K.H.K Konusu üzerine tespitler.
Ne zormuş KHK’lı olmak. Üst üstte gelir bir çok şey.. En kötüsü de kimi yakınlarına laf anlatamamak, büyüğünden küçüğüne. Elbette bunun kişinin karakteri, ailesinin eğitim durumu, ekranlardan devamlı siyasetin popülizm kokan demeçlerine maruz kalan çevre, iş hayatındaki korkunun topluma sinmesi sonucu; devlet vurmuş bir de biz vuralım düşünceli cibilliyetsizler olunca işler iyice boka sarıyor.. Ya sabır nereye kadar..
En özel çevreyi geçin, tüm psikolojik-psiyatrik tanımları bir kenara bırakın. Şehitler dile dolanarak hainlik yakıştırmaları katlanılır gibi değil. Açık ve net bir çok suçsuz ve islama göre yaşayan veya yaşamaya çalışan Khk’lı peygamberler kadar çile çekti bu devirde.
Peygamber çileleri nedir? Kısaca hatırlayalım mı..
1- Çocuklarını gömmek, sınır boyu ırmaklarında insanlar öldü mü öldü..
2- Malına Mülküne çöküldü mü Khk’lının, çöküldü…
3- Sürgün edildi mi, dini literatürde hicrete zorlandı mı, zorlandı.
4- Aile içi çatışmalar, boşanmalar, akrabi çatışmalar, ayrışmalar, baba-oğul, ana-kız reddedilmeleri yaşandı mı, yaşandı.
5- İş hayatında SGK kayıtlarında fişlenerek, işçi veya personel alımlarında sıranın en arkasına itildi mi, itildi..
6- Açlığa, aşksızlığa, vatansızlığa zorlandılar mı, zorlandılar..
Geriye ne kaldı? Sanırım meydanda odun kütüklerinin arasında ateşe verilmek( İbrahim-Balıklı göl olayı) …
Lakin bunca çileye rağmen mucize verilmiyor Khk’lıya???
Birazcık sosyoloji tahsilim veya öngörüm varsa; islami çevre yarınlarda arkasında namaz kılmak için KHK’lı arar mı arar valla.. Bu kadar açık ve net yazıyorum..
Elbette yukarıdaki paragrafların neticesinde imanı kabarıp, karakucak dalan bulunur mu bu yazıya bulunur..Molla Kasım aramadığın kadar çok…
Kamu personeli olarak uygulanacak kriterleri sizlere özetleyeyim..Ki ben bunları ihtimal OHAL Komisyonu veya idari mahkemeye de yazmışımdır..
KHK’lının
a-Kamuya giriş sürecindeki adımlar, sınavları, varsa referansları araştırılır?
b-Kamuda dikey yükselişi var mı, bakılır, arkasına bir güç alarak kurumsallığı zedeleyip, liyakati paçavra gibi savurup makam mansıp sahibi olmuş mu?
c-Kamu işinde masasında bir kişiye, zümreye, cemaate karşı pozitif ayrımcılık yapan belgelerde imzası veya kararı var mı??
d-Haberleşme-teknolojik cihazlarında kumpas, hiyerarşik örgüt emir verimi veya alımı, mesajlarında görülen neler?
e- 15 temmuz günü ne yaptığı Hts kayıtları, kimlerle görüştüğü vb tespitleri nelerdir??
f- Banka kayıtlarındaki iş ve işlemler, sosyal yaşantışı ve gelirine uygun olmayan para hareketleri incelenir..??
g-Khk’lının kendi ifadesindeki tutumu, doğrucu davut mu, yoksa görmedim-duymadım-bilmedim türünden ifadeleri mi??
Bakınız dostlar, bu ülkede Rahmetli Ecevitle duydum ben yanlışım yoksa şeffalığı ve Davutluğunun başbakanlığı zamanında Siyasi ahlak ve şeffaflık yasa hazırlıklarını?? Bunlar uygulansın, ak ve kara koyun, at ve it izi birbirinden ayrılsın artık..
En önemli konuda; Fetö Borsası açığa çıkarılmak mecburiyetinde, eğer çıkarılmazsa bir daha yargı toparlamaz, ileriki zamanlarda yeni nesil, daha doğrusu Z kuşağı; (hangi düşünceden olursa olsun) yargıya para varsa yol açık ve rüşvet yollarını ulaşımın varsa veya sümen altı meseleleriyle her şey geçer yargıdan, gözlüğünü takarsa devlet toparlanamaz.
Ne Sayın Nedim Şener gibi intikam hissiyle ne de Sayın Arınç gibi günah çıkarma ve gözyaşıyla, pişmanlıkla bu iş çözülmez..
Devlet Bahçeli’nin bir sözü var, çok sözü var da 17-25 döneminden beri de; neydi o sözü? “Devlette kayıt düşmez..” Düşürmek isteyen varsa düşüren de bulunur..Bulunamasa bile hadi diyelim yaktılar, imha ettiler belgeleri mutlaka iz bırakır, dedektiflere de gün doğar.
Bir fiil tüm haberleri ve davaları basından elimden geldiğince takip ediyorum. Çok güzel hukuki açıklamalar da var. Sayın Feyzioğlu’nun dediği gibi veya benim çıkarımlarım ifadelerinden;
Bir defa Ağır Cezada yargıladığın kişiyi idari mahkemesine neden gönderiyorsun?
Ohal Komisyonu neden yargı kararlarını dikkate almıyor veya beklemiyor, yargının yüzde 40 ihraç edilmişken, hala yargıçlara veya mahkemelere mi güvenmiyorsunuz? İdari mahkemelerin Ağır ceza kararlarına uygun davranmasının daha hukiki olacağını söylüyor..Gayet mantıklı izahatler..
Kaç yıl geçti?
Takipsizlik alanları bir defa ve yeniden listelere yazın ve o insanlar sosyolojik-manevi ve kamusal anlamda nefes alsın ve görevlerine veya başka kurumdaki benzer göreve iade ediniz.
Beraat alanları yine listeler halinde remi gazetede yayınlayın,çünkü insanları fişlediniz ve itibar suikast yaralarını sarmak mecburiyetinde devlet, yine kendi kurumlarına veya başka kurumda benzer işlere iade ediniz..Ki ben şuna inanıyorum bir çoğu belki 6 ay belki 1 yıl veya 3 yıl çalışıp istifa eder zaten Khk’lıların..sayısı ne kadar olur bilememem ama??
Rahmetli Olçak’ın eşi Nihal Olçak geçen süre içinde hedefi tam on ikiden vuran tespitlerde bulunuyor, Şehit eşi, hem eşini hem de evladını vermiş devletine ve milletine..
Sayın Destici; beraat alanları neden bekletiyorsunuz, görevlerine dönmeleri lazım diyor..
Dini açıdan kul hakkına girmeyin, herşeyle gel kul hakkıyla gelme diyor inandığınız veya size bize onlara veya topluma anlatılan Allah..
Yine Mhp milletvekili askeri öğrencileri gündeme getirdi. Askeri öğrenciler özelinde, kapatılan üniversite ve okullardaki gençler devlete, millete ve topluma kazandırılmak mecburiyetinde..
Şu süreçte yaşanan, ben seni suçladım, aklanda gel oldu prosedür.. Hukukta olmayan bir şey..
Eğer iyice kördüğüme döndüyse bu mesele, miladı 15 temmuz yaparak kördüğümü bir çözmeyi deneyin? Daha şeffaf ve inandırıcı olur şahsen böyle düşünüyorum.
Hangi meseleyle başlamıştı bu örgüt meselesi sanırım ya dershane süreci ya 17-25 mi? Bakınız şimdi Özel eğitim veya yardımcı öğretim diye dershanelerden daha kötü bir duruma geldi gençlerin üniversite yolculuğu??
Aslında söylenecek yazılacak çok şey olsa da, senin anlama kapasitene göre yazdım. O yüzden kin ve nefretle; yok Fetullahdı, yok siyasi partilerdi, yok dindi, yok ulul emirdi vb kavramlarla veya algılarla daha da bu çıkmaz karanlığı karanlığa sürmenin, karanlığı deşmenin anlamı olmaz.
FETÖ konusunda dünyayı veya vicdanları neden ikna edemiyorsun? Bir düşün? Hukuktan ayrılma ne kördüğüm kalır, ne at ne de it izi..
Yaşanılan veya yaşanılacak, Z kuşağının yaşayacağı bir geleceğe tertemiz bir ülke ve idare ve yargı ve dahi MECLİS nasıl bırakılır gerçek gündem bu aslında.
1000 yıllık düşüncelerle, 1950lerden 60-70 ve 80 lerden kalma ideolojik ayrıştırma ile bu çağda ayakta kalamaz Anadolu, ayakta kalamaz
Bugün 10 Kasım, Kurucu idarenin ilk Cumhurbaşkanının, Kurtuluş savaşını kazananların matem günü lakin hiç umulmadık kişiler ve ünlüler bile anma matem olarak değil de tatil ve şenlik olarak gördü bu günü..
Basının; yıllar içinde ulusal bayram ve matem günlerinin nasıl dejanere ederek bir bilinç altı operasyonu çektiği de ortaya çıktı resmen..
Basınına güven, yargıya güven, meclise güven alabora olmuş gidiyor.. Birlikte yaşama düşünceleri, hukukun üstünlüğü düşünceleri millette alabora olmuş gidiyor..
Kendinizi düşünmüyorsanız, evlatlarınızı torunlarınızı düşünün.
Ve gerçek örgütcünün, hiyerarşik yapının eline koz vermeyin..
Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinde devleti süründürmeyin, Çünkü süreci yönlendirenler veya olan proje yapanlar üç beş günlük, 3-5 yıllık plan yapmamıştır..
Öyle diyordu Rahmetli Akif:
“-Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim;
İnan ki:Her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en çok beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun; hakikat olsun tek!"
Çünkü onun adalet anlayışına göre;
“Kenâr-ı Dicle‟de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer‟den onu!
Bir ihtiyar karı bî-kes kalır, Ömer mes‟ûl!
Yetîmi girye-i hüsrân alır, Ömer mes‟ûl!
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse:
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse!
Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri:
O damla bir koca girdâb olur boğar Ömer‟i!”
Ömer aramayın, bahsi Ömer, hukuktur, vicdandır.. Var olmamışsa içinizde adını anmayın..Bunun dinle alakası yok, Hukuğu dine indirgemek en büyük zulümdür. Ki ne kadar adaletlidir islamiyet orası da bir başka konu aslında.İhtimal yalan bir söylenceyle de bilinç altımız veya kalbimiz de doldurulmuş olabilir, ki ben öyle düşünüyorum..
Yazımı yine Rahmetli’nin UYAN şiirindeki bir kıt’a ile bitireyim...
"Dehşet-i mâzîyi getir yâdına;
Kimse yetişmez yarın imdâdına.
Merhametin yok diyelim nefsine;
Merhamet etmez misin evlâdına?"
Saygılarımla, esen kalınız..
YORUMLAR
ADALETLE HÜKME DİNİZ
HZ. ALİ
BİRDE DEVLET ADLI KİTAP VAR; Sokratesin felsefesini anlatan ve platon tarafından yazılan
acep devleti aliye okumuyor mu bu baş yapıt eseri
saygılar
Yinsani
sevgilerimle..
Sabır diliyorum Sevgili Dostum.
Tanrı niyeti düzgün olanı korur ve kollar, bir şekilde. Hissetmeni ümit ediyorum. Çünkü seni okudukça niyeti temiz bir kardeşimiz olduğuna inancım artıyor.
Konu ile ilgili hiç yorum yapmak gelmiyor içimden.
Sadece bir gün atlatacağımızı temenni ediyorum.
Fazlası, umut ediyor ve seziyorum.
Müsamaha diliyorum...
Yinsani
o tanrıyı bil bulsam tüm dünyayı kurtaracağım ondan,
kaç bin yıldır piyon gibi oynamış insanlıkla..
saygılarımla..