MEMUR GİBİ DÜŞÜNMEK?
Bu dünya öyle bir han ki, ne başkasında ki fazlalığı alıp kendi boşluğuna doldurabiliyorsun, nede sendeki fazlalığı başkasının eksiği ile tamamlayabiliyorsun. Lanet olsun.
Her şeye alıştığımız gibi, elektrik zamlarına, doğal gaz ve su zamlarına da, boydan boya gıdalara yapılan zamlara da ne yazık ki alıştık, daha doğrusu alıştırıldık... Okadar çok alıştık ki, zam yapılmasa kendimizi eksik hissediyoruz sanki... Bu durumdayken ortalık ben düştüm yollara yeter ki başımı sokacak bir evim olsun, olsun da yarım olsun
Hiç çekinmeden; çok korktuğumu söyleyebilirim ..Yüreğim gün-güm ediyor ve yüreğim her gümlediğinde o sesi duyabiliyorum..Bu ev işinde kazık yemez de bu evi alma başarısı gösterebilirsek eğer, başarı hepimizindir..Yok olmadı da kazıklanırsak, bütün o suç tek başıma benimdir, çünkü güya senin arkadaşındı ya, işte senin arkadaşın bak nasıl kazıkladı seni, diyeceklerdir.. İşte bu yüzden çok büyük bir yükün altına girmiş bulunmaktayım ve içimde bir şeyler sürekli yer değiştiriyor ve her seferinde içimde bir yerlerim acıyor..
Tamam, ne oldu gene?Senin şu yüreğinde bir türlü kendine yer bulup, oturamadı diyeceksin de’’deme..
..Ne yapayım?Olmuyor, olamıyorum, bir türlü kendimi kontrol altına alıp mahkum edemiyorum..Bir düşünsene, bu işi de başaramazsam benim düşeceğim durumu..Ben hiç düşünemiyorum ve kendimle bile empati kuramıyorum..Adeta bir yangının tam ortasına atmışım kendimi,üstelik çok da korkuyorum..
Okadar çok korkuyorum ki, hem de hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çok korkuyorum..
..Her yanımız üç kağıtçılarla dolu,tamam da bütün bu aksilikler hep beni mi bulacak?Neden olaylara bir kere de olumlu bakmıyor, bakamıyorsun acaba?Diye bir soru soracaksan çok haklı bir soru olur bu soru
Okadar haklısın ki,ne yapalım, bu ülkede okadar çaresiz durumlara düşürüldük ki, olumlu ne varsa alındı elimizden, dilimizden, hatta yüreğimizden de ne varsa söküp götürdüler ve içimizi boşalttı bu namussuzlar.Okadar ki, en yakınımıza bile güvenmiyoruz artık,.Yani anlayacağın, toplum olaraktan birer birey olaraktan mahvolmuş durumdayız GÜLÜM….
Öyle ki, ’’ülkemizde’’ en tepeden en dibte ne kadar kişi veyahut kurum varsa hemen hepsi pisliğe bulaşmış, hemen hepsi pislikte debeleniyorlar..Bu kadar pisliğin içerisinde temiz bir şey aramak hiç de kolay değil artık.Ara bulursun demek bana göre saflık olur..ee, ne yapacağız?
Evet, işte günlerdir bu soruyu soruyorum kendime, ne yapacağım?Ev konusunu duyan insanlar, dikkatli olun, onu yapmayın, bunu yapmayın, yığınla uyarı, yığınla söz sarf ediyorlar..Dönüyorsun öte yandan herkes evinde ve işinde..Hiç kimse, bak ben buradayım bir derdin bir sıkıntın olursa beni arayabilirsin…, diyen yok..Ben buradayım vede yalnız olduğumu da çok iyi biliyorum..
.Ben gerçekten de ne yapacağımı bilmiyorum.İçimde ki şu kabartıyı nasıl sakinleştireceğime dair hiçbir fikrim yok..
Her yanım almış başını gidiyor, hop-hop diye hoplayan yüreğimle konuşamıyorum, ne o beni dinliyor, nede ben ona sesimi ulaştırabiliyorum..Ben gerçekten de çok korkuyorum..
Serkan şu an burada yok, hele bir gelsin de belki biraz sakinleşirim ama Serkan gelse de ne olacak ki, bütün yük benim üzerimde ve ben çok bunalmış durumdayım..
… Yok ya hiç de kolay değil böylesine beklemek..İçim taşıyor ve yerimde durmak mümkün değil..
Her şey kayıyor benden,düşlerim- duygularım vede umutlarım uçup gidiyor ellerimden ve ben kocaman bir kaya gibi orda öyle durmuş gelip geçene çarpıp duruyorum..
Sıkıntılar düğüm-düğüm, içim karanlık bir kuyu gibi ve yutkunmam boğum –boğum’’ teknede mayalanmaya bırakılmış bir hamur gibi yüreğim’’Yok-yok böyle beklemeler bana göre değil be gülüm....
İş konusu da bir başka muamma..Bu tatil PC alacaktık, almamız da gerekiyordu..Serkan bana, ’’sen memur gibi düşünüyorsun’’deyip beni suçladı alamadığımız, PC’ler için..
Sonra da Serkan’a, bak iyi ki de almamışız, bu tatil hiç de beklediğimiz gibi yoğun geçmedi.Üstelik, Yoğun gelen faturalardan dolayı bir şey de biriktiremedik..
Of Allahım ya, ben mi çok abartıyorum her şeyi…
Of ya nefesim kesildi, nefes alamıyorum, içimde kocaman bir şişlik oluştu sanki.
Tamam, on gün demişti de,bu gün on beşinci günü bu gün..Neler oluyor
Acaba?..Kafam karmakarışık, ben baştan aşağıya allak bullak olmuş durumdayım..
Evet, ben sık-sık böyle durumlara düşerim ama ne bileyim ya, biz her gün ev almıyoruz ki..
Tam otuz yıl sonra bir ev alıyoruz, o da yarım bir ev.Onu da aldık mı?-belli değil..
Of ya, cam bir kavanoz da sıkışmışım gibi soluğum kesilmek üzere..
Yok karar aldım bu beklemeler bana göre değil..Eziliyorum..’’ Eziyor beni her şey, bakışlar, duruşlar hatta sorular, her şey üzerimden geçiyor, acıyorum…
Oh be, demek için kaç zaman daha gerekiyor acaba? Hadi be GÜLÜM, hadi biraz daha hızlı olamaz mısın?
Ben burada beklemekten geberiyorum bee..BE GÜLÜM:Gündüz Yavuz..