- 464 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yazarken Kalemin Mürekkebi'nin Bitmesi Gibi Seni Sevmek
Hani derler, anlatılmaz yazılır. Hiçte boş kağıda kömürden üretilmiş mürekkep akrebik anlarda yelkovanı bakışlı sureti zamansal anı yaşantısal süreçte baklayı ağızdan çıkarmadan baklavayı dondurmaya batırıp kardan adama haytalık yok. Donmam lazım derken, dondurmayı yazın keçisel dünyalardan çıkarak çıkarımsal anlarda ha bide baklava ya ceviz yerine "Entep’in" Gaziantep oluşumunu ağızda çıtırdayan "paklavayı" kofa kofa, sini sini yapmadan temiz keçilerce melemek gibi oksijen boğumundan karbonmonooksitsel yozlaşmış ve sonradan üretilmiş ilimin keçilerin melemesi etmediğini yeni anladım.
Boş bu dünyalar, yazarken yine plastik şu kanserin hammaddesi olan mucizevi maddeler Kuvars’tan daha değerli olduğu anda elma şekeri tadında dışı tatlı elması ekşi olan tatlar buharsal dünyada baharın güz olduğu yapraklara bakıp sizde düştünüz. Havanız söndü demek "ne kaa " gerçekten. Meyve verirken çok havalıydılar. Bir sene üretimsel süreçte soğuğa, kırağa, yağmura, fırtınaya, güneşin "smile" deyip kavurucu sıcağına bakımsamak gayette zor olacak.
En sonunda da meyve veren ağaç taşlanacak mı? Şeytan taşlamak bir ibadet.
İklimsel değişim anları çok keyifli. Değiştirmek değil değişimin için değişmeden değişen merkürde dünyalı olarak kalmakta güzel bir olgu olduğunu düşünüyorum. Dönüşümün geri gelmesi, selülozik parşoman kağıtlarında dünya haritası bakışsal cümlelerini incirsel değil aromatik tadı kokularla misk yaşantısal uçarken mısır tarlasına değilde, buğday tarlasına inmek kadar güzel bir an olsa gerekli, cümlesel iletisel karakterlerle ifa etmektir.
Mustafa Uysal
Araştırmacı-Yazar
01.10.2019
15:16
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.