- 317 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuklarımızdan birer kesit
Çocuklarımızdan bir kesit
Uyuyorsun rüya mı hayal mi uyanıyorsun karanlığı delen tiz bir sese
yine o ses. hanı şu nağmeli ağıdımsı ses gözlerini ovuyor kutsal bir
çağrıyı dinler gibi dinliyor uyumakta olan çocuklarına bakıyor için sızlıyor
oğlanın üstünü örtüyor hayallere dalıyorsun
O ses senin çalar saatin, o ses senin sabah horozun ibadet çağrın
Gittikçe yaklaşan içine işler gibi ince tiz ses henüz çatlamamış masum
çocuk sesi
" Şimidiyeee ... !’
Taze simit kokusu içinize siniyor canınız çekiyor dayanamayıp pencereyi
açıyorsunuz, içeriye serinden öte soğuk bir hava doluyor...Tan yeri yeni
yeni ağarıyor, sesleniyorsun ’ Hey simitçiii!’
kucağında simit sepetiyle yaklaşıyor yavrucağız .
" Buyur abi kaç tane!’
" Ver hele üç beşççç taze mi!"
" Daha yeni fırından vallahi bak sıcacık.!"
Küçüğün soğuktan morarmış ellerine
üzerinde gözyaşları donmuş kararmış esmer yanaklarına takılıyor gözlerin.
" Oğlum !"dilecektin ki boğazında düğümlendi yumruk gibi oldu kelime.
Bardağını doldurup sıcak çayını yudumlarken tabaktaki simide uzandın
birden elin titredi, ağzına gelir gibi oldu yüreğin halkalı
demir bir kelepçeydi,kıvrılmış çilli bir yılandı sanki.
" Tövbe tövbe !’ didin bir besmela okudun...
Saate bakıyorsun ’ Ooo zaman da ne çabuk geçiyor!’
Son bardağı da yudumlayıp kalkıyorsun
Evden çıkarken yine bakıyor yanaklarını öpüyorsun. çocukların
" Uyuyorlar mışıl mışıl ekmek kavgasından şu çocuğun çektiklerinden habersiz"
dedin içinden. Yürüyorsun dairene, işine gidiyorsun aklın hala simitçide
o ses, o morarmış elleri, kararmış yüzü yle gözlerinin önündeydi
o simide kelepçelisin yürüyor musun duruyor musun hayal misin ruh musun
ölü müsün diri misin
Bu dalgınlıkla yürüken yine benzer seslerle irkiliyorsun .
"Boyalım abi!.. Taşıyayım abi!.. Tamam usta peki usta...
Bunlar hayatın küçük neferleridir,
Bu yaşta hayat yaşam kavgasında ekmek kapma yarışına katılmış neferler...
Her birinin kim bilir ne acı ne acınası hayat öyküleri vardır
Beri yandan 6-7 hatta daha küçük yaşlarda başları ayaklarına değin örtünmüş
dallarında torbacıklar içinde ne olduğunu bilmedikleri hiç bir zaman da
bilmeyecek bilemeyecekleri arap harfleriyle yazılı süslü nüshalarla güya
Kur’an kursuna giden giden değil gönderilen masum-u paklar...
Anlamadıkları hiç bir zaman da anlamayacakları ezberciliğin esiri olacak yavrular...
diğerlerinden daha çok acınası çocuklarımız.. Kimilerin karanlık emelleririne kurbanlık kuzu olmalarınaseyircikalmayalıam’ diyorsun mırıldanarak
Diğerlerinin sonu aydınlık bunların sonu meczupluktur karanlıktır. Acınası korunması
gerekenler bunlardır.’ dijyorsun içindenden.
Bu düşüncelerle kendini iş yeri kapısında buluyorsun. 12.09, 2019
Eski notlardan düzeltilerek..Em. Hakim
T
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.