- 490 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Şairliğimin Parmak İzi
Şairliğimin Parmak İzi
Hayatımızın tüm evrelerine şahitlik eden sözcüklerin, mısralarla bir araya gelmesi gibi görüyorum şiiri. Her şiirimin bir hikayesi vardır ben de. Şiirde belli bir konuyu alıp işlemekse daha öznel bir yaklaşım olduğu kanaatindeyim.
Şair olmak farkındalıktır. Şöyle ki; sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yol alan bir kısım insanları, erken saatlerde ekmek teknelerinin temizliğini yapanları, ekmek derdinde olup da süpürge sallayan belediye işçilerini farklı bir gözle seyreder şair. Kedilerin nameli miyavlamalarını, köpeklerin ‘bu sokaklar benden sorulur’ der gibi arzı endam etmelerini velhasıl gözlemlediği insanların yaşam mücadelesi içerisindeki hengâmelerini dimağında süzer ve yazıya döker şair.
İçimizde yaşanan ikilemler, doğrular-yanlışlar, gerekliler-gereksizler, dolular-boşlar vb. yaşamı sorgulayan ’neden-niçin’lerle hasbıhal edilen daha nice kavramlar şekillenir ve film şeridi gibi akıp yol alır satırlara.
Sokrates’in dediği gibi ‘sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez’ sözüne ne çok hak veririm böyle anlarda. Güçlüğü sorgular, haksızlıklara tahammül edemediğim durumlarda da kalemimi beyaz sayfalarla buluştururum.
Yarına Epilog/
bizim köpek havladı, sokağın alt başında
ihtiyarın elinde bir tas, sırılsıklam kaldırımlar
nidalar ayyuka çıkar, eskilerime göz koyar
dalganı geç eskici, senden sonra da sütçü var
kemik bohçasını çıkarır teyze, mahlûkat fır döner
çöpçü tozutur yolları, dükkân kepenklerinin rızkı söner
şafağını yıkamaz çocuk, gözleri mahmur
bizim kedi köpek çiftleşir, kasavetsiz ulu orta
avluda yığın yığın kelepir hurdalar, harami bekler
yine hortladı kalemimdeki ABD / ne zaman üşüşecek gölge
…
borsa düşer, döviz yükselir nedense hep ülkemde
Şiiri, 1990’ların ikinci yarısından bu tarafa aktif olarak yazmaya çalışıyorum. Ortaokul yıllarında yazdığım aşk şiirlerini saymazsam tabi. Hayatımın içinde her anıma şahitlik ediyor şiirler. Çocukluk, gençlik olgunluk zamanlarımın en özel şahitleridir onlar. Toplumsal temalı olan (madenci veya Filistin gibi) konulara da değinirim. Ölümler ya da darbeler de şiir yazdırdı kimi zaman bana.
‘Yazmasaydım çıldırırdım’ diyen Sait Faik gibi ben de döktüm mısralara içimi ve çıldırmadım. Her şair gibi ben de kalemimin ucunda taşıdım çoğu zaman aşkı. Sevmelerimle, umutlarımla, hüzünlü anlarımla ve kırılganlıklarımla doğdu şiirler bir bir.
İtiraf etmeliyim ki içeriği övgü dolu olan ısmarlama şiirler bugüne kadar hiç yazamadım. Bir şiire başlamak için kâğıdı kalemi eline almak sanıldığı kadar kolay değildir. Emek verip ürettiğinizde tabiri caizse ‘şeytanın bacağını kırmışsınızdır’ bir his duyarsınız içinizde. En azından ben öyle hissediyorum. Hele hele ortaya güzel bir ürün çıkınca mutlulukların en güzeli yayılıyor yüreğe. Yazmak başlı başına okumaya teşvik edici bir güç bendeki. Okumada aldığım zevki yazmada bulamıyorum. Anlayacağınız, okumadan aldığım tat çok daha kıymetli.
Bir şiiri yazdıktan sonra belli bir süre ara veriyorum. Bu aralarda bolca kitap okuyorum. Buradaki amaç çok şiir yazmak değil farklı şiirler yazabilmektir. Sık şiir yazıldığında ifadelerin, kullanılan kelimelerin birbirlerine çok benzemesi kaçınılmaz olmaktadır. Bundan sıyrılabilmek adına aralıklarla şiir yazmaya özen gösteriyorum. Her yiğidin ayrı yoğurt yemesi gibi bu da benim şiir yazma tekniğim. Önemli olan şairin kendine uygun tekniği kullanabilmesi ve geliştirebilmesidir.
Okul olarak kabul edilen edebiyat dergilerinin, şiir yıllıklarının, şiir seçkilerinin yazma noktamda ki destekleyici gücü çok önemlidir benim için. Başarı, emek verip kalıcı eserler üretmektir. Bu anlamda belli aralıklarla bende kitap yayınlatıp şiirlerimi, şiir severler le, okurla buluşturuyorum.
İlkay Coşkun
24.03.2013
Şairin Parmak İzi
Rıza Aslan-Artshop Yayınları
2013, İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.