- 624 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ATOM BOMBASI
Bir ülkenin, bir milletin, yok edilmesi için illa da o ülkenin üzerine atom bombası ile silahlı güçlerle saldırmanız gerekmiyor, atom bombasından daha etkili daha yok edici bir silah var o da eğitim.
Eğitim bir milletin bağımsızlık ruhunun canlanmasını sağlayan paradigmalar manzumesinden oluşursa o milleti ayakta tutunabilir. Eğitim hakkın hukukun, adaletin, demokrasinin, üretimin, toplum içinde yaygınlaşmasını, bütün fertler tarafından benimsenmesini sağlayabilirse misyonunu tamamlamış olur.
Eğitimin yenileşme, değişim, dönüşüm, yeni durumlara uyum sağlama, çağdaş muasır medeniyet vizyonu, eğitim programlarının içinden çekilip alınırsa işte olabilecekleri aklımın ucundan bile geçirmek istemiyorum.
Eğitimin olmazsa olmazların başında şüphesiz insan kaynağı gelmektedir. Şöyle ki kendisini geliştirmek isteyen öğrenciye fırsatlar vermeyen öğretmenin elinde, ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağı yetişmemiş olur. Bura da esas olan insan kaynağı öğretmen. Toplumumuzda maalesef hiçbir şey olamazsan öğretmen ol, mantığı hâkim. Bu paradigma ülkenin geleceğini ipotek altına alıyor diye bir önerme kurulsa yanlış olmayacaktır. Öğretmen donanımlı, toplum içinde farklı bir konumda olmalı, çok zorunluluklar olmadıkça işine müdahaleler edilmemeli, sınıf içinde daha bağımsız olabilmeli. Öğretmen, öğrenmenin tam olması için çaba sarf etmeli, bütün varlığıyla mücadele etmeli.
Bir ülkenin yok edilmesini planlıyorsanız, eğitimi boş vermeniz yeterli olacaktır. Bu nasıl başarılabilir diye soracak olunursa, öğrencilerin notları şişirilsin, kopya çekmelerine izin verilsin, davranışlarını kontrol etmeleri için müdahale edilmesin, Eğitim ortamlarına istedikleri zaman girip çıksınlar, onlara sorumluluk duygusu vermek için gerekli müdahaleler yapılmasın. O zaman zaten ülkenin temeline dinamit koymuş olursunuz. Eğer kaliteli ve etkili bir eğitimi ülkenin elinden alınırsa olabilecekleri hep birlikte irdeleyelim, analizini yapalım.
Kendini yeni gelişmelere göre yenilemeyen doktorun elinde hastalar ölür,
Kendini geliştiremeyen din adamlarının elinde, bağnaz bir topluluk oluşur,
Kendini yeni teknolojilerle donatmayan mühendislerin yaptıkları binalar çöker, millet enkaz altında kalır.
Yeni teknolojilerin gelişimine katkı sağlayamayan insan kaynağı, teknolojik değişim ve yenileşmenin takibini ve uygulamasını yapamayacağı için ülkenin başka ülkelerle rekabet etme gücü yok olur. Bunu ayakta kalmak isteyen hiç bir ülke ve iktidar istemez.
Jeoloji mühendisleri ve ziraat mühendisleri görevlerini gereğince yapmazlarsa tarım arazilerinin üzerine gökdelenlerin kurulmasına izin verilir, gıda üretiminde kendi kendine yeten bir ülke olarak gurur duyulurken, dışarıdan tarım ürünlerini ithal eder, başkasının eline bakar hale gelinir.
Vicdan mı, cüzdan mı diyen adalet çalışanları türer, cüzdanları onların ilahları olur. Adaletin olmadığı yerde de kaotik ortamın olması kaçınılmaz olur. İlerlemenin, gelişmenin sözde kaldığı vizyonsuz güruh ile iç içe yaşamak zorunda kalınır.
İşten anlamayan ekonomistlerin eline ekonomiyi teslim ederseniz, tüyü bitmemiş yetimin hakkı har vurulup harman savrulur, veren el iken dilenen el olunur.
Bütün bu olumsuzlukların olmasından kaçınmak için eğitim baş tacı yapmak gerek ama bunu söylemek mevcut konjonktürde çok zor. Ülkemizde eğitime verilen değeri test etmek çok kolay, sonuçlarını hemen öğrenebiliyorsunuz ve sonuçlara şaşırıp kalıyorsunuz. Sen müneccim başı mısın ülkemizin eğitime verdiği değeri hemen sonuçlandırıyorsun? Söyleyenleri duyar gibiyi. Bunu test etmenin müneccim olmak ile bir ilgisi yok. Buyurun siz de yapın.
Yemek fotoğraflarının tap yaptığı, boş sözlerin tap yaptığı, işe yaramayan magazin haberlerinin tap yaptığı bir ortamda eğitim ile ilgili bir haber yaptığınızda veya bir fotoğraf yayınladığınızda, yorum ve beğeni sayısı tap yapıyorsa, eğitime verilen değer ortaya çıkar. Eğitim ile ilgili haber ve fotoğraflarının tap yaptığını söylemek isterdim ama maalesef beğeni bir elin parmak sayılarını geçmiyor.
Sahi böyle bir ortamda ülkeyi yok etmek isteyenlerin eline atom bombası vermeye gerek var mı?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.