- 257 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR HİKÂYE/ BÖLÜM – DOKUZ
ÖYLE BİR HİKÂYE/ BÖLÜM – DOKUZ
Sabah saat ona doğru uyandık, ben dudaklarıma beklerken, Oktay memelerime iki öpücük kondurdu. Yüzüme yerleşen mutluluk gülümseyişiydi.
‘’ Eee söyle bakalım, şimdi ne yapıyoruz?’’
‘’ Sabahları ne yapılır? Tabi ki kahvaltı. Sen bir kenarda otur ve hiçbir şeye karışma. Ben hazırlarım.’’
Yataktan çıkıp ayağıma eşofmanımı geçirdim. Üzerime de bir atlet, şimdilik bu kadar yeterliydi. Güzel bir kahvaltı hazırladım. Masamın ana menüsü sucuklu yumurtaydı. Buse’de yataktan çıkarak bana güzel bir şölen eşliğinde giyindi. Kahvaltımızı neşe içinde yaptık.
Ben masayı toplarken, Buse’de yatağı topladı. Karşıma geçerek, biraz evvel sorduğu soruyu bir daha tekrarladı.
‘’ Şimdi ne yapıyoruz?’’
‘’ Bak Buse’ çiğim, sevmek, sevilmek, sevişmek. Çok güzel şey bunlar. Bugün geçmişimizle yüzleşeceğiz. Birbirimizden gizli saklı hiçbir şey kalmayacak. Önce sen başlamak ister misin?’’
‘’ Benim bugün havalı, kendini beğenmiş bir görüntü taşıdığıma bakma, yirmi dokuz yıllık hayatım çok durgun geçti. Gece sevişirken, belki fark etmişsindir. Kızlığımı sen almadın. Daha açık anlatmam gerekirse, seninle karşılaştığımda kız değildim. Senin anlayacağın, çok acı bir tecrübe yaşadım. Beni hiç sevme şansım olmayan biriyle evlendirdiler. Fazla değil bu evlilik altı ay sürdü. Beni hayatımdan alıp götürdüklerini sorarsan, bir ömür boyu içimde geçmeyen yara olarak kalacak. Tabi en büyük umudum bu yaraya senin merhem olman. Dersen ki bu şartlarda seninle olan birlikteliğimi devam ettiremem. Buradan çıkar giderim bir daha yüzümü görmezsin.’’
Elini sevgiyle sıkarak, konuşmaya başladım.
‘’ Evet, birbirimizi seviyoruz, ama ne kadar tanıyoruz? Sen gördüğüm kadarıyla akıllı bir kızsın. Bu da tartışılır ya neyse.’’
‘’ Nedenmiş o?’’
‘’ Sende birkaç gram beyin olsa, benle takılmazdın. Öyle değil mi?’’
‘’ Orada dur bakalım. İlk defa kalbimin sesini dinledim ve çok doğru karar verdiğime inanıyorum.’’
‘’ Zeki bir kızsın seni okutmadılar mı?’’
‘’ Okumaz olur muyum? İktisadi Ticari Yüksek Okulundan iyi bir derece ile mezun oldum. Bir kargo şirketinin finans bölümünde çalışmaya başladım. Bu sırada başımdan kahrolası evlilik olayı geçti. Bunalıma girdim. Çalıştığım firmada verimim düşünce tazminatımı verip işten çıkardılar. Bulgar göçmeniyiz ama ben doğma büyüme İstanbulluyum. Başka sorunuz var mı? Şimdi sen anlat.’’
‘’ Acele etme, tazminatını değerlendirdin mi? Yoksa çarçur mu ettin?’’
‘’ Aldığım paranın kuruşuna dokunmadan bankaya yatırdım. Ailemin verdiği harçlıklarla idare ediyorum.’’
‘’ Aferin şimdi gözüme girdin.’’
‘’ Eğer lazımsa parayı hiç düşünmeden bankadan çekerim.’’
‘’ Son söylediklerini bir daha duymayayım. Gelelim bu güne en kısa zamanda kendine iş bulup çalışmaya başlayacaksın. Aldığın ilk maaşından sonra, evden de harçlık almayı keseceksin. Anlaştık mı?’’
‘’ Anlaştık, yine Ayfer’e başvuracağım anlaşılan.’’
‘’ İşin Ayfer’le ne alakası var?’’
‘’ Onun çevresi geniştir çalıştığı şirkette beni bir yere yerleştirebilir.’’
‘’ Buna sevindim. Şimdi beni iyi dinle. Anlatacaklarım pek hoşuna gitmeyebilir. Aslında ben evli bir adamım, yıllardır eşimden ayrı yaşıyorum.’’
‘’ Bu kadar mı?’’ ‘’Devam edeyim mi?’’ ‘’ Dinliyorum.’’
‘’ Eşim, Trakyalı bir göçmen kızı severek evlendik, daha doğrusu söke, söke aldım desem yeri var.
ama bu sevgi zamanla yok oldu vaktimizin çoğu kavga etmekle geçiyordu. Bir gün birkaç parça eşyamı alıp gördüğün bu yere taşındım. Bu arada ben sık, sık hastalanmaya başladım. Her hastalanışımda başımda ayrı yaşadığım eşim vardı. Yani anlayacağın bir şekilde birbirimizden kopamıyorduk. Bir gün karşıma çıkarak ayrılmak istiyorum dedi. Reddedemezdim zira evliliğimiz sürecinde bana harika iki evlat vermişti. Zorluk çıkartmadım, anlaşmalı olarak tek celsede boşandık. Yaklaşık olarak bir sene ya geçti, ya da geçmedi yeniden karşıma çıkarak, evlenelim dedi. Yine r
eddedemezdim. Tekrar evlendik ve şimdi ayrı yaşıyoruz. Benim hikâyem bu kadar. Yani bundan sonra benimle yaşamak istersen böyle yaşayacağız. Yaşadığın Hayal kırıklığını anlayabiliyorum. Bana karından boşan diyebilirsin. Yapamam. Bu birlikteliğin devam edip edemeyeceğine sen karar vereceksin Buse.’’
‘’ Bu kadar mı?’’
‘’ İki binlerde bir kızla karşılaştım ona âşık oldum. İlk zamanlar haberi yoktu ama zamanla oldu. Benimki karşılıklı bir aşk değildi. Platonik bir aşktı. Ona şiirler hikâyeler, romanlar yazdım. Onun sayesinde yazar ve şair oldum. Bir gün bu hayallerde son buldu. Sevdiği bir adamla evlendi şimdi üç çocuğu ve mutlu bir evliliği var.’’
‘’ Okuduğum o kitabı sen yazdın değil mi?’’
‘’ Evet, sonrada ismimi değiştirip inzivaya çekildim.’’
‘’ Şimdi de karşına ben çıktım. Sende şeytan tüyü mü var?’’
‘’ Bilmiyorum, ne yapacaksın?’’
Birden bana sarılıp beni yatağın üzerine yıktıktan sonra üzerime çıkıp, ‘’ Ne mi yapacağım? Üçüncü olmak umurumda değil. Ben de şansımı deneyeceğim. Koca aptal. Seni seviyorum. Hadi şu banyoyu deneyelim bakalım sığacak mıyız? Sonrada Çay Bahçesine gideriz. Daha konuşacak çok şeyimiz var.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.