- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
S O Y A D I
S O Y A D I
Yaşam bir nefes, her nefeste ise özgün bir hikaye saklı. Yaşamı oluşturan bu hikayelerin bazısının özü, kişi yaşam sürecinde etkinlik göstermekle birlikte geleceğinde de ö nemin sürdürür. Böylece bu hikayeler yüzyıllar boyunca kişinin adı, namı ve şanının ha yırla yad edilmesin sağlayıp insanlık tarihinde unutulmaz kişiler arasına koyar. Kişinin kulağına üflenen adının özgün hikayesi (anısı), bu ismi adlandıran baba ve annesi ile atala rında gizlidir. Onlar hikayeyi en iyi bilen kişiler. Kişinin adından başka bir soyadının olma dığı dönem sürecinde insan adı, genelde şeceresi (soyu), baba adı, lakabı ve gösterdiği başarıdan ve ya doğup büyüdüğü, yaşadığı yer ve bölgeden dolayı edinilen unvanla anı lıyordu. Böylece kişisel kimlikleşme gerçekleşmiyordu.
Cumhuriyetimizin ilk onuncu yılından sonra (21-Haziran/ 1934) vatandaşlarımız adının yanı sıra Soyadı ile birlikte anılmaya başlar. Böylece kişiler markalaşıp özgün ve özel kimlik edinir. Türk vatandaşlarının ismiyle birlikte “Soyadı” ile anılması 2525 sayılı kanunla zorunlu hale getirilince ülke genelinde Soyadı edinme, bulma seferberliği olur. TBMM, milletimiz adına cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’e, ATATÜRK soyadın verir. Atatürk’te en yakın silah arkadaşları ile başarılı cumhuriyet gençlerine ve bazı silah arkadaşlarına Soyadını bizzat kendisi öngörür.
Soyadı yazılım memurları ülke genelinin en uç noktalarında konuşlu mezra, köy ve kasabalarda her haneye ulaşıp aile reisinin kendince bir Soyadı belirlemesini sağlar. Ya da görevli memurların tespit edip hazırladığı “Soy isim Listesi”nden ikinci isimler seçilir. Kişinin esas isminin yanına eklenen soy isim, sülale ve ailenin geleceğiyle ilgili en önem li nişane olmanın yanı sıra her kişiye özgün ve özel kimlik olur.
Taşeli Toros dağlarını hançerleyen Ermenek Çayı yaylak platolarında konuşlu Lemos (Esentepe) Köyü sakinleri isminin yanına ikinci bir Soy isim edinmek için heyecanlı bir telaş içindedir. Ermenek kazasından görevlendirilen nüfus memuru Lemos Köyü muhtarı Hacı Muharrem Ağa torunu Etli Abdullah’ın odasındadır. Köy sakini her aile reisine uygun bir soy isim verilecektir. Köy sakini her sülalenin ileri gelen büyükleri odada yerini alır ve heyecandan gözleri Zühre Yıldızı gibi ışıl ışıl parıldar. Köy sakinlerine benimseyip kabullendiği soy isim özenle verilir. Soy isim verme sırası muhtar Abdullah’a gelir. Görevli nüfus memuru muhtar Abdullah’ı, azmi ve çalışkanlığı ile karşılaştığı zorluklar karşı sındaki inatçılığı sayesinde tuttuğunu koparan, gözünü budaktan esirgemeyen bir ka rakter gördüğü için, “Yılmaz” soy ismin teklif eder. Bu ikinci ismi Etli Abdullah memnuniyetle kabul eder.
Muhtar Etli Abdullah odasının baş köşesinde emmisi Tat Ahmet ile emmi oğulları Ha san Hüseyin oğlu Molla İsmail ve Deli Osman oğlu Hüseyin oturmakta. Hacı Muharrem Ağanın aveneleri arasında gizliden gizliye sevimli ve tatlı bir rekabet vardır. Muhtar Abdullah’a “Yılmaz” soy isminin verilmesi üzerine bu ismi çok benimseyen emmioğlu Molla İsmail yekten;
“-Beyim benim soy adım ne olacak? Emmim oğluna “Yılmaz” ismini vererek yenilmez armada olarak onurlandırdınız. Benim soy adımı da ondan aşağıda adlandırmayınız” di ye isteğin söyler. Nüfus memuru biraz düşündükten sonra göz ucuyla muhtarı süzer ve; -İsmail ağa, senin soyadın da Yılmaz’dan geri kalmayıp ona eşdeğer olacak. İsmail Amca soyadın; “Korkmaz” olacak. Bu köyde bundan böyle biriniz Yılmaz ve diğeriniz Korkmaz olarak ünleneceksiniz” diye cevap verir. Molla İsmail bu ismi çok benimser ve memnun olur.
Tabi muhtarın odasında emmioğulları Molla İsmail ile Deli Osman oğlu Hüseyin’in dışında Hacı Muharrem’in oğlu Tat Ahmet’te bir başka köşede sessizce oturmaktadır. Tat Ahmet doğuştan itibaren konuşma melekelerinde rahatsızlık olan, kekeme birisidir. Bu engeli yaşam süresince lakabı olur. Yeğenlerine verilen soy isimleri çok beğense de kendi soy isminin de onlardan daha güzel olmasın kalben ister. Tam olarak telaffuz ede mediği hece ve kelimeleri durarak ağzında geveleyerek; “-Yeğenlerimin birine “Yılmaz” ve diğerine de; “Korkmaz” adını verdiniz. Beğim, benim ve yeğenim Hüseyin’in soyadı da onların ki gibi şanımıza, mizacımıza uygun olup her hangi bir noksanlık olmasın” der.
Nüfus memuru bir anda şaşırsa da tez kendini toplayıp; “- Ahmet Amca, yeğenlerine verdiğim Soy isimden daha üstünün ve yücesini size vereceğim. Sen onları hep yüksek lerden gözetleyeceksin. Amca olmak öyle kolay değil. Senin soy ismin; “Yıldız” olacak ve her daim gökyüzünde ilelebet parıldayacak ve kutup yıldızı gibi yol, yordam gösterici olacaksın.” diye cevap verir.
Ancak Yıldız soy ismini emmioğlu Hüseyin beğenmez. “Neymiş öyle “Yıldız”. Bula bu la gecesi gündüzü belli olmayan, gökte bir gözüküp bir kaybolan Yıldız’ı mı? soy isim edineceğiz. Beğim, mümkünatı varsa, bana başka bir soy isim ver” diye isteğin belirtir.
Bunun üzerine nüfus memuru Hacı Muharrem torunu (Deli Osman oğlu) Hüseyin’e “Baştuğ” soy ismini verir ve Hüseyin de bu soy ismi çok beğenir.
Lemos Muhtarı (Etli) Abdullah Yılmaz’ın odasında köy sakinleri için ikinci bir isim ola rak soyadı belirlenirken muhtar Abdullah’a hanesinden; “-Abdullah Ağa, gözünüz aydın bir kızınız dünyaya geldi” diye müjdeli bir haber verirler. Odada bulunan nüfus memuru muhtar Abdullah’a; “-Muhtarım, anam rahmeti rahman olalı daha kırk gün olmadı. Ca nım annemin adı, Naciye. Müsaade ederseniz kızınızın ismi; “Naciye” olsun, diye teklif eder. Muhtar Abdullah yeni dünyaya gelen kızına nüfus memurunun hatırına izafeten “Naciye” ismini verir.
Böylece tarihi Lemos (Lamos) köyü sakinlerinden Hacı Muharrem Ağa’nın adı şanına izafeten soy seceresi “Muharremğiller” olarak ünlenilir. Avenelerinden oğlu Tat Ahmet’in soyu “Yıldız”, torunları Etli Abdullah’ın soyu “Yılmaz”, Molla İsmail’in soyu “Korkmaz” ve Hüseyin’in soyu “Baştuğ” isimleriyle tarihi süreçte gelişimini sürdürmektedir.
İnanıyoruz ki her kişi isminin özgün bir hikayesi var.
Cümle hazirunun ruhu berzahta şad ve ahrette mekanı cennet olsun.
Aralık/ 2019
Süleyman YILDIZ
(Lemos5303)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.