- 486 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Akşamlar ve Hüzün
Akşamlar, yaşamın orta yerine gökten düşen yıldırım gibi hüzün ve acı veren saatlerin ruha sapladığı bir kurşundur! Bu saatlerde insan önce kendisiyle hesaplaşır, sonra da dünyayla! Akşamlar, gönüle acının yükledigi en ağır yükleri omuzlamak için ruha çöken karanlığın başlangıcıdır.Burada başlar saatler geçmek bilmemeyi! Bu saatlerde sızlar icin! Bu saatlerde ağlarsın, geçmişine, geleceğine, yaşamadığın yaşatılmadığın günlere …
Akşamlar, kedere ev sahipliği yapan ve elemin tavan yaparak kederle dertleşmesinin aynı payda birleşme saatleridir. Bu saatlerde daha çok yorulur insan! Bu saatlerde bekler gelsin diye bekledikleri! Bu saatlerde yorulur insan kendi beklentilerine günün yoğunlugunda cevap bulamadığı sorunlara ve sorunlara cevap aramayı!
Akşamlar, insanın en çok kendine kırıldığı anlardır öksüz bir çocuk gibi, ya da sahibini bekleyen bir kedi gibi pencere kenarında aysız gökyüzünü seyrederek teselli bulmak için yıldızları araması!
Akşamlar şiirin, sanatın, edebiyatın, beyinde hamurunu yoğurarak kendine son aşamaya getirerek görselliğe sunması için bir vesiledir.. Düşünceler bu saatler de yoğunlaşır, bu saatlerde insan kendini kendi içinde arar, bu saatlerde hesaplaşır yaptıklarını vicdanının süzgecinden geçirerek bir yol arar.
Akşamlar, acılı ruha bazen de ilaçtırlar, alırsın bağımlılık yapar ve uyursun, almazsan gözlerini duvarlara dikerek kendinle konuşursun. Bazen bu saatlerde kendine söz geçirir yeminler edersin, sabah bozmak için!
Akşamlar, bazen kendine verdiğin ve vereceğin sözleri yapmak için adım adım planlarını kafanda demir gibi örs üzerinde döverek şekil verme ustalığının yaratıcılığını dürtüleyen huzur saatleridir.
Akşamlar, müzik dinleyerek insanın kendi içsel ruhuna meditatif bir yön vererek kendini şekillendirmesidir. Bu saatlerde ruh günün kaosundan ya kendini kurtararak dinlendirir, ya da saba makamı eşliğinde size daha derin ve tarifsiz acılı bir şeyler söyleyerek ruhunuzu sıkmak anlarıdır.
Akşamlar, bazen beyaz ve temiz bir masa ötüsünün üzerinde kendine hazırlamayı planlayıpta, bu planı icra etmeden, o masayı acı bir kederle ya da buğulu gözlerle seyretmek sakinliğidir.
Akşamlar, umuda yazılmış umutsuluğun en yorgun saatleridir.
Akşamlar, günün bütün teferruatını beyinde toparlayarak hüzüne sarılarak ağlamasıdır. Akşamlar, bahtiyarlıktan uzak, bir günün daha bitişine tanıklık eden reel hayatın kişisel sorumluklarla bütünleşerek insanı yanlızlaştırma zorunluluğudur.
Akşamlar, belki bir telefon gelir diye evden ayrılmamak, televiziyon varsa bir filim seyretmek (televiziyonum yoktur), haberlere bakmak, üzünlenmek, kırılmak ve beklentilerin gerçekleşmediği sebebiyle güne kahretme sanatıdır.
Akşamlar, insna yaşamın da bazende bir bütünlük arz ederek toplumsallaşması, işinde ustalaşması ve uzmanlaşması duyarlılığıdır.
Akşamlar, adı gibi yanlızlığın, hüzünün, acının, dramın, kederin elemin ruha vurduğu en sert yumruklardır.
Akşamlar, geceye hükmetme yükümlülüğünü omuzlayan ay karanlığıdır ruhumda!
Akşamlar, ban ders çalışmak için bir fırsat, sana filim seyretme zamanı, ona aliesiyle veya sevdikleriyle buluşma vakti, bizi bir bütünlüğe yada yanlızlığa sürükleme saatidir.
Şimdi, şu anda ben de akşamdayım ve hüzünlü bir akşam yaşıyorum. Her konuda olduğu gibi bu konuda da karamsar değilim, ama iyimser hallerimden de söz edilemez. Korkusuz bir geceye doğru ilerliyorum. Bakalım gece ne getirecek, bu soruya ise cevap bile aramıyorum! Çünkü bazen, bir soruya ve soruna cevap aramak, onu cözüme ulaştırmamak demektir.
Geceniz güzel olsun!
Saygılar, bu yazımı okuyan herkese!
H. H. Arslan - 19.03.2020
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.