BAZILARINA KAPAK OLSUN
BAZILARINA KAPAK OLSUN
Çoğunlukla kasım ayında okuyacaklarımı; Atatürk, Kurtuluş Savaşı konulu ya da anı türü yapıtlardan seçerim.
Bu yıl, Kasım’a girmeden l990’ lı yılların ikinci yarısından sonra Cumhuriyet gazetesi ekinde dağıtılan kitaplarla; İlhan Selçuk’u saygıyla anarak geçirip, yeni kitap almamayı kafama koymuştum.
Öğlede yaptım. Önce kitaplığımın ilgili rafının yanına koltuğumu sürdüm. Rafların önüne; sanki cep telefonunun feneri açıldı da ışıltısı yayıldı. Aydınlığı görünce ürperip durakladım. Kedi kendime; "Niye duraklıyorum ki?" sorusunu sorma gereksinimi duyumsadım.
Sordum da!... Dünya Klasiklerini es geçerken...
Aldığım yanıt; "kitaplardan yansıyan mutluluk aydınlatması olduğuydu. Nasıl sevinç duymasınlar ki; o fafda yer aldığı yıldan beridir, yanlarına sokulan olmadı. İçlerinde sakladıkları sırlar, vitaminler, enerjiler; ne aktı, ne koktu, ne de çürüdü. Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’ de satırlara girdiği gün ki gibi turfandalar. Yaşama adım atarken düşündükleri olumsuzluklarla karşılaşmayınca bunca yıldır. Bir gün; "Bir el bize dokunacak, karşılığında da aydınlanacak" bilinciyle korkulardan arınık beklediler.
Öncelikle bir birinin ardılı olanları ekledim. Bir birinden kopmasınlar diye de muhkemce sırt sırta getirdim. Bunu yaparken okumadıklarımı ve ikinci kez okumayı zaman zaman aklımda not aldıklarımı öne aldım. Böylece yaydıkları mutluluklarını tek tek paylaştım.
Anımsadığım kadarıyla Çetin Altan, bir söyleşisinde; az okuyan toplum oluşumuza mı, az kitap basılışına mı verdiği yanıtta: Göçerlikten yerleşik düzene tam olarak geçmiş olamadığımız. Yerleşik düzende olmanın iminin en az yüz elli yıl aynı yerde oturulmalı ki; kitaplık edinim kültürümüze girebilsin, anlatımı etkilemişti beni. İlerde torunlar, bizim gibi kitap özlemi duymasınlar duyumcuyla; Müjdat Gezen’ in söylemi ile insan biriktirir gibi kitap biriktirir oldum. Akılsız telefon ve internet bağımlılığından koptuklarında kitapların tozunu alacaklar umarımı kaybetmeden de birikime devam ediyorum. - Bu kasım ayını saymadan doğallıkla- Kitap alım gücünün azalmasının etkisinin olduğunu da kefenin ilgili tarafına koymasam adaletli düşünmemiş olurum.
Kurtuluş Savaşımızla ilgili, bazılarınca zaman zaman "Yunan kazansaydı ya da emperyalistlerle savaşılmadı" gibi savlar öne sürülüyor, Bildim bileli.
Bugün öğrendim ki; Kurtuluş Savaşımızda göğüs göğüse savaştığımız Yunanistan temsilcisi Mudanya Ateşkes görüşmelerinde ve ilgili belgeyi imzalayanlar arasında yok!... İnönü’nün karşısında emperyalistlerin (İngiliz,Fransız ve İtalya) temsilcileri var. Yunanlı; Marmara Denizi’ nde bir gemide bekler ve imzalanan belgeyi alır sadece...
Ne yazık ki; durumun fotokopisi Lozan Konferansında da görülür. Venizelos sadece sandalye işgal eder.Tartışmalar İngilizler’ le aramızda geçer. Konferansın konusunu Türk-Yunan sorunu değil, Batı-Türk sorunu olarak yürür. Görüşmelerde; savaşta yenilenin Yunanistan gösterilirken, emperyalistler kendilerini Birinci Dünya Savaşının yeneni görüntüsüne büründürme çabasına sokma girişiminde olurlar. Karşılarında da yurdunu savunan ulusun ve komutanın varlığını görüp de görmezden gelerek tilkiliklerini öne çıkarırlar.
Anladım ki onlara o güveni; "Dilerdim ki; (keşke) Yunan kazansaydı diyenlerin dedeleri, babaları" vermiş.
Bu çağıma dek, bu konuda ve kapsamında okuduğum kitap, makale, anı v.b. lerinde, perde arkasında ki, izi sezememişim. Yunanistan’ın maşa olduğunu yorumluyordum da maşalığının belgeli olduğunu bilmiyordum. Bülent Tanör’ün Kurtuluş’u ( Türkiye 1918-1923 ) öğretti.
Düşündüğüm budur faceee.
Tekerlemelerimizde yaş sorulup da, alınan "yetmiş" yanıtında karşıda algılanan "işin bitmiş" çağında olmama rağmen hâlâ öğreniyorum. "Öğrenmenin yaşı yoktur" öz sözünün doğruluğunu kanıtlıyorum.
Ateşle iş yaparken maşa el altında olur. İş bitince de maşa görünmez yere koyulur. Ama yeri bilinir. Yunan temsilcisine yapıldığı gibi.
Bu bilgi bende kalmasın; "Yunanla savaştık, yedi düvelle değil, abartmayın diyenlere de bilgi ve belge olsun" aracılığınla iletelim face..
20.11.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.