- 546 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BELGURLAR VE TÜRKÇE (1)
BELGURLAR VE TÜRKÇE (1)
“Halife Muktedir zamanında hacca giden Bulgarlar kendilerini Slavlarla Türklerin karışımı bir halk olarak tanıtmışlardır. Günümüzde Bulgarların Türk oldukları kesinleşmiştir...Tataristan’da yapılan kazılarda, Bulgarların en eski bağlantıları, Orta Asya’daki Usun’lara dek çıkar… Bizans tarihçileri yirmi yıl sonra ise Hun birliğinin en önemli Oymağının Bulgarlar olduğunu söylerler. Bu, Bulgar adının tarihte ilk anılışıdır(482).Bulgar Birliği Kafkas Dağlarının kuzeybatısındaki Kuban Bozkırlarını kapsar. Bulgar birliği iki büyük koldan oluşur.
Kuturgurlar ile Uturgurlar…* ”
TUNA BULGARLARI (1)
“…Umor Han’dan sonra Bulgar tahtına Telerig Han geçer….Bulgar ordusu Balkanlar’da Bizans’ı bozguna uğratır. …Artık Bulgar devletinin altın çağı başlamıştır.803 yılında Bulgar tahtına Kurum Han geçer. Bulgar devletinin sınırları genişlemeye başlar. Kurum Han Güney Macaristan ve Sofya’yı toprakları içine katar. Bizans saldırısını geri püskürtür.Ve savaşta Bizans imparatoru yaşamını yitirir.813’te yaptığı savaşta da Bizans ordusunu darmadağın eder. Bizans’a karşı kesin bir utku(zafer) kazanmak için büyük bir ordu kurar. 814’te İstan-
bul’u kuşattığı sırada ölür. Yerine oğlu Omurtag Han geçer (814-831). Omurtag Han döneminde ekonomik ve kültürel bakımdan Tuna Bulgarlarının altın çağı sürer. Omurtag Han, geniş sınırlara ulaşmış Bulgar devletini korumak için, içte esenlik, dışta uzun süreli barışa
gereksinim olduğunu sezer. Artık Sofya Niş-Belgrat alış veriş yolu Bulgarların elindedir.
Bulgaristan’ı ekonomik bakımdan kalkındırmak için Bizansla iki yıllık barış yapar. Franklarla dostça ilişkiler kurar. Düşlediği ekonomik kalkınmayı sağlar.** ”
“…852 yılında Bulgar tahtına Boris geçer. Bu, Bulgar’ın yazgısını değiştirecek önemli bir dönemin de başlangıcı olur. Boris 864 yılında Bulgaristan resmi dini olarak Hıristiyanlığı seçer. Bu arada Trakya ve Makedonya’nın alınışı ile Bulgar devleti içinde Hıristiyan sayısı da artar. Boris’in isteği üzerine 864 yılında Bulgaristan’a gelen Yunan papazlar halkı vaftiz etmeye başlar. Boris Hıristiyanlığı seçmesine karşın, Bizans kilisesinden uzak durmaya özen gösterir. Ama çeşitli baskılarla sonunda Bulgar kilisesi batıya, yine doğuya, Bizans’a bağlanır. Din kitapları Bulgarcaya çevrilmeye başlar. Boris,889’da kendini tümden dine vererek manas-tıra kapanır. Ancak oğlu ve ardılı Vlademir Bulgarların eski dinine eğilim gösterir. Bunun üzerine Boris manastırı bırakıp oğlunun üzerine yürür. Vlademiri yenip üçüncü oğlu Simeon’u tahta oturtur (893-927). Simeon döneminde Bulgar Türkleri Slavlaşıp eridiler. Bu özümlenme sonucu Bulgar Türkçesi; Güney İslavca içinde silinip gitti.*** ”
“Tuna Bulgarları’ndan kalan ilk belge Omurtag Handan kalan 11 yazıttır. Onlardan kalan 29 Belgede olduğu gibi bunlar da Yunanca yazılmıştır. içine serpiştirilmiş durumda çeşitli Türkçe sözler bulunur.**** ”
Eğer yukarıdaki bölümler ve cümleler ; devlet, millet, din ve dil duyarlılığında düşü-nülür, bu kavramların birbirleriyle bağlantıları ve yine birbirlerine bağlı olarak nasıl değiştiği göz önünde bulundurularak dikkatlice incelenirse, Türk Milleti’nin hars özelliğinin neredeyse tamamını bu bölümler ve cümleler içinde-Belgur Türrkleri’nin yaşantıları içinde bulmak mümkündür.Birlikte değerlendirelim:
Ana hatlarıyla beş madde de topladığımız değerlendirme ye göre, şu sonuca varılabil-mektedir. “Dilini kaybeden bir millet; kültürünü ve zamanla dinini de kaybetmektedir” Bunu diğer bir deyişle şöyle de ifade edebiliriz “Dinini kaybeden bir millet; kültürünü ve zamanla dilini de kaybetmektedir” Ayrıca, çocuklarının adlarını değiştiren bir milletin de zamanla kültürünü de değiştirmekte olduğu da bir gerçektir. Ya da “Biz Slavla meleziz/Bir tarafımız Slav” şeklindeki bir gaflette olduğu gibi; bir milletin kendi adını değiştirmesi de kültürünü kaybetmesine yeterli bir sebep oluşturabilmektedir. Buna göre ise rahatlıkla şu sonuca varılabilir “Adını değiştiren bir millet; dilini, kültürünü,dinini ve zamanla tamamen kendini de değiştirmek zorunda kalır”
Nafi ÇAĞLAR
* BOZKURT, Fuat “Türklerin Dili “ s.33
** BOZKURT, Fuat “Türklerin Dili “ s.34
*** BOZKURT, Fuat “Türklerin Dili “ s.34-35
*** * BOZKURT, Fuat “Türklerin Dili “ s.36
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.