- 533 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİKROP, BAKTERİLER YA DA CORONA VİRÜS
O kadar tedirgindim içimizdeki ve çevredeki mikropların yararlı olanlarının yanı sıra, zararlı olanlarının da olduğunu biliyordum. Bu yüzden, bilmek bazen yaşama müdahale etmek konusunda yetersiz kalıyor ve insan bazen hayıflanmıyor değil. Bunun en somut örneklerini bizzat işim gereği yaşıyorum. Bazı insanların para yatırmak için geldiği sırada ellerini cebine götürüp o elden ele dolaşan kağıt parçasını çıkarması ve yine elinin parmaklarını diline götürmesi anını görerek yaşıyorum. Çoğunu uyarmıyor değilim fakat içimizdeki ve çevremizdeki alternatif unsurların yani bir kum tanesi büyüklüğünde bile milyonlarca var olan mikrobun bir kağıt parçasından geçip, vücudumuzla etkileşimini düşünmek beni Ürkütüyor. Ellerimizle bir kapı kolunu, anahtarı, merdiven demirlerini tuttuğumuzu, asansör düğmesine bastığımızı, hatta tokalaştığımızı biliyoruz fakat buna rağmen o elin üzerindeki milyonlarca mikrobu bilmiyoruz. Dişlerimizin arasındaki ve diş fırçasındakini saymıyorum bile... Bu bağlamda bizim için önemli olmayan mikroorganizmalar mikrobiyolog için çok önemli, yani bakteriler, virüsler, protozoonlar, mantarlar ve ilkel algler onlar için tehlikeleriyle beraber ayrı bir dünyaya yolculuk denilse yeri.
Belki 1632’ de Hollanda’ nın Delft şehrinde doğan Anton Van Leeuwenhoek mikropları ilk keşfettiği zaman çok mutlu olmuştu. Küçük bir tuhafiyeci dükkanı olan Leeuwenhoek kendi icat ettiği mikroskobunda et parçasından, tırnağa, diş kalıntısından, sulara ve yaprağa kadar her şeyi inceliyor, küçük dünyanın kalabalık topluluğunun hareketlerini gördükçe büyük zevk alıyordu...O, bilim dünyasına, mikrobu ilk gören kişi olarak geçecekti. Bugün bilim sayesinde hayatımızda rol alan bu küçük canlıların, insanoğlu hayatta yokken dünyanın hakimleri olduğunu biliyoruz. Günümüzde ise bazılarının da yararlı olduğunu, bir annenin doğum yaparken bebeğine aktardığı, yaşam için gerekli olan yararlı bakterileri anlıyor ve canlıların bağışıklık sistemini de güçlendirdiğini biliyoruz. İnsan bağırsağında bile yaklaşık 400 çeşit bakteri var ve bunların trilyonları bulduğunu söylersem sanırım abartmamış olurum. Özellikle Probiyotik ve B-Frag bakterilerin bağırsaktaki rolü ve insan psikoljisi üzerindeki pozitif etkileri söz konusudur. Fakat burada önemli olan dost ve düşman bakterinin birbirine üstün olmasıdır. İyi bakteriler zararlı olanları enfekte edip öldürürler, üstünlüğü ele geçiren kötü bakteriyse eğer, buna antibiyotikler dur deme becerisini gösterebilirler,(antibiyotiğin genelde doktorlar tarafından önerilmemesi, yararlı bakterileri de öldürdüğü içindir) ya da ileri tetkik ve tedavi yöntemleri hastalığımıza çare olabilir.
Mikrobun, dikkat edilmezse hastalık yapacağı, hatta büyük salgınlara sebep olacağı yadsınamaz bir gerçek ve zaten bunun en somut örneklerini son zamanlarda yaşadığımız henüz DNA şifresini çözemediğimiz Coronavirüsle görüyoruz. İnsanlar hastalığın pençesinde kıvranmaktan elbette zevk almaz ama buna davetiye çıkaracak unsurlardan da uzak durmak gerektiğine inanıyorum. Öyle ki, en sevdiğin yakınlarını kaybetme en acı şeylerden biri olsa gerek. Bunun örneklerinden biri de 1511’ de yaşanmıştı.Baştan ele alacak olursak; Leonardo Da Vinci’ nin tablolarındaki inceliği, en bariz şekilde onun takıntılı biri olması sayesindeydi. O doğayı ve insanı incelemek konusunda tam bir araştırmacıydı. Defterlerine suyun 657 farklı halini, derinliklerine kadar yazıyor ve bu yüzden suların akışından tutun, girdap oluşunun hesaplarına (bunu en güzel tasvir ettiği ünlü tablolarından biri, Hz.İsa’ nın Vaftizi tablosudur.Bu tabloda Hz.İsa’ nın vaftiz edilirken suyun ayaklarının altından akışı ve figürleri resimde canlı bir şekilde görülür) ve hatta insan vücudundaki kalbin hareketinden, tendonlara ve beyin yapısına kadar her şeyi didik didik ediyordu. Gece geç saatlerde İtalya’ nın Floransa şehrindeki Santa Maria Nuova Hastanesi’ nin morgundaki loş ışıklarda kadavraların derilerini yüzüp kasları, sinirleri inceliyordu ve geride anatomi konusunda 240 çizim binlerce yazı bırakmıştı. Konuyu dağıtmamak gerekirse, Da Vinci, yine yüz yaşını geçmiş yaşlı bir insanın kadavrasını incelemeye koyulduğu zamanlarda, onun en büyük yardımcılarından biri (tıpkı Büyük İskender ve akıl hocası Aristoteles gibi) olan 29 yaşındaki İtalya’ nın Pavia şehrinde, Pavia Üniversitesi Anatomi Profösörü Marcantonio Della Tore’ yi 1511’ de yine İtalya’ yı etkisi altına alan vebada kaybetti. Leonardo Da Vinci arkadaşını toprağa verdi işleri yarım kaldı ve insanlık da, aynı zamanda anatomi konusunda geleceğe ışık tutacak bilim adamını kaybetmişti. Burada, bir salgının insan hayatını, arkadaşlıkları, sosyal ve iş hayatını dramatik olarak nasıl etkilediğini görürüz...
Yarasa ve Pangolin ile başlayan ve Çinlilerin bu hayvanları yemesinden kaynaklandığı belirtilen coronavirüs haberleri beni ister istemez yine sıra dışı şeylerin yapıldığı erken modern dönem Avrupasına götürdü.(15.yy ikinci yarısından 18.yy ikinci yarısını kapsayan dönem) O dönemde Mısır’daki mumyalardan ve Kuzey Afrika çölündeki kum fırtınasında ölenlerin kurumuş cesetlerinden ilaçlar yapılıyor, hatta taze insan kanı dahi içiliyordu. İdam edilen insanların kanı çeşitli kimyasal yollarla toz haline getiriliyor, kafatası kemikleri de toz halinde yutuluyordu. 1603-1625 yılları arasında İngiltere-İskoçya kralığı yapan 1.James ve yine İngiltere Kralı II. Charles, Fransa Kralı I. Francis, Danimarka Kralı IV. Chiristian, III. Willam’ da bu ilaçlardan kullanıyordu.İnsan yağı da, krem hatta merhem olarak piyasada dolaşıyordu ve bu düşüncelerle insanoğlunun garip uygulamaları, bende hayretler oluşturdu desem yeridir.
Benim yaşadığım, daha doğrusu karşılaştığım; "dil ile parmağın temas anı" görüntüsü, dünyada yaşanan coronavirüs salgınının dalgalar halinde dünyaya yayılması, binlerce insanın ve yakınlarının ölümünün bende bıraktığı psikolojik bir etkisiydi. Sanırım bu etkinin ve korkunun en can alıcı şekle dönüşümünü, virüsün yayıldığı yerlerde daha net görebiliriz. Bu bağlamda, bunu yaşamamak adına daha dikkatli olunması konusunda içimden gelenleri yazıya dökmek istedim.
İrfan Yıldırım Çevik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.