitmiş adama bu kızmıydı diye sorduğunda adam hayır bu o kız değildi demişti biryandan aklandığına seviniyor biryandan babasının haksız yere dövdüğüne içerliyordu ne hikmetse babası onun ertesi GÜNÜ ikitane ceket alıp eve gelmişti birini kızına birini eşine vermişti kısaca gönül almak istemişti ama affedemiyordu yapılanları cünki artık asileşmiş o eski sessiz sedasız kız değildi herkesin sözünü ağzına verip kapatıyordu zaman zaman annesi böyle değildin sen çok değiştin diyor ve kıza hak veriyordu dert ortağı olmuştu annesi her şeyini paylaşıyordu annesiyle ama babasına olan sevgisi nefretini bastırıyordu fakat huzurlu değildi evladına hasretti hep yetmiyordu üç gün görmek tam dörtyol yıl geçmişti aradan babası karşı çıkmasına rağmen yeniden evlenmiş buradada çile dolu hayatı başlamıştı kocası hergün sudan bahane buluyor hamileyken dövüyordu oğlunu yurttan almış yanında bakıyordu ve üvey baba çocuğun üzerinde sigara söndürüyor kadını dövüyor çocukla beraber sokağa atıyordu bu kez gidicek kimsesi yoktu babası reddetmişti ama hiç bir zaman kendini sorgulamamış hatayı hep kızında bulmuştu bir yıl sonra bir kızı olmuş baba evine gitmişti annesi görünce dayanamamış içeriye almıştı sadece baban gelmeden git kızım diyordu ve birgün gene annesine torunu götürmüştüki babası geldi bunun ne işi var burada deyip evden kovdu kız çocuğunu alıp cıkıcaktıki annesi yeter bey yeter senin öz kızın benimse üvey dedi senin yaptığını ben yapmadım kızıma dedi çocuğu alıp kucağına verdi dedesin oku çocuğa dedi ve kızın gelip gitmelerine karışmayacaksın dedi tam dört yıl babam konuşmadı kardeşinin düğününü görmedi diğer kardeşinin askerliğini bunlar hep yaraydı içinde en büyük hatası annesine benzemeli kızın aradan yıllar geçmişti babaanne ölmüştü ama kız hiç birzaman hakkını helal etmedi ne baba annesine nede anne annesine tam onaltı yıl olmuştu evleneli adamın şiddeti durmuyordu hatta dahada ileriye gidiyordu oğlu yurttan çıkmış annesine gelmişti ama üvey baba istemiyordu onu ve birgün çocuğa cinsel tacize yeltenince hayat bitmişti kadın için bıkmıştı artık iki kızı olan bu adam hep şiddet uyguluyor komşu çocuklarını taciz ediyordu ve işi kendi çocuklarına ve üvey çocuğuna kadar büyütmüş alkolün arkasına sığınıyordu ve o gün herşey bitmiş kadın kızlarına teyzelerine gitmesini söylemiş ve oğluyla birlikte memleketi terk etmişti aradan bir veya iki hafta geçtikten sonra kızlarını ailesinin yardımıyla yanına almıştı ama kimse geçmişte kendi kendini sorgulamamıştı hatayı hep o kızda bulmuşlardı oysaki en büyük hatayı babası annesi anne annesi ve baba annesi yapmıştı o kız hala baba sevgisine hasret ama babasını cok seviyor hala babasıyla konuşmuyorlar o çok sevdiği annesini kaybetti yıllar önce dert ortağım gitti diyordu mekanı cennet olsun ve üç evladını torunlarınk seviyor şimdi iki torun sahibi hikayemizin kahramanı acılarla yüreği yanan bir cocuk vardı birzamanlar ve şimdi aynı kaderi kızı yaşıyordu damadı şiddet düşkünü alkolikti tek celsede boşanma davası açmış ve ayrılmışlar küçük torunlar annenin velayetine verilmişti anne annesinin prensesleriydi yavrucaklar anne anneyi cok seviyor yanından ayrılmak istemiyorlardı fakat o acı ceken kadının içi hep buruktu çünkü tarih tekerrürden ibarettir yalnız birtek şey vardı ailesinin babasının ona yaptığını o kızına yapmıyor torunlara ve kızına sahip cıkmıştı ilk defa yüzü gelecekti belkide kimbilir acı cekmiş birgenç kızın hikayesi mutlulukla son bulacaktı kim bilir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.