- 553 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmekte üste ver”
Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından 17-21 Temmuz tarihleri arasında yapılan 23. Uluslararası Malatya Kültür Sanat Etkinlikleri ve Kayısı Festivali ile 24-30 Ağustos tarihleri arasında yapılan Malatya Sanat Sokağı Şenlikleri’nde tuhaf ve ilginç olaylar yaşandı.
Kayısı Festivali kapsamında yaşanan ilk ilginç olayı daha sonra Malatya Sanat Sokağı Şenlikleri ile ikincisi takip etti. Üçüncüsünün ise yaşanıp yaşanmayacağını bilemiyorum…
2013 yılından itibaren yapılmayan ve bu yıl 23’sü yapılan Uluslararası Malatya Kültür Sanat Etkinlikleri ve Kayısı Festivali kapsamında yapılmış olan etkinlere katılacak olan sanatçılarla ilgili kamuoyuna 1 Temmuz’da bir basın açıklaması yapıldı.
Yapılan açıklamada festivalin beşinci günü olan 21 Temmuz’da sahneye Ümit Besen ile Pamela’nın çıkacağı duyuruldu. Duyurunun dışında ise Malatya’nın dört bir yanındaki reklam panolarına asılan afişlerde Ümit Besen ile Pamela’nın resimleri boy boy yer aldı.
Daha sonra ise festivale sayılı günler kala 13 Temmuz’da Malatya Büyükşehir Belediyesinin sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımlarda Pamela’nın isminin kaldırıldığı görüldü.
İkinci ilginç olayda ise 24-30 Ağustos tarihleri arasında yapılan Malatya Sanat Sokağı Şenlikleri kapsamında 25 Ağustos günü sahne alacağı duyurulan Karadenizli sevilen sanatçı Selçuk Balcı’nın konseri iptal edildi.
Her iki sanatçının da iptal gerekçesi olarak İstanbul seçimlerinde “Her şey çok güzel olacak” dedikleri için konserlerinin iptal edildiği medya organlarında yer aldı.
Kamuoyuna yansıyan gerekçenin ne derece doğru olup olmadığını bilemem! Ancak bildiğim ve anladığım bir şey var ki o da bu konuda görevli olan kişi ya da kişilerin liyakatsiz, ehliyetsiz olduklarıdır…
Arka arkaya yaşanan bu iptal olaylarında görevli olanların bir tuhaflık, bir yanlışlık, bir işgüzarlık yaptığı gün gibi ortada!
Önce getireceğiniz sanatçıları açıklayacak ve onlarla ilgili afişleri yaptırarak şehrin dört bir yanındaki reklam panolarına asacaksınız, ardından ise o sanatçının sahne alacağı konserin iptal edildiğini duyuracaksınız! Ve daha sonra da sanatçının resminin yer almadığı yeni afişler yaptırarak tekrar reklam panolarına astıracaksınız! İşte bu iş bilmezliktir, işgüzarlıktır!
Her konuda tasarruf tedbirleri uygulayan belediyemizin bu reklam afişleri nedeniyle ortaya çıkan ikinci masraf giderlerini karşılarken tasarruf açıklamasıyla çelişmiş olmadı mı sizce?
Festival veya şenlik organizesinden sorumlu olan yöneticiler elbette yapacağı etkinliklere hangi sanatçıları davet edeceği ya da etmeyeceği konusunda özgürdürler…
Ancak davet ettikleri kişilerin adını belirlerken hiç mi araştırma, inceleme yapmazlar işte bunu anlamış değilim! Bu araştırma ve incelemeleri belediye başkanları elbette yapamayabilir, ancak bu faaliyetlerden sorumlu olan görevlilerin yapması gereken bir iş değilse kimin işidir?
Bu iki olay hakkında cevaplanması gereken birçok soruyu burada sıralayabilirim… Ancak benim üzerinde durmak istediğim asıl nokta eğitimine, bilgisine, deneyimine bakılmadan liyakatsiz insanların işe alınarak mevki ve makamlara getirilmesinedir!
Seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin görevlendirdikleri, atadıkları kişi ya da kişilerin yapacağı işlerin iyi ve güzel sonuç vermesini ve iyi bir netice elde etmek istiyorlarsa eğer, ne olursa olsun o işi liyakat sahibi uzmanına yaptırmaları gerekmektedir. Aksi durumda ortaya böyle tuhaf ve ilginç durumlar çıkar. Bu nedenle onlara naçizane tavsiyem, “Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmekte üste ver” Atasözümüzün sözlerini çerçeveleterek masalarının üzerinde sürekli bulundurmalarıdır…
Bu arada sürekli dile getirilen liyakat kelimesi nedir, ne anlama gelmektedir, buna da kısaca bir göz atmak gerekirse:
“Bir kimsenin, kendisine iş verilirken güven duyulmasını sağlayan niteliği, o işe yaraşırlığı, değim.”, “Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim.”, “Yeterlilik, kifayet.” demektir.
Mesleki açıdan liyakat kavramı, somut verilere dayanan bir seçim safhasının, adaylar arasında mesleğin gerekliliklerine uygunluk ölçüsüne paralel olarak sonuçlandırılmasını ifade etmektedir.
Her ne kadar her bir mesleki kademe için farklılık arz ediyor olsa da genel başlıklarla liyakatin temini, tercih edilecek adayın belirli şartları taşımasına bağlıdır.
Eğitim: Adayın, işin gerektirdiği eğitimi almış olması.
Deneyim: Adayın, işin gerektirdiği deneyime sahip olması.
Performans: Adayın, diğer adaylara nazaran sarf ettiği çaba ölçütü.
İletişim: Adayın, işin gerektirdiği ölçüde iletişim becerisine sahip olması.
Diğer etmenler: Yukarıdakilerin dışında somut verilere dayandırılabilen ve adayın önceliğini gerektiren hususların mevcudiyeti.
Sözün özü olarak, liyakat, her anlamda layık olanın, ehil olanın göreve gelmesi/getirilmesi demektir. Hakkı olanın makam edinmesi demektir. Bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim, kifayet olarak tanımlanması demektir. Liyakat, yeterlilik ve ehliyet olarak da bilinir. Toplumda bilinmeyen tek şey ise liyakatin önemidir…
Ali Haydar Koyun
Yazar/Engelli Aktivist
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.