Bir Dünyevi'ye..
Değerli İnsan
Duaya ve bedduaya inanırım ve kabullerine şahidim. Sizlerin bu çağdaki dini öğretilerden, kutsaliyet atfedilenlerden kurtulmanız için dua edeceğim:) Buraya bir gülücük bıraktım ki, samimiyet göstergesi olsun. Yanlış anlamayın ve duanın sadece dine ait olmadığı anlamanızı istiyorum. Elbette o zamanlar müslümandım. Tezat gibi görülebilir ancak yanıltmasın sizi..Eksiğim gediğim de olsa, peygamber(ler)den gelen tüm sözler, fiiler ve olayları ulaşabilidğim kaynaklardan okur okur düşünürdüm. Çıkamadığım yerleri cami imamlarından itibaren gönlümü mutmain edinceye kadar fırsatını budukça da sorardım. Teknolojinin faydaları olarak internettenden de araştırırdım. Elbette ki baş kitap Kuran idi..Tüm cevapları Kuranın rengine uyuyor mu uymuyor mu diye kontrol etmem gerekirdi.
Bir duam ramazan ayında her teraviden sonraydı ki, aynı istek ve sözler olmalı, bayram ertesinden başlayarak nereye kadar giderse, benim yaşadığımı yaşat, benim peşimden öyle koşsun ki çektiğim acılara eşitlenene kadar sürünsün mealinde idi..
Bayramdan sonra bir hafta aralamadı ve bir seneye yakın bu duam tesirini gösterdi..
İkincisi bedduaydı.. Nasıl bir gönül yangını veya samimiyetiyle dua ettiysem beddua da olsa, 5 dakika aralamadı. Küt yerde, ayağa kalksa da kendine gelemedi, koşuyu bitiremedi ben tribündeydim, ötesi berisi falan fişman..
Gençlikteki dualar nefesler kuvvetli imiş..
Tevafuk muydu, tesadüf müydü, çok düşündüm. Sonuçta isteğim biraz kötü de olsa kabul oluvermişti..
Üçüncüsü yine duaydı ve elimde bira şişeleri vardı içiyordum, hangi sözlerle dua ettiysem, nasıl istediysem, hala tesirini icra eder.. İçmem..
Özetle ben sizin geçtiğiniz yollardan geçtiğimi düşünüyorum. Yaşınız ve kuşağınız makül ölçüde farketmez..Bir üst basamaktayım:) Çünkü dini çıkardım aradan. Kibir midir böyle düşünmem belki, ancak sadece sizlerin de benim yanıma geleceğinizi ve keyfiyete kavuşacağını düşündüğüm için...Çok iddialı bir sözdür, çünkü benim Rabbim, iddaalıdır. Kibir olarak algılanmasın..
Yukarıdaki duaların tecrübesi olmasa, adı her ne ise, kurana göre; rahman, hak ve allah’tır. Aradan çıkaramıyorum.
Çıkarabileceğimi de sanmıyorum..Çıkarmayı çok denedim, ancak başaramadım, ateistler bunu nasıl başardı bilemiyorum.. Belki de yetiştirme, aile veya rol model boyasındandır.
Bu arada ortayaşıma kadar yapılan ibadetler, edilen dualar, zikirler insanın kendine özeldir bu yolda. Geceler uzun, gündüzler meşgaleydi herkesinki gibi.
Ulaşabildiğim tarikat ve cemaatlere bir şekilde ulaştım.. Çünkü nefsimi daha sıkı kontrol altına almam gerekiyordu, çünkü gaye çok yüksekti ve yüksek bir irade istiyordu..Gözden öte, gönülden öte, müjdeler ve korkulardan öte..
Sadece manevi değil, görüntü ve fiziki koşullarda değişmeliydi. En çok istediğim, 25 yaşımda evlenmekti, koştum koşturdum, görüştüm, konuştum, kah hayalimin peşinden kah aşklarımın peşinden koştum, dinine ve imanına güvendiğim ve vakit de daraldığı için 26 yaşıma girmeme 1 ay kala bunu da başardım.
Okuma ve düşünmeyi sevdiğim için de bir çok roman, şiir, hikaye, ve yazanlarının ulaşabildiğim hayatları okudum, okuyorum, devamında AÖF kamu yönetimi ve Sosyoloji bölümlerinden sonra, dini anlatılara ve çerçeveye sığamaz buldum kendimi..
Kamu Yönetimi bölümü çok enteresandır, bir toplumdaki her görüşü, her yaşantıyı, toplum düzeni içinde kargaşaya sürüklemeden, hak ve hukuk içinde yönetmeyi içerir. Kötü olarak bilinen bataklıkların ve fiillerin de ıslahını gerektirir. İllahi bir bölümü bitirince o işte çalışmak gerekmez, o ilmin ışığında davranmayı gerektirir, güç yettiğince, psikososyal durumunuz elverdiği sürece..
Kamu Yönetimi öğretileri, dini öğretilerle karşılaştırınca görmeye başladım ki, bir din, bu ister İslamiyet olsun ister bir başkası modern toplum bilimine ve farklılıklarını kapsayamıyor. Kapsamaya çalışıyor ancak bir şekilde insan hakkını, hüküm dinin emridir veya Allah’ındır diyerek kertmeye, baskılamaya, zorlamaya başlıyor. Burada dini ilk sorgulama süreci başladı.
Sonra devam ettim AÖF’ye.. Sosyoloji bölümünü de bitirdim. Bu bölümde gördüğüm ise; İnsani ilişkilerin bireyden tabiata, dinden devlete, ordudan sivil teşebbüslere, yargıdan üretime tüketime, eşitliğe, fakirlikten zenginliğe, kast sisteminden hanedanlara, savaşların ana nedenlerinden ve sonuçlarına….
Sadece kendi kültürümüzün değil, bir çok kültürdeki fikir işçilerinin görüşlerinin dini öğretinin üstünde olduğu anladım.
Bu yolculukta yaş oldu 35 37..
En büyük uğraşım ki hem kamu yönetimi, hem de sosyoloji bilgilerinin yanında lisede de elektronik ve önlisasnda da e.haberleşme bilgilerini İslama sığdırmaya çalıştım. Ben sığdırmaya çalıştıkça din daraldı, Kuran küçüldü, ben uğraştıkça din küçüldü, Kuran daraldı. Ben bir cevabı vardır dinden veya Kuran’da veya din tarihinde dedikçe karşımda ne Kuran kaldı ne din ne tarih.. bu çağ bambaşka bir çağa.. Umarım 3. dünya savaşı ile heba edilmez.
Yani, beni sığdıramadı içine ve anlatılarının gerçekliğine Kuran ve İslam. Ki kaldı ki diğer dinler ve kitaplar sığdırabile..
En çok merak ettiğim ise şahsım adına; 40 yaşımdaki 1 yıllık süreçte dönüşeceğim veya savunmaya çalışacağım fikirler ne olacak? Çok önemli bir destek ve direnç yaşıdır insan ömründe..
Beni kimse ne makam ile ne de para ile ne de cennet gayesi ve cehennem korkusu ile satın alamaz. Ki ettiğim dualarda hep bunu isterim. Hiçbir fikrin veya dünyevi gücün tesirine girmemek için güç isterim samimiyet isterim artık adını her kültürde ve inanışta farklı farklı okuduğum yaratıcıdan. Demiştim, O aradan çıkarılamayacak kadar büyük bir sahip ve ilim sahibi..
Sünni bir çevrede, kültürde ve öğretilerle yetiştim.
Ancak Müslümanım diyenin; bizlere Arabistan ve Mısır üzerinden gelen Sünniliğin değil, ortaasyadan gelen ve ekseri alevi olarak isimlendirilen yapının öğretilerine sarılmasının daha ilmi, daha modern ve insani ve kabul edilebilir olduğunu anladım.
Ben ikisinden de azadeyim deistim..Gerçek ve güzellik neyse o..
Dinleyen olursa da veya beni anlayan bulunursa da o ekolü araştırsın, tecrübe etsin.. Ozanlarından şairlerin başlayarak..Alevi kültürünü..
Malum, ülkemizde bir de 15 Temmuz oldu,
Bu son yıllardaki süreçte de gördüm ki, ben şahsen KHK’lıyım, iki defa intihardan döndüm, bir müddet artık iyice bunadılğım bir ayda da ilaç desteğine aldım belki 1 ay, lakin bir şekilde dayanmam gerekiyordu.
Çünkü şairlik veya ozanların, şairlerin, fikir öncülerinin hayatları çilelidir. Lakin ben bu yolda devede tüy bile olamadığım için çekerim kadar çile verildi o büyük güç ve ilim sahibi tarafından.. ancak bir mahpushanenin belki bana daha iyi geleceğini de düşünmüyor değilim..Çünkü dışarının içeriden daha özgür olmadığı görüyorum.
15 temmuzdan sonraki süreçte de gördüm ki; siyasal islamın ve 68 kuşağının (sağcısı solcusu ülkücüsü türkçüsü ümmetçisi vb) ilmi, siyasi, yönetimsel ve yargısal ve üretimsel ve devlet ile milleti ilgilendiren konularda çağın, kamu yönetimin ve hukuğun fersah fersah gerisinde kaldığını da anladım..
İktidarın ve yandaşlarının zorbalığı ve hukuksuzlukları, ilme ve irfana uymayan icraatları..
Dini bir temelle 50-60 yıldır piyasa da olan tarikat ve cemaatlerin (kökenleri ayrı mevzuu) veya diyanetin aynı tutumu ve korkaklıkları, vatandan kaçmaları, Müslümanlık adı altında kıvırmaları, yalana sığınmaları, ki buna hicret deyip geçiyorlar..
Ki bir çok peygamber bunu salık vermiş. Kaçın.. Kaçın…
Musa da var, Nuh da var, Muhammed ha keza var..
Türk kaçmaz. Ölür yine de sökün eylemez. Eylememeli..
Elbette insanların ne yaşadığı bilemem. Çünkü insan kötüden iyiye, engebeden düzlüğe, karanlıktan aydınlığa, darlıktan genişliğe doğru bir yol izler sosyal ve içgüdüsel olarak..
Lakin ters kelepçeden şehitliğe giden kaç tane khk’lı var?? Yargısına güvenmediği için nehirlerde boğulan sabi sünyan var.. ah almayın..
İnanıyorum ki gerçek yiğitlerde ah etmemiştir. O yiğitleri örgütün çeperiyle nüvesiyle karıştırmayın..
İlk ve kendi çapımdaki reddiyelerim de tüm bu 35-37 yıllık tecrübenin ve bilginin sonrasında kendini göstermeye başladı kurana ve islama karşı. Ben yok sayıyorum diye yok değiller,araştırın siz de, lakin öncelikle çağ bilimlerinden de nasiplenmelidir..
Ve şahsen ben kendi karıncalığıma bakmadan siz din ve eski kuşak filleriyle çarpışıyorum.. Farenin dağları delmek istemesi gibi..:) Lakin üfleseniz uçar giderim kuru yaprak misali…
Karınca fili yenebilir mi, belki milyonlarca Y kuşağı karıncası bir araya gelirse belki.. belki.. Fil bir ayağıyla yüzbinlerce karıncayı ezse de..
Dağ ne anlasın fareden.. Milyonlarca fare bir araya gelirse belki.. belki.. dağ delinir ama… dağ yine de yerindedir..lakin belki fil yenilebilir.
Yani bağnazlık, çağı okuyamama, zorbalık, zulüm yenilebilir ki, fil ise..
İster Kurani gelin ister peygamberlerin yaşadıkları babında..DİNLER bu çağın fersah fersah gerisindedir azizim..
Bırakın artık siz de..
Hiç kimse bahaneye sarılmasın, ana dilde ibadet olmak zorunda. Ezan ve Kuran TÜRKÇELEŞTİRİLMELİDİR.
Üç aşağı ve beş yukarı 1950 den beri insanımızın dimağına ve dini düşüncesine, felsefesine kültürüne yapılan baskı ana dilde ibadet ile aşılabilir. O şeyh böyle buyurmuş, şu kocaman kocaman koca hoca şöyle fetva vermiş geçiniz efendim.
Diyanet; bütçe olarak devletten ayrılmak mecburiyetindedir. Her inanç grubu devletin belirleyeceği hukuk içinde kendi yoluna, diğer grupları rahatsız etmeden yaşamasını öğrenmek zorunda..
Ya hu hangi peygamber karşılık alarak din anlatmış?? Allahınıza mı inanmıyorsunuz veya güvenmiyorsunuz peygamber(ler)inize???
Başkanlık sitemi bu haliyle meclisi kötürüm duruma düşürerek bu coğrafyada fazla yaşayamaz, vakit kaybetmemize neden olur ki…
Bir yanımız ab, kuzeyimiz rus, altımız arap ve abd yine rus ve İsrail, doğumuz iran çin vb vb bu devleti ve milleti önümüzdeki çağda bağımsız tutamayız bu başkanlık sitemiyle.. Kendi milletinize buyurganlıkla, zorla demokrasinin ve yargının arkasından dolanarak dikta ederseniz..
Görülecektir ki; çocuklar ve torunlar bize beddua üstüne beddua edecektir bu gidişler.
Kur’an tekrar yeniden yazılamaz mı, güncellenemez mi?? İlim sahipleri, üstatlar bir düşünsün isterim. ??
Kuran nasıl yazıya geçirildi, hangi komisyonlardan geçti, hangi hafızların şahitliğine başvuruldu, nasıl bölgesel bir
kültür tüm alemi kapsayacak?? Emin misiniz üstadlar?? Güncellenemez mi???
Din; çağa ve modern ilim ve irfan ile daha yaşanılabilir, mantıki, anlaşılır ve insani yapılamaz mı??
Devlet, cumhuriyet özelinde nasıl güncellenebilir?? Millet nasıl eğitilir ve öğretilir??
Dürüst insanların korkmasına gerek yok, işkence grupları var mıdır, basından takip ettiğim kadarıyla var.. Madem hak diyoruz, madem vatan diyoruz, işte o yüce bilgi ve güç sahibi de çekerimiz kadar çile versin üstümüze..en güzel duadır. O bilir kimin ne kadar çekeri olduğunu.. Biz bilemeyiz, yani yetmiyor kafa, akıl almıyor dünyanın düzenine..eninde sonunda öleceğiz, fazla da düşünmeye gerek yok..
Çalışma dünyasında; yeni trend 4 gün. Ve Y kuşağı ile Z kuşağı da şunu görüyor ve algılıyor, dünyanın kahrını çekmeye mi geldik kardeşim? İnsanca yaşayamaz mıyız?? Az fakat verimli çalış ve çok kazan ve çokça ilimle, gezmeyle, kültürle, çapınca da sanatla uğraşmalı..
Ekonomi?? Dünyayı çevresinde döndüren ilim?? Bankaları komple devreden çıkarılmalı.. Yerine İnternet teknolojisi ve bireysel hesaplar..
Vergi; çok fazla kalabalıklaştı dünya, yurt bazında bir defaya mahsus, tüm bütçe/ tüm yurttaş sayısı denilerek bir eşitlik ve yeni bir vergi sistemi..
Askerlik: robot teknolojisi.
Kimya fizik biyoloji sosyoloji vb ilimlere daha çok önem verme..
Vb vb vb…
Gülen gülsün, ağlayan kendini dövsün, düşünen düşünsün…
Lakin insanlık ilimden elden ayaktan irfandan yere düşmesin..
Artık çevre coğrafyalar ve millet ve devletlerden örnek vermeler bir yana bırakılsın..
Türküz, şecere de önemli değil, Türk gibi hissedebilirseniz, çatımız gayet geniş, bu çağın da üstesinden gelebiliriz.. Bu çağda bağımsızlığımızı kaybetmek kabusların en kötüsü olmalı..
Her ne olursa devletimizin tüzelliğine ve meclisine ve yargısına güvenmeli, vatanımızın vatandaşları olarak kardeşim gel be bir sarılalımı öncelememiz gerekecek.
Eyt liler de ekseri x kuşağı olup hakları bir an önce verilsin.. bu çağ refah çağı.. iş hayatında zenginlerin keyfi olacak diye kural değiştirmek hukuğar sığar mı.. 60 yaşında alt gelir grubu fiziken zaten bitme noktasındadır..
Konular bir değil ki.. bu yazı bite.. ben yazarken yorula.. sen okurken yorulmaya ve beni düşman bellemiye..
Saygılarımla, Esen kalınız..En sevdiğinize emanet olasınız..
YORUMLAR
''Sen ağzın ile dua edersin, O kalbini görür.''
Duanın sınırı külli iradedir. Sınırı olmaz, yeri, zamanı olmaz, kalpteki bir nokta ya da omuzlar arasında bir kapıdır açılan.
Dünyevi, ne bu ülkeyi, ne de bu dünyayı böylece sırtlayamayız. Dinler üstü bir kattadır Rab. Z alfabenin son harfi. Biraz büyüsünler, ifşa olacak çok şey var. Değişecek, değişmek zorunda. Maddenin kanunu budur ve toplumun çekirdekleri de nihayetinde bir maddedir.
İşte o zaman daha liberteryen bir dünyada ve refah içinde yaşayacağız.
Umutla kal.
Yinsani
teşekkür ederim..
umut ile
saygılarımla..
." ancak bir mahpushanenin belki bana daha iyi geleceğini de düşünmüyor değilim..Çünkü dışarının içeriden daha özgür olmadığı görüyorum."
Yok hapishanelerin birbirinden farkları/ sizin benim gibi düşünenler için ölüm çukurudur hapishane/ konuşanı alıylyorlar/ biraz eleştir/ ajanları dört gözle takipde/ seçmece kumar gibi bugün o bugün şu/adımı da çektiler torbadan / 3.5 ay hastane/ beraat çıkacakken bir gece belime demirle vurdu fetocular... 4.5 ayda hastane.. omurgada 12 kırık/ iki ameliyat / tekerlekli sandalye/ 1.5 yılı geçti hala ağrı içinde ilaçsız doğrulamıyorum.ev içinde yürüyorum.. travma geçirmedim. öldürmek için saldırdı fetocu gömleği giydirilmiş fetocular. öldüremediler.sakat bırakmayı başardılar.
Kısaca özetledim başıma gelenleri. ne örgüt üyesiyim ne dernek ne de başka bir şey...
Sadece onlardan değildim. Türküm.Türkçüyüm, Atatürkçüyüm.
Bu yüzden hapishane kısmını unut kardeşim.
Gülce Şeren tarafından 10/28/2019 6:02:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülce Şeren tarafından 10/28/2019 6:03:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
kimi zaman düşünüyorum da, neden daha az çile ile sınandım diye, ki bu tasavvuf konusuna ve yazım da bahsettiğim ve reddemediğim yaratıcı güç ile alakalı..
bu ülkeyle milletlle türkle oynamayı kumpas kurmayı çok iyi biliyorlar..
çocukluktan alıyorlar sağ sol yapıyorlar, türk kürt yapıyorlar, ankara ve istanbul merkezli öğrencileri gruplandırığ ideolojik dolduruşa getiriyorlar, bir zaman geçiyor fetö etö çıkıyor... yine bir tarafı diğer tarafın üzerine sarıyorlar.. saldırtıyorlar.. ve bunları da ankara veya istanbul merkezli yapıyorlar..en kötüsü de yargıyı kullanarak yapıyorlar..
kendi bireysel durumumuz psikolojik sağlık veya hayata direnç adaptasyon durumumuz başka hikaye...
genel anlamda bu milleti ezan ile kuran ile islam ile vurdular ve kukla gibi oynattılar..
bu üç terim, komünist için düşman
ülkücü için türk islam
muhafazakar için ümmetçilik
kemalistler için de bağnazlık oldu... denklemi öyle güzel kurmuşlar ki...
4 bilinmeyenli ve toptancı formüllerle, üç aşağı beş yukarı diyorum güneykore ye askeri yardım yapan milletin çocuklaır şu an kore malı malların pazarı oldu..
bu millete en büyük kötülük DİN İLE İSLAM İLE YAPILDI.. bundan eminim artık..
gülce hanım doğru sarsılır ama yıkılmaz.. gerçek er ya da geç ortaya çıkar..
umarım sağlınız düzelir, umarım yardımınıza koşan bulunur, keşke elimde olsa..
öyle bir durum ki, en yakınlarınıza anlatamıyorsunuz yapılan zulmü..
lakin ense ne kadar kararırsa kararsın...
o güneş doğacak, hukuk olsun insan hakkı olsun geri gelecek..
daha milleti nasıl gruplara ayıravbilirler bilmiyorum ama veya nasul birbirlerine hem kuşak hem de ideoloji olarak düşürebilir bilemiyorum ama...
bir sonraki oyunlarını görmesi lazım devlet tüzel kişiliğinin...
25 yıl sonra hangi oyunla milleti kıracaklar, kendini yetiştirmiş insanlarını cahilliğe ve kine ve ideolojiye kurban ettirecekler bilemiyorum ama ihtimal yine dini,kuranı ve ezanı formülün farklı yerlerinde kullanarak bunu yapacaklardır...
katkılarınız için teşekkür ederim..
umarım sağlınızı
kalıcı olarak düzelmesini sağlayacakl yardıma ve tıbbi yardımı alırsınız veya bulur kavuşursunuz.
saygılarımla
.
Gülce Şeren tarafından 10/28/2019 6:00:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülce Şeren
Saçma sapan suçlusu olamayan bir suçun variığını nasıl sistemik bir şekilde yaydılar. 15 Temmuz da kafası kesilen askerlerden biri de benim oğlum gibi sevdiğim genç bir Kulelili idi.
Bu çocuklar darbe yapmaya ne yetkili ne de güçlü idiler. 15 Temmuz darbe değil./ bir gözdağı hareketi idi./ Ancak toplumu kendillerinden gördükleri için başkarının onlar tarafından kesilebileceğini akıllarına bile getirmediler.
Bırakın halkı polisin bile vahşice saldırcaklarını düşünmediler.
bir tabur kulelili genç çocuklar Türk bayrağının bir çok yerde kaldırılmasını hazmedemediği için Boğaz Köprüsüne bayrak asacaklardı.
Bu çocuklar askeri eğitim alıyor. Eğer silahları olsaydı bırakın halka saldırmayı kendilerini halktan korumak için kullanırlardı..
Kafası kesilen Murat'ın fetoyla ne ilgisi olabilirdi. Baştakilerde halktan böyle bir perfonmans(!) beklemiyordu.. Eğer darbe ciddi olsaydı . (gölgesinden bile altlarına yaptılar.) korkudan öleceklerdi . Manzare onu gösteriyor. Suçluluk dugusu kişi iyi olsun kötü olsun tedirginlik yaratır.
Düşündüler taşındılar biz yaptığımız ya da yaptırdığımız katliamı halka anlatamayuz. Düşündüler fazlada zamanları yoktu icazet mi aldılat emri vaki mi yaptılar orası de muamma/ bütün suçu fetoya yüklediler./ Fetocu derlerde çift yönden aklamacaklardı. Bir kere artık kimse onlara radikaş dinvi diyemeyecekti. ( ki günahım kadar sevmem ancak fetonun bunlardan daha milletçi duruşu olduğunu sanıyorum/ en azından adamın çizgisi belli/ çokca abartıldığı kadar güçlü olmadığını sanıyorum. Amerika neden fetoyu yargılamadı?Bu da muaamma. / Eğer suçu sabit ise kesin yargılar ve cezasını verirdi. Bu işin içinde cahilce hazırlandığı için hukukunda çözemediği yada göremediği gerçekler var/
Aklın alamadığı olaylar yaşadık yaşıyorsak/ demek ki akla uymayaan şeyler yaşıyoruz. Ben bunun artılk zorlanmamasından yanayım. Bizler dediğimizi dedik.. Gerisi aklı olupda kullanmayan halka kalmış. Onların iyi yaşaması için bundan sonta kılımı bile kımıldatmam..Acı gerçek şu ki bizler azınlık onlar çoğunluk.. Sanırım son hamle kürtlere karşı yapılacak.. İşin içine alervi sünni sorunu sokacaklar (ki kürtler alevi değil şafidir) Alevilik Türklüktür nacizane kişisel araştırmalarımdan çıkan sonuç alevielerin şaman kültürünü sürdürdükleri..Ve hz aliylehiç bir ilgisi olmadığı gibi islamiyetede ilgisi yoktur: Ancak günümüz alevilere de islem nifakı sokulmuş. Alevilerle islamiyet bağdaştırılmıştır.
Neyse konudan konuya geçiyorum..
İşin özü Türklük yıkılmaz.
Atatürk'ün dediği gibi Türk Yıldırımdır Kasırgadır.
Size de geçmiş olsun..
Bu arada ben iyiyim. Yürüyorum ama kendiöe güvenemediğim için tek başıma sokağa çıkamadım henüz.az kaldı..
Kemikler kaynadı ancak daha oturmadı sanrım..
Bu yaza koşarak girmeyi düşünüyorum ))))
Esenlikler
Dua denilince Ali Seriati'nin dua adlı kitabını okumadan dua ne demek anlaşılmaz.
İstek,şikayet ve sızlanmalar dua niteliğinde değildir.
Tanrı da bu istekleri karşılayacak makam değildir.
"Bana eşyanın hakikatini göster"den, sapık ve sömürüye doğru evrilen din anlayışına geldik.
Ilımlı Islam ve terörize olmuş Islam arasında gidip gelmeler yaşatarak gerçeği bulmak hayli zor. Bu çeşitliliği üretenler hangi Islam sorusunu sordurmak isteyenlerdir.
Arayış içinde olmalarin nedeni bu olsa kristal kuşağının. Bu kristal kuşağı, kristal gecesini düzenleyenler gibi olmaz umarım. Ama gidişat öyle gibi...
Ruhsal ve toplumu algılayışa yönelik içsel kalkışmanız haklı olabilir.
Lakin "bu"fikirlerinizin doğru olduğunu kanitlamaz.
Mağduriyet konusuna gelince bir insan tanıdım.
Onu tanıdıkça ben millyetçiyim, vatanseverim, diyemedim yanında.
Vatan için;
Günde 20 saat dağ taş dolaş, on yıllarca... sonra kurşunu ye, engelli ol.
Devlet övünç madalyası al.
Gün gelsin bu vatana bağlılığının cezasını terörist damgası yiyerek intikam almaya kalksinlar. Din adına konuşan soytarılar.
Ne yaptı bu kahraman biliyor musun?
Boy abdesti alıp iki rekatta namaz kıldı ve yaşamına son verdi....
Bu kahramanın adı ABDULKERİM KIRCA...idi.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Bu dünyaya Kaşif Kozinoglu gibi bir kahraman zor gelir, zamanımızın kuscubasi Esrefi desek Koziniglu'na haksızlık etmiş oluruz.
Onun sonunu da söylemeye gerek yok her Türk bunu bilmeli ve bilenmeli...
Buna sebep olanlar ile Fetõ "it"i ve avaneleri cehennemde yanacak.
Lanet onların ve onlara katkıda bulunanların üzerine olsun.
Yani dostum dert çok, lakin ümitsizlik mi ASLA!...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Bayramınız kutlu olsun.
BayBuhar tarafından 10/28/2019 4:46:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
çıkarımlarınız mantıkli olsa da,
islam denen bir şeyin birliği yok.. su gibi şarap gibi bir din, hangi kaba aksa şeklini alır ya, din öyle..
zekat diye spsyal düzenden bajsedeler alakası yok,
saçma sapan iftar sofralarında büyüdüm ben bir ömür,
namaz denen uyuşturucu illeti ile hem kainatı ve insanı, düzeni, dünyayı aşktan erkeklik dişilikten, fıtbol macına kadar, bilardoya kadar aklınıza ne gelirse.. MUHAMMED denen bedevi ile aldattılar milleti..
saçpa sapan zikirler, binlik tespihler, dokuz taşlar, neler neler...
sakal bıyık siyaseti.. bu milleti
her dönem din ile vurdular, dini milleti karıştırma devleti kötürüm duruma düşürme formülünün devamlı çeşitli yerlerine koyarak
100 yılda her türlü pisliği yaptılar HAK ADINA DİN ADINA..
kah cübbeyle kah takkeyle kah hac ile kah tespih ile... zehirlediler insanımızı...
cennet diye diğer insanlara zulmettiler
cehennemden kaçaren yine diğer insanlara zulmettiler..
türk islam dediler başka halt ettiler
ümmet diyerek başka halt ettiler,
komünizm, sağ sol etö fetö, diyerek devamlı... kelime kelime hece hece insanımızı birbirine küs ettiler..
din bir çöl yılanıdır, tıs tıs selamünaleyküm diyerek yaklaşıyor.. köylerimize kasabalarımıza şehirlerimize okullarımıza üniversitelerimize siyasetimize... zehrini bir şekilde bırakıyor...
ben böyle düşünüyorum...
asla genelleme yapmam...
her grubun içinde ne kadar vatansever vardır, ne kadar hak hukuk yiğitlik bilen kahraman vardır bilemem lakin...
bizim kahramana ihtiyaç duymayacak şekilde kurumsal bilgi ve irfanla artık ayağa kalkmamız gerekiyor...
bu khk önce yanlışım yoksa yine bir darbe sonrası özal zamanında literatüre girdi..
aradan yıllar geçti 15 temmuz sonrası khk nedir millet öğrendi..
oyun kurucular 3-5 yıllık oyun kurmuyor...
şu an kurulan oyun ihtimal imam hatiplerin sayısının artırılması ve başkanlık sistemi üzerinden...
bilemiyorum...
kim bireyin hakkını kamu adına, ideoloji adına, din adına, millet adına yiyorsa, alıyorsa...
bilirim ki,,,
o insan asla ve kat'a türk nedir bilmiyor.. bilemez...
ACILAR O KADAR BÜYÜK Kİ, SANIRIM BU MİLLET ACI ACI KEDER KEDER IZDIRAP IZDIRAP YENİLMEZ OLDU.. VE OLUYOR YENİDEN...
OLACAKTIR DA...
BU BAYRAK YERDE ASLA KALMAZ.. YİNE KALMAYACAK BUNA İNANIYORUM...
SİZİNDE BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN..
KEŞKE FIRSATIM OLSA DA BAYRAM ÇAYINIZI İÇMEYE GELEBİLSEM..
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
DİNİN CANIN CEHENNEME..
SAYGILARIMLA
ESEN KALINIZ..
Kardeşim öncelikle, ikiyüzlülük çağında böyle açık sözlü ve dürüst bir yazı yazan bir arkadaşımın olması beni gururlandırdı.
Ama şunu da ifade edeyim; böyle bir yazı içinde Atatürk'ü de aradı gözlerim. Çünkü hem KHK konusu, hem 15 temmuz kahpeliği ve sürecin neden sonuç ve kişiler ilişkisi falan derken bunları önceden gören ve aldanmayan kesimin Atatürkçüler olması yani Atatürk öğretilerinin ne kadar akla dayandığının da eklenmesi gerekirdi diye düşündüm Atatürk'ün izinden giden biri olarak...
Yazına gelirsek, çok konu var. Hangi birine ne desem, ne eklesem bilemiyorum ama intihar konusu dışında her birinin altına imzamı atarım.
Selam, sevgi ve saygılarımla, esenlikler dilerim.
Yinsani
Khk konusu hayli derüni... Kaynak Yeniçağ: 'Ters kelepçe'den 'şehadet'e giden yol! - Servet AVCI okumanızı isterim..
khk platformları kuruluyor illerde yeni yeni.. sanaldan bilgilenmek isterseniz..
https://twitter.com/magdur_khklilar?lang=tr
https://www.khkhaber.com/
15 temmuz bireysel için özel sonuçlar doğurmuş olabilir ancak millet için bir aydınlanmaydı.. şimdilik karanlık olarak ışıyor orası ayrı mesele..
Atatürkçüleri yenen neydi biliyor musun abi? Kırsalda evlerin duvarlarındaki dini takvimler!
Atatürkçülük 23 nisan da bir heykel önünde ( güneşte veya yağmurda vb) nutuk dinlemek..19 Mayıs da sanırım Atatürk'ün saha koşucusu olduğunun bilinç altına işlenmesiydi..
Cumhuriyet dini o kadar ihmal etti ki, en büyük yarayı da dinden yedi. bu yara cumhuriyet değerlerini öldürmezse devam eder koşu.. yoksa cumhuriyet ve atatürk şimdilik yenildi.
Atatürk ü yenen, dinin yörüngesindeki toprak ağaları ve yerel zenginlerdi sanırım, hayli derin konu..
ilk uçak otomobil vb fabrikalarımız kapatılmasaydı ihtimal ülkemizde 68 ve 80 olayları hatta 15 temmuz çok fazla zarar veremezdi cumhuriyete..
lakin ne yapılabilir bu saatten sonra?? bilmiyorum ki..
düşünüp duruyorum işte guguman kuşu gibi..:))
bir tebessüm ve saygılarımla..
hece şiirine deyişmeye davetim geçerlidir daha:))
Erkan Cem Arslan
Yazında (hatta önceki bir kaç yazında da geçen) cumhuriyet Türkiye'si, Atatürk'ün bizlere bıraktığı cumhuriyet değil. Sen de bana verdiğin cevabında nedenlerini gayet güzel yazmışsın.
Benim kast ettiğim hükümetlerin veya dinin ya da ağaların bu noktaya getirdiği ülke değil ( kendi adıma; CHP bile bu görevi layıkıyla yerine getirmekten acizken diğerlerinden fazlasını beklemek akıllıca değil zaten).
Cumhuriyetin ilanından bugüne ne olmuş olursa olsun, okullarda ne okutulursa okutulsun, ülkede Atatürk'ün açtığı yolda yürüyen fikri hür, vicdanı hür insanların Fetö ve diğer tarikatlara karşı duruşunu görmek gerektiğini ifade etmek istedim. Keşke bu yolu seçseydim zamanında şeklinde kişisel bir sorgulama yazmanı bekledim. Bu benim bakışımdan böyle. Yazmak zorunda değilsin aslında...
Aslına bakarsan yazının konusu bu da değildi zaten... Kişisel tecrübelerinden yola çıkarak verdiğin kararların ve çizdiğin yolun nedenleri üzerinden bir sentez diyebiliriz.
Ben sadece senin yazından istifade edip, bir fırsatı değerlendirmek istedim.
Şöyle ki; günümüzde siyasilerin çoğu bir yandan Atatürk ile mücadele ederken diğer yandan sık sık onun çizdiği yola girmek zorunda kaldıklarını ima etmek istedim.
Yazına yapmış olduğum alakasız müdahaleme gösterdiğin olgun duruş ve üslubun için ayrıca teşekkür ederim. Çünkü genelde senin gibi açık yürekli ve ehil şekilde değil de kaba bir üslupla cevap verenler çok. Teşekkür ederim.
Saygı ve sevgilerimle...
Yinsani
ayağa uyağa durak ( duruma göre) ölçüye dikkat..:))
saygı ve sevgilerimle abim..